Sayfa 2660/7020 İlkİlk ... 166021602560261026502658265926602661266226702710276031603660 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 21,273 - 21,280 arası.

Konu: Sanat Mozaik


  1. Cengiz Han'in (Temucin) olum yildonumu (18 Agustos 1227)





    "Ben tanrinin cezasiyim. Eger bir gunah islememis olsaydiniz, Tanri sizi cezalandirmam icin beni yollamazdi. / Io sono la punizione di Dio. Se non aveste commesso peccati degni di nota, Dio non mi avrebbe mandato a castigarvi."




    "If you're afraid - don't do it, - if you're doing it - don't be afraid! / Se hai paura non farlo, se lo fai non avere paura."




    “At sirtinda dunyayi fethetmek kolaydir. Zor olan inip onu yonetmektir. / Conquistare il mondo a dorso di cavallo è facile; il difficile è smontare e governare.”

  2. Modern siyaset biliminin temellerini atan Fransiz yazar, dusunur, yargic ve siyasetci Etienne de La Boétie’nin olum yildonumu (18 Agustos 1563)

    “Erdemi sevmek, guzel olgulara deger vermek, aldigimiz iyiligin nereden geldigini kavramak ve ugrunda yaptigimiz her seye yarasir olan sevdigimiz kisinin onurunu ve ustunlugunu yukseltmek icin kendi rahatimizi bozmak, akla uygundur. Oyleyse, onlari korumak icin buyuk bir ongorusu, savunmak icin buyuk bir ustaligi ve yonetmek icin buyuk bir ozeni oldugunu sinama yoluyla kanitlamis buyuk bir kisiyi bulan bir ulkenin sakinlerini ele alalim; eger bu insanlar daha ileri gidip kendi arzulariyla ona boyun egmeyi kabul ederlerse ve ona bazi ustunlukler verecek kadar guven duyarlarsa,bunun pek bir bilgece is oldugunu soyleyemem: Onu, iyilik yaptigi yerden alip kotuluk yapabilecegi bir yere goturmekten baska bir sey degildir bu.” Gonullu Kulluk Uzerine Soylev



    “Il est raisonnable d'aimer la vertu, d'estimer les belles actions, d'être reconnaissants pour les bienfaits reçus, et de réduire souvent notre propre bien-être pour accroître l'honneur et l'avantage de ceux que nous aimons, et qui méritent d'être aimés. Si donc les habitants d'un pays trouvent parmi eux un de ces hommes rares qui leur ait donné des preuves d'une grande prévoyance pour les sauvegarder, d'une grande hardiesse pour les défendre, d'une grande prudence pour les gouverner ; s'ils s'habituent à la longue à lui obéir et à se fier à lui jusqu'à lui accorder une certaine suprématie, je ne sais s'il serait sage de l'enlever de là où il faisait bien pour le placer là où il pourra faire mal ; il semble, en effet, naturel d'avoir de la bonté pour celui qui nous a procuré du bien, et de ne pas en craindre un mal.”

  3. Erken Barok donemde mitolojik ve dinsel konulu resimleriyle taninan Italyan ressam Guido Reni'nin olum yildonumu (18 Agustos 1642)



    Venere e Cupido (Venus and Cupid, 1640)


  4. Italyan Barok ressam Andrea Camassei'nin olum yildonumu (18 Agustos 1649)

    Il massacro delle Niobidi, 1638-1639




    Arriva rapisce Rinaldo (Nationalmuseum, Stockholm)


  5. Italyan Barok ressam Antonio Domenico Trivia'nin olum yildonumu (18 Agustos 1699)

    Tempio di Venere, 1674


  6. Italyan ressam Telemaco Signorini'nin dogum yildonumu (18 Agustos 1835)

    Una mattina di settembre a Settignano (September Morning in Settignano, 1891)


  7. Fransiz roman ve oyun yazari Honoré de Balzac'in olum yildonumu (18 Agustos 1850)

    "Ertesi sabah Paris'i adeta bicakla kesilecek kadar kalin bir sis kaplamisti. Butun sehri oyle sarmis ve oyle puslandirmisti ki,en duzenli ve sozune sadik kisiler bile,havaya aldanip vakti sasirdilar.Boyle yogun sislerde is bulusmalari kacirilir.Saatler on ikiyi calarken herkes daha sekiz oldugunu sanir.Saat dokuz bucuktu,Mme Vauquer,henuz yatagindan cikmamisti bile.Christophe'la sisman Sylvie de gecikmislerdi.Pansiyonerlere ayrilan sutun ust tabakalariyla hazirlanan sutlu kahvelerini sakin sakin iciyorlardi.Usulsuz olarak alinan bu haraci Mme Vauquer'nin farketmemesi icin de Sylvie, kalan sutu uzun zaman kaynatirdi." Goriot Baba



    "Le lendemain matin régnait à Paris un de ces épais brouillards qui l'enveloppent et l'embrument si bien que les gens les plus exacts sont trompés par le temps. Les rendez-vous d'affaires se manquent. Chacun se croit à huit heures quand midi sonne. Il était neuf heures et demie, madame Vauquer n'avait pas encore bougé de son lit. Christophe et la grosse Sylvie, attardés aussi, prenaient tranquillement leur café, préparé avec les couches supérieures du lait destiné aux pensionnaires, et que Sylvie faisait longtemps bouillir, afin que madame Vauquer ne s'aperçût pas de cette dîme illégalement levée."

Sayfa 2660/7020 İlkİlk ... 166021602560261026502658265926602661266226702710276031603660 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •