Sayfa 709/1002 İlkİlk ... 209609659699707708709710711719759809 ... SonSon
Arama sonucu : 8009 madde; 5,665 - 5,672 arası.

Konu: Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz XII

  1. #5665
    birinci dünya harbinden sonra,
    binlerce insan istemeden yer değiştirdi.

    bugün yemende baktğında arap,
    2-3 nesil geriye gittiğinde dedeleri türk.
    binlerce osmanlı askeri yemenden gelemedi.

  2. #5666
    babamın kız kardeşi (halam),
    burada evleniyor kocası devlet memuru tayini ıraka çıkıyor (osmanlı dönemi),
    birinci dünya harbinden sonra gelemiyorlar ve orada kalıyorlar.
    zamanla arplaştılar.

    1967-de geldi gördüm,
    türkçeyi konuşamaz durumdaydı.

  3. #5667
    1915 ila 1922 seneleri arasında eski gazetelerde akıl almaz kayıp ilanları var,
    kimse kimseyi bulamıyor.

  4. Bana son zamanlarda millet can sıkıntısından birbirine sarıyor gibi geliyor. Hemen hemen aynı şeyleri düşünüyoruz, söylüyoruz. Çoğunluğunun sebebi de iletişim kazası. Hoşgörü, tahammül, saygı, nezaket, kaliteli bir etkileşim ortamı adına..

    Uzun yazacam savulun, gümbürtüye gitmesin diye gönder demeden önce kopyala yapacağım

    Daha önce paylaşmıştım galiba;

    3 tür savaş vardır:

    1. İSTİLA: Bir devlet tüm dünyaya savaş açar. (Moğollar)
    2. PAYLAŞIM: Güçlü devletler zayıfları aralarında paylaşır. (Soğuk Savaş)
    3. İTTİFAKLAR: 2 grup devlet birbirlerini tüketinceye kadar savaşır. (WWI)

    3 tür barış vardır:

    1.ZORLAYICI: İstilacının egemenliğindeki halklar kendi aralarında savaşamaz.(Roma Barışı)
    2.DENGELEYİCİ: İstilacıyı yenen güçler kendi aralarında gruplaşır.(NATO-VARŞOVA)
    3.YORGUN: Savaş yüzünden kaynakları tükenen devletler mecburen barış yapar.(2 WW arası)

    Savaşın bedeli çok ağır olduğu gibi barışın bedeli de çok ağırdır. Ne tür bir barış isterseniz isteyin bunun için bazı "vazgeçişler" yapmanız gerekecektir.

    Zorlayıcı(Roma) Barışı seçerseniz bağımsız bir devlet olmaktan, sınırlardan, milliyetçilikten, birinci sınıf yurttaş olmaktan, kısaca "biz" olmaktan vazgeçeceksiniz. Sömürge valisinin denetiminde ağır vergiler, kısıtlamalar, yasaklar altında yaşayacaksınız.

    Roma Barışı döneminde bir çok millet yaklaşık 200 yıl boyunca barış içinde yaşamış ama kimliklerini kaybederek eriyip yok olmuşlardır. Bugün kendisine Galyalı ya da Kartacalı diyen kimseye rastlamıyoruz.

    Dengeleyici(Çift Kutuplu) Barışı seçerseniz bir gruba dahil olmanız gerekecek. Çift kutuplu bir dünyada tek başına kalmak iki gruptan biri tarafından yutulma korkusunu beraberinde getirecektir.

    Gruplardan birine dahil olduğunuzda, grup bilinciyle hareket edecek, diğer grubun üyelerini hiçbir sebep olmadan düşman görecek, ilişkilerinizi en düşük seviyeye çekeceksiniz. Belki karşılıklı çok iyi ticari ilişkiler kurabileceğiniz SSCB ile hasım olacaksınız.

    Grubunuza bir saldırı olduğunda, sizi doğrudan ilgilendiren bir durum olmadığı halde, kendinizi uzak diyarlarda savaşırken bulacaksınız. III. Haçlı Seferi'nde Hristiyan gruba dahil olan Fransa Kralı Phillip gönülsüzce katıldığı seferi yarım bırakıp evine dönmüştü.

    Yorgun(2 WW arası) Barışı seçerseniz bir nebze toparlanma, kimlik bilinci oluşturma, yeniden "biz" olma fırsatı bulacaksınız. Çünkü, uzun, yıkıcı ve sonuçsuz bir savaşın ardından kaynaklar tükenmiş, büyük güçler yorgun düşmüştür.

    İşte beklediğiniz an geldi. Medeniyet ufkundan bir güneş gibi doğacak, savaşın acılarını saracak, devrimler yapacak, ülkenizi demir ağlarla örecek, fabrikalarla donatacaksınız. Büyük güçler, geçmiş noellerin hayaleti gibi ortalıktan kaybolurken size müdahale edemeyeceklerdir.

    Yalnız bu yorgun barış uzun sürmeyecektir. Kurtlar sofrasındaki kurtlar kocadığında köyün maskarası olacak ama pusların arasında bekleyen genç kurtların dişine kan değecektir.

    Dengesini kaybeden ve çöken devletler sistemi kendisini savunmakta aciz kalacak, saldırıya açık hale gelecektir. Cengiz'in süvarileri ya da Nazilerin tankları sınıra dayandığında hazırlıksız yakalanacaksınız.

    Barışın tadını çıkarırken bir anda kendinizi tanklara karşı süvari hücumu yaparken bulacaksınız.

    Görüldüğü gibi barışı kurmak da, sürdürmek de, korumak da kolay değildir. Ağır bedeller ödemeyi gerektirir. Akışı bir Roma özdeyişi ile bitirelim.

    Si vis pacem, para bellum.
    Barış isteyen savaşa hazır olsun.

    https://mobile.twitter.com/bayramerd...41703770931202

    Bu da Nihat abinin barış tanımı, uzun, atlayarak alıntıyayım;

    1) En çok barış isteyenler, PKK yanlısı sivil kurumlar sendikalar. Bunların barış isteği PKK nın bir savaş taktiği olarak barıştır. PKK ya zaman kazandırmak. PKKlı terörist destekçisi gerçek yüzlerini barış kelimesiyle gizlemek. Ülkemizde en çok bulunan barış türü budur, endemiktir.

    2) Ülkenin huzuru asayişi ve güvenliği için öncelikli ilk tedbir için ırk dil din ayrımı yapmadan kanunların hukukun uygulanmasını isteyenlerdir. Bu nadir bulunan türler, barışa karşı mı geliyorsunuz, seni gidi güvenlikçi politikacı diye gözleri korkutulmuş, yıldırılıp sahadan ekranlardan gazetelerden kovulmuşlardır.

    4) Barıştan kastı Osmanlı barışı olanlar. Her mezhep ve etnik bölgeyi eyaletleştirip sarayın başkanına bağlayıp tekbirle huzur getirmek isteyen fetihçi barışçılar!

    5) Kürtleri bir anayasa ve ulus altında değil ümmet kardeşliği altında bir araya getirip İslam barışı isteyen müslüman kürt ümmet kardeşim barışçıları.

    6) Bir ütopya hayali olarak barış isteyenler, bu ütopik barış özellikle genç komünist ve anarşistlerin barışıdır, soğuk savaştan sonra siyaset dışı kalmıştır, ancak fikir namusunu sürdürmek isteyen bir çok genç kalem bu cennet barış hayaliyle yazıp çizmeyi sürdürüyor, sosyal medyada sürüyle avcı-toplayıcılar gibi gezindikleri için, adları mutlaka kayıtlara geçmeli.

    11) Borsanın ekonominin barışı. Güzel piyasalar bitmesin, cömert borsa durmasın isteyenlerin barışı. Bunlar bir mayın patlamasını fırsat bulup borsayı tırmandırırlar. Utanç üzüntü suç hiç bilmezler, atılan her mermiyi borsayı ve doları tırmandırmak stresi yükseltmek tek işleridir, ki savaşı kim istiyor sorusunun şimdilik tek açıklanmış cevabını bu barışseverler oluşturur.

    19) Üniter devleti ve ulus devleti çağın dışında kalmış faşist devlet olarak tanımlayan barışçılar. Bu barışçılar sadece üniter devleti ırkçı faşist işkenceci ve duygusuz göstermek için barış kelimesini kullanır. Bu türler medyada en yaygın barışçılardır. Barış adına medyada en çok iş yapan BÜYÜK LİBERAL BEYİNLERDİR. Barış onların yüzünden gelmiyor diye Türk Ordusunun en yüksek kademelerini ajanlarla ortak kumpas kurup hukuksuzluklarıyla tarihe geçmiş zavallılardır. Ancak, savaş niyeyse kaldığı yerden başlamıştır. Bu türler bugünlerde suçlayacak tasfiye edecek vesayet diyecek bir düşman arayışı içindeler, bekliyoruz, bakalım bu sefer savaşı kime yıkacaklar.

    https://odatv4.com/kac-cesit-baris-v...108151200.html

    Kısaca, dengeleyici barışı seçerek, tam bağımsızlıktan biraz taviz verdik, hala aynı sorundan müzdaribiz. Nihat abinin de dediği gibi, BOP kapıya dayanınca, kuruluş felsefesindeki üniter ulus devlet ile dengeleyici barış kavramı çatıştı, şu an bunu aşmaya çalışıyoruz.

    Saygılar.

  5. #5669
    kadıköyde oturuken üst katmızdakiler rumdu,
    1974 kıbrıs harbinden sonra diğer rumlar gibi bunlarda yunanistana gitmeye karar verdiler,
    fakat babaları ölürüm gene gitmem dedi,

    kiliseden papaz dahi geldi adamı ikna edemediler,
    aile gitti bu yaşlı adam tek başına kaldı,
    kendine bakacak durumda değildi 10 sene yemeğini verdim,
    benden sonrada kardeşim verdi,
    ve adam burada öldü genede gitmedi.

    insanoğlu ilginiç.

  6. #5670
    arkadaşım vardı rum,
    yaşça benden büyüktü.
    oda 1974-te gitti,
    baktık iki ay sonra burda,
    hayırdır dedik ?
    buradan gidenlere oradaki yunanlılar türk tohumu,
    türk p..i diyorlar,
    bizim arkadaşada aynısını yapmışlar sinirli biriydi,
    bir yunalı bizimkine türk p..çi diyince bizimkide seni amk gavuru deyip bunu iyice dövüp tekrar buraya geldi.

  7. #5671
    kim kendini nasıl hissediyorsa o millettendir.

  8.  Alıntı Originally Posted by cefaks Yazıyı Oku
    arkadaşım vardı rum,
    yaşça benden büyüktü.
    oda 1974-te gitti,
    baktık iki ay sonra burda,
    hayırdır dedik ?
    buradan gidenlere oradaki yunanlılar türk tohumu,
    türk p..i diyorlar,
    bizim arkadaşada aynısını yapmışlar sinirli biriydi,
    bir yunalı bizimkine türk p..çi diyince bizimkide seni amk gavuru deyip bunu iyice dövüp tekrar buraya geldi.


    ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Sayfa 709/1002 İlkİlk ... 209609659699707708709710711719759809 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •