Originally Posted by
fuzzy_logic
Charles Dickens "İki Şehrin Hikayesi" şu cümleyle başlar; "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi."
Rusya, ABD, Avrupa, Çin, Hindistan, Iran, Türkiye, Arabistan, Ukrayna, Polonya, Brezilya vs. güncel gelişmeleri takip ederken gözden kaçırmamanız gereken sosyal-kültürel temel ve üstyapılar var.
Bence bütün sivil diktatörlükler, oligarşik-köleci tuzağına düşmüşlerdir.
Rusya'da yıllarım geçti. Gençlerin ne bir mutlu evlilik, ne bir iş kurma, gelecek kurma hayali bile yok. En güzel kızlar bir yerel oligarkın metresi-kapatması. Gidin bir klube de, en güzel kızlar hangi mafyoso-kafkaso-ayının masasında oturuyor bakın.
Putin, Erdoğan, Ping, Mado, Bolsanaro bilimum otokratlar aynı tuzağa düştüler. İktidar ve yağma düzeni ile gelecekleri olan gençliği mahvettiler, milletlerini hadım ettiler.
Netflix ve TV dizilerine filmlere bakın.
Bir Charles Dickens "Büyük Umutları" bir Stefan Zweig "Yarının Dünyası" bir Ayn Rand "Atlas Silkinince"nin onda biri kadar edebi tek bir eser yok. Varsa yoksa üç beş varoluşçu karikatür.
Kahramanı kadın olan filmler ve diziler, hatta kadına dönüştürülenler; Asimov'un "Foundation"u ve hadım edilen Frank Herbert'in "Dune"ünün Paul Atridesi ve anası... Bütün edebiyattaki kadınlar frijit, erkekler feminen...
ABD Avrupa deseniz, onların tek umudu gençlik aşısı göçmenler. Sanatta da, işte de...
Geçti büyük kahramanların, aşkların çağı,
Kaldık insanın kelpine...
Yer İmleri