Sayfa 1/2 12 SonSon
Arama sonucu : 16 madde; 1 - 8 arası.

Konu: S400 yaptırımları kapida mi?

  1. S400 yaptırımları kapida mi?

    S400 konusunda hamle sirasi ABD de bakalım neler olacak herkes fikirlerini söylesin

    bir SARKY tutturmuşum

    duyuyorsun değil mi?

  2. Arkadaslar merhaba son zamanın bence çok az önemsenen ama aslında en önemli konusu s400 konusunda ABD nin (CAATSA) yaptırımları konusu..
    Bu konuda düşünceleriniz nedir? Biden in başkanlığı ile ülkemizi neler bekliyor?

    bir SARKY tutturmuşum

    duyuyorsun değil mi?

  3. 2021 ABD Savunma Bakanlığı bütçeşi Temsilciler Meclisi ve Senato yetkilileri arasında anlaşıldı. 2021 bütçe taslağı Senato'dan geçti. Temsilciler Meclisi'nden haftaya geçmesi bekleniyor. Yeni bütçede CAATSA yaptırımlarını uygulaması için ABD başkanını zorlayıcı karar da içeriyor.

    bir SARKY tutturmuşum

    duyuyorsun değil mi?

  4. Bu kapsamda Türkiye S400 aldığı için ABD başkanı 12 CAATSA yaptırımından en az 5'ini seçmek durumunda. Bu yasa uygulamaya girdiği günden itibaren en fazla 30 gün içinde ABD başkanı yaptırımları seçecek. Şu an için Trump yasa içindeki sosyal medya düzenlemesi nedeniyle yasayi veto edeceğini açıkladı. Daha önce hiçbir zaman veto edilmeyen yasa tasarısı, Trump tarafından veto edilirse tekrar Temsilciler Meclisi ve Senatoya gönderilip 60'tan fazla oy ile geçerse doğrudan yasalaşıyor. Onun için Trump'ın kabul etmesi daha büyük ihtimal.

    bir SARKY tutturmuşum

    duyuyorsun değil mi?

  5. Biden yönetiminin ilk yapacağı kararlardan biri Türkiye'ye yaptırım uygulamak olacak. Bu yasadaki CAATSA değişikliği başkanın Trump dönemindeki gibi uygulanmamasını engellemek için düzenlendi. Başkanın yaptırımı uygulamaması çok zor gözüküyor.

    bir SARKY tutturmuşum

    duyuyorsun değil mi?

  6. Düşükte olsa tek ihtimal başkanın benim 'yönetici yetkim' var, yasama organı bana karışamaz ve ben bu yaptırımı uygulamıyorum demesi. Acil bütçe gibi konularda ABD başkanı bu gücü kullanıyor. Trump bunu dese bile Biden'in böyle bir adım atması çok zor.
    Kısacası Türkiye ABD ilişkilerini kısa dönemde 2021'de yeni bir kriz bekliyor gibi. Ocak ya da en geç şubat ayında yaptırımlar. Mart ayında da Halkbank davası görüşülecek. Biden yönetimi zor bir Türkiye dosyası devralıyor.

    bir SARKY tutturmuşum

    duyuyorsun değil mi?

  7. #7
    2 nci Körfez Krizi/Irak'ın İşgali dönemindeki tezkerenin meclisten geçmemesinden bu yana, ilişkilerdeki kırılma süreci devam ediyor. ABD kırılıma neden olduğunu düşündüğü bütün eski güç odaklarına örtülü operasyonlarını gerçekleştirdi, kısmen amacına da ulaştı. BOP projesi ağır aksak ama aynı çizgide ilerliyor. Biden ekolü bizim açımızdan en arzu edilmeyecek çizgide.

    Şöyle; o tezkere meclisten geçmediğinde kendilerini satılmış/arkadan vurulmuş hisseden bölgede görevli orta sınıf asker ve bürokratların tamamı şu an bir üst sınıfta ve hala bölge ile ilgili görevlerde. Bu ekolün başı da şu an Biden. Yani olabilecek en kötü durum.

    Öte yandan, gidişat, ilk emareler, sırada İran olduğu yönünde.

    Muhtemelen, aynı anda hem İran'ı hem de bizi aynı safta buluşturacak adımları kısa vadede atmayacaklar.

    Ama bunun ekonomik baskıyla kontrollü yapacaklar. Yani kararlar alınacak, yetki Başkana verilecek ama uygulama pratiği tamamen İran sürecine uyumlu hale getirilecek..

    S-400 konusunun birçok boyutu var. Sadece siyasi bir argüman olarak ele alınırsa, muhtemelen Yunanistan'ın zamanında S-300 alımına karşı çıktığımızda yaptığı gibi, S-400' ler geçici depolamaya alınabilir, geri adımlar hamleleri karşılamaya yönelik, atılabilir.
    Zaten alınan S-400'ler çok az sayıda/ölçekte. Daha çok sembolik bir alım/hamle. Israrla bize hava savunma sistemleri satmayan Atlantik Paktına bir mesaj. Bu bağlı bulunulan paktı eksen değişikliği ile tehdit etme, bak bizi kaybedersen ne olur gibi, sonuçtan haberdar etme/beni gerçekten kaybetmek istiyor musun gibi bir mesaj. Yoksa o kadarlık ve sadece alınan S-400 ler kimseye tehdit falan da değil aslında. Daha çok fazla sayıda alınırsa, ve o S-400'lerin de yakın hava savunmasını sağlayacak daha küçük ölçekli hava savunma sistemleri alınırsa, bir veri ağı üzerine entegre edilirlerse, bu veri bütün kara ve hava unsurlarıyla paylaşılırsa bir anlam ifade eder. Kabaca komple bu iş en az 20-30 milyar dolarlık bir iş. Ve komple bu hava savunmasını kurduğunuzda iş bitmiyor, sadece o lige terfi ediyorsunuz. Tabi Rus sistemlerinin özelliği, bunlar müstakil de kullanılabiliyor, radarları çok güçlü. Her ne kadar ülke ölçeğinde bir hava savunma sistemi açısından oldukça yetersiz olsalar da, konumlandırıldıkları yer itibarıyla, geniş çaplı bir muharebeye evrilmeyen küçük ölçekli operasyonlarda, hibrit harekatta, geçici hava üstünlüğü sağlama ihtiyacı gereken durumlarda oldukça karşı taraf için can sıkıcı olabilir. Örneğin mevzuyu anlatabilmek adına en bariz haliyle, Ege'ye konumlandırılırlarsa, hiçbir kontrol görevinde karasularımızı ihlal eden Yunan F-16 uçağı ile it dalaşına gerek kalmaz, açarsın radarı atarsın kilidi, uçağın bütün alarm çanları çalmaya başlayınca kurtulma manevrası yaparak bölgeden çıkar. Ya da D.Akdeniz'i kapsayacak şekilde radarları konumlandırılırsa, orada uçan bütün uçaklara baskı sağlanabilir. Yani ölçek değiştiğinde, onlar açısından oldukça mide bulandırıcı durumlar yaratılabilir. Ha ne olur onlar da her defasında EH uçağı kaldırıp radarlarımızı baskılamak zorunda kalırlar. Bunun adı da bize durup dururken elektronik taarruz yaptılar olur, karmaşık diplomatik ya da angajman mevzuları açılır, ama istedikleri gibi at koşturma hürriyetini kaybetmiş olurlar.

    Çok ta bu teknik boyutuna girmeden, hissiyatım, İran'a başlayacaklar, bu süreçte doğru adımlar atılırsa, zaman kazanılabilir.

    İç siyasete girmeyi hiç sevmiyorum ama, yine iç siyaseti dizayn çabaları devam ediyorlar denebilir, bu konuda, 'ne düşünüyor bunlar' ı anlayabilmek için Rand Raporu (-ları) okunabilir. Yazmış adamlar açık açık. Kısaca; AKP nin ilk kuruluşunda takip ettiği çizgide, yeni bir AKP (aynı çizgide, aynı aktörler, eski yollarını ayırmışlar ...) istiyorlar. Ve ilginç bir anahtara işaret ediyorlar. Bunu da, eskiyi koruyacak/eskinin kendini güvende hissederek çekilmesine imkan sağlayacak, aynı zamanda yeniye de liderlik edebilecek bir isim diye okumak lazım. Toplamından da bu yaklaşımlarının, ipleri koparmak bizi tamamen karşı cenaha kaptırmak da istemiyorlar şeklinde bir anlam çıkarılabilir. Son dönemde bizde yapılan; bizim yönümüz Avrupa/Avrupa'nın bir parçasıyız açıklamaları da, onların da mesajları aldığının göstergesi olabilir, yani ben de eski çizgiye dönebilirim şeklinde bir sinyal. Dediğim gibi, ülke içi halka yönelik çizilen imaj, kullanılan söylemler yanıltıcı olabilir, onları okumak lazım. Bir geri çekilme ve tekrar masaya oturma, İran süreci ile eş zamanlı zaman kazanma gibi bir gelişmeler zinciri yaşanabilir diyorum özetle. Biden koltuğa otursun ilk icraatlerine başlasın, nereye ne birlik kaydırılıyor oradan çözülür mevzu. En son aşağıya ağır bombardıman uçakları kaydırdılar mesela, galiba İran'ın önce Isfahan' daki hava savunma sistemlerini bitirecekler sonra da nükleer tesislerini vuracaklar bir anda. Son bir anlaşma çabası öncesi gözdağı şeklinde yorumlanabilir bu kuvvet kaydırmaları. İsrail'in Demir Kubbesi var gerçi ama, bölgeye ilave büyük çaplı hava savunma sistemlerinin konumlandırılması da bu teoriyi güçlendirecek en önemli emare olacaktır.

  8. Sayın achiles bizimkilere dis gösterilmeden s400 u rafa kaldırmayacaklar gibi bu konuda nasıl bir yol izleyecekler gerçekten merak konusu belki öyle bir sürece giriyoruz ki şu an hadi canım bu kadar da olmaz gibisinden bir süreç yaşayacağız. Ülkemiz için hayırlısı olsun bakalım nasıl bir politik manevralar izleyeceğiz önümüzdeki günlerde.

    TUM O SANa ait olanlar aslında bana da ait

Sayfa 1/2 12 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •