Sayfa 512/1014 İlkİlk ... 124124625025105115125135145225626121012 ... SonSon
Arama sonucu : 8109 madde; 4,089 - 4,096 arası.

Konu: Altın fiyatlarının geleceği (XAU)

  1. Ekonomiyi batırdın hadi o neyse de aşna fişneyi bıraktım sözünü tutmazsan ağzını bunnunu dağıtıyorlarmış.!.
    https://www.youtube.com/watch?v=JmsYSblb3O4

  2. Yeni çalışan bağlantılar...

    300 ler Komitesi - PDF
    https://disk.yandex.com.tr/i/eHBFQbV83anLM8

    300 ler Komitesi - EPUB
    https://disk.yandex.com.tr/d/iYlcTS3i3anLMb


     Alıntı Originally Posted by sadecegrafik Yazıyı Oku
    Pandemi de evde kapalıyken okumanız için kitabın Türkçesini paylaşıyorum. Mason locaları da bu 300 lere bağlı çalışan alt kollardan birisidir.

    300 LER KOMİTESİ

    https://turuz.com/storage/her_konu-2...-2014-256s.pdf



  3. Aşı yalan oldu,çarşı karışacak


  4. 300 ler komitesi pdf i okudum
    Tavistok, Roma klubu, Beatles
    John Lenon, british india co. vs
    yüzlerce isim zaman yer olay
    1. dünya savaşında türkiyenin kaybı 325 binmiş,
    savaşın maliyeyi 180 milyar$ mış.
    yarısını okudum,
    diğer yarısı da böyleyse.. yorucu
    Ekonomi para, savaş entrika , siyaset, organize işler var..
    altınla ilgili özel bişey var mı, bakceğiz..

    SM-G950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
    Son düzenleme : caner50; 20-12-2020 saat: 18:24.

  5. BÖLÜM 25

    300’ler Komitesi’nin Güney Afrika Savaşı

    İngiliz sömürge kapitalizmi her zaman olduğu gibi şimdi de feodal sistemin ana besin kaynağıdır. Güney Afrika’da Boer’ler olarak bilinen fakir, cahil kırsal kesim grup 1899 yılında İngiliz aristokrasisinin kanlı ellerine düştüğünde Kraliçe Viktorya tarafından yürütülen kanlı savaşın aslında British East India Co.’nun Çin afyon ticaretinden kazandığı paralarla finanse edilmektedir.
    Anglo-Boer savaşı olarak bilenen bu vahşeti planlayarak başlatanlar 300’ler Komitesi üyeleri Cecil John Rhodes, Barney Barnato ve Alfred Beit’tir. Rhodes bankaları afyon gelirleriyle dolu Rothschild’lerin baş temsilcisidir. 300’ler Komitesi’nin hırsız temsilcileri Rhodes, Barnato, Oppenheimer, Joel ve Beit Boer’lerin doğal hakkı olan altın ve elmas kaynaklarına el koymuşlardır. Boer’ler kendi topraklarından çıkarılan altın ve elmasların satışından elde edilen milyarlarca doların sadece çok azından faydalanabilmişlerdir.
    Komite altın ve elmas madenlerine Rothschild’ler kanalıyla el koymuştur ve halen de kendine bağlı Anglo American Corporation isimli firma ile kontrol etmektedir. Güney Afrika’da İngilizlerin yaptıkları insanlık tarihinde işlenmiş en büyük soygun ve soykırım suçudur.
    Burada şunu belirtmek gerekir ki 1899-1902 döneminde olan zulümlerin Komünistlerle hiçbir alakası olmayıp bunlar İngiliz gizli paralel devleti olan RIIA’nın işleridir.
    Arthur Edward Jay Epstein 300’ler Komitesi’nin doğal kaynaklara nasıl el koyduğunu aşağıda anlatmaktadır:
    “British East India Company kayıtlarına göre 18. yüzyılın sonunda dünya elmas piyasası tamamen Yahudilerin elindedir. Brezilya elmas madenlerinde verimlilik düşmüş olup Hindistan’da artık elmas çıkartılmamaktadır. Tam dünya elmas kaynakları tükeniyor diye düşünülürken Güney Afrika elmas madenleri 1860’larda keşfedilmiştir.
    Pazarın yeni kaynaklardan çıkan elmaslarla dolacağından korkan on Londralı Yahudi tüccar Güney Afrika’da çıkan tüm elmasları alacak bir sendikasyon oluşturmuşlardır. Bu sendikasyondaki bazı tüccarlar ayrıca De Beers tekelinin büyük miktar hissesini almışlardır. Cecil Rhodes ile bu işi kotaran tüccarlardan biri Dunkelsbuhler’dir. Dunkelsbuhler Londra’daki firmasına Almanya Friedberg’den gelen on altı yaşında bir çırak almıştır.”
    Bir puro tüccarının oğlu olan Ernest Oppenheimer 1901 yılında Anton Dunkelsbuhler’in Güney Afrika’ya gönderdiği delikanlıdır. Almanya doğumlu, İngiliz uyruklu, dinen Yahudi ve Güney Afrika’da yerleşik Oppenheimer tam çok uluslu iş adamı portresi çizmektedir.
    Oppenheimer 1917 yılında önce Londra’da Anglo-American Corporation’ı kardeşleri ve House of Morgan yardımıyla kurdu daha sonra da Güney Batı Afrika Konsolide Elmas Madenleri (CDM) firmasını oluşturdu. Oppenheimer her büyük Alman yatırımcıya Namibya’daki yasaklı bölgedeki yatırımları karşılığı Anglo-American firması hisseleri vermeyi taahhüt etti. Elindeki bu güçle Oppenheimer De Beers firmasından hisse ve yönetim kurulu üyeliği kaptı.
    1929 Ernest Oppenheimer ve kuzenleri elmas tekelinde önemli bir pozisyona gelmişlerdi. Bankası De Beers hissedarı olan Lord Rothschild sayesinde Oppenheimer DeBeers’i kendi Anglo-American Company’e kattı ve başına geçti. Depresyon esnasında elmas talebinin sıfırlanmasıyla Oppenheimer madenlerini kapattı ancak yeni madenler almaya devam etti.
    1937 yılında De Beers’in stoklarında 40 milyon kırat yani 20 yıllık elmas bulunmaktaydı. İflas tehlikesi yaşayan firma kendi talebini kendi yaratmaya karar verdi. Oppenheimer oğlunu New York Madison Avenue’daki stratejistlere göndererek yeni bir kampanya oluşturdu. Bu kampanyada elmasın kesimi, rengi, saydamlığı ve kıratı vurgulanmaktaydı. Yeni bir gelenek icat edilerek tek taş nişan yüzükleri piyasaya sürüldü ve “Pırlanta Ölümsüzdür” sloganı üretildi. Kampanya iki yıl içinde satışları %50 arttırdı.
    İngiliz kraliyet ajanları Boer Savaşı gibi büyük bir problemi nasıl çıkartmayı başardılar? Bu büyük işi başarmak için iyi bir organizasyon ve hiyerarşik emirleri derhal yerine getirecek ajanlara gereksinim vardır. İlk başta Boer’leri İngiliz vatandaşlarının Boer Transvaal ve Portakal Nehri Cumhuriyetlerinde oy kullanmalarına izin vermeyen barbarlar olarak gösteren basın kampanyası başlatıldı.
    Bundan sonra Boer’lerden karşılayamayacakları taleplerde bulunuldu. Başlıca talep zenci ve yabancılara oy hakkı verilmesiydi. Paul Kruger bu kabul edilemez talebi reddettiğinde İngiliz medyası kendisini kalpsiz bir diktatör olarak etiketledi. Transvaal Cumhuriyeti Başkanı’nın zenciler ve yabancılara oy hakkı vermesi imkânsızdı çünkü bu gruplar Boer’lerin üç katı nüfusa sahiptiler. Daha sonra Boer’leri misillemeye zorlayacak bazı provokatif eylemler yaratıldıysa da bunlar işe yaramadı. En sonunda ünlü Jameson Taarruzu Dr. Starr Jameson liderliğindeki birkaç yüz adamının Transvaal Cumhuriyeti’ne saldırısı şeklinde gerçekleştirildi. İngiliz hükümetinin planladığı gibi savaş bundan sonra başladı.
    Kraliçe Viktorya o zaman dünyanın gördüğü en büyük ve en iyi donanımlı orduyu hazırlattı. Boer’lerin düzenli orduları ve eğitimli milis güçleri bulunmadığından Viktorya’nın 400.000 kişilik eğitimli ve kurmaylarca yönetilen ordusuna fazla direnmeleri beklenmemekteydi. İngiliz medyası savaşın kısa sürede biteceğini bildiriyordu. Rudyard Kipling de savaşın bir veya iki hafta içinde biteceğinden emindi. 80.000 kişiden fazla olmayan Boer çiftçilerine şans tanıyan yoktu. Ama sadece tüfekleri bulunan Boer’ler İngilizlerle üç yıl savaştılar. Kipling: “Güney Afrika’ya bir haftada bitecek savaş için gittik ancak Boer’ler bize dersimizi verdiler.” diyordu.
    Biz de 300’ler Komitesi’ne aynı dersi bu milleti Amerikan Anayasası’nın verdiği tüm nimetlerden mahrum bırakmayı amaçlayan bu korkunç savaşta iyi ve doğru liderler bulursak verebiliriz.
    1902’de savaşın sona ermesinden sonra İngiliz Kraliyeti Boer topraklarının altında bulunan altın ve elmas madenleri üzerindeki tam hâkimiyetini sağladı. Bu ismini Kral Arthur ve şövalyelerinden alan Yuvarlak Masa organizasyonu sağladı. Yuvarlak Masa İngiliz istihbarat servisi MI6 ile 300’ler Komitesi’nin kurdurduğu Rhodes Burs Programı isimli Güney Afrika’nın bağrına saplanmış hançer ile ortak yürüttüğü bir operasyondur. Güney Afrika’da Yuvarlak Masa Rothschild temsilcisi Cecil Rhodes tarafından kurulmuş ve Rothschild ailesinin İngiltere kanadı tarafından finanse edilmiştir. Amacı İngiliz monarşisine sadık kalarak altın ve elmas madenlerini kontrol edecek iş adamlarını eğitmektir. Güney Afrikalıların elinden doğal kaynakları en acımasız ve pervasız biçimde alınırken bunu yapacak organizasyonun merkezi bir emir-komuta zinciri içeren güç olduğu bellidir. Bu emir-komuta zinciri içinde çalışan merkezi güç tartışmasız 300’ler Komitesi’dir. 1920’li yılların başında Komite Rothschild’ler vasıtasıyla dünyadaki en büyük elmas ve altın madenlerine sahiptir. Uyuşturucu ticaretinden gelen paralara artık altın ve elmas madenlerinden akan paralar katılmıştır. Yani dünyanın finansal kontrolü tamamlanmış gibidir.
    Bu olayda Yuvarlak Masa organizasyonu büyük rol oynamıştır. Güney Afrika’yı yuttuktan sonra Yuvarlak Masa Bağımsızlık Savaşı sonrası özgürlüğünü kazanan Amerika’yı tekrar İngiltere’ye bağlama hedefine yönelmiştir. Bu operasyonda önemli olan organizasyon Londra Rothschild’lerin çırağı Lord Alfred Milner tarafından sağlanacaktır. İskoç Mason Locası prensiplerine göre seçilen Yuvarlak Masa üyeleri önce Cambridge ve Oxford Üniversitelerinde kendisini “eski tüfek Komünist” sayan John Ruskin ve MI6 ajanı T. H. Green gözetiminde yoğun bir eğitimden geçerler. Babası eski bir Evangelist papaz olan Green Rhodes, Milner, John Wheeler Bennett, A.D. Lindsay, George Bernard Shaw ve Hitler’in Maliye Bakanı Hjalmar Schacht’ı eğiten kişidir.
    Burada Yuvarlak Masa’nın 300’ler Komitesi’ne bağlı pek çok kurumdan biri olduğunu hatırlatmak isterim. Buna karşın Yuvarlak Masa’nın kendine bağlı pek çok firması, bankası, okulları ve kurumları vardır.
    Yuvarlak Masa üyeleri tüm dünyaya yayılarak bulundukları ülkelerin ekonomi siyasetini ve siyasi liderliğini kontrol almaya çalışırlar. Örneğin Boer Savaşında İngilizlere karşı savaşan General Jan Smuts devşirilerek İngiliz monarşisine bağlı önemli askeri, siyasi ve haber lama pozisyonlarına getirilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’ni içeriden ele geçirme işinde ise Henry Kissinger’in hocası onu zirveye taşıyan William Yandell Elliot vardır.
    William Yandell Elliot “Oxford’da bir Amerikalıdır” ve hiyerarşi içinde yükselişini Komite’ye iyi hizmet vererek sağlamıştır. 1917 yılında Vanderbilt Üniversitesi mezuniyeti sonrası Elliott Rothschild-Warburg bankacılık sisteme katılmıştır. San Francisco Federal Rezerv Bankası’nda çalışan Elliot burada direktörlüğe kadar yükselmiştir. Bu kurumda Warburg-Rothschild istihbarat ajanı olarak çalışan Elliot Masonlar tarafından Rhodes bursuna aday gösterilir. Elliot 1923 yılında özellikle batıda ajanlık yapacak sosyalist görüşlü öğrencilerin okuduğu Oxford Balliol Koleji’ne girer.
    Balliol Koleji, Yuvarlak Masa’ya adam toplama merkezi gibidir. Tavistock İnsan İlişkileri Enstitüsü temsilcisi A.D. Lindsay’in beyin yıkama seanslarından sonra Elliott Yuvarlak Masa’ya kabul edilir ve kendisine verilecek görev için Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’ne gönderilir. Burada Elliot’a verilen görev Amerika’ya dönerek akademik dünyada sosyalist bir lider olmaktır.
    Yuvarlak Masa’nın felsefesi üyelerinin sosyal kurumlar vasıtasıyla sosyal siyaset üretip uygulamalarıdır. Üyeler bankacılıktaki en yüksek görevlere Susex Üniversitesi’nde Tavistock Enstitüsü’nden eğitim alarak getirilmektedirler. Bu eğitim programı İngiliz Kraliyet Ailesi’nin dostu Lord Beaconsfield tarafından yönetilmiş daha sonra başına İngiltere’nin en ünlü finans kurumlarından Lazard Freres’e başkan olan Robert Brand geçmiştir. Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü İngiliz monarşisi ile her zaman iç içe olmuştur.
    Bilderberg Grubu politikacı ve Winston Churchill’in damadı Duncan Sandy tarafından organize edilmiştir. Ditchley Vakfı, 1983 yılında basılan kitabım International Banker’s Conspiracy: The Ditchley Foundation’da ifşa ettiğim gizli bankacılık kulübüdür. Üçlü Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri Atlantik Kurulu ve gizli kurucusu Lord Bullock olan Aspen Beşeri Bilimler Enstitüsü hep RIIA bağlantılı kurumlardır. Bilderberg Grubu’nun ana görevi RIIA tarafından geleceğin liderleri seçilen kimselere sosyalizmi aşılamaktır.
    Zamanında RIIA’nın Amerika’daki gözbebeği olan Henry Kissinger’ın yükselişi İngiliz monarşisinin Amerika Birleşik Devletleri üzerinde kazandığı büyük bir zafer ve bir korku hikâyesidir. Burada Kissinger’in güç, servet ve üne yükselişine biraz değinmemiz gerekmektedir. Yenilmiş Almanya’da bulunan Amerikan işgal kuvvetlerinde askeri danışman Fritz Kraemer’in şoförlüğünü yapan er Kissenger Oppenheimer ailesi sayesinde İngiltere’deki Wilton Park’a eğitim için gönderilir. Buraya geldiğinde rütbesi baş çavuş olmuştur.
    1952’de Kissinger Tavistock Enstitüsü’ne gönderilir burada kendisini R.V. Dicks yeniden yaratacaktır. Bu noktadan sonra Henry Kissinger’in yükselişini durdurmak imkânsızdır. Kissinger buradan sonra CFR New York ofisinde George Franklin ve Hamilton fish’in yönetiminde çalışmaya başlar. Tavistock’tayken Kissinger’e Amerika Birleşik Devletleri resmi nükleer enerji politikasının verildiği bu politikanın daha sonra katıldığı Yuvarlak Masa “Nükleer Silahlar ve Dış Siyaset” sempozyumunda rafine edildiği söylenmektedir. Sempozyum sonunda tamamen irrasyonel “esnek yanıt” doktrini ortaya çıkmıştır.
    Yuvarlak Masa istihbarat direktörü ve MI6 Amerika operasyonu şefi John Wheeler Bennett eğitim sonrası Kissenger’ın, Siyasette Pragmatik İsyan kitabında bahsettiği Elliot’un “manevi oğlu” haline gelir. Kissinger Harvard’da Elliot’un öğrettiği para politikalarını Yuvarlak Masa toplantılarında savunmaktadır. O artık Fritz Kraemer dediği gibi “Küçük Yahudi Şoför” değildir. Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden MI6 istihbarat şefi Toynbee’nin felsefesini Kissinger doktora tezini yazarken kullanır.
    1960’ların ortasında Kissinger artık değerini Yuvarlak Masa, RIIA ve dolayısı ile de İngiliz monarşisine kanıtlamış durumdadır. Buna karşılık bir ödül ve öğrendikleri konusunda bir sınav olarak Kissinger James Schlesinger, Alexander Haig ve Daniel Ellsberg’un bulundukları ve Yuvarlak Masaca deneyden geçirilen bir grubun başına getirilir. Bu gruba Siyasi Bilimler Enstitüsü baş teorisyeni Noam Chomsky danışmanlık vermektedir.
    Nixon’un emir dinlemezliği yüzünden Laurence Rockefeller ve Vietnamlı lider Ho Chi Minh arasındaki özel anlaşma tehlikeye girmiştir. Bu anlaşmaya göre iyi bir ödeme karşılığı Fransızlar Kuzey Vietnam’dan atılacaklardır. Ve Standard Oil Rockefeller firması, Amerikan ordusu 55.000 evladını kaybettikten sonra rahatça Vietnam petrolü çıkartmaya başlayacaktır.
    Haig şoför olarak olmasa da Kissinger gibi General Kramer için çalışmıştır ve general kendisine Savunma Bakanlığı’nda pek çok pozisyon bulmuştur. Kissinger Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atandıktan sonra Kraemer Haig’i Kissinger’in yardımcısı yapmıştır. Ellsberg, Haig ve Kissinger Komite’nin Kamboçya’nın işgali ve Honoi’nin bombalanması emirlerini yerine getirmeyen Nixon’u devirmek için RIIA’nın Watergate planını devreye sokarlar. Haig Başkan Nixon’un kafasının karıştırılması ve beyninin yıkanması rolünü üstlenirken Beyaz Saray’ı teknik olarak Kissenger yönetmektedir. 1984 yılında Haig’in Oval Ofis’te olanları Washington Post’tan Woodward ve Bernsteine’e anlatan “Derin Gırtlak” olduğu anlaşılmıştır.
    Nixon’un devrilmesi RIIA’nın bir kolu olan Yuvarlak Masa’nın becerdiği en büyük darbedir. Bu darbedeki tüm ipuçları önce Yuvarlak Masa’yı sonra RIIA’yı ve en sonunda Kraliçe II. Elizabeth’i işaret etmektedirler. Nixon’un aşağılanması Komite kararlarına karşı çıkacak sonraki Amerikan başkanlarına emsal teşkil etmek için verilen bir derstir. Daha sonra göreceğimiz gibi Kennedy vatandaşların gözleri önünde aynı nedenle katledilmiştir. Nixon’un suikasta kurban gitmemesinin nedeni John F. Kennedy kadar önemli görülmemesidir. Nixon için Beyaz Saray’dan kovularak aşağılanmak yeterli bir ceza olarak görülmüştür. Hangi yöntemi kullanırsa kullansın 300’ler Komitesi Beyaz Saray’a çıkmak isteyen herkese “Elim yakanda” mesajını verir.
    Bu mesajın geçerliliği Nixon’un makamından indirilmesi ve Kennedy suikastında olduğu kadar şimdiki Başkan George Bush’un efendilerini memnun etmek için Amerika Birleşik Devletleri’nin geleceğini tehlikeye atmasından bellidir.
    Schlesinger’in Nixon yönetimindeki görevi savunma siyasetimizi çökertmek ve atom enerjisi karşıtı olmaktır. Schlesinger Atom Enerjisi Komisyonundaki yeri sayesinde görevlerini yerine getirmiştir.
    Bu başarı Amerika Birleşik Devletleri’nde Kont Etienne Davignon’un “Post Endüstriyel Sıfır Büyüme” prensibi yani Roma Kulübü stratejilerinin uygulanmasını başlatmıştır. İşte bu tarihte 1991 yılında ortaya çıkarak 40 milyon eğitilmiş Amerikan işçiyi işsiz bırakacak ekonomik krizin tohumları atılmıştır. Eskiden kadrolu olarak iyi koşullarda çalışanlar kriz sonrası işsiz kalmaktansa hakları belli olmayan taşeron işlere girmek zorunda kalmışlardır.
    300’ler Komitesi ve oligarşik ailelere sızmak neredeyse imkânsızdır. Bunların kullandıkları kamuflajı yırtmak çok zordur. Tüm bunlara rağmen her ülkesini seven Amerikalının 150 yıldır Amerikan iç ve dış siyasetinin 300’ler Komitesi’nce belirlendiğini bilmesi gerekir.


     Alıntı Originally Posted by caner50 Yazıyı Oku
    300 ler komitesi pdf i okudum
    Tavistok, Roma klubu, Beatles
    John Lenon, british india co. vs
    yüzlerce isim zaman yer olay
    1. dünya savaşında türkiyenin kaybı 325 binmiş,
    savaşın maliyeyi 180 milyar$ mış.
    yarısını okudum,
    diğer yarısı da böyleyse.. yorucu
    Ekonomi para, savaş entrika , siyaset, organize işler var..
    altınla ilgili özel bişey var mı, bakceğiz..

    SM-G950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  6. BÖLÜM 27
    300’ler Komitesi’nin Hedefleri
    Neyle karşı karşıyayız? Burada ortak fikir ve amaçlar etrafında toplanmış gevşek bir organizasyondan mı söz ediyoruz? 300’ler Komitesi için bu kesinlikle sözkonusu değildir. 150 yıllık Komite fikirlerinin çoğunu İsis, Osirus ve Dionysos kültlerinden alan pek çok entelektüel kişinin tamamen totaliter yeni bir toplum yaratmasını amaçlayan bir kurumdur.
    Komitenin amacı üyelerinden H. G. Wells’in Açık Komplo: Dünya Devrimi İçin Planlar kitabında anlatılanlara benzer. Wells’in kitabının ismi oldukça cesur olsa da kendisine “Büyük Üstünler” ve “Gül ve Haç” örgütleri gibi bazı bağlantılı kurumlar dışında pek inanan olmamıştır. Wells’in teklifinin bir bölümü aşağıda verilmektedir:

    Açık Komplo değişik sosyal ve politik hedefleri olan ve var olan düzeni sadece siyasi güç veya toplumu bir yöne sürüklemek amacıyla kullanan akıllı ve zengin kişiler topluluğu olarak ortaya çıkacaktır. Habersizce yönlendirilen toplum sonunda nereye götürüldüğünü fark ettiğinde geç olacaktır. Bu grup insan baştaki hükümeti pek çok yol ve yöntemle etkileyecek ve kontrol edecektir.

    George Orwell’in 1984 isimli kitabında olduğu gibi Wells de Tek Dünya Devleti’nden bahsetmektedir. Özetlemek gerekirse 300’ler Komitesi hanedan şeklinde süren ve ortaçağdaki feodal yapıya benzer tek para birimi kullanan tek dünya devletini hedeflemektedir. Bu tek dünya devletinde nüfusa kaç çocuk sahibi olacaklarına dair sınırlama getirilecektir. Hastalıklar, kıtlıklar ve savaşlar yönetici elit grubun işine yarar 1 milyar insan kalana kadar “fazlalık nüfusu” yok edeceklerdir. Bu toplum yöneten ve hizmetkârlardan oluşacak olup orta sınıf bulunmayacaktır. Tüm kanunlar her yerde aynı olacak olup dünya mahkemelerince uygulanacaklar, Tek Dünya Devleti polis gücü ve silahlı kuvvetleriyle destekleneceklerdir. Tek Dünya Devleti sosyal yardım sistemini uygulayarak itaatkâr vatandaşlarının yaşamasına izin verirken isyankâr olanları açlık ile cezalandıracaktır. Bu devlette şahıslara silah satışı ve vatandaşların silah bulundurmaları yasak olacaktır.
    Dünyada tek bir din olacak olup 1920 yılında kurulmuş olan Tek Dünya Kilisesi altında tüm insanlar toplanacaktır. Özel ve dini okullara izin verilmeyen tek dünya devletinde eğitim müfredatında büyücülük, satanizm, Gnostik öğretiler yer alacaktır. Hıristiyanlık ortadan kalkacak olup Hz. İsa ve Hıristiyanlık ibareleri tüm yazılı ve sözlü ibadetlerden çıkarılacaktır. Hz. İsa sıradan bir insan haline getirilerek ona yapılan ibadetler yasaklanacaktır. Deccal yönetimi hüküm sürecektir. Tekrar hatırlatmak gerekirse Da Vinci Şifresi Hz. İsa’yı sıradanlaştıran ve Gnostik öğretiyi öne çıkaran bir propaganda malzemesidir. Bireysel özgürlüğün olmadığı bu sistemde milliyetçilik, bağımsızlık veya cumhuriyetçilik kavramları da olmayacaklardır. Amerikan Anayasası kaldırılacak ve okunması yasaklanacaktır. Geçiş döneminde milliyet ve etnik kimliği vurgulayanlara ağır cezalar verilecektir. Her kişi Tek Dünya Devleti’nin bir üyesi olduğunu kabul etmeye zorlanacak ve kişinin vücuduna Brüksel NATO karargâhındaki bilgi işlem merkezince tanımlanacak bir numara vurulacaktır. CIA, FBI, eyalet ve yerel polis, Maliye, FEMA ve SGK master dosyaları genişletilip birleştirilerek Amerika’daki tüm insanları kapsayan bir veri tabanı oluşturulacaktır. Bu veri tabanı daha sonra Tek Dünya Devleti veritabanına entegre edilecektir.
    Evlilik yasadışı olacak, aile kavramı kaldırılacak, çocuklar küçük yaşlarda annelerinden alınarak devletçe yetiştirileceklerdir. Bu uygulama Erich Honnecker döneminde Doğu Almanya’da uygulanmıştır ve devlete karşı olduğu kabul edilen ailelerin çocukları ellerinden alınmıştır. Kadın hakları hareketinin desteklenmesiyle kadınlar toplum içinde aşağılanır duruma getirileceklerdir. Yirmi yaş öncesi özgür seks mecburi kılınacak, kadınların kendi başlarına kürtaj yapabilmeleri öğretilecektir. Kadınların kürtaj bilgileri Tek Dünya Devleti veritabanındaki dosyalarına işlenecektir. İki çocuktan fazla çocuk doğurup üçüncüsüne kürtaj uygulamayan kadın polis zoruyla kürtaj kliniğine götürülerek kendisine müdahalede bulunulacak ve daha sonra da bu kadın kısırlaştırılacaktır. Homoseksüellik dahil olmak üzere okul, sinema ve televizyonlarda pornografi serbest olacaktır. Zevk için madde kullanımı yasal olacak herkes kendisine verilecek kota dahilinde istediği maddeyi Tek Dünya Devleti dükkânlarından satın alabilecektir. Düzen dışı veya isyankâr kişilere bilinç kontrol ilaçları zorla verileceklerdir. Hizmetkâr köle sınıfın boş vakitlerinde gidebileceği uyuşturucu barları Tek Dünya Devleti’nce açılacaktır. Böylece hizmetkâr sınıf beyinsiz kolay kontrol edilebilir ve yönetilebilir bir toplum haline gelecektir.
    Ekonomik sistem elit grupça kontrol edilecek olup kölelere yaşayacak kadar gıda, eşya ve hizmet sunulacaktır. Tüm servet 300’ler Komitesi üyelerinin elinde toplanacaktır.

    Her kişinin yaşamak için devletin yardımına ihtiyacı olduğu kendisine öğretilecektir. 300’ler Komitesi kararnameleri derhal kanunlaşacak ve dünya bunlarla yönetilecektir. Bu gün Amerika Birleşik Devletleri’nde gördüğümüz kararnameler yönetimi geçiş döneminde yapılan bir denemedir. Halkın bu yönetim tarzına reaksiyon vermemesi halinde daha aşırı uygulamalar başlayacaktır. Mahkemeler artık adalet dağıtmak için değil cezalandırmak için kullanılacaktır. Endüstri kaldırılacak nükleer santraller kapatılacaktır. Sadece 300’ler Komitesi üyeleri dünyadaki doğal kaynakları kullanma hakkına sahip olacaklardır. Tarım Komite’nin elinde olacak ve gıda üretimi sıkı kontrolde tutulacaktır. Bu uygulamalar sayesinde büyük şehirlerin nüfusu kırsalda yaşamaya zorlanacaktır. Benzer uygulama Kamboçya’da Pol Pot rejimince uygulanmıştır. Yaşlı ve ölümcül hastalıkları olanlar için ötenazi mecburi hale gelecektir. Büyük şehirlerin nüfusları Richard Coudenhove Kalgeri’nin yazılarında belirtildiği şekilde önceden belirlenen sayıyı aşmayacaktır.
    Şehirlerin nüfuslarının limiti aşması halinde eğitimli işçiler başka şehirlere nakledileceklerdir. Vasıfsız işçiler ise kura ile belirlenerek limit altı kalan şehirlerde yaşamaya zorlanacaklardır. 2050 yılına kadar en az üç milyar “gereksiz kaşık düşmanı” Tek Dünya Devleti’nce başlatılacak açlık, hastalık salgınları, kanser ve savaşlarla yok edilecektir. Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki beyaz halklardan başlamak üzere hizmetkârlar için enerji, su ve gıda yaşamı idame edecek seviyede tutulacaktır. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Batı Avrupa nüfusları, dünya nüfusu 1 milyar kişiye düşene kadar diğer kıtalardan daha hızlı azalacak olup bu nüfusun 500 milyonu yüzyıllardır üstün ırklardan emir almaya alışkın Çinli ve Japonlardan oluşacaktır. Zaman zaman özellikle yaratılacak su, enerji, gıda sıkıntıları veya hastane hizmetlerinde aksamalar halka 300’ler Komitesi’ne ne kadar bağımlı olduklarını hatırlatmakta kullanılacaktır.
    Otomotiv, çelik, makine ve diğer önemli endüstri kollarının yok edilmesinden sonra konut ve endüstriyel tesis sayısı iyice azaltılacaktır. NATO’ya bağlı Roma Kulübü direktifinde bilimsel araştırmalar ve uzay çalışmaları sadece elit kesime hizmet edeceklerdir. Tüm ülkelerin uzayda konuşlandırdıkları silahlar ve dünyadaki nükleer başlıklar yok edileceklerdir. Tüm ilaçlar, doktorlar, dişçiler ve sağlık çalışanları merkezi veritabanına kayıt olacaklar dolayısı ile tıbbi hizmet veya ilaç reçeteleri bölgesel otoritelerce kontrol edileceklerdir. Amerika Birleşik Devletleri dışarıdan gelen, tek amaçları yemek ve barınma olan ve Amerikan Anayasası hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişilerin istilasına uğrayacaktır. Uluslararası Takas Bankası, Dünya Bankası ve birkaç özel banka dışında tüm bankalar kapatılacaklardır. Tüm dünya üzerinde işçi ücretlerine zam aynı oranda yapılacaktır. Bu düzende işçi haklarını koruyacak sendikalara izin verilmeyecektir.
    Hizmetkâr sınıfın elinde para bulunmayacak ve tüm alışveriş kişilerin kimlik numaralarının yazılı olduğu kartlarla yapılacaktır. 300’ler Komitesi kural ve kanunlarını ihlal eden kişilerin kartlarına suçlarına bağlı şekilde el konacaktır. Dolayısı ile bu kişiler alışveriş yapamayacaklardır. Eski paraları kullanmaya çalışmanın cezası ölüm olacaktır. Tüm eski paralar, tüfekler, tabancalar, patlayıcılar ve otomobillerle beraber devlete teslim edileceklerdir. Sadece Tek Dünya Devleti’ndeki elitlerin özel araç, silah ve para bulundurmaya hakları olacaktır.
    Kartları ellerinden alınan kişiler “kanun kaçaklarına” dönüşecekler ve şehirlerden uzak bölgelerde yaşam savaşı vereceklerdir. Kanun kaçaklarına yardımın cezası ölüm olacaktır. Verilen süre içinde polise teslim olmayan kanun kaçakları yerine ailelerinden biri ceza çekecektir. Araplar, Yahudiler ve Afrika kabilelerinden gelen gruplar arasına fitne atılarak Birleşmiş Milletler ve NATO gözetiminde birbirleriyle savaşmaları sağlanacaktır. Bu taktikler Tek Dünya Devleti kontrolü tam ele geçirmeden etnik ve mezhepsel farklılıklar gösteren Sihler, Sünni ve Şiiler, Hindular, Afrika’daki farklı etnik gruplar arasında uygulanarak birbirlerini kırmaları sağlanacaktır. Etnik ve dini farklılıklar abartılarak bu gruplar birbirlerine düşürüleceklerdir.
    Tüm televizyon, radyo, internet ve yazılı basın Tek Dünya Devleti hükümeti kontrolünde olacaktır. Amerika’da harika uygulandığı şekilde beyin yıkama eğlence ve şov programları şeklinde yaygınlaştırılacaktır. Asi gençler vahşet konusunda eğitilerek tek Dünya Devleti tutuklu işçi kamplarında gardiyan olarak görevlendirileceklerdir. Görüldüğü gibi Yeni Dünya Düzeni’ne geçmek için yapacak daha çok şey vardır. 300’ler Komitesi medeniyetimizi çok uzun zamandır istikrarsızlaştırma planlarını düzeltmiş ve kusursuzlaştırmıştır. Bunu Polonyalı aristokrat Zbigniew Brzezinski’nin İki Çağ Arasında ve Roma Kulübü kurucusu Aurelio Peccei’nin Karşımızdaki Uçurum kitaplarında görmekteyiz. Her ne kadar George Orwell’in 1984 isimli eseri bilimkurgu olarak isimlendirilse de bu esere temel olan bilgiler Londra’daki gizli dosya ve arşivlerden alınmışlardır.
    Karşımızdaki Uçurum isimli kitabında Peccei “düşman” olarak nitelendirdiği insanların 300’ler Komitesi planına göre nasıl yola getirileceğini açıklamıştır. Peccei Felix Dzerzhinski’nin milyonlarca Rus’un katledildiği “Kızıl Terör” sırasında Sydney Reilly’e söylediklerinden bahsetmektedir: “Kaç kişinin öldüğü konusunda neden üzüleyim? Hıristiyanların İncil’i bile insanların Tanrı’nın gözünde değersiz olduklarından bahsetmektedir. Bana göre insan bir ucunda beyin diğer ucunda bok fabrikası olan bir yaratıktan fazla değildir.”


     Alıntı Originally Posted by caner50 Yazıyı Oku
    300 ler komitesi pdf i okudum
    Tavistok, Roma klubu, Beatles
    John Lenon, british india co. vs
    yüzlerce isim zaman yer olay
    1. dünya savaşında türkiyenin kaybı 325 binmiş,
    savaşın maliyeyi 180 milyar$ mış.
    yarısını okudum,
    diğer yarısı da böyleyse.. yorucu
    Ekonomi para, savaş entrika , siyaset, organize işler var..
    altınla ilgili özel bişey var mı, bakceğiz..

    SM-G950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
    Son düzenleme : sadecegrafik; 20-12-2020 saat: 20:47.

  7. Trump reis, indirmeseler, bunlara müsade etmez,orta sınıfı korumaya çalışırdı diyecem de,
    Yukarıda yazılanları Biden nasıl uygulayacak,
    2050 yi ben zor görürüm,
    Mısır firavunları da halkının aklını alıp, köle yapıp yönetiyordu, ancak
    bizim tarihsel bakış açımızda zulum ebedi olamıyor,
    ebedi olan yaratıcı, insallar tanrılık iddiasında bulunuyor, ancak değiller, ölümlüler..

    SM-G950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Sayfa 512/1014 İlkİlk ... 124124625025105115125135145225626121012 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •