Sayfa 703/798 İlkİlk ... 203603653693701702703704705713753 ... SonSon
Arama sonucu : 6378 madde; 5,617 - 5,624 arası.

Konu: EREGL - Ereğli Demir Çelik

  1.  Alıntı Originally Posted by müzikal Yazıyı Oku
    Teşekkür ederim nazik iltifatınız için sevgili yelpaze

    Belirttiğiniz üzere nüfus artıp ve teknoloji geliştikçe, üretim ve rekabet artıyor. Kaynaklar azalırken maliyetler kullanım arttığı için yükseliyor. Bunun önüne teknolojiyi daha da ilerleterek geçebilmek mümkün ancak. Yoksa yarın petrol de bitecek, kömür de. Örnek olması açısından bir gelişmeyi paylaşayım; tüm dünya enerji depolama üzerine çalışırken ve akabinde elektrikli araç kullanımı artarken, yeni bir batarya ve depolama tekniği daha geliştirebildi. Katı hal disklerini bilirsiniz (ssd ler ve diğer chipler vs), bu teknolojiyi bataryalar için kullanışlı hale getirdiler. Hem daha az tehlikeli hem daha uzun ömürlü hem de daha çok kapasite sağlıyor. Bu ve bunun gibi teknolojiler geliştikçe insanın ihtiyaçları daha da farklı kademelere ulaşacak. Bir bakmışsınız kocaman fabrikalar bu katı hal bataryalarıyla enerjilerini yıllık depolayacak ve kullanacak, maliyetlerini uzun vadede düşürecek. Bunun gibi bir çok yeni teknoloji çalışılıyor. Gönül ister ki ülkemiz de buna ayak uydursun, lityum batarya yapma sevdasından vazgeçsin. İnşallah diyelim.

    Bu örnekle aslında demek istediğim şu; benim ilgi alanım mevcut durum değil, gelecek. Gelecekte neler olabilir, bu yeniliklerden ben nasıl yatırımcı olarak fayda sağlarım. Bunun üzerine okumalarımı yapıyorum. Enflasyon konusunda da fikirlerimin ortasında bu durum var. Artık dünya %10 kar marjıyla iş yapma fikrine pek sıcak değil, sizin de belirttiğiniz gibi o kadar çok alternatif enstrüman var ki, yatırımcılar marj düşükse buralara para yatırmaktan imtina ediyor. Bu durum bence artarak devam edecek. Devam edeceği için de artık düşük marjla çalışan şirketler görmeyeceğimiz gibi, düşük faiz ortamını da bulamayacağız. Bir denge oluşacak, bu denge de bence bugünkü faiz ortamının üzerinde bir yerde olacak. O sebeple mevcut ekonomik trendin herhangi bir gelişmiş ülkenin faiz indirmesine müsaade etmeyeceğini düşünüyorum. Faizi indiren hata yapar, cezasını da çeker. Elbette kast ettiğim bizim faizlerimiz değil, biz illa ki indireceğiz, biraz daha zamanı var.

    Sevgiler, saygılar.
    Son yıllarda yaşanan teknolojik atılımlar insanları "bir sonraki trend ne?" düşüncesine yönlendiriyor. Yatırım kararları, ya da çocuğumuzun doğru mesleği seçmesi gibi konularda avantaj yakalamak istiyoruz. Ekonomi-finans konuşmak kadar tehlikeli bir durum. Çok kısa süre önce, hep bir ağızdan çocuklarınızı anaokulu çağından itibaren kodlama öğrenmeye yönlendirin diyen uzmanlar şimdi hiç utanmadan, boşuna zahmet etmeyin o işi yapay zeka yapacak demekte. Geçen 2 yılda kodlama anaokullarında bile müfredata girmişti. Geleceğin trendleriyle ilgili sizlere sadece çok yüksek ihtimalli olanları, ispatlarıyla birlikte ayrıca detaylandırırım.

    Kar marjı konusu belli bir sabit yüzde oranla sınırlanmamalı bence sn. müzikal. Geçerli olan tahvil getiri oranları referans kar marjlarıdır. Faizler yükselmeden önce dünyadaki şirketlerin çoğu %4-5 kar marjıyla çalışmaktaydı. OECD ülkeleri şirketlerinde, 2003-2010 dönemi Vergi sonrası satış kazancı ortalama %6,05, 2003 dibi %3,9 ve 2007 zirvesi %8,1. Fortune Global 500 şirketlerinin bile 2010-2019 boyunca ortalama net kar marjı sadece %5,65'di. Yıldızlar liginde ise net kar marjları %20-33 ancak bunların piyasa değerleri de trilyon$. Demir-çelik, petrol ve maden sektörlerinde durum biraz daha karmaşık, bunu da daha sonra tartışmak lazım.

    Yatırımcılar düşük marjlı şirketlerden imtina ediyor tespitiniz doğru ama ödeyecekleri bedel çok ağır olabilir zira yüksek marjlı şirketlere yatırım yapanlar çok pahalı oyuncaklarla oynuyorlar. Düşük marjlı dediğiniz şirketler ise muhtemelen A sınıfı tahviller gibi fiyatları daha dar bantta dalgalanan ama düzenli temettü politikalarıyla önümüzdeki 10 yıl tatmin edici bileşik getiriler sunan araçlar olacak. Bu hisseler toplumun emeklilik fonlarının yatırıldığı istikrarlı şirketlere ait. Alım satım kazançları yerine öz sermaye ve temettü büyümesiyle kazandıracak seçenekler.

    Düşük faiz tekrar geri döner mi bilmiyorum ama 90'ların başında kimse Japonların uzun yıllar sıfır faiz politikası benimseyebileceğini tahmin edemezdi. Gelenekçi ve aşırı milliyetçi eğilimleri bir yana bence kimsenin aklına gelmeyen şey Japonya'nın nüfus artışı yerine azalışına sahne olmasıydı. Nüfusun azaldığı bir ülkede %0 milli gelir artışı bile ekonomik büyümeyi işaret eder ve enflasyon eksi çıkabilir, tüketici eksilmiştir sonuçta... Şimdi tekrar düşünelim; batı dünyasının nüfusunun azaldığı bir senaryoda %1 faiz ve enflasyon düşük müdür? bir söz vardı; köprüyü kaldıramazsan nehri indir.

    Pandemi ve sonrasında, Almanya'da bireylerin tasarruf eğilimi öyle artmıştı ki; faizler kendi kendine sıfırlandı. Tasarruf rekorunun kırıldığı dönemde hükümet insanlara harcasın diye karşılıksız para veriyordu ama bu bile ekonomiyi canlandırıp hafif enflasyon artırıcı bir etki yapmıyordu. Demek ki işin içinde bir de insan faktörü var. Bir önceki yazımda toplumun nasıl finansallaştığını tartışmıştık ve bu da faizler üzerinde beklenmedik etkiler yapabilir.

    Düşük marjla çalışan şirketler göremeyeceğimiz konusu da bana biraz tek boyutlu geldi. Marj sadece şirkete mi bağlı, başka etkenler de katmamız gerekir mi? Yüksek faiz ve enflasyon ortamında talep düşüşü marjları baskılamaz mı? Bu noktada da karşımıza birleşmeler ve satın almalar çıkıyor gibi? Mevcut trend marjları yükseltmekten ziyade ölçek üretimi veya birleşmelerle büyüklüğü ve hakimiyeti artan dev firmalar trendi. 20. yüzyılın başında ABD'de 1000'den fazla otomobil şirketi ve 300 civarı havayolu firması varmış, şu anda 3'er tane dev şirket kaldı Kapitalizm kendi kendini kamulaştırıyor gibi

    Çenem düştü, lütfen kimse kusura bakmasın

  2.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Son yıllarda yaşanan teknolojik atılımlar insanları "bir sonraki trend ne?" düşüncesine yönlendiriyor. Yatırım kararları, ya da çocuğumuzun doğru mesleği seçmesi gibi konularda avantaj yakalamak istiyoruz. Ekonomi-finans konuşmak kadar tehlikeli bir durum. Çok kısa süre önce, hep bir ağızdan çocuklarınızı anaokulu çağından itibaren kodlama öğrenmeye yönlendirin diyen uzmanlar şimdi hiç utanmadan, boşuna zahmet etmeyin o işi yapay zeka yapacak demekte. Geçen 2 yılda kodlama anaokullarında bile müfredata girmişti. Geleceğin trendleriyle ilgili sizlere sadece çok yüksek ihtimalli olanları, ispatlarıyla birlikte ayrıca detaylandırırım.

    Kar marjı konusu belli bir sabit yüzde oranla sınırlanmamalı bence sn. müzikal. Geçerli olan tahvil getiri oranları referans kar marjlarıdır. Faizler yükselmeden önce dünyadaki şirketlerin çoğu %4-5 kar marjıyla çalışmaktaydı. OECD ülkeleri şirketlerinde, 2003-2010 dönemi Vergi sonrası satış kazancı ortalama %6,05, 2003 dibi %3,9 ve 2007 zirvesi %8,1. Fortune Global 500 şirketlerinin bile 2010-2019 boyunca ortalama net kar marjı sadece %5,65'di. Yıldızlar liginde ise net kar marjları %20-33 ancak bunların piyasa değerleri de trilyon$. Demir-çelik, petrol ve maden sektörlerinde durum biraz daha karmaşık, bunu da daha sonra tartışmak lazım.

    Yatırımcılar düşük marjlı şirketlerden imtina ediyor tespitiniz doğru ama ödeyecekleri bedel çok ağır olabilir zira yüksek marjlı şirketlere yatırım yapanlar çok pahalı oyuncaklarla oynuyorlar. Düşük marjlı dediğiniz şirketler ise muhtemelen A sınıfı tahviller gibi fiyatları daha dar bantta dalgalanan ama düzenli temettü politikalarıyla önümüzdeki 10 yıl tatmin edici bileşik getiriler sunan araçlar olacak. Bu hisseler toplumun emeklilik fonlarının yatırıldığı istikrarlı şirketlere ait. Alım satım kazançları yerine öz sermaye ve temettü büyümesiyle kazandıracak seçenekler.

    Düşük faiz tekrar geri döner mi bilmiyorum ama 90'ların başında kimse Japonların uzun yıllar sıfır faiz politikası benimseyebileceğini tahmin edemezdi. Gelenekçi ve aşırı milliyetçi eğilimleri bir yana bence kimsenin aklına gelmeyen şey Japonya'nın nüfus artışı yerine azalışına sahne olmasıydı. Nüfusun azaldığı bir ülkede %0 milli gelir artışı bile ekonomik büyümeyi işaret eder ve enflasyon eksi çıkabilir, tüketici eksilmiştir sonuçta... Şimdi tekrar düşünelim; batı dünyasının nüfusunun azaldığı bir senaryoda %1 faiz ve enflasyon düşük müdür? bir söz vardı; köprüyü kaldıramazsan nehri indir.

    Pandemi ve sonrasında, Almanya'da bireylerin tasarruf eğilimi öyle artmıştı ki; faizler kendi kendine sıfırlandı. Tasarruf rekorunun kırıldığı dönemde hükümet insanlara harcasın diye karşılıksız para veriyordu ama bu bile ekonomiyi canlandırıp hafif enflasyon artırıcı bir etki yapmıyordu. Demek ki işin içinde bir de insan faktörü var. Bir önceki yazımda toplumun nasıl finansallaştığını tartışmıştık ve bu da faizler üzerinde beklenmedik etkiler yapabilir.

    Düşük marjla çalışan şirketler göremeyeceğimiz konusu da bana biraz tek boyutlu geldi. Marj sadece şirkete mi bağlı, başka etkenler de katmamız gerekir mi? Yüksek faiz ve enflasyon ortamında talep düşüşü marjları baskılamaz mı? Bu noktada da karşımıza birleşmeler ve satın almalar çıkıyor gibi? Mevcut trend marjları yükseltmekten ziyade ölçek üretimi veya birleşmelerle büyüklüğü ve hakimiyeti artan dev firmalar trendi. 20. yüzyılın başında ABD'de 1000'den fazla otomobil şirketi ve 300 civarı havayolu firması varmış, şu anda 3'er tane dev şirket kaldı Kapitalizm kendi kendini kamulaştırıyor gibi

    Çenem düştü, lütfen kimse kusura bakmasın
    Bir sonraki trend ne bilmek zor ama evrimin gidişatına paralel mesafe kat etmek bence zor değil. Sadece mevcut doğru bildiklerimizi kategorik olarak doğru kabul etmemek gerekiyor diye düşünüyorum. Yani biraz daha gelecekte neler olabilir odaklı düşünmek gerek. Bugün zaten geldi ve hatta geçti. Bu fiyatın içinde.

    Yarın ne olacak? Bizim isteklerimizin bir öneminin olmadığını kavradığımız noktada gerçeğe bir adım daha yaklaşabiliriz bence. Biraz egolarımızı törpülemek gerekebilir bu noktada.

    Sonuçta ai da bir kod. Önemli olan neyi kodladığın. Genelin bildiğini kodluyorsan finansal bir değeri yok nihayetinde. Logo almam bu perspektiften bakınca. Ama yarın bir ameliyatı uzaktan erişimle yapabilecek kodu yazıyorsan, bunu alırım. Nicelikten çok nitelik önemli.

    Yatırımcıların kar marjı beklentisi sonsuz bir beklenti. Günümüzde "icat" kavramı bir başka anlam içeriyor sanırım. Herkes her şeyi bildiği için ortaya çıkan sonuç çok şaşırtıcı olmuyor pek çoğumuz için. Bilgi de bir evrim geçiriyorsa bu durum çok yadırganmamalı. Dolayısıyla kar marjı da bir standarda evriliyor. Nereye varacağını tahmin etmek güç. Kripto varlıkların bir günde aldığı verdiği marja bakarsak, bir kumarhanede olduğumuz gerçeğinden kaçamayız. Kasa her zaman kazanır, ya hepimiz kasa olmaya kalkarsak..

    Hep üzerine basıyorum, tekrar edeyim, bir denge gerekiyor. Arayış burada. Bu dengeyi oluşturacak şey sanırım insanların ihtiyaçları doğrultusunda bir noktaya gelecek. Bunun yüksek faiz ortamı olacağından eminim. Dolayısıyla enflasyonist bir ekonomi. Çok net beynim bu konuda.

    Japonlar teknolojiyi iyi kullandılar. Gelişim gösterdiler, maliyetlerini azaltmak için kanlı bıçaklı oldukları çine yatırım yaptılar, korede fabrikalar kurdular, hatta amerikada (milyon japonun ölümüne sebep olan memleket) otomotiv fabrikaları kurup hala dahi üretim yapıyorlar. Kapitalizm alınan her canın panzehridir. Çok net bir örnektir japonya. Japon nüfusu azalabilir (bakmadım, son rakamları bilmiyorum) ama dünya nüfusu azalmıyor. 3. dünya savaşı çıkıp nihayetlenene kadar da artmaya devam edecek. Aylardır israil sadece 35 bin insan öldürebildi. Alınan bir can başına harcanan paraya bakarsak, küllüm zarar. Sonrasında edeceği kar ne fayda sağlayacak, iran da olaya girdi, yıllar sürecek bir zarar kapıda. Kim kazanıyor burada? israil, iran hangisi.. Hiçbiri.

    Gözümüzün önünde 0 dan 60K dolara erişen bir kripto varlık varken, kimseyi %10 kar marjına ikna edemezsiniz. Edemedik ki etf leri bile çıktı zirve fiyattan. Devir artık çok başka. Tradisyonel fikirlerden uzaklaşmak gerekiyor. O sebeple ekonominin eski formülleri gerçekten artık eski.

    Yeni bir şeyler yazmak lazım.

    Sevgiler, saygılar.



  3.  Alıntı Originally Posted by müzikal Yazıyı Oku
    Hep üzerine basıyorum, tekrar edeyim, bir denge gerekiyor. Arayış burada. Bu dengeyi oluşturacak şey sanırım insanların ihtiyaçları doğrultusunda bir noktaya gelecek. Bunun yüksek faiz ortamı olacağından eminim. Dolayısıyla enflasyonist bir ekonomi. Çok net beynim bu konuda.
    Konuyu toparlayalım bu durumda;
    1- ABD'nin borçlanma ve cari açık gibi ana dengeleriyle diğer etkenleri bir araya getirdiğimizde enflasyonun dolayısıyla faizlerin, orta vadede, hedeflendiğinden daha yüksek seyretmesi yüksek ihtimal.
    2- Federal bütçeyle finanse edilen ve aktif halde bulunan, muazzam maliyetli ABD ordusu politika yapıcılar için bir politika aracı seçeneği ve gerektiğinde kullanabiliyorlar.

    Burada yatırım açısından iki farklı yorum mevcut;
    a- yüksek faizlerin ve diğer faktörlerin zamanla durgunluğa neden olacağı ve soğuyan ekonominin karlılığa, dolayasıyla borsa performansına genel olarak olumsuz yansıyacağı düşünülerek, istikrarlı temettü politikasına sahip, karlılığını sürdürebilecek, borcu az, likit yapısı güçlü, sağlam şirketlerden birkaç tanesini içeren bir sepetle ve fazla hareket etmeden beklemek en iyi seçenek. Endeks fonları da bu işlevi görebilir. Bu sürecin uzak geçmişte birden fazla dönem olmak üzere örnekleri mevcut. Sabit getirili menkul kıymetlerin de yüksek getiri oranları sağladığı göz önüne alınırsa bu seçeneğin sağlayacağı getiri faizlerin biraz üzerinde olsa dahi tatmin edici sayılabilir. Yatırımcı davranışı bu senaryoda, zamanla sabit getiriye kayacak ve kolay kolay riskli varlıklara geri dönemeyecek şekilde öngörülüyor.

    b- yüksek enflasyon ve faizlere rağmen, yatırımcı beklentilerinin de etkisiyle ekonominin canlı kalmaya devam edeceği böylece kar marjlarının yüksek kalacağını öngören seçenekte kaldıraç görevinin teknolojik ve inovatif gelişmeler görüyor diyebiliriz. Yatırımcılar da zaten bu alanda başarılı kurum ve yatırım araçlarına ilgi göstererek fiyatları destekliyor. Sanırım teknolojik gelişimin klasik iş sahalarında da uygulanmasıyla bu alanlarda da verim artışı, maliyet düşüşü gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle genel bir ekonomik kalkınmadan da söz ediliyor? Geçmişte bununla mukayese edilebilecek bir dönem bilmiyorum ancak geçmişin devamlı tekrar edeceğini de söylemek doğru değil. Yüksek fiyat kazanç oranları devam eden kar büyümeleri sayesinde seviyelerini koruyabilir öngörüsü de sanırım bunun bir parçası.

    Son olarak burada belirleyici olanın, uzun vadede sabit giderlerini karşılama zorunluğunu olan kurumsal ve büyük yatırımcıların davranışı mı yoksa sayı olarak çok fazla olan küçük yatırımcılar mı olacağı da üzerinde düşünülmesi gereken bir durum.

  4. #5622
     Alıntı Originally Posted by esozcan Yazıyı Oku
    olası bir yükseliş için tekrar 40.80 üzerine çıkıp oturmalı..
    ereğliye ortak oldum...yemeğe davet edip yengeç haşlama verdiler... herkes ıstakoz yiyor.. bize niye yengeç dedim..

    garson.. ''abi yengeç yan yan yürür dedi''
    Burada yer alan yatırım bilgi,yorum ve grafikler ''Yatırım Danışmanlığı'' kapsamında değildir ve kesinlikle al-sat tavsiyesi içermez.

  5. #5623
    40.14 40.80 halen aktif.. bu seviyelerin dışına çıkılması ile yön bulabilir.. daha güvenilir bir alana çıkabilmesi için 41.47 üzeri kapanışlara ihtiyaç var.. aşağı gelen çaprazlar yeni dip ve tepeleri belirleyecek.. ayrıca menüde yengeç mi yoksa istakozmu olduğu konusunda bilgi verecek..
    kazancınız bol ve daim olsun....

    Burada yer alan yatırım bilgi,yorum ve grafikler ''Yatırım Danışmanlığı'' kapsamında değildir ve kesinlikle al-sat tavsiyesi içermez.

  6.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Konuyu toparlayalım bu durumda;
    1- ABD'nin borçlanma ve cari açık gibi ana dengeleriyle diğer etkenleri bir araya getirdiğimizde enflasyonun dolayısıyla faizlerin, orta vadede, hedeflendiğinden daha yüksek seyretmesi yüksek ihtimal.
    2- Federal bütçeyle finanse edilen ve aktif halde bulunan, muazzam maliyetli ABD ordusu politika yapıcılar için bir politika aracı seçeneği ve gerektiğinde kullanabiliyorlar.

    Burada yatırım açısından iki farklı yorum mevcut;
    a- yüksek faizlerin ve diğer faktörlerin zamanla durgunluğa neden olacağı ve soğuyan ekonominin karlılığa, dolayasıyla borsa performansına genel olarak olumsuz yansıyacağı düşünülerek, istikrarlı temettü politikasına sahip, karlılığını sürdürebilecek, borcu az, likit yapısı güçlü, sağlam şirketlerden birkaç tanesini içeren bir sepetle ve fazla hareket etmeden beklemek en iyi seçenek. Endeks fonları da bu işlevi görebilir. Bu sürecin uzak geçmişte birden fazla dönem olmak üzere örnekleri mevcut. Sabit getirili menkul kıymetlerin de yüksek getiri oranları sağladığı göz önüne alınırsa bu seçeneğin sağlayacağı getiri faizlerin biraz üzerinde olsa dahi tatmin edici sayılabilir. Yatırımcı davranışı bu senaryoda, zamanla sabit getiriye kayacak ve kolay kolay riskli varlıklara geri dönemeyecek şekilde öngörülüyor.

    b- yüksek enflasyon ve faizlere rağmen, yatırımcı beklentilerinin de etkisiyle ekonominin canlı kalmaya devam edeceği böylece kar marjlarının yüksek kalacağını öngören seçenekte kaldıraç görevinin teknolojik ve inovatif gelişmeler görüyor diyebiliriz. Yatırımcılar da zaten bu alanda başarılı kurum ve yatırım araçlarına ilgi göstererek fiyatları destekliyor. Sanırım teknolojik gelişimin klasik iş sahalarında da uygulanmasıyla bu alanlarda da verim artışı, maliyet düşüşü gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle genel bir ekonomik kalkınmadan da söz ediliyor? Geçmişte bununla mukayese edilebilecek bir dönem bilmiyorum ancak geçmişin devamlı tekrar edeceğini de söylemek doğru değil. Yüksek fiyat kazanç oranları devam eden kar büyümeleri sayesinde seviyelerini koruyabilir öngörüsü de sanırım bunun bir parçası.

    Son olarak burada belirleyici olanın, uzun vadede sabit giderlerini karşılama zorunluğunu olan kurumsal ve büyük yatırımcıların davranışı mı yoksa sayı olarak çok fazla olan küçük yatırımcılar mı olacağı da üzerinde düşünülmesi gereken bir durum.
    Güzel bir toparlama olmuş, kaleminize sağlık

    1 ve 2. maddelere katılıyorum. Yatırımcı yorumu olarak b maddesi benim bakış açımı özetliyor, yatırımlarımı da bu bağlamda şekillendiriyorum.

    Teşekkür ederim

Sayfa 703/798 İlkİlk ... 203603653693701702703704705713753 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •