Sayfa 4572/7020 İlkİlk ... 357240724472452245624570457145724573457445824622467250725572 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 36,569 - 36,576 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Arjantinli oyku, deneme yazari, sair ve cevirmen. Buyulu gercekcilik akiminin onde gelen isimlerinden Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo'nun dogum yildonumu (24 Agustos 1899)





    “Asik olmak, tanrisi yanilabilir bir din yaratmaktir. / Enamorarse es crear una religión cuyo dios es falible. / To fall in love is to create a religion that has a fallible god.”



    Eger, yeniden baslayabilseydim yasamaya,
    Ikincisinde daha cok hata yapardim.
    Kusursuz olmaya calismaz, sirtustu yatardim.
    Neseli olurdum, ilkinde olmadigim kadar,
    Cok az seyi
    Ciddiyetle yapardim.
    Temizlik sorun bile olmazdi asla.
    Daha cok riske girerdim.
    Seyahat ederdim daha fazla.
    Daha cok gunes dogusu izler,
    Daha cok daga tirmanir, daha cok nehirde yuzerdim.
    Gormedigim bir cok yere giderdim.
    Dondurma yerdim doyasiya ve daha az bezelye.
    Gercek sorunlarim olurdu hayali olanlarin yerine.
    Yasamin her anini gercek ve verimli kilan insanlardandim.
    Yeniden baslayabilseydim eger, yalniz mutlu anlarim olurdu.
    Farkinda misiniz bilmem. yasam budur zaten.
    Anlar, sadece anlar.Siz de ani yasayin.
    Hicbir yere yaninda su, semsiye ve parasut almadan,
    Gitmeyen insanlardandim ben.
    Yeniden baslayabilseydim eger, hicbir sey tasimazdim.
    Eger yeniden baslayabilseydim,
    Ilkbaharda pabuclarimi firlatir atardim.
    Ve sonbahar bitene kadar yururdum ciplak ayaklarla.
    Bilinmeyen yollar kesfeder, gunesin tadina varir,
    Cocuklarla oynardim, bir sansim olsaydi eger.
    Ama iste 85'indeyim ve biliyorumn...
    Oluyorum.



    "Hayatimiza giren herkes benzersizdir. Artik hayatimizdan ciktiklarinda, her zaman icin bir parcalarini bize birakirlar ve bizden de bir seyler alip gotururler. Kimileri cok sey goturur, ancak kimse geride bir seyler birakmadan gitmez. Iki ruhun birbirini sans eseri bulmadiklarinin kaniti da budur iste."



    "Hakli olanlar
    Bahcesini ekip bicen bir adam, Voltaire'in istedigi gibi
    Iyi ki yeryuzunde muzik var diyen
    Zevkle bir etimoloji bulan
    Bir guney kahvesinde sessiz satranc oynayan iki isci
    Bir renk ve bir bicim tasarlayan seramikci
    Bu sayfayi duzenleyen bir topograf, belki de hosuna gitmemistir
    Bir sarkinin son uc dizelik nakaratini okuyan bir kadin ve bir erkek
    Uyuyan bir hayvani oksayan
    Kendisine yapilan bir kotulugu kanitlayan ya da kanitlamak isteyen
    Iyi ki yeryuzunde Stevenson var diyen
    Baskalarinin hakli olmalarini yegleyen
    Birbirlerini tanimayan bu insanlar kurtarmakta dunyayi..."

  2. Italyan film yapimcisi, senarist ve yonetmen (Giuseppe Vasaturo) Giuseppe Amato'nun dogum yildonumu (24 Agustos 1899)




  3. Alman ressam Gustav Wertheimer’in olum yildonumu (24 Agustos 1902)

    La leçon d'escrime, 1885




    Les lions à l'affut, XIXe siecle


  4. Ingiliz ressam Graham Vivian Sutherland’in dogum yildonumu (24 Agustos 1903)

    Devastation, 1941: An East End Street




    Slag-ladles, 1943


  5. Italya'nin sevilen tiyatro ve komedi ustalarindan Peppino De Filippo'nun dogum yildonumu (24 Agustos 1903)






  6. Belcikali ressam Alfred Émile Léopold Stevens’in olum yildonumu (24 Agustos 1906)

    Elegant Figures in a Salon, 1840




    L'Ètude du Rôle, 1888


  7. Kanadali Akademisyen ve ressam David Alex Colville'in dogum yildonumu (24 Agustos 1920)

    Railroad over Marsh, 1947




    Nudes on Shore, 1950


  8. Savas karsiti Amerikali muhalif, tarihci, akademisyen, aktivist ve oyun yazari Howard Zinn’in dogum yildonumu (24 Agustos 1922)



    “Bize... papaganlar, pamuk kozalari, mizraklar ve daha bircok sey getirip bunlari cam boncuklar ve cingiraklarla degis tokus ettiler. Sahip olduklari her seyi degistirmeye hazirlar. Gelismis ve saglikli vucutlari, yakisikli yuzleri var.... Silahsizlar ve silahlari tanimiyorlar., onlara bir kilic gosterdigimde keskin kenarindan acemice tutup kendilerini kestiler. Demir kullanmiyorlar. Mizraklari kamistan yapiyorlar. Bunlardan iyi koleler olabilir. Elli kisiyle bunlarin hepsine boyun egdirebilir, istediklerimizi yaptirabiliriz.”



    “They…brought us parrots and balls of cotton and spears andmany other things, which they exchanged for the glass beads andhawks’ bells. They willingly traded everything they owned…They werewell built, with good bodies and handsome features…They do notbear arms, and do not know them, for I showed them a sword, theytook it by the edge and cut themselves out of ignorance. They haveno iron. Their spears are made of cane…They would make fine serv-ants…With fifty men we could subjugate them all and make them dowhatever we want.”




    "Bridenbaugh, Newport, Rhode Island ve Boston'da gorduklerini soyle anlatiyordu; ‘Gorunuste demokratik olan sehir meclisleri aslinda onemli makamlarin cogunu elinde tutan bir grup ayni aristokrat tuccar tarafindan her yil daha fazla denetim altina aliniyordu ...’ Donemin bir kaynagi Newport tuccarlarini soyle tanimliyordu; ‘ ... kenarlari parlak sari seritlerle yaldizli paltolar ve kabanlar icinde parlayan adamlar. Suslu puslu giyime pek duskun olan bu adamlarin evlerindeki esyalar da goz alici maden plakalarla kapliydi.’ En gosterislisi de New York aristokrasisiydi. Bridenbaugh anlatmaya devam ediyor: ‘... pencerelerinde goz kamastirici sark kumaslarindan perdeler, cilali masalar, altin cerceveli aynalar, buyuk duvar saatleri vardi ... zengin mobilyalar, mucevherler ve gumus tabaklar. .. ve evlerde siyah hizmetciler olurdu.’ "



    "In Newport, Rhode Island, Bridenbaugh found, as in Boston, that ‘the town meetings, while ostensibly democratic, were in reality controlled year after year by the same group of merchant aristocrats, who secured most of the important offices…’ A contemporary described the Newport merchants as ‘... men in flaming scarlet coats and waistcoats, laced and fringed with brightest glaring yellow. The Sly Quakers, not venturing on these charming coats and waistcoats, yet loving finery, figured away with plate on their sideboards.’ The New York aristocracy was the most ostentatious of all, Bridenbaugh tells of ‘window hangings of camlet, japanned tables, gold-framed looking glasses, spinets and massive eightday clocks ... richly carved furniture, jewels and silverplate. ... Black house servants.’ "

Sayfa 4572/7020 İlkİlk ... 357240724472452245624570457145724573457445824622467250725572 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •