Kozalın şu anki fiyatını faaliyet sonuçları ve beklentileri karşısında düşük görsem de bu tabiki profesyonel olmayan bir değerlendirme olacaktır, yani yatırım danışmanlığı ve tavsiyesi olarak değerlendirilmemesi gereken bir görüştür.
Gelelim kozalda yatırımcıları mağdur eden hususlara:
1. Husus: En başta bağış meselesi. Kayyım yönetimindeki kozal bağış yapmakta ve kamuya açıklamalarda da bağış tutarına ve bilançoya oranına yer verilmektedir. SPK mevzuatı uyarınca yönetim kurulunun bağış yapabilmesi için genel kurulda bağış sınırı belirlemesi gerektiği, genel kurul yapılamadığından bağışında bu nedenle yapılamayacağı daha önceki gönderilerimde paylaşmıştım. Bu kural tüm borsa şirketleri için geçerlidir. Bunun yanı sıra bir de kayyım yönetimindeki şirketler için bir kural var ki bu kuralı nasıl aştılar o da hayret. Kural şu, medeni kanunun 403 üncü maddesinin son fıkrası hükmü bu Kanunun vasi hakkındaki hükümlerinin, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım hakkında da uygulanacağı hükmüdür. Bu hükmün bağışlar bakımından önemi nedir. Medeni kanunun 449 uncu maddesi vasinin vesayet altındaki kişi adına kefil olması, vakıf kurması ve önemli bağışlarda bulunması yasaktır. 403 üncü maddenin son fıkrasına göre vasiye ilişkin bağış yasağı kayyım içinde geçerlidir, eğer kanunda kayyımlar bağış yapabilir diye açıkça bir hüküm yoksa. Medeni kanunda kayyıma izin veren böyle bir hüküm olmadığına göre bu bağışlar nasıl yapıldı.
2. Husus: Şirket varlıklarının tabii ki en başta nakdin yönetimi. Burada basiretli bir yönetimden beklenen nakdin döviz ve tl şeklinde geleceğe ilişkin ekonomik öngörüler çerçevesinde bir portföye dönüştürülmesi ve bunların nemalandırılması. Kayyıma devredilmeden önce nakdin %50'si dövizde tutulurken hangi saiklerle bu oran yaklaşık %18-20 aralığına çekilmiştir. Diğer taraftan bu nakit nemalandırılırken kimlerden fiyat teklifi alınmıştır.
3. Husus: 2019 yılında 11 ton altın üretilmişken, 2020 de bu üretim 8 tona düşmüşken 2020 de işçi alımları hangi saiklerle yapılmıştır.
4. Husus:2019 yılında 11 ton altın üreten bir şirket, hemen ertesi sene üretimi neden %25 civarında azalır ve 2021 de de azalma devam eder.
5. Husus: Son iki yılda altın aramaları kapsamında tarihinde görülmedik miktarda araştırma harcaması yapılmasına karşın neden henüz bir sonuç alınamamıştır.
6. Husus: Kozal'da genel kurul neden yapılmamaktadır yasal gerekçesi nedir. Genel kurula pay sahipleri katılır, katılım gerçek kişi olmayı gerektirdiğinden pay sahibi bir şirket ise o şirketin temsilci genel kurula dahil olur. Bu durumda bakalım kozalın ortaklık yapısına. %30'luk kısmı borsada işlem görüyor, payı elinde bulunduran herkes paydaşlığını kanıtlamak suretiyle katılabilir tüm borsa şirketleri için böyledir yani genel kurul açısından bir sorun yaratmaz. Diğer bir ortak Atp Inşaat Ve Ticaret Aş %45 paya sahip. Şirket olduğu için şirketin temsilcisi katılacak. bildiğim kadarıyla onlarda kayyım yönetiminde olduğundan temsilcileri de atanmış kayyım olacaktır. Diğer bir ortak ise Koza-Ipek Holding A.Ş. o da %25 civarında bir paya sahip. O da kayyım yönetiminde olmalı yani genel kurula kayyım katılabilir. Topladığınızda %100 eder yani tüm hissedarlar genel kurulda temsil edilebilir. Bildiğim kadarıyla fetöcü ortaklar ait doğrudan yani kayyıma bağlı olmayan %1 in altında ama imtiyazlı paylar var. Bu paylardaki imtiyaz yönetim kurulu üyesi atama hakkında, şirket kayyım yönetiminde olduğundan bu imtiyaz kullanılamaz. Şimdi bu veriler ışığında genel kurul neden yapılamaz, gayet yapılabilir bence.
Bunlar aklıma gelen ve küçük yatırımcının mağdur olmasının nedenleri olarak düşündüğüm hususlar.
Şimdi kayyım yönetimindeki şirketlerin satılabilmesine ve böylece yatırımcının mağduriyetinin giderilmesine yönelik girişimler medyada gündeme geldi. Umarım hayırlısı olur ve bu ızdırap biter, zira bu gidişle kayyımla papaz olmak kaçınılmaz görünüyor.
Yer İmleri