Sayfa 6517/7020 İlkİlk ... 55176017641764676507651565166517651865196527656766177017 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 52,129 - 52,136 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Kubali sair José Martí, Versos sencillos ( Basit Siirler ) kitabinin ilk basimini 6 Ekim 1891 tarihinde New York’ta Freedom House, Transaction Publishers araciligiyla yayimladi.





    Zalimden mi ? Soz et zalimden
    Soyle herseyi, fazlasini da!
    Haykir tum hirsiyla kole gogsunun
    Yargila onu, ayipla.

    Adaletsizlikten mi ? Soz et adaletsizlikten,
    Anlat, onun nasil sinsice
    Yaklastigini karanlikta;
    Soyle, icinden gelen neyse.

    Kadindan mi? Actigi yaradan
    Can veriyor olsan bile;
    Kemlikle soz edip ondan
    Kendini lekeleme.

  2. Ingiliz sair Alfred Tennyson'in olum yildonumu ( 6 Ekim 1892 )



    Gunbatimi ve aksam yildizi
    acik bir cagri bana.!
    Engellenmenin inlemesi olmayabilir,
    denize saldigimda.

    Ama, su gel-git uykuda gorunen,
    ses ve kopukle dolu fazlasiyla;
    sonsuz derinliklerden cekilince
    doner yuvaya.

    Alacakaranlik ve aksam cani
    ve karanlik sonra;
    ayriligin kederi olmayabilir
    engine acilinca.

    Sel tasiyabilir beni uzaklara
    zaman ve mekan sinirlasa da.
    Umarim gorurum kilavuzumu yuz yuze,
    engeli asinca.

  3. Fransa dogumlu Ingiliz ressam Ford Madox Brown'in olum yildonumu ( 6 Ekim 1893 )

    Romeo and Juliet, 1869 – 1870




    The Last of England, 1852 – 1859


  4. Sessiz film doneminin aranilan aktrislerinden, 1928 yilinda ilk Akademi Odulunu kazanan Amerikali aktris Janet Gaynor’in dogum yildonumu ( 6 Ekim 1906 )




  5. Norvecli deneysel arkeolog, antropolog ve kasif Thor Heyerdahl’in dogum yildonumu ( 6 Ekim 1914 )



    “ Yavru murekkepbaliklari tipki ucanbaliklar gibi kacarken hava yolunu kullanabiliyorlardi. Roket prensibi insanoglunun henuz aklinin kosesinden gecmeden cok onceleri bu canlilarca kullanilagelmisti. Ivme kazanana kadar bedenleri icinden su pompaliyor, sonra da biraz diklesip perdeli kollarini kanat gibi kullanarak havada ucuyorlardi. ”



    " Young squids, which are a favorite food of many large fish, can escape their pursuers by taking to the air in the same way as flying fish. They had made the principle of the rocket aircraft a reality long before human genius hit upon the idea.They pump sea water through themselves till they get up a terrific speed, and then they steer up at an angle from the surface by unfolding the pieces of skin like wings. ”



    " Bugun bizi izleyen kopekbaligina dostca davrandik. Yemek masasinin artiklarini onun acik agzindan iceri bosalttik. Yanimizda yuzerken insandan korkan, ama iyi huylu ,uysal bir kopek gibi davraniyor. Insan yanlislikla onlarin kocaman agizlarindan iceri dusmedikce son derece sevimli olabildikleri bir gercek. En azindan cevremizde dolasmasi hosumuza gidiyor; elbette suya girmedigimiz surece. "



    “ We made friends with the shark which followed us today. At dinner we fed it with scraps which we poured right down into its open jaws. It has the effect of a half fierce, half good-natured and friendly dog when it swims alongside us. It cannot be denied that sharks can seem quite pleasant so long as we do not get into their jaws ourselves. At least we find it amusing to have them about us, except when we are bathing. ”

  6. Turk edebiyatinin en onde gelen roman yazarlarindan Yasar Kemal'in dogum yildonumu ( 6 Ekim 1923 )



    “Cukurova'sini yazmayan yazar buyuk romanci olamaz. / Nessuno scrittore puo' essere un grande scrittore senza la sua Cukurova.”



    " Ince Memed hicbir koyde barinamiyor, gunlerce ac susuz, bir de cocukla daglarda kaliyordu. Birkac kere Yuzbasi Faruk'un pususuna dusmusler kurtulmuslardi. Bugunlerde eger Kerimoglu olmamis olsaydi, Ince Memed'in hali dumandi. Nerede olursa olsun mermi, ekmek, para yetistiriyordu. Vayvay koyunden gelen paralar da Kerimoglu yoluyla ulasiyordu. Bayrami Koca Osman kadar Kerimoglu da dort gozle bekliyordu. Sunun surasinda ne kaldi. "



    " Memed non poteva più scendere in nessun villaggio. Per giorni e giorni rimase sui monti con le sue donne e il bambino. Patirono la fame e la sete. Più di una volta fu sul punto di cadere in una delle imboscate che gli tendeva il comandante Faruk. Se non fosse stato aiutato da Kerimoglu e dalla sua tribù, non si sarebbe salvato. Dovunque egli si trovasse, Kerimoglu gli faceva avere cibo e munizioni e il denaro dei contadini di Vayvay. Come Koca Osman, anche Kerimoglu aspettava con impazienza l'anniversario della fondazione della repubblica. Mancava poco ormai. "



    " Memede olan olmustu. Gozune uyku girmiyordu. Dusuncelere kaptirmisti kendini. Dusunceler kafasina akin ediyordu. Dusunuyordu artik. Dunya kafasinda buyumustu. Dunyanin genisligini dusunuyordu. Degirmenoluk koyu bir nokta gibi kalmisti gozunde. O kocaman Abdi Aga, karinca gibi kalmisti gozunde. Belki de ilk olarak dogru durust dusunuyordu. Ask ile sevk ile dusunuyordu. Kin duyuyordu artik. Kendi gozunde kendisi buyumustu. Kendini de insan saymaya basladi. Yatakta bir taraftan bir tarafa donerken soylendi. ' Abdi Aga da insan, biz de... ' "



    " Mèmed était dans un état d'excitation extrême. Il n'arrivait pas à dormir. Il était envahi de pensées. Les idées se ruaient dans sa tête. Il réfléchissait désormais. Le monde avait grandi dans sa tête. Il réfléchissait à la grandeur du monde. Le village de Degirmenoluk n'était plus à ses yeux qu'un tout petit point. Le tout-puissant Abdi Agha n'était plus qu'une fourmi. Au fond, c'était peut-être la première fois qu'il réfléchissait vraiment. Il réfléchissait avec amour, avec ferveur. Il réfléchissait pour la première fois, au-dessus de ses moyens. Il commençait à haïr. Il se sentait mûrir. Il prenait conscience de sa personne. 'Abdi Agha est un homme, nous en sommes aussi', se dit-il en se retournant dans le lit... "

  7. Rus ressam Ivan Lavrentievich Gorokhov’un olum yildonumu ( 6 Ekim 1934 )

    Recuperating, 1888




    Fair in Mozhaysk, 1916


  8. Amerikali psikolog, yazar ve ogretmen Marshall Rosenberg’un dogum yildonumu ( 6 Ekim 1934 )



    “ Bir sokak lambasinin altinda, elleri dizleri uzerine cokmus yerde birseyler arayan adamla ilgili bir hikaye vardir. Oradan gecen polis, adama ne yaptigini sorar. Hafif sarhos gorunen adam, ‘ Arabamin anahtarini ariyorum. ’ der. Polis de ‘ Onu burada mi dusurdun ? ’ diye sorar. Adam, ‘ Hayir ’ der. ‘ Ara sokakta dusurdum. ’ Adam polisin ona saskin bir ifadeyle baktigini farkedince hemen ekler: ‘ Ama burasi daha aydinlik. ’ “ Siddetsiz Iletisim



    “ There is a story of a man on all fours under a street lamp, searching for something. A policeman passing by asked what he was doing. ‘ Looking for my car keys, ’ replied the man, who appeared slightly drunk. ‘ Did you drop them here ? ’ inquired the officer. ‘ No, ’ answered the man, ‘ I dropped them in the alley. ’ Seeing the policeman’s baffled expression, the man hastened to explain, ‘ But the light is much better here. ’ “



    “ Bir kriz aninda bir araya gelip bayragi dalgalandirarak yurtseverligimizi gostermek onemli degildir; dunyayi defalarca ortadan kaldirabilecek kadar silahlanmis bir super guc olmak yetmez; askeri gucumuzle dunyanin geri kalanini dize getirmek de yeterli degildir, cunku baris korku temeli uzerine kurulamaz. ”



    “ It is not important that we come together in a moment of crisis-and show our patriotism by flying the flag; it is not enough that we become a superpower by building an arsenal that can destroy this earth several times over; it is not enough that we subjugate the rest of the world through our military might, because peace cannot be built on the foundations of fear. “

Sayfa 6517/7020 İlkİlk ... 55176017641764676507651565166517651865196527656766177017 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •