Sayfa 129/147 İlkİlk ... 2979119127128129130131139 ... SonSon
Arama sonucu : 1171 madde; 1,025 - 1,032 arası.

Konu: Beyaz Yaka İçin Tasarruf ve Yatırım Koçluğu-3

  1. Başlık eskisi kadar aktif değil, artık beyaz yakaların pek tasarruf ve yatırım yapacak hali kalmadı galiba

    Ben biraz kişisel bir yazı yazayım, son bir yılki performansımı paylaşmak istiyorum.

    Aile varlığımızın;
    %10-15'i acil para lazım olursa diye iki farklı para piyasası fonunda duruyor, biri yıllık %18,1 diğeri %17,7 getirmiş.
    %50 kadar dolar olarak uzun vadeli eurobondlarda, dolardaki yıllık artış (8,18'den 14,68'e) %80, yılda %6-7 gibi de kupon alıyoruz, dolayısıyla burada da yıllık TL bazında %86 gibi bir artış olmuş diyebiliriz.
    %35-40 kısmını da ben aktif olarak borsa, viop, dolar, altın alıp satarak yönetiyorum. Son bir yılda hisselerde tüpraş, ereğli, akbank, garanti, işbankta işlem yaptım. Bu portföyümde de yıllık getiri %63 olmuş. Aslında çok daha iyi olacaktı ama 20 aralıkta viopta altında long kontratlarda yakalandım ve büyük zarar yazdım ardından aracı kurumun teminatları bir anda üç katına çıkarması, işlem limiti koyması vb gibi nedenler de eklenince kolay toparlanamadım.
    (Yukarıya dahil etmediğim biraz da fiziki altın var, onlar yıllardır duruyor yatırımdan saymıyor, yokmuş gibi davranıyoruz)

    Karşılaştırma için bir yılda bist100 bir yılda %58 artmış.
    Gayrimenkul endeksi de ülke geneli için yanlış hatırlamıyorsam yıllık %75 büyük şehirler için %80-85 arttı.
    Yıllık TÜFE %54, ÜFE %105.

    Kısacası tüfeye göre toplamda paramızın değerini koruduk gibi görünüyor, üfeye göre ise haliyle eridi. Dinamik şekilde portföyle uğraşıp zaman ve emek harcamak yerine dolara veya gayrimenkule yatırsaydım zahmetsiz dertsiz daha çok kazanmış olurdum ama buna da dertlenecek halim yok, bilemezdim sonuçta.

    Önümüzdeki yıl için para piyasası fonunun sefil getirisini gözönüne alarak çok büyük bölümünü bozup başka alanda değerlendirmeye karar verdik, acil para gerekirse borç veya kredi çekeriz.

  2. #1026
    vallahi zamlardan sonra çok bir tasarruf imkanı kalmadı üstadım ... üstelik beyaz yaka ile asgari ücret arasındaki fark iyice daraldı
    ben son 10 yıl içerisinde işe başladığım için nispeten şanslıyım şimdilerde üniversitede okuyan veya iş hayatına yeni atılan arkadaşlar için çok üzülüyorum... bir ev bir araba sahibi olmak bir ömür sürmemeliydi... meslek hayatının başında olan arkadaşlar eğer mümkünse oturmak için ev alabilir ..anlaşılan bu maliyetler artmaya devam edecek ve ülke sınırları ihlal edilerek sürekli göçmen geldiğinden kiralar da geri kalmayacak ... belki ilerde sert faiz artışı olursa satmak zorlayabilir o yüzden yatırımlık yerine oturulacak ev daha önemli ... ben iki yıl önce almadığım için pişmanım ne zaman alabilirim bilemiyorum
    bununla birlikte eğer imkan yoksa son zamlar da dikkate alındığında borsa ucuz kaldı gibi ... ancak mutlaka mevsim bahar olacak yabancı geri gelecek bize ralli yaptıracak diye düşünmemek lazım... belki borsamızın yeni normali sektörüne göre tl bazlı 5-15 fk civarıdır... psikoloji iyi hazırlamak lazım diye düşünüyorum... son 1 ayda güzel bir artış oldu son bir yıl ise enflasyona bakınca hüsran... yine de ben buralardan maliyetlenmekten şikayetçi değilim... aylık birikimimin %45i ile ihracat yapan temettücü şirketlerden biriktiriyorum..
    riski dağıtmak için de %35 yabancı hisse senetleri, biraz gümüş biraz viop ile yola devam ediyorum... eğer yılsonuna doğru fed sert faiz artışına giderse yabancıları ve gümüşü eurobonda çevirmeyi düşünüyorum ... o dönemlerde borsada düşüş olursa temettücülere de arka çıkmaya çalışacağım... yabancı hisse senetlerine yatırım yapmak isteyen arkadaşlar bu konudaki sayfaları takip edebilir ayrıca tefasta da çok başarılı fonlar var hatta ben arada hesap kitaba bakıyorum fonlar gayet de güzel getiriyor..
    viop konusunda ise kesinlikle olaya al-sat olarak bakmamalı diye düşünüyorum.. ilk hedef portföyü trend halindeki düşüşlere karşı koruyabilmek olmalı... belli bir indikatöre göre trend takibi yapılabilir... eğer getiri amacıyla da işlem yapılıyorsa çok kazanmaktansa strateji dahilinde düzenli kazanmak daha önemli bence ... çünkü işlem kaldıraçlı olduğundan bir trend yakalandığında zaten getirisi tatmin edecektir... ben 5 saatlik-günlük grafiklere gün içinde bir kaç kez bakıyorum... haftada bir kaç işlem yapıyorum... viopta bile uzun vadeci oldum gibi limitleri de bilmek gerekiyor... herkesin risk algısı farklıdır ancak eğer toplam portföyün yüzde20sini geçmeyecek bir tutar teminat olarak tutulur ve bunun da büyük bir bölümü (2/3ü 3/4ü vb) işleme sokulmazsa, kalan kısımda 2-3 pozisyona bölünürse çok ekstrem olayların yaşandığı günlerde bile kayıpların kabul edilebilir seviyede kalması sağlanabilir...benim naci ağbalın görevden alındığı haftasonu dolar short, kkm'nin açıklandığı gün ise long pozisyonum vardı Allahtan çok değildi ... böyle ekstrem günleri sık sık yaşıyoruz malesef o yüzden kaldıraçlı piyasada önlem üstüne önlem almak hedge amacını ön planda tutmak daha yararlı olabilir
    benim de bir yıllık bilançom tüfenin biraz üzerinde ama özellikle son bir yıldaki fakirlik moralimi bozuyor... inşallah zamanla her şey yoluna girer maaşımızı aldığımız paramız değerlenir o zaman daha verimli bir şekilde tasarrufa - yatırıma devam edebiliriz
    son dönemde hem bu sayfanın hem twitterdaki arkadaşların etkisiyle insanların borsaya sadece al-sat mantığıyla değil yatırım amacıyla yaklaştığını görmek beni çok mutlu ediyor... çünkü zaten emeğin getirisi kuşa döndüğünden bunu kısa sürede katlamaktansa koruyarak arttırmaya çalışmak bilinci çok önemli... piyasa büyük risk alanların çoğunu eninde sonunda yakalıyor gerçekten ... şirketlerin raporlarını yatırımlarını piyasa değerini çok güzel araştıran inceleyen çok değerli arkadaşlar var onları okumak büyük keyif... bu sayfanın buradaki üstadların yeri hep ayrı
    tüm forumdaşlara sağlıklı mutlu pazarlar hayırlı ramazanlar dilerim
    yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...

  3.  Alıntı Originally Posted by HATAKE Yazıyı Oku
    vallahi zamlardan sonra çok bir tasarruf imkanı kalmadı üstadım ... üstelik beyaz yaka ile asgari ücret arasındaki fark iyice daraldı
    ben son 10 yıl içerisinde işe başladığım için nispeten şanslıyım şimdilerde üniversitede okuyan veya iş hayatına yeni atılan arkadaşlar için çok üzülüyorum... bir ev bir araba sahibi olmak bir ömür sürmemeliydi... meslek hayatının başında olan arkadaşlar eğer mümkünse oturmak için ev alabilir ..anlaşılan bu maliyetler artmaya devam edecek ve ülke sınırları ihlal edilerek sürekli göçmen geldiğinden kiralar da geri kalmayacak ... belki ilerde sert faiz artışı olursa satmak zorlayabilir o yüzden yatırımlık yerine oturulacak ev daha önemli ... ben iki yıl önce almadığım için pişmanım ne zaman alabilirim bilemiyorum
    bununla birlikte eğer imkan yoksa son zamlar da dikkate alındığında borsa ucuz kaldı gibi ... ancak mutlaka mevsim bahar olacak yabancı geri gelecek bize ralli yaptıracak diye düşünmemek lazım... belki borsamızın yeni normali sektörüne göre tl bazlı 5-15 fk civarıdır... psikoloji iyi hazırlamak lazım diye düşünüyorum... son 1 ayda güzel bir artış oldu son bir yıl ise enflasyona bakınca hüsran... yine de ben buralardan maliyetlenmekten şikayetçi değilim... aylık birikimimin %45i ile ihracat yapan temettücü şirketlerden biriktiriyorum..
    riski dağıtmak için de %35 yabancı hisse senetleri, biraz gümüş biraz viop ile yola devam ediyorum... eğer yılsonuna doğru fed sert faiz artışına giderse yabancıları ve gümüşü eurobonda çevirmeyi düşünüyorum ... o dönemlerde borsada düşüş olursa temettücülere de arka çıkmaya çalışacağım... yabancı hisse senetlerine yatırım yapmak isteyen arkadaşlar bu konudaki sayfaları takip edebilir ayrıca tefasta da çok başarılı fonlar var hatta ben arada hesap kitaba bakıyorum fonlar gayet de güzel getiriyor..
    viop konusunda ise kesinlikle olaya al-sat olarak bakmamalı diye düşünüyorum.. ilk hedef portföyü trend halindeki düşüşlere karşı koruyabilmek olmalı... belli bir indikatöre göre trend takibi yapılabilir... eğer getiri amacıyla da işlem yapılıyorsa çok kazanmaktansa strateji dahilinde düzenli kazanmak daha önemli bence ... çünkü işlem kaldıraçlı olduğundan bir trend yakalandığında zaten getirisi tatmin edecektir... ben 5 saatlik-günlük grafiklere gün içinde bir kaç kez bakıyorum... haftada bir kaç işlem yapıyorum... viopta bile uzun vadeci oldum gibi limitleri de bilmek gerekiyor... herkesin risk algısı farklıdır ancak eğer toplam portföyün yüzde20sini geçmeyecek bir tutar teminat olarak tutulur ve bunun da büyük bir bölümü (2/3ü 3/4ü vb) işleme sokulmazsa, kalan kısımda 2-3 pozisyona bölünürse çok ekstrem olayların yaşandığı günlerde bile kayıpların kabul edilebilir seviyede kalması sağlanabilir...benim naci ağbalın görevden alındığı haftasonu dolar short, kkm'nin açıklandığı gün ise long pozisyonum vardı Allahtan çok değildi ... böyle ekstrem günleri sık sık yaşıyoruz malesef o yüzden kaldıraçlı piyasada önlem üstüne önlem almak hedge amacını ön planda tutmak daha yararlı olabilir
    benim de bir yıllık bilançom tüfenin biraz üzerinde ama özellikle son bir yıldaki fakirlik moralimi bozuyor... inşallah zamanla her şey yoluna girer maaşımızı aldığımız paramız değerlenir o zaman daha verimli bir şekilde tasarrufa - yatırıma devam edebiliriz
    son dönemde hem bu sayfanın hem twitterdaki arkadaşların etkisiyle insanların borsaya sadece al-sat mantığıyla değil yatırım amacıyla yaklaştığını görmek beni çok mutlu ediyor... çünkü zaten emeğin getirisi kuşa döndüğünden bunu kısa sürede katlamaktansa koruyarak arttırmaya çalışmak bilinci çok önemli... piyasa büyük risk alanların çoğunu eninde sonunda yakalıyor gerçekten ... şirketlerin raporlarını yatırımlarını piyasa değerini çok güzel araştıran inceleyen çok değerli arkadaşlar var onları okumak büyük keyif... bu sayfanın buradaki üstadların yeri hep ayrı
    tüm forumdaşlara sağlıklı mutlu pazarlar hayırlı ramazanlar dilerim
    Çok güzel özetlemişsiniz. Ben azalan maaş farkının kolay kolay düzeleceğini düşünmüyorum. Zira bir şekilde çalışanlar bu farkı kabullendi. Patronlarında işine geldi. Çalışanın iki yolu var. Ya yurtdışına çıkacak. Yada başarabilirse burada kendi işini kuracak. Umarım zaman beni haksız çıkarır.


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

  4.  Alıntı Originally Posted by pit Yazıyı Oku
    Güne çok güzel bir anekdotla başlamışsın tebrikler.
    Bende gerçek bir hikaye anlatayım. Memur bir ailenin 3 erkek çocuğundan biri olan arkadaşım var.Çok çalışkandır, şuan 48 yaşında. Kariyerinde üst yönetim danışmanı, genel müdür yardımcısı vb pozisyonlarda çalıştı. Bundan 5 yıl önce genel müdür yardımcısı olduğu elektrik üretim ve dağıtım firmasından ayrıldı. Sektörde çok bilgili ve hakim biri olduğu için 3 ortak başka bir enerji üretim ve dağıtım firması kurdular. Şuan 400 milyon dolar piyasa değeri olan bir firmanın 1/3 ortağı.
    Bu arkadaşım şuan halen passat araca biner ve mütevazi bir evde yaşıyor. Genelde tarzı da böyledir ama altta yatan nedenin, şuanda ortaokul ve liseye giden çocukları olduğunu söyledi. Eğer ki onlara maddi durumumuzun çok iyi olduğunu hissettirir ve sonsuz alım gücü sunarsam yaşam mücadelesini çok erken bırakırlar diyor. Mücadele ederek iyi okullarda okumalarını, kendi çabalarıyla bir yerlere gelmelerini istiyor, bu yolda gerektiği kadar ne eksik ne fazla desteğini veriyor.
    Bu konuda denge bulunması taraftarıyım. İmkan varken de, çocuklar ile o imkanlar paylaşılmalı.

    Mesela, babam 5 dairesi var. Abim 40-45 yaşında kirada oturuyordu. Babam, evlerden birisini satıp, abimin oturacağı ev almadı. (kendi alsın biz kendimiz yaptık diyor). İmkanın var, paylaş. E ne oldu? Evler 30-40 senelik. Kiracılar sürekli borç takıp gidiyor. En son kiracı elektrik faturasını ödememiş. (Abonelik babamın üstüne). babam gitti 1.200 TL fatura ödedi. Kirayı da çok düşük tutuyor. Ne demek istiyorum? Çocuklarından sakınıyorlar, aman şımarmasın diye, varlık içinde yokluk çekiyorlar. Ben herşeyi kendim yaptım. Evlenirken bile, hep eşimle birlikte yaptık her şeyi. Aileler elini cebine atmadı.

    E ne oldu? 20-25 yaşına kadar, çekingen, ezik, güçsüz ve özgüvensiz büyüdük. Sadece cebimiz değil, ruhumuz da fakirdi. Dışarıda yemek yemeyi bilmezdik. İmkan var ama yapmadılar. Mesela, eşimin babasının arabası var. Ama eşime hiç vermezmiş arabayı. Kendin çalış kazan diye. Anlamsız. Her 2 anne babamızın da, 5-6 tane dairesi var. Totalde 10 daire. Ama çocuklar ile paylaşmıyorlar. Ya 1er tanesini sat, çocukların hayata atıldıklarında, 25-30 yaşlarında ver. Ya da onlara 1 ev al. Yapmadılar. Abimle biz, 2 kardeşiz. ÇOcukluğumuzda hep borç içinde büyüdü ailemiz. (Neden ev yapıyorduk?). 30 sene geçti, evler çürüdü ama bize faydası olmadı. Muhtemelen çocuğuma faydası olacak. Arada bizim nesil (Abimle biz) kaynadı.

    Kısacası, denge olmalı bu hayatta.

  5.  Alıntı Originally Posted by varsayım Yazıyı Oku
    Bu konuda denge bulunması taraftarıyım. İmkan varken de, çocuklar ile o imkanlar paylaşılmalı.

    Mesela, babam 5 dairesi var. Abim 40-45 yaşında kirada oturuyordu. Babam, evlerden birisini satıp, abimin oturacağı ev almadı. (kendi alsın biz kendimiz yaptık diyor). İmkanın var, paylaş. E ne oldu? Evler 30-40 senelik. Kiracılar sürekli borç takıp gidiyor. En son kiracı elektrik faturasını ödememiş. (Abonelik babamın üstüne). babam gitti 1.200 TL fatura ödedi. Kirayı da çok düşük tutuyor. Ne demek istiyorum? Çocuklarından sakınıyorlar, aman şımarmasın diye, varlık içinde yokluk çekiyorlar. Ben herşeyi kendim yaptım. Evlenirken bile, hep eşimle birlikte yaptık her şeyi. Aileler elini cebine atmadı.

    E ne oldu? 20-25 yaşına kadar, çekingen, ezik, güçsüz ve özgüvensiz büyüdük. Sadece cebimiz değil, ruhumuz da fakirdi. Dışarıda yemek yemeyi bilmezdik. İmkan var ama yapmadılar. Mesela, eşimin babasının arabası var. Ama eşime hiç vermezmiş arabayı. Kendin çalış kazan diye. Anlamsız. Her 2 anne babamızın da, 5-6 tane dairesi var. Totalde 10 daire. Ama çocuklar ile paylaşmıyorlar. Ya 1er tanesini sat, çocukların hayata atıldıklarında, 25-30 yaşlarında ver. Ya da onlara 1 ev al. Yapmadılar. Abimle biz, 2 kardeşiz. ÇOcukluğumuzda hep borç içinde büyüdü ailemiz. (Neden ev yapıyorduk?). 30 sene geçti, evler çürüdü ama bize faydası olmadı. Muhtemelen çocuğuma faydası olacak. Arada bizim nesil (Abimle biz) kaynadı.

    Kısacası, denge olmalı bu hayatta.
    Ben bu duruma varyemez amca gibi olmamak lazım diyorum. Twitter'da geçen yazmıştım, adam sürekli hisse biriktirmiş, sürekli finansal özgür olacağım, 4-5 milyon tl lik hissem olacak, yıllık 300-400 bin tl lik temettü gelirim olacak, onunla hayatımı yaşayacağım...ne zaman, 60 tan sonra..iyi de sanki elinde tapu va 60 ı göreceksin diye, ya da belki 62 de öldün...2 sene için miydi onca çaba.

    Bu yüzden ben şunu tavsiye ediyorum..kendinize 60, bilemedin 65 yıl yıl ömür biçin...buna göre biriktirip, buna göre harcayın..zaten tasarruflu, makul bir yaşam yaşayan istese de abartamaz, har vurup harman savuramaz..ne kadar harcasa da 65 te yine baya bir birikimi olacaktır...el ayak tutuyorken, sağlıylken bazı şeyleri yaşamak lazım.

    aynı şey çocuklar için de geçerli..lisede yaşanacak, üni de yaşanacak şeyler farklıdır..bunları 30 dan sonra yaşayamazsın..mesela biz çok gariban okuduk üni de..babamın olsa söke söke alırdım parasını, rahmetli de çok az olan parasını esirgemezdi

    yarın kızım, ya da oğlum üniye gidecek, arabamı vermeyeceğim, akıl alır gibi değil...kendim binmem ona veririm, çocuğun havası olur, kız arkadaşı ile bir yerlere gider...araba o yaşlarda güzel, yoksa 60 tan sonra o kadar cazip gelmiyor bana.

    burada yine varsayımın dediği gibi denge önemli..bol keseden harcayıp sonra muhtaç olmak da, hiç harcamayıp kendi dahil herkesten mahrum bırakan da yanlı yolda bence.

    ara ara hatuna diyorum...üç kuruş kira aldığımız bir evimiz var, satalım, yiyelim güzel güzel...yok diyor, çocuklara birer ev klasın diyor...ben satıp ailecek yeme taraftarıyım böyle değildim, makul-mütevazı yaşama olayından sıkılmaya başladım galiba
    Önemli dönüm noktalarını, beğendiğim analizleri Twitter dan da paylaşıyorum...@cautionary53

  6. #1030
    soru şu: zenginlik mutluluk getirir mi? yada para yemek mutluluk getirir mi?
    başka bir soru: çok parası olan mı, yoksa nefsi az şey isteyen mi zengin yada mutlu?
    bu sorulara herkesin vereceği cevap farklı olur.
    zira herkesin hayattan zevk aldığı şeyler farklı.
    insanı hayata bağlayan şey, hayalleridir. hayaller bittiğinde hayatta biter. hayal kurduran da paradır. diyelim bir miktar paran var, peşinata saydırdın, 15 sene geri ödemeli kredi aldın. 15 sene hayal bile kuramazsın. kuracağın hayal ancak fakir hayali olur.

  7. #1031
     Alıntı Originally Posted by varsayım Yazıyı Oku
    Bu konuda denge bulunması taraftarıyım. İmkan varken de, çocuklar ile o imkanlar paylaşılmalı.

    Mesela, babam 5 dairesi var. Abim 40-45 yaşında kirada oturuyordu. Babam, evlerden birisini satıp, abimin oturacağı ev almadı. (kendi alsın biz kendimiz yaptık diyor). İmkanın var, paylaş. E ne oldu? Evler 30-40 senelik. Kiracılar sürekli borç takıp gidiyor. En son kiracı elektrik faturasını ödememiş. (Abonelik babamın üstüne). babam gitti 1.200 TL fatura ödedi. Kirayı da çok düşük tutuyor. Ne demek istiyorum? Çocuklarından sakınıyorlar, aman şımarmasın diye, varlık içinde yokluk çekiyorlar. Ben herşeyi kendim yaptım. Evlenirken bile, hep eşimle birlikte yaptık her şeyi. Aileler elini cebine atmadı.

    E ne oldu? 20-25 yaşına kadar, çekingen, ezik, güçsüz ve özgüvensiz büyüdük. Sadece cebimiz değil, ruhumuz da fakirdi. Dışarıda yemek yemeyi bilmezdik. İmkan var ama yapmadılar. Mesela, eşimin babasının arabası var. Ama eşime hiç vermezmiş arabayı. Kendin çalış kazan diye. Anlamsız. Her 2 anne babamızın da, 5-6 tane dairesi var. Totalde 10 daire. Ama çocuklar ile paylaşmıyorlar. Ya 1er tanesini sat, çocukların hayata atıldıklarında, 25-30 yaşlarında ver. Ya da onlara 1 ev al. Yapmadılar. Abimle biz, 2 kardeşiz. ÇOcukluğumuzda hep borç içinde büyüdü ailemiz. (Neden ev yapıyorduk?). 30 sene geçti, evler çürüdü ama bize faydası olmadı. Muhtemelen çocuğuma faydası olacak. Arada bizim nesil (Abimle biz) kaynadı.

    Kısacası, denge olmalı bu hayatta.
    Bende dengeden yanayım. Ayrıca o arkadaşım da dengeli ve çocuklarının gerçek ihtiyaçlarını iyi şekilde karşılıyor. Ama zenginlik ve bolluk hissettirmiyor çünkü dediğim gibi çocukların hayat anlamında erkenden havlu atmalarını istemiyor. Mücadele ve çaba ettikçe kaynakları açıyor onlara.
    Benim bu konuda gözlediğim birçok olay oldu. Örneğin yakın bir dostumun benim oğlanla yaşıt oğlu var. 8-9 yaşında en iyisinden cep telefonu vardı. Özel okula gidiyor, çocuğa herşeyi bol bol sunuyorlar. Ama çocuk akademik anlamda başarısız, çok sorumsuz, her türlü haylazlık var. Ben benim oğlanla arkadaş olmasını dahi istemiyorum.
    Babası da iyi kötü bir özel okulda okuturum sonra gelir bizim işleri devralır vb görüşünde. Bu arada arkadaşım inşaat işi yapıyor, büyük bir özel hastanenin %15 ortağı vs. Şimdi bu çocuk hayat anlamında mücadele eder mi? seneye lgs sınavına girecek, hiçbir başarı göstermeyeceğine eminim. Çünkü babasının onu yine aynı özel okula göndereceğini ve sürecin sonunda özel bir üniversitede çaba göstermeden okuyacağını biliyor.
    Yazdıklarım kesinlikle yatırım tavsiyesi degildir..Sadece kendi kişisel görüşlerimdir...

  8. Anlamışsınız hocam beni.

    Mesela babamın 5 dairesi var. Allah daha cok versin. 2 çocugu var. Abimle ben, biz evlenirken, 1er dairesini verse, kendisine 3 kalacak. Yani fazlasıyla var. Biz de hayata 1-0 önde başlardık. Abim lise mezunu ve memur. Durumu çok iyi değil. Daha 2-3 sene önce 42 yaşında ev sahibi oldu. 15-17 sene önce evlendi. Hala kızıyorum babama, adama bi ev verseydin diye v.s.

    Yani, TR'de saçma bir durum var. Yaşlılar ölene kadar malı tutuyor. Hem ciddi bir verimsizlik var. Hem de vefattan sonra ciddi miras kavgaları oluyor. Yaşlılığında sana yetecek kadar malı tut, gerisini bırak çocuklarına hemen. Sorsanız, bunların hepsi sizin der, e ver o zaman diyorsun, olmaz diyor. 90 yaşında anne babam vefat etse. Ben geliyorum 60 yaşına... 10 yaşında bana "senin için ev yapıyoruz , bu yuzden sıkıntı yaşıyoruz" diyen, tatile göndermeyen, yeni kıyafet almayan v.s. annem babam, 60 yasında bana ev bırakacağına, bana daha rahat ve güzel bir cocukluk/genclik yaşatsa, yeminle daha faydalı olurdu. 25 yaşından sonra aradaki farkı kendi çabamla kapamaya başladım.

    Ben ne yapacağım? Tek evladım var. 18'nden sonra adım adım her şeyi vereceğim. Üni okudugunda arabası olacak altında. Hayattan zevk alsın (imkanım varsa).

Sayfa 129/147 İlkİlk ... 2979119127128129130131139 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •