Sayfa 13/40 İlkİlk ... 3111213141523 ... SonSon
Arama sonucu : 313 madde; 97 - 104 arası.

Konu: Küresel ponzi

  1. #97
    Kimilerine göre ışıl ışıl bakan, kimilerine göre 'acık delişmen' bakan demiş ki, düşeceği yere kadar TL nin değeri düştü, daha da düşmez.

    Nasıl ki bahçe çiti ile CDS in alakası olmadığı gibi, 'bunun' da bir dibi yok, zira Reel Efektif Döviz Kuru hesabında üst taraf bizim fiyat endeksi, alt taraf ticaret yaptığımız ülkelerin fiyat endeksini, alt tarafın çarpanı ise o ülke döviz kurlarını göstermekte..

    Formül


    Kur artınca, 'yaşasın cari açık kapanıyor, ihracaatta patlama yaptık, yeni kurtuluş formülümüz bu' denmişti. Her akşam TV lerde herbokologların yorumlarını dinlemiştik. 'Nolduysa' birkaç ay sonra cari açıkta aslında rekor kırdığımız ortaya çıktı. Ve reel kurda görüntü değişmedi.




    Yani, cari açığın dedikleri gibi düşmesi için, kurun daha da artması gerekiyor, ama bu olursa, bu sefer de fiyat endeksi (enflasyon/formülün üst tarafı) artacağından sonuç büyük oranda değişmeyecek. Yani şark kurnazlığı işlemiyor formüle.

    Arjantin Reel Efektif Döviz Kuru



    Neyse, borsacı tabiriyle bitirelim...dibin dibi vardır. TL yi tarihi şekilde, dibin dibine düşürmek, sonra da bundan sanki 'iyi bir şeymiş gibi' bahsetmek konusunu 'es' geçelim. Sadece, bu psikolojik olarak artık 'kabullenme süreci', inkar sürecini geçtik, öfke sürecine umarım girmeyiz.

    Saygılar

    https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?...FUkgQE6s%3D/tr
    https://fred.stlouisfed.org/series/RBARBIS
    https://www.malumatfurus.org/reel-ef...-kuru-endeksi/

  2. #98
    Bist TÜM

    Bu seviyeler kritik, dünya piyasaları belirsiz...

    Her halükarda korole kalacak şekilde bol ihtimalli ilerliyor. YTD


  3. Hocam;

    Ocak-2022 Enerji İthalatı 9 Milyar Dolar ( Ocak-2021 2,6 Milyar Dolar)
    Şubat-2022 Enerji İthalatı 8 Milyar Dolar (Şubat-2021 2,7 Milyar Dolar)

    Doğalgaz ve Petrol fiyatlarının bu kadar uçuk olduğu bir ortamda Dış ticaret açığını kapatmak mümkün değil maalesef.
    Yine Botaş'ın Milyarlarca dolar piyasadan döviz çektiği ortamda döviz kurlarını da tutmak mümkün değil.

    Neredeyse her şehre bir doğalgaz terminali kurulmuş, tüm sanayimiz doğalgaza bağımlı halde.
    Bu bağımlılıktan kurtulmadan ekonomik bir kalkınma modeli ortaya koyabilmek mümkün değil.
    Karadeniz de bulunan keşifler belki ithalatı %30 oranında düşürecek fakat yeterli değil.
    3-4 büyük keşif daha yapmak şart.

    Binlerce çeşit ürünle zar zor ayda 20 milyar dolar ihracat yapıyorsunuz, sadece 2 kalem ürüne bunun yarısını gömüyorsunuz. Gerçekten üzücü.

  4. #100
    Sn Rj16,

    Maalesef aynen dediğiniz gibi, ama Karadeniz'de gaz da bulsak veya en güzeli Akdeniz'de bulunan/hesaplanan doğalgaz ve petrol rezervlerine de erişsek/ortak olsak/keşfetsek, tam olarak sorun o da değil. Venezuela dünyanın en büyük petrol yataklarına sahip, İran ha keza, Irak ha keza. Ya da tersten bir örnek, tarımda en temel gereklilik olan 'toprak' sıkıntısı çeken Hollanda tarımda dünya ikincisi.

    Bu bilime eğitime değer vermekle, sonrasında bilimin 'ahlakı' ve 'adaleti' getirmesiyle ve çok çalışmakla alakalı.

    Yani bir makina tasarlanmalı, yakıtı ülkede olan bir kaynağı kullanmalı, piston ve motor bloğu ülkeden çıkan bir metal/alaşımıyla yapılmalı, ilk çalışmada ısınma/ısıtma sistemi olmalı, ısındığında en ideal çalışma sıcaklığını düzenleyen bir soğutma sistemi olmalı, uygun bir yağ piston ve sekmanları yağlamalı, sürücü en optimum şekilde hızlanmalı yavaşlamalı, ne aniden gaza basarak sonrasında sık sık fren yapmayı gerektirecek ve aşırı yakıt tüketecek kadar gaza basmalı, ne de yarışta tur yiyecek kadar geç kalmalı, hızlanma ve ivmelenme yarışın gerektirdiği/motorun dayandığı kadar en uygun tork/güç/yakıt tüketimi verim grafiğine yakınsayarak yapılmalı.

    Bu motor ülke ekonomisi elbette, örnek sündürülebilir.

    Yakıt ve ateşleme/hava besleme sisteminde modifiye yapılır da, aşırı yüklenilirse, yağlama ve soğutma sistemi yetersiz geleceğinden, motor alaşımının limitleri aşılacağından, motor kol çıkartır yatak sarar. Sarmasa bile fren ve süspansiyon sistemi yetersiz geleceğinden, ilk virajda yoldan çıkılır, takla atılır. Hadi yol dümdüzdü, yakıt yetmez 2x, 4x tüketim yaşanır.

    Enflasyon/büyüme yaratan parasal genişleme gaz, bunlardan vazgeçme gazdan ayağı çekme, faiz de fren.

    Konforlu yolculuk da; düşük işsizlik oranı, yüksek istihdam kapasitesi, 25-55 yaş arası nüfusun istihdam oranı.

    Şu an hem dünyada hem de bizde, pandemi öncesi başlayan, esnası derinleşen, Ukrayna meselesiyle kaynamaya başlayan şey, yüksek işsizliği, durgunluğu önlemek için yüksek enflasyon yaratmak.

    Yani bizimkiler enflasyonla mücadele falan etmiyorlar, tersine enflasyon yaratmaya çalışıyorlar, bu bilinçli yapılan bir şey, işsizliği önlüyorlar, motor stop etmesin diye gaz veriyorlar.

    Bu tabi görünen asıl sebep, bir de bunun dolaylı sebebi var, belki de asıl ile görünen sebepler yer değiştirmeli, parasal genişlemede katalizör model olarak kullandıkları inşaat/gayrimenkul sektörünün kendi üstünde, bankacılık sistemi üstünde oluşan, kredi yükünü öteleyebilmek, çünkü bu ötelenemezse bir tetikleyici olma potansiyeli taşıyor. Kredi bollaşıyor, ama her kredi değil, kredi faizi düşük ama herkese vermiyorlar, kredi faizi düşük ama maliyeti mevcut konut piyasasına eklemlenmiş zaten % 0,XX kadar düşük faizle kredi ama 1,XX ile yüksek konut fiyatı, ya da bilmem kaç bin tane ev peşin satılmış ama bu satışların kendinden kendine olduğu iddia ediliyor.

    Asıl sebep, görünen sebebin yanında bir de temel sebep var, o da yaklaşan seçimler. Enflasyonu başka şekillerde ne bileyim 'dolar lobisiyle', 'dünyada da yüksek enflasyon var' -la, 'stokçuluk yapan market zincirleriyle', 'Allah bu sene yağmur vermediyle, don olduyla', 'dünyada artan emtia fiyatlarıyla' izah edebilirsiniz, son anda seçmen piramidinin en geniş tabanına verilecek yüksek zamlarla seçmen dinamiğini yönlendirebilirsiniz. Ama işsizliği, iflasları, ya da güç aldıkları ana inşaat kliğinin tepe üstü gitmesiyle tetiklenecek krizi izah edemezsiniz. Ülkenin %85 inin, çalışanı, emeklisi, memuru milyonlarca insanın aylık geliri, asgari ücret x 1,20 seviyesinin altında. Bu kitleye oynayan kazanıyor. %20 sinin davranışı gözlemlendiğindeyse, yanıltıyor. (Oteller, AVM ler, sıfır araç kuyrukları v.s.) Hesap ortada, toplayın çalışanların kaçı asgari ücretli/kaç kişi bunlar+emekli sayısı..

    O yüzden, yüksek enflasyon yaratıyorlar el göz yordamıyla, düşe kalka, gerçek enflasyon belirsiz, gerçek işsizlik oranı belirsiz, yeter ki çark durmasın, bazılarına kredi muslukları kapanmasın diye, deneme yanılma yoluyla ilerliyoruz.

    Milyar dolarlıklar dünyada üç şekilde gözlemleniyor; ilki klasik, üç nesildir 100 yıldır sanayici, şirketleşmiş, holdingleşmiş, istihdam sağlayarak büyümüş, profesyonelleşmiş, dünyaya adapte olmuş v.s., ikincisi internet tabanlı, start-up projesi üretmiş, finansör bulmuş, bir model yaratmış, tutmuş, halka arz olmuş logaritmik patlamış, üçüncüsü de gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde gözlemleniyor, 10-15 yılda sıfırdan 'yürümüş', SSCB sonrası oluşan oligarklar gibi diyelim bu kısmını 'es' geçelim, her şey meydanda, herkes her şeyi biliyor zaten.

    Ara ara dillendiriyorum, Cumhuriyet ki aslında bunu 1910 lardan Meşrutiyetten başlatmak lazım anlamak için, bir atılım dalgası, şu anda yaşanan şey de bunun ana düzeltme dalgası, tüm atılım dalgasıyla hesaplaşılıyor, sorgulanıyor çünkü. Temel yönetilemeyen problemler de o zaman başlıyor, yani dış borçlar meselesi, Kırım Savaşı sonrası. Tarihler biraz daha geriye gidebilir tabi, GSMH daki atılım dalgası ilk 1913 de gözlemlendiğinden 1910 lar dedim. Sonra 1945 lerde bir tercih yapılıyor, bu tercihin avantaj ve dezavantajları da günümüze yansıyor, halen de onun düzeltmesindeyiz, ana atılım dalgasının asıl ilerleyen alt dalgasının düzeltmesi yani. İlk grafikler üzerinden bakılabilir.

    Malum, ilk eğitim sistemine el attılar, bu işler biterse, yine ilk oradan başlamak lazım, bilimsellik, hakkaniyet, liyakat, bilimin ahlakı getirmesi, bunlardan kadrolar, adaletli bir sistem, toplumsal barış, milli bir duruş, dengeci gerçekçi kısa orta uzun vadeli bir strateji. Bir de çok eski bir ülke dinamiği kontrol altında tutulmalı, dinde ruhban sınıfı, sürekli genişlemeci idareden pay almaya yönelik talepkar, dışarıdan istismar edilmeye karşı hassas, seçmen dinamiğine orantısız etki potansiyeli yüksek bu anlamda kafa karıştırıcı, kah rejime yönelebilen, kah sınıfsal ilave kazanım rant üzerine modellenmiş acayip bir değişken. Devlet sistematiği içinde oluşan her türlü paralel, ya da by-pass yapılar çok tehlikeli. İster masonluk olsun, ister tarikat, ister X kliği, ister bilmem nereliler, ister mafya ve çeteler, bunların hepsinden arınmalı, bir yapı bunu denetlemeli, sağlamalı.

    Uzattım yine, saygılar.

  5. #101
     Alıntı Originally Posted by Achiles Yazıyı Oku
    Bist TÜM

    Bu seviyeler kritik, dünya piyasaları belirsiz...

    Her halükarda korole kalacak şekilde bol ihtimalli ilerliyor. YTD

    Aynı hikaye devam ediyor, ya düzeltecek yataylaşacak biraz daha trend buradaki gibi, ya da herkes bunu yaparsa satışları toplayıp sert yukarı sürecek karar vermeye çalışıyor YTD


  6. #102
    DJI CFD

    Kırmızının üstü başka, altı başka dünya...YTD


  7. #103
    Konut Fiyat/Kira Oranları (Türkiye 2021 Son Çeyrek)



    Konut fiyatlarının tanımı


    Konut fiyatları, konut kira fiyat endekslerini, reel ve nominal konut fiyat endekslerini, fiyat-kira ve fiyat-gelir oranlarını içermektedir.


    Çoğu durumda, nominal konut fiyat endeksi, RPPI (Konut Mülk Fiyatları Endeksleri) kılavuzundaki tavsiyelere göre yeni inşa edilmiş ve mevcut konutların satışlarını kapsar.


    Reel konut fiyat endeksi, OECD ulusal hesaplar veri tabanından her bir ülkedeki nominal konut fiyat endeksinin tüketici harcama deflatörüne oranı ile verilmektedir. Her iki endeks de mevsimsellikten arındırılmıştır.


    Fiyat/gelir oranı, nominal konut fiyat endeksinin kişi başına nominal harcanabilir gelire bölümüdür ve karşılanabilirliğin bir ölçüsü olarak kabul edilebilir.


    Fiyat/kira oranı, nominal konut fiyat endeksinin konut kira fiyat endeksine bölümüdür ve konut sahipliğinin karlılığının bir ölçüsü olarak kabul edilebilir.


    Fiyat/gelir ve fiyat/kira oranları 2015 baz yıllı endekslerdir.
    -----------------------------------------------------
    Nasıl yorumlanmalı?

    a. Konut fiyatları ve kiralar diğer ülkelere görece çok yüksek?
    b. Konut fiyatları ve kiralar gelire göre de çok yüksek?
    b. Konut fiyatları yüksek olsa da kiralar konuta göre düşük kalmış?
    c. Deflatörde hata var?
    ç. Gelir çok düşük?
    d. 2015 den bu yana konut nominal fiyatı %186 artarken, kiralar sadece %89 artmış?

    https://data.oecd.org/price/housing-...ndicator-chart

  8. #104
    ABD Mart ayı enflasyonu yine yüksek çıkarsa 0,50 puanlık faiz artışı gündemde, bu durumda, aşağıdaki tabloya göre ayrışmış görünen altının yıkılması gerekiyor, ama savaş sebebiyle ayrışmayı sürdürebilir mi?

    Gold, Inflation adjusted real yield, 10 yıllık reel faiz oranı


Sayfa 13/40 İlkİlk ... 3111213141523 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •