Sayfa 3456/7020 İlkİlk ... 245629563356340634463454345534563457345834663506355639564456 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 27,641 - 27,648 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Amerikali yazar Stephen Chbosky’nin dogum gunu (25 Ocak 1970)

    “Bir kiz seni heyecanlandirdiginda, el ele yuruyen bir cift gorunce onlar icin mutlu olacagim gibi. Tum dilegin onlar icin hep mutlu olmalaridir, cunku bunun anlami senin de mutlu oldugundur. Ama ayni cifti baska bir zaman gormek seni deli edebilir.”. Saksi Olmanin Faydalari



    “It’s like when you’re excited about a girl and you see a couple holding hands, and you feel so happy for them. And other times you see the same couple, and they make you so mad. And all you want is to feel happy for them because you know that if you do, then it means you’re happy, too.” the perks of being a wallflower



    "Sarkilari kac kisinin sevdigini dusundum. Kac kisinin bu sarkilar yuzunden kotu zamanlar gecirdigini. Kac kisinin bu sarkilarla guzel zamanlar gecirdigini. Bu sarkilarin ne kadar cok anlam icerdigini. Bu sarkilardan birini yazmak harika olurdu. Onlardan birini yazmis olsam cok gururlanirdim. Umarim bu sarkilari yazan insanlar mutludur. Umarim bunun yeterli oldugunu hissediyorlardir. Bunu dinle bunu tum ictenligimle istiyorum, cunku beni mutlu ettiler ki ben yalnizca bir kisiyim."



    “And I thought about how many people have loved those songs. And how many people got through a lot of bad times because of those songs. And how many people enjoyed good times with those songs. And how much those songs really mean. I think it would be great to have written one of those songs. I bet if I wrote one of them, I would be very proud. I hope the people who wrote those songs are happy. I hope they feel it's enough. I really do because they've made me happy. And I'm only one person.”

  2. Akademi Odul adayligi bulunan Amerikali aktris Ava (Lavinia) Gardner'in olum yildonumu (25 Ocak 1990)






  3. Amerikali rock grubu Alice in Chains, Jar of Flies albumunu 25 Ocak 1994'de Columbia Records etiketiyle piyasaya surdu.


  4. 25 Ocak 2004'de duzenlenen 61. Golden Globes Odul toreninde, Yuzuklerin Efendisi:Kralin Donusu (The Lord of the Rings: The Return of the King), En Iyi Sinema Filmi; Charlize Theron, Cani (Monster) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktris; Sean Penn, Gizemli Nehir (Mystic River) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktor Odulnu kazandi.


  5. Amerikali roman yazari ve cevirmen Harry Mathews'un olum yildonumu (25 Ocak 2017)

    "Pamuklu bir bluz ve sort giymis on bir yasindaki bir kiz, Glasgow da bos bir oturma odasinda masturbasyon yapiyor. Bir ragbi topunun ustune oturmus, one arkaya sallanip duruyor fazla hizlanmadan. Onundeki televizyonda ciplak bacakli ragbi oyunculari kosuyor ve birbirlerine carpiyor surekli. Kiz tepe noktasina yaklastiginda topun kor ucunu kasik kemigine sertce dayiyor..." Essiz Hazlar



    "Dressed in a cotton playsuit, an eleven-year-old girl is masturbating in an empty sitting room in Glasgow. She is squatting astride a rugby ball, rocking back and forth at moderate speed. On the television set in front of her, running barelegged rugby players keep smashing into one another. As she reached a climax, she tilts the blunt tip of the ball hard against her pubis..."



    "Vestita di una tuta di cotone, un'undicenne si masturba in un soggiorno vuoto, a Glasgow. Accosciata su un pallone da rugby, si dondola avanti e indietro a velocità moderata. Sullo schermo del televisore davanti a lei, giocatori di rugby corrono a gambe nude, scontrandosi tra di loro. Quando gode, sposta la punta arrotondata del pallone premendola con forza contro il pube..."



  6. “Ve benim icimde de dalga yukseliyor. Kabariyor, sirti kavisleniyor. Bir kez daha yeni bir arzunun farkinda oluyorum; suvarisinin once mahmuzladigi sonra da gemini cektigi gururlu at gibi bir sey yukseliyor altimda. Sirtina bindigim sen, simdi bize yaklastigini sezdigimiz dusman kim, bu kaldirimda eselenerek dururken biz? Olum o. Dusmanimiz, olum. Mizragimi indirerek ve saclarim genc bir adamin, Hindistan’da dortnala giden Percival’in saclari gibi ucusarak olume dogru kosuyorum. Atimi mahmuzluyorum. Sana dogru firlatacagim kendimi, yenilmeden ve boyun egmeden.Ah Olum!” Virginia Woolf

  7. "...Siz de fark ettiniz mi bilmiyorum, bir sey sizi bir Tanri esini gibi etkilediginde, uydurma bir sey olduguna, gercek olmayan bir sey olduguna emin olabilirsiniz. Oyuncak tren ornegini ele alin. Gercek bir istasyona saatlerce durup bakabilirsiniz ve hicbir sey olmaz, sonra bir oyuncak trene goz atmak yeter ve pat, o harika sey patlayiverir. Anlami yok, ama lanet olsun ki oyle ve bazen sizi yakalayan sey ne kadar cok aptalcaysa, o kadar cok takilirsiniz, hayretle, onu elde etmek icin sanki belli bir miktarda hileye, kasitli hileye ihtiyac varmis gibi, sanki her seyin, daha sonra bir Tanri esini gibi bir sey olabilmesi icin, sahte olmaya ihtiyaci varmis gibi, en azindan birazcik. Kitaplar ya da filmlerde de oyle. Bundan daha sahte olamazlar ve icinde kimlerin oldugunu gormek isterseniz, emin olun ki yalnizca gosterisli ****** cocuklarindan baska kimseyi goremezsiniz, ama bu arada insan icinde ancak duslerinde gorebilecegi seyleri gorur ve gercek hayatta bunlari asla bulamaz. Gercek hayat asla konusmaz. Yalnizca bir beceri oyunudur; ya kazanirsin ya da kaybedersin. Bu oyunu oyalanman icin yaparlar, boylece dusunmezsin." Alessandro Baricco, Kent



    "...l'ha notato anche lei, in genere, se c'è qualcosa che ti colpisce come una rivelazione, puoi scommetterci che è una cosa fasulla, voglio dire, una cosa che non è vera. Prenda l'esempio del trenino. Lei può stare a guardare per ore una stazione vera e non succede niente, poi basta un'occhiata a un trenino e, tac, si scatena tutto quel ben di dio. Non ha senso, ma è dannatamente così, e alle volte più è idiota, la cosa che ti becca, più ci rimani appeso, con la meraviglia, come se ci fosse bisogno di una certa dose di impostura, di deliberata impostura, per ottenere tutto quello, come se tutto avesse bisogno di essere falso, almeno per un po', per riuscire, dopo, a diventare qualcosa come una rivelazione. Anche i libri, o i film, è la stessa cosa. Più fasulli di così si muore, e se va a vedere chi ci sta dietro può scommetterci chetroverà solo solenni figli di puttana, ma intanto ci vedi dentro cose che ad andare in giro per la strada te le sogni, e nella vita vera non le troverai mai. La vita vera non parla mai. È solo un gioco d'abilità, roba che vinci o perdi, te lo fanno fare per distrarti, così non pensi. Lo usò anche mia madre, 'sto trucco, quel giorno..."

  8. "Her seyin icinden bir bicak gibi keserek geciyordu; ayni zamanda da disaridan bakiyordu her seye. Taksileri seyrederken disarida, uzakta, ta deniz kiyisinda ve bir basina oldugu duygusu vardi icinde surekli; bir tek gun yasamanin bile cok, cok tehlikeli oldugunu hissetmisti hep. / Affondava come una lama nelle cose e al tempo stesso ne rimaneva fuori, osservava. Aveva l'impressione costante, anche ora guardando i taxi, di essere lontana, lontanissima, in mare aperto, e sola.Sempre aveva l'impressione che vivere, anche un solo giorno, fosse molto, molto pericoloso." Virginia Woolf, Bayan Dalloway / Signora Dalloway


Sayfa 3456/7020 İlkİlk ... 245629563356340634463454345534563457345834663506355639564456 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •