Sayfa 2983/7020 İlkİlk ... 198324832883293329732981298229832984298529933033308334833983 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 23,857 - 23,864 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Katalan ressam Lluïsa Vidal i Puig'un olum yildonumu (22 Ekim 1918)

    Les mestresses de casa, 1905




    Concert d'Enric Granados al Liceu, c. 1911-1912


  2. 2007 yili Nobel Edebiyat Odulu sahibi Iran dogumlu Ingiliz romanci, sair, oyun yazari, librettist, biyografi ve kisa oyku yazari (Doris May Tayler) Doris Lessing’in dogum yildonumu (22 Ekim 1919)

    "Bu, normal saydigimiz turden bir seydi. Hepimiz icin oyle anlar vardi ki, oynamayi kabul ettigimiz oyun, olaylari metanetle karsilamamiza yetiyordu: Bir gercek disilik duygusunun pencesine dusuyorduk; mide bulantisi gibi. Belki de asil dusman bu duyguydu...ya da biz buna inaniyorduk. Belki de, aslinda kayda deger ya da en azindan geri dondurulemez bir seyin olmadigina iliskin gizli, sozsuz bir anlasma yapmis olmamizin nedeni, bizim icin asil dusmanin gerceklik olmasiydi; gercekle yuzlesemez, kendimize olup biteni "anlama" iznini veremezdik. Boyle el birligiyle numara yapmamiz, kendimizi ciplak, savunmasiz hissettigimiz anlarda tamamen hayalperestlik ve sacmalik gibi gorunse de, belki hayran olunasi bir yetenek sayilmaliydi? Tipki cocuklarin bazi oyunlarda, gercekligi kendilerinden, zayifliklarindan mumkun oldugunca uzakta tutabilmek icin rol yapmalari, farkli rollere burunebilmeleri gibi." Hayatta Kalma Guncesi



    “This is the sort of thing we accepted as normal. Yet for all of us there were moments when the game we were all agreeing to play simply could not stand up to events: we would be gripped by feelings of unreality, like nausea. Perhaps this feeling, that the ground was dissolving under our feet, was the real enemy… or we believed it to be so. Perhaps our tacit agreement that nothing much-or at least nothing irrecoverable-was happening was because for us the enemy was Reality, was to allow ourselves to know what was happening. Perhaps our pretences, everyone’s pretences, which in the moments when we felt naked, defenceless, seemed like playacting and absurd, should be regarded as admirable? Or perhaps they were necessary, like the games of children who can make playacting a way of keeping reality a long way from their weaknesses?”

  3. Amerikali yazar, ruhbilimci ve bilgisayar yazilimcisi Timothy Francis Leary'nin dogum yildonumu (22 Ekim 1920)

    "Uzucu bir ornek verelim, Manhattan’da bir ofis insani, yaticisi bilinmeyen, fabrikasyon mobilya yigininin yanindan geciyor, plastik kisisel olmayan mutfaga girip, kimin yaptigi belli olmayan paketlenmis, konserve yiyeceklerle kahvaltisini yapiyor; anonim kentli kiyafetleri giyip, isli metalden karanlik tuneller ve gri binalar boyunca kirli hava ile dolu, karanlik metal bir oda da seyahat ediyor. Butun gun, tanrisal ihtimalleri ile alakasi olmayan sembollerle ugrasiyor. Bu insan, 'kapali' farkindaligi kusursuzca yansitan, kasvetli kisisel olmayan, seri uretim, makinelesmis, otomatiklestirilmis bir robotun isimsiz cevresi tarafindan kusatilmis durumda." Beynin Tanridir



    "Let us consider a sad illumination. The Manhattan office worker moves through the clutter of factory-made, anonymous furniture to a plastic, impersonal kitchen, to breakfast on canned, packaged anonymous food-fuel; dresses herself in the anonymous-city-dweller costume, travels through dark tunnels of sooty metal and gray concrete to a dark metal room, foul with polluted air. All day s/he deals with symbols that have no relevance to hir divine possibilities. This person is surrounded by the dreary, impersonal, assembly-line, mass-produced, anonymous environment of an automated robot, which perfectly mirrors hir ‘turned-off’ awareness."




    "Nerden biliyoruz ? Dusundugumuz seyleri neden dusunuyor, inandigimiz seylere neden inaniyoruz? Neyin dogru neyin gercek olduguna nasil karar veriyoruz ? Insanlar en garip fikirlere bile neden inanir ? Insanlar, ozellikle de sistemin din adamlari ve bilim insanlari, hayatta kalmayi ve mutlu olmayi esas alan dersleri ogrenmeyi neden kati olarak reddediyorlar ? Insanlar nasil oluyor da boylesine farkli ve muhalif yollarla fanatik bir bicimde inaniyorlar? Neden beyinlerimiz boylesine farkli islevleri yerine getirmek icin donatilmis ya da programlanmis ya da sartlanmis.

    Dogu-Bati felsefesinin 3000 yilin ardindan hala cevaplandiramadigi bu sorular, turumuzun ilkel, primat dogasini yansitir."



    "How do we know? Why do we think and believe what we think and believe? How do we determine what is true and what is fact? Why will people believe even the most bizarre notions? Why do people, especially establishment priests and scientists, deliberately refuse to learn lessons basic to survival and happiness? How come people believe fanatically in such different and opposing ways? Why are brains equipped or programmed or conditioned to perform such different functions? Why do minds work the way they do?

    That these questions still remain unanswered after 3 , 000 years of Eastern- Western philosophy reflects the primitive, primate nature of our species."

  4. Fransiz sair, sarkici ve soz yazari Georges Brassens'in dogum yildonumu (22 Ekim 1921)





    Brive la Gaillard pazarinda
    Sogan demetleri konusunda
    Birkac duzine hafif mesrep kadin
    Bir gun sac saca bas basa kavga ediyorlardi
    Yaya, atli ve arabayla
    Kotu dusunceli jandarmalar
    Kavgayi durdurma macerasini
    Denemek icin geldiler

    Oysa,dunyanin her yerinde cekinmeksizin
    iyice yerlesmis bir aliskanliktirr bu
    Polisleri dovmek soz konusu oldugu anda
    Herkes birbiriyle uzlasir
    Butun olculeri kaciran bu sirret kadinlar
    Jandarmalarin uzerine saldirdilar
    Ve sizi temin ederim ki
    Oldukca komik bir gosteri sundular

    Bu cesur jandarmalarin...

  5. 3 Emmy Odullu Amerikali aktor, Gelecege Donus filminin Dr. Emmett Brown’i Christopher (Allen) Lloyd’un dogum gunu (22 Ekim 1938)




  6. Polonyali ressam (Ludwik Kazimierz Wladyslaw Markus) Louis Marcoussis'un olum yildonumu (22 Ekim 1941)

    Le bar du port, 1913




    Violon, bouteilles de Marc et cartes, 1919


  7. Bette Davis, Paul Henreid ve Claude Rains’in rol aldigi romantik drama Ask Yolculari (Now, Voyager - Perdutamente tua), 22 Ekim 1942’de New York’ta gosterime girdi.


  8. Walt Disney yapimi Miki Fare Kulubu 'nde 13 yasinda rol alan cocuk oyuncu, Italyan asilli Amrikali aktris Annette Joanne Funicello’nun dogum yildonumu (22 Ekim 1942)




Sayfa 2983/7020 İlkİlk ... 198324832883293329732981298229832984298529933033308334833983 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •