Sayfa 4791/7020 İlkİlk ... 379142914691474147814789479047914792479348014841489152915791 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 38,321 - 38,328 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Turk yazar, burokrat ve avukat Turgut Ozakman'in olum yildonumu (28 Eylul 2013)


    “Ortada oturan Aziz Hudai, 'Pandikyan Efendi' dedi, 'Turk milli kuvvetlerinin misafirisin.'

    Pandikyan titredi. 'Sen de bizim gibi bu toprakta dogdun, buyudun, okudun. Ne Ermenisin diye asagilandin, ne Hiristiyansin diye eziyet gordun. Yuzyillarca birlikte caldik, oynadik, yedik, ictik, agladik, gulduk. Cunku yurt kardesiydik. Sonra aramiza birtakim entrikacilar, dunyayi yalniz kendilerinin sanan gucler ve satilik, kiralik, hayalci adamlar girdi. Aci olaylar oldu. Bugune geldik."



    “ 'Mr Pandikyan, you are a guest of the Turkish national forces,' said Aziz Hudai, who was sitting in the middle.

    Pandikyan trembled. 'Like us, you were born on this land, grew up here, studied here. You were neither belittled for being an Armenian, nor tormented for being a Christian. For centuries we played together, ate, drank, wept and laughed together. Then a few plotters came between us, powers that believed the world was theirs only, men who had sold themselves, dreamers. Bitter things happened. Now we are here.' ”

  2. Galli sair ve doktor Dannie Abse’nin olum yildonumu (28 Eylul 2014)

    Cogu zaman baskalarinin duyamayacagi bir muzigi
    dinliyor gibisin. Rilke gorseydi, severdi seni
    kimseye karismiyor, hic soru sormuyorsun
    karanlikta aglayan en yakinlarina bile.

    Her zaman kendinle ilgili bir seyler sakliyorsun
    kendine isikli kahvelerde, yatak odalarinda bile.
    Rilke gorseydi, overdi seni: yakinligin uzak,
    bu yuzden de, tipki yildizlar gibi uzakligin.

    Gene de bir seylere erisemiyor, bir seyler
    yitiriyorsun, kollarini hep actigin icin;
    bazi seyleriyse hic bilemeyeceksin, hic degilse,
    biri cikip seni yakindan, insanca ayrintilarinla taniyincaya degin



    Often you seem to be listening to a music
    that others cannot hear. Rilke would have loved you:
    you never intrude, you never ask questions
    of those, crying in the dark, who are most near.

    You always keep something of yourself to yourself
    in the electric bars, even in bedrooms.
    Rilke would have praised you: your nearness is far,
    and therefore, your distance like the very stars.

    Yet some things you miss and some things you lose
    by keeping your arm outstretched; and some things
    you'll never know unless one, at least knows you
    like a close-up, in detail - blow by human blow.

  3. "Apollinaire'in 'Couleur de Temps'in Renée Maubel Konservatuvari'nda ilk oynandigi gun, antraktta Picasso'yla gorusurken bir delikanli yanima geldi, bir seyler kekeledi; sonunda, beni savasta oldugu bildirilen bir arkadaslarindan birine benzettigini anladim. Dogal olarak konusmamiz orada kaldi. Kisa bir sure sonra, Jean Paulhan araciligiyla, Paul Eluard'la yazismaya basladim, o zamana dek ikimiz de birbirimizin en ufak bir fiziksel tasarimina sahip degildik. Bir izin sirasinda beni gormeye geldi, meger Couleur de Temps'da yanima gelen oymus." Andre Breton, Nadja



    “Le jour de la première représentation de Couleur du Temps, d’Apollinaire, au Conservatoire Renée Maubel, comme à l’entracte je m’entretenais au balcon avec Picasso, un jeune homme s’approche de moi, balbutie quelques mots, finit par me faire entendre qu’il m’avait pris pour un de ses amis, tenu pour mort à la guerre. Naturellement, nous en restons là. Peu après, par l’intermédiaire de Jean Paulhan, j’entre en correspondance avec Paul Eluard sans qu’alors nous ayons la moindre représentation physique l’un de l’autre. Au cours d’une permission, il vient me voir : c’est lui qui s’était porté vers moi à Couleur du Temps.”

  4. Dogum Gunu Cocugu

    “Her seyiyle durust bir film cekmek istemistim sadece, yalansiz, riyasiz… Icimizde tasidigimiz butun olu seyleri sonsuza dek gommemize yardimci olabilecek bir sey. / Volevo fare un film onesto, senza bugie di nessun genere… Un film che potesse essere utile un po' a tutti, che aiutasse a seppellire per sempre tutto quello che di morto ci portiamo dentro. / I wanted to make an honest film. No lies whatsoever... A film that could help bury forever all those dead things we carry within ourselves. Instead, I'm the one without the courage to bury anything at all.” Marcello Mastroianni, 8½ (1963)


  5. Netlix, Resident Evil: Infinite Darkness’in teaserini yayinladi.


  6. Djimon Hounsou, Tony Kaye’in yonetecegi “African History Y” kadrosuna katildi.



    Kaye, Hounsou’yla American History X‘in cekimleri tamamlandiktan sonra tanistigini ve birlikte calismasi gereken bir oyuncu oldugunu hemen anladigini soyledi. Yonetmenin 20 yili askin suren bekleyisini sonlandiracak filme iliskin sozleri de soyle: “Djimon’la calismak icin dogru materyale sahip olmamiz gerekiyordu. Nihayet kafamdaki renkli kameralar Afrika’da calismaya hazir. “

    https://theplaylist.net/djimon-houns...medium=twitter

  7. Mia Hansen Løve ’in yeni filmi Un Beau Matin’in basrolu Lea Seydoux’nun.



    Film, basarili yonetmenin norodejeneratif bir hastaliktan muzdarip olan babasinin rahat yasayabilecegi bir yer bulma mucadelesinde gezinen bir kadin ve ailesinin hikayesini konu ediyor.

    https://theplaylist.net/lea-seydoux-...medium=twitter

  8. Italyan ressam (Andrea d'Agnolo di Francesco di Luca di Paolo del Migliore Vannucchi) Andrea del Sarto’nun olum yildonumu (29 Eylul 1530)



    Madonna delle Arpie (The Madonna of the Harpies, 1517)




    Pietà with Saints. 1523 – 1524


Sayfa 4791/7020 İlkİlk ... 379142914691474147814789479047914792479348014841489152915791 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •