Sayfa 630/1012 İlkİlk ... 130530580620628629630631632640680730 ... SonSon
Arama sonucu : 8096 madde; 5,033 - 5,040 arası.

Konu: Altın fiyatlarının geleceği (XAU)

  1.  Alıntı Originally Posted by buyshell Yazıyı Oku
    Altincilar gumusculer o kadar sartlanmislar ki bu iki emtianin artacagina.. 10 yilliklarin her ziplayisinda kafalarina vuruyorlar ons altinin ozellikle.. 2023 kadar 1300 altini bekliyorum ben ons altinda herkesin aksine ..
    Bu kadar beles paraya ortaya cikacak enflasyona ve pandemiye ragmen 2011 deki 1900 onsun 200 dolar altinda olan altin(10 yillik dolar enflasyonu koyarsak 2300 olmali su an en az) size gore 2400 bana gore 1300 gidecek.. bu 10 yilliklari ziplatarak fed ve powel ayar verilirken ons altinin kafasina cakmak bence asil hedef.. herkesin bildigine para yok arkadaslar.. gumus de 26 altini kapatti 25 de duramazsa 22 oranin alti karanlik..ben dolarin tekrar haziran ayindan once 7 altina gelecegini altin ons 1650 1550 araligini bu yil test edecegini altin gramin 360 altina gelecegini her sey iyi giderse 330 lari gorecegini dusunuyorum.. ytd..

    SM-N935F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Herkesin bildiğine para yok kısmına kesinlikle katılıyorum ama “herkesin bildiği” olarak düşündüğün altının yükseleceği tahmini sadece Türkiye’ye özgü. O da ne sebeple olduğunu bilmediğim Türklerin ezeli ve ebedi altın tutkusu kaynaklı. Bu topraklarda altın hep “yükselecektir” Onsun fiyatını asıl belirleyen abd ve uzakdoğu. Uzakdoğuyu bilmem ama Abd’de herkesin bildiği tek şey altının kripto ile ikame edildiği ve düşeceği. Nitekim de bu yönde pozisyon aldıkları için ya da aksi yönde pozisyon almadıklrı için altın etf ve yat. Bankaların elinde zirvesinden buralara gelerek maymun oldu. Dolayısıyla senin varsayımından yola çıkarsak altın boğa piyasasına dönüşmeli.

  2. Krizin sebepleri
    Büyük kriz öncesindeki atmosfere bir göz attıktan sonra krizin sebepleri ve gelişimi üzerinde durmak gerekir. Dünyayı etkileyen pek çok olay üzerinde olduğu gibi bu olayın sebepleri hakkında da çok sayıda araştırma ve yorum yapıldı. Bu araştırma ve yorumlarda genel olarak yer alan ortak birkaç sebebi şöyle sıralayabiliriz:

    Birincisi; Amerika’daki şirketlerin mali güçleriydi. 1870'li yıllarda ABD'de irili ufaklı pek çok şirket varken I. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar karşısında küçük şirketler birleşmek zorunda kalmış ve savaş sonrasında tekeller oluşturmuşlardır. Öyle ki 1929 yılına gelindiğinde Amerikan ekonomisinin %50’si üzerinde söz sahibi olan holding sayısı 200 kadardı. Bu da tek bir holdingin bile iflasının ekonomiyi sarsmaya yeteceğini gösteriyordu.

    İkinci bir sebep de bankaların kötü yapılanmış olmasıydı. Bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu. Örneğin şirketlerin mali tablolarının güvenilirliğini sağlayan yasalar yoktu. Bu yüzden yatırımcı hisse senedini aldığı firma hakkında yeterince bilgiye sahip olamıyordu. Yine ticari bankaları yatırım bankalarından ayıran yasalar da mevcut değildi.

    Üçüncü bir sebebin de, başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği olduğu söylenebilir. Bu düşüncenin savunucularına göre başkan Hoover yönetimi, 1920'lerde hüküm süren liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmamayı uygun görmüştü. Ancak 1929 krizine müdahale etmemenin toplumsal maliyeti çok büyük olmuştu. Daha sonraları başkan müdahaleye karar verdiğinde ise hem çok geç olmuştu hem de müdahale başarılı olamamıştı. Örneğin devlet bütçesini dengelemek için devlet harcamalarını kısmasının ve vergileri arttırmasının işsizliğe sebep olduğu ve bunun da insanların satın alma gücünün azalmasına ve fiyatların düşmesine neden olduğu savunuldu. Hükümetin tecrübesizliğinin bir diğer göstergesi de altın standardına bağlı kalmakta ısrar edişiydi. Hükûmet altına bağlı olmayan para basmayı reddederek sıkı bir para politikası izledi ve piyasada para bulunmayınca ekonomik faaliyetler durdu, reel sektör küçüldü. Bu da daha fazla işsizlik, daha az gelir demekti.

    Vurgulanması gereken son sebep ise; başta da belirtildiği gibi ABD'nin dünya üzerindeki net kreditör olmasıydı. Bunun yanında I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve İngiltere’den istediği tazminatların altın olarak ödenmesini talep ediyordu. Ancak yeryüzündeki altın stoğu yetersizdi ve var olan stoğu da zaten Amerika kontrol ediyordu. Bu sebeple de bahsedilen tazminatların ve kredilerin mal ve hizmet olarak ödenmesi denendi ancak bu da ABD'nin kendi mal ve hizmet sektörünü vurdu. Son çare olarak gümrük duvarları koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnızca dış ticareti küçülttü. Sonuçta Amerika hesapsızca vermiş olduğu kredileri geri alamadı.


    Türkiye'ye etkileri
    Türkiye 1929 bunalımı karşısında, kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını artırmak zorundaydı, Türkiye Cumhuriyeti bunu sağlayabilmek için çeşitli politikalar izledi.

    Türkiye 1933'te dış ödemelerde uygulamasına başlanan kliring ve takas sistemini uyguladı. Kliring sistemi malını alanın, malını alma ilkesine dayanır. Bu sistemde ithalat ihracata bağlandığından, ihracat teşvik edilmiş olur. Nitekim, Türk Hükûmeti mümkün olduğu kadar bütün ülkelerle kliring ve takas anlaşması yapmaya çaba harcadı ve Türkiye ile ticaret ve ödeme anlaşması yapan ülkelerden, ithalata öncelik tanıdı. Ayrıca ihraç mallarının standardizasyonuna önem verilerek, ihracat bu yönden de teşvik edildi 10/06/1930 tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükümete tedbir alma yetkisi verilerek, ihraç edilen fındık ve yumurtadan başlayarak, ihraç mallarında kalite kontrolüne gidildi. Önceleri çeşitli merciler tarafından yürütülen bu iş 1934'te kurulan Türkofis'e devredildi. Ofise, kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa araştırmaları yapma ve uluslararası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi de verildi.

     Alıntı Originally Posted by KIZILDAG Yazıyı Oku
    1929 buhranının Türkiye ye etkisini okudum. Kurtuluş savaşı tarihinin bizim için büyük şans olduğunu tekrar gördüm. TL nin kısmı değer kaybı, tarım ürünlerinin fiyatlarında yaşanan gerileme, ihracatımızın tarıma dayalı olması. O dönemde tarım en büyük ihracatımızmış, ne güzel, keşke şimde de böyle olsa, en azından Çin gibi kendi halkına bakan bir ülke olurduk. 1929 Buhara’nın etkilerinde Türkiye yazısının hiç bir yerinde altın ve gümüş geçmiyordu, Bu da dikkat çeken diğer bir nokta. Ama ben işin doğrusu sayın ENKİ’ yi her zaman pür dikkat okuyorum ve kendisi altın gümüş konusunda komplo teorilerinden uzak kalın diyor.
    ....

  3. #5035
     Alıntı Originally Posted by Culpable Yazıyı Oku
    Forumdakilere Caylak diye yazi yazan dengesizin aslinda kendisi caylak
    Bu adamin burda yazilarini okuyunca gozumde canlanan insan su sekilde:
    5gram fiziki altin alip sabah aksam uyumadan internette gecmiste kotu neler olmus diye arastirip 5gram gram fiziki altinini satip o para ile uzay mekigi alip uzaya yolculuk yapmak isteyen bir hayalperest canlaniyor

    1929 buhrani demek 1 dunya savasi demek.
    Youtube da buldugun sacma sapan kurgu videolarini buraya atmadan once ne sebeb oldu diye bir arastir!!
    Almanya ve ilgiltere savas tazminatini altin olarak odemek zorunda idi !!
    O zaman basilan paralar altina endeksli idi
    Bugunku gibi Yasalar yada denetleyici kuruluslar yoktu, mudahaleler yoktu, sirketler birbiri ile baglantili idi bir tanesi domino etkisi yapabiliyordu,
    1929 de yasananlari 2021 yilinda da yasanmasini beklemek ahmakliktir

    Beklemeyi gectim sonucta en buyuk etken 1 dunya savasidir . ne yani senin 3 kurus altinin degerlenicek diye savasmi bekleyeceksin birde
    Madem o artışa 1.dünya savaşı neden oldu 1970 1980 arasındaki ralliye hangi dünya savaşı neden oldu.Benim bildiğim FED hem 1920 1930 arasında hem de 1970 de parasal genişleme yaptı altın gümüş rallileri ondan oldu.Savaş sonuçtur neden değil,1. dünya savaşını doğuran da 1900 yıllarında yaşanan krizdi.1929 krizi de 2. dünya savaşına neden oldu.Fed İN 1920 1930 arasında yaptığı parasal genişleme amerikada kükreyen 20 ler diye adlandırılan refah dönemini getirdi sonu elbet hüsran.Dünyada benzeri 2000 başından beri yapılıyor faizler hep düşürülüyor paraya ulaşım kolaylaşıyor ama borç da çoğalıyor,borç artık artırılamayacak seviyelerde sorun da bu.Bu fırtınada sığınılacak limanlar altındır gümüştür,4000 yıldır insanlık zamandan coğrafyadan bağımsız bunlara güvenmiş,onların değeri oldukları yerde duruyor onları kağıt sistemine döndürüp değerleri ile oynayan malum soytarılar.Kağıt sisteminin ponzi olduğu anlaşıldığı anda altın altındır gümüşte gümüş.

  4. #5036
     Alıntı Originally Posted by buyshell Yazıyı Oku
    Yapim kardesim
    Dolar 8 ustu berat gider
    9 ustu reis gider dedim
    Reis demek fakirlik demektir..
    Faiz sebep enflasyon sonuc diye diye 8 yildir tl ye real faiz vermiyerek tl yi cop konumuna getirip ulkenin milli gelirini dolar enflasyonu da koyarak 2004 seviyesine getiren akp gitmedikce bu ulke duzelmez diyen insanim..
    Damat gittigi gun mart 31 olmadan altin 400 u dolar tl 7.2 altini gorecek diyen .. bunu dedigim icin twiter de misal nasruulah ayhan cahilleri tarafindan bloklanan birde su shellman var altinci dolarci.. dolarcilarin sansi basimizda reisin olmasidir.. akp son 8 yilda ulkeyi her gun fakirlestirmistir.. daha yaziyim yetermi

    SM-N935F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Valla nasrullah ayana cahil diyen birine ne demeli bilemem ama altın konusunda da dolar konusunda da görüşlerinize katılmıyorum.Yazınızdaki bir kısmı ben anlıyamadım,reel faiz vermeme kısmı elbet doğru da akp nin geldi geleli ana politikası allem kallem ne olursa olsun doları baskılayarak suni bir refah yaratmaktır.Güçlü tL ekonomik temelleri olmadığı halde ucuz ithalati teşvik etti,ucuza araba aldık,telefon aldık,televizyon aldık,buğday aldık,saman aldık aldık da aldık.Bunlar hep düşük tutulmuş dolar kuru ile oldu.Akp sizin görüşünüzün aksine suni bir refah yaşattı.Ha yüksek faiz verse ne olurdu o faiz ne ile ödenecek ne işe yarıyacak,üretmiyen bir ekonomide yüksek faizle ne çözülür,yüksek faizle düşürülen dolar kuru ne işe yarar cidden sizin entry de ne dediğinizi çözemedim.Akp nin olayı üreten bir ekonomi istememesi,fabrikaları satması,işe yarayan üretim ekonomisini baltalaması habire tüketimle inşaatla büyüyen bir ekonomi yaratması.Yoksa mali politikalarla dünyada kim ne çözmüş ki biz çözelim.İşler keşke faizle kurla falan hallolacak kadar basit olsaydı.

  5. Bir onceki mesajda sorularinizin cevabi var.
    Asil mesele su : Elinde Altini Gumusu olanlar bu kadar para basmaya nasil Altin ucmaz kacmaz Hazimsizligi var.
    Elinde Altin Gumusu olmuyanlar ise sakince istedikleri fiyata gelmesini bekliyorlar . ama daha once yazdigim gibi elinde altini gumusu olmayanlar ornek gumus fiyatlari 30$ a ciksa hazimsizlik yapmaz aksine alim yapar . ama iste ellerinde mallari olanlar dususu hazmedemezler !!!
    1920 ile 2021 i kiyaslamamak ve bu kiyas ile Altin Gumus yukselicek yada dusecek diye tahminde bulunmak !!!!!


    Üçüncü bir sebebin de, başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği olduğu söylenebilir. Bu düşüncenin savunucularına göre başkan Hoover yönetimi, 1920'lerde hüküm süren liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmamayı uygun görmüştü. Ancak 1929 krizine müdahale etmemenin toplumsal maliyeti çok büyük olmuştu. Daha sonraları başkan müdahaleye karar verdiğinde ise hem çok geç olmuştu hem de müdahale başarılı olamamıştı. Örneğin devlet bütçesini dengelemek için devlet harcamalarını kısmasının ve vergileri arttırmasının işsizliğe sebep olduğu ve bunun da insanların satın alma gücünün azalmasına ve fiyatların düşmesine neden olduğu savunuldu. Hükümetin tecrübesizliğinin bir diğer göstergesi de altın standardına bağlı kalmakta ısrar edişiydi. Hükûmet altına bağlı olmayan para basmayı reddederek sıkı bir para politikası izledi ve piyasada para bulunmayınca ekonomik faaliyetler durdu, reel sektör küçüldü. Bu da daha fazla işsizlik, daha az gelir demekti.

    Vurgulanması gereken son sebep ise; başta da belirtildiği gibi ABD'nin dünya üzerindeki net kreditör olmasıydı. Bunun yanında I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve İngiltere’den istediği tazminatların altın olarak ödenmesini talep ediyordu. Ancak yeryüzündeki altın stoğu yetersizdi ve var olan stoğu da zaten Amerika kontrol ediyordu. Bu sebeple de bahsedilen tazminatların ve kredilerin mal ve hizmet olarak ödenmesi denendi ancak bu da ABD'nin kendi mal ve hizmet sektörünü vurdu. Son çare olarak gümrük duvarları koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnızca dış ticareti küçülttü. Sonuçta Amerika hesapsızca vermiş olduğu kredileri geri alamadı.

     Alıntı Originally Posted by hkm Yazıyı Oku
    Madem o artışa 1.dünya savaşı neden oldu 1970 1980 arasındaki ralliye hangi dünya savaşı neden oldu.Benim bildiğim FED hem 1920 1930 arasında hem de 1970 de parasal genişleme yaptı altın gümüş rallileri ondan oldu.Savaş sonuçtur neden değil,1. dünya savaşını doğuran da 1900 yıllarında yaşanan krizdi.1929 krizi de 2. dünya savaşına neden oldu.Fed İN 1920 1930 arasında yaptığı parasal genişleme amerikada kükreyen 20 ler diye adlandırılan refah dönemini getirdi sonu elbet hüsran.Dünyada benzeri 2000 başından beri yapılıyor faizler hep düşürülüyor paraya ulaşım kolaylaşıyor ama borç da çoğalıyor,borç artık artırılamayacak seviyelerde sorun da bu.Bu fırtınada sığınılacak limanlar altındır gümüştür,4000 yıldır insanlık zamandan coğrafyadan bağımsız bunlara güvenmiş,onların değeri oldukları yerde duruyor onları kağıt sistemine döndürüp değerleri ile oynayan malum soytarılar.Kağıt sisteminin ponzi olduğu anlaşıldığı anda altın altındır gümüşte gümüş.
    ....

  6. #5038
     Alıntı Originally Posted by Culpable Yazıyı Oku
    Krizin sebepleri
    Büyük kriz öncesindeki atmosfere bir göz attıktan sonra krizin sebepleri ve gelişimi üzerinde durmak gerekir. Dünyayı etkileyen pek çok olay üzerinde olduğu gibi bu olayın sebepleri hakkında da çok sayıda araştırma ve yorum yapıldı. Bu araştırma ve yorumlarda genel olarak yer alan ortak birkaç sebebi şöyle sıralayabiliriz:

    Birincisi; Amerika’daki şirketlerin mali güçleriydi. 1870'li yıllarda ABD'de irili ufaklı pek çok şirket varken I. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar karşısında küçük şirketler birleşmek zorunda kalmış ve savaş sonrasında tekeller oluşturmuşlardır. Öyle ki 1929 yılına gelindiğinde Amerikan ekonomisinin %50’si üzerinde söz sahibi olan holding sayısı 200 kadardı. Bu da tek bir holdingin bile iflasının ekonomiyi sarsmaya yeteceğini gösteriyordu.

    İkinci bir sebep de bankaların kötü yapılanmış olmasıydı. Bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu. Örneğin şirketlerin mali tablolarının güvenilirliğini sağlayan yasalar yoktu. Bu yüzden yatırımcı hisse senedini aldığı firma hakkında yeterince bilgiye sahip olamıyordu. Yine ticari bankaları yatırım bankalarından ayıran yasalar da mevcut değildi.

    Üçüncü bir sebebin de, başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği olduğu söylenebilir. Bu düşüncenin savunucularına göre başkan Hoover yönetimi, 1920'lerde hüküm süren liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmamayı uygun görmüştü. Ancak 1929 krizine müdahale etmemenin toplumsal maliyeti çok büyük olmuştu. Daha sonraları başkan müdahaleye karar verdiğinde ise hem çok geç olmuştu hem de müdahale başarılı olamamıştı. Örneğin devlet bütçesini dengelemek için devlet harcamalarını kısmasının ve vergileri arttırmasının işsizliğe sebep olduğu ve bunun da insanların satın alma gücünün azalmasına ve fiyatların düşmesine neden olduğu savunuldu. Hükümetin tecrübesizliğinin bir diğer göstergesi de altın standardına bağlı kalmakta ısrar edişiydi. Hükûmet altına bağlı olmayan para basmayı reddederek sıkı bir para politikası izledi ve piyasada para bulunmayınca ekonomik faaliyetler durdu, reel sektör küçüldü. Bu da daha fazla işsizlik, daha az gelir demekti.

    Vurgulanması gereken son sebep ise; başta da belirtildiği gibi ABD'nin dünya üzerindeki net kreditör olmasıydı. Bunun yanında I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve İngiltere’den istediği tazminatların altın olarak ödenmesini talep ediyordu. Ancak yeryüzündeki altın stoğu yetersizdi ve var olan stoğu da zaten Amerika kontrol ediyordu. Bu sebeple de bahsedilen tazminatların ve kredilerin mal ve hizmet olarak ödenmesi denendi ancak bu da ABD'nin kendi mal ve hizmet sektörünü vurdu. Son çare olarak gümrük duvarları koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnızca dış ticareti küçülttü. Sonuçta Amerika hesapsızca vermiş olduğu kredileri geri alamadı.


    Türkiye'ye etkileri
    Türkiye 1929 bunalımı karşısında, kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını artırmak zorundaydı, Türkiye Cumhuriyeti bunu sağlayabilmek için çeşitli politikalar izledi.

    Türkiye 1933'te dış ödemelerde uygulamasına başlanan kliring ve takas sistemini uyguladı. Kliring sistemi malını alanın, malını alma ilkesine dayanır. Bu sistemde ithalat ihracata bağlandığından, ihracat teşvik edilmiş olur. Nitekim, Türk Hükûmeti mümkün olduğu kadar bütün ülkelerle kliring ve takas anlaşması yapmaya çaba harcadı ve Türkiye ile ticaret ve ödeme anlaşması yapan ülkelerden, ithalata öncelik tanıdı. Ayrıca ihraç mallarının standardizasyonuna önem verilerek, ihracat bu yönden de teşvik edildi 10/06/1930 tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükümete tedbir alma yetkisi verilerek, ihraç edilen fındık ve yumurtadan başlayarak, ihraç mallarında kalite kontrolüne gidildi. Önceleri çeşitli merciler tarafından yürütülen bu iş 1934'te kurulan Türkofis'e devredildi. Ofise, kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa araştırmaları yapma ve uluslararası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi de verildi.
    Şimdi altını çizerek vurguladığınız ve 1929 krizinde hükümetin yanlışı olarak gördüğünüz altın standardına bağlı kalmama olayı 1970 de değişti.O zamandan beri merkez bankaları altın standardına bağlı olmadan para basılıyor,geldiğimiz nokta 2008 e kadar basılan para 850 milyar dolar 2019 da 4 trilyon dolar 2020 de 7 trilyon dolar oldu 2021 üçüncü ayındayız 9 trilyon dolar oldu ve bu sadece FED diğer merkez bankaları hariç.Para logaritmik olarak artan hızla basılmak zorunda olunan bir sistem yaratıldı,bu mu çare.Acaba 1929 buhranında hükümet altın standardını koruyarak doğru yapmış olamaz mı.

  7. 350-360lara kadar bu altın gelmesi normal. Tüm birikimi altına gömmektense kademeli bir şekilde alım çok daha iyi.
    Ytd

  8. #5040
     Alıntı Originally Posted by Culpable Yazıyı Oku
    Bir onceki mesajda sorularinizin cevabi var.
    Asil mesele su : Elinde Altini Gumusu olanlar bu kadar para basmaya nasil Altin ucmaz kacmaz Hazimsizligi var.
    Elinde Altin Gumusu olmuyanlar ise sakince istedikleri fiyata gelmesini bekliyorlar . ama daha once yazdigim gibi elinde altini gumusu olmayanlar ornek gumus fiyatlari 30$ a ciksa hazimsizlik yapmaz aksine alim yapar . ama iste ellerinde mallari olanlar dususu hazmedemezler !!!
    1920 ile 2021 i kiyaslamamak ve bu kiyas ile Altin Gumus yukselicek yada dusecek diye tahminde bulunmak !!!!!


    Üçüncü bir sebebin de, başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği olduğu söylenebilir. Bu düşüncenin savunucularına göre başkan Hoover yönetimi, 1920'lerde hüküm süren liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmamayı uygun görmüştü. Ancak 1929 krizine müdahale etmemenin toplumsal maliyeti çok büyük olmuştu. Daha sonraları başkan müdahaleye karar verdiğinde ise hem çok geç olmuştu hem de müdahale başarılı olamamıştı. Örneğin devlet bütçesini dengelemek için devlet harcamalarını kısmasının ve vergileri arttırmasının işsizliğe sebep olduğu ve bunun da insanların satın alma gücünün azalmasına ve fiyatların düşmesine neden olduğu savunuldu. Hükümetin tecrübesizliğinin bir diğer göstergesi de altın standardına bağlı kalmakta ısrar edişiydi. Hükûmet altına bağlı olmayan para basmayı reddederek sıkı bir para politikası izledi ve piyasada para bulunmayınca ekonomik faaliyetler durdu, reel sektör küçüldü. Bu da daha fazla işsizlik, daha az gelir demekti.

    Vurgulanması gereken son sebep ise; başta da belirtildiği gibi ABD'nin dünya üzerindeki net kreditör olmasıydı. Bunun yanında I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve İngiltere’den istediği tazminatların altın olarak ödenmesini talep ediyordu. Ancak yeryüzündeki altın stoğu yetersizdi ve var olan stoğu da zaten Amerika kontrol ediyordu. Bu sebeple de bahsedilen tazminatların ve kredilerin mal ve hizmet olarak ödenmesi denendi ancak bu da ABD'nin kendi mal ve hizmet sektörünü vurdu. Son çare olarak gümrük duvarları koyma yoluna gidildi ancak bu da yalnızca dış ticareti küçülttü. Sonuçta Amerika hesapsızca vermiş olduğu kredileri geri alamadı.
    Sanırım günlerdir yazdıklarımı tam okumuyorsunuz.Benim gümüş konusundaki öngörüm tamamen yeni bir çağın başında olduğumuz endüstriyel açıdan talebi de olan gümüşün talebinin önümüzdeki yıllarda çok artacağı manuplatif işlemlerle fiyatının baskılanamayacağı üzerine.Altın ise eninde sonunda tarihte sınırsız para basma çılgınlıklarının sonunda tüm dünyanın ortak değer olarak üzerinde anlaşacağı tek olasılık olduğu için değerini korur,koruyacaktır.Burada fikirlerimizi yazıyoruz bilgi alıyoruz bilgi paylaşıyoruz,altın gümüş artmadı ondan hazımsızsınız falan seviye düşürücü ithamlar olmuyor mu.Herkes istediğini yapar isterse alır isterse satar isterse bekler,elbet değişik düşünceler olacaktır ama bu sayfada düşüncelerini yazanlara bu şekilde ithamlarda bulunmanız hoş değil,kendi adıma sizin bu seviyede olmamanız gerektiğini düşünüyorum.Gümüş ve altın yatırımım var beklentilerim var elbet artınca sevinirim düşünce üzülürüm bu beni neden hazımsız yapsın.

Sayfa 630/1012 İlkİlk ... 130530580620628629630631632640680730 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •