ABD nin şirketleri inanılmaz. Apple ın değerini geçtim, nakit parası 250 milyar USD. Türkiye nin brüt rezervi 90 milyar USD civarında. Net rezevrleri 36 milyar USD. Bunun 19 milyar USD ı Net ABD USD ı iken kalanı 16 milyar USD ı ise külçe altın...

ABD nin Boeing i, İntel i, Microsoft u, AMD si, NIKE ı, Amazon'u ile baş etmemiz olanaksızdır..

Ne yapalım... Oluruna mı bırakalım? Zaten aradaki farkı kapatamayız deyip, bırakalım mı?

Ne olur unutmayınız...

Bu batılıların, bizlerde çözemediği tek bir unsur var, onu burada paylaşacağım...

Bu unsuru anlayamadıkları için her ne kadar sermayeleri olursa olsun, her ne kadar şirketleri olursa olsun bu kadim milleti yenemediler ve yenemeyecekler de...

USD la da , şirketleri ile de..

O unsur şu'dur...

İstanbul'u feth ederken de, Çanakkale'de yenilmez denilen dönemin en büyük donanması olan İngiliz Donanmasını durduranda, kurtuluş savaşında BÜYÜK TAARRUZ da, Anadoludan Fransızları, Rusları, İtalyanları ve İngilizleri de tek başımıza atarken de bu bilemedikleri özelliğimiz sayesinde YENİLDİLER....

Yoksa YENİLMELERİ İMKANSIZ idi...

Bir SOSYAL deney yapılır.. Aç bir genç yırtık pırtık elbisesi ile ABD New York'ta gezer.. "Hot Dog" sokak satıcısının yanına gider.. Aç olduğunu bir tek sosis istediğini söyler...

Satıcının suratı sertleşir ve çok şiddetli bir şekilde red edilir...

Daha sonra satıcının yanına gidip bunun bir sosyal deney olduğunu yayımlamak istediğini söylediği anda; satıcı bir anda yumuşar, tüm sevimliliğini takınır ve gülümsemeye başlar...

Aynı olay, Almanya, İsviçre ve İngiltere'de yapılır.. Hepsinde aynı tepki verilir...

Aynı olay İstanbul'da yapılır...

Aç olduğunu bir simitçiye gider.. Simitçi dayanamaz... "Tamam, tamam al bir tane de ben vereyim der, iki adet simit koyar.."

Hatta bir tanesi "Tamam gel al önemli değil bir tane de poğaça ben koyayım" der...

Onlar RASYONEL toplumlardır...
Bizler DUYGUSAL toplumumuzdur...

Duygusallık, birçok olaylarda bizlere avantaj kazandırırken, karşı taraf bu başarılara bir türlü rasyonel anlam katamaz...

Biz yemek yerken birisinin bize bakmasından rahatısız olup, iştahımızı kaçıran bir milletiz..

Geçenlerde Köfte ekmek yerken bir adam geldi, belki tiyatro bilmiyorum.. Salya sümük ağladı.. Karnım aç bana da al dedi...

İştahım sıfıra indi.. Dayanamadım.. Ona aldım.. Yanımda yedi.. Allah razı olsun dedi.. ELimdekinide vermek istedim.

ALMADI...

Elimdekini de atamadım.. Paket ettirip eve getirdim...

İşte asıl BATILARIN bizleri yenecekleri an, yanımızdan geçen birisinin aç olduğunu hissettikten sonra hala iştahla yemeğimizi yiyebildiğimiz AN'dır...

Yoksa USD ları yada şirketleri ile değil...

Sağlıcakla...