Originally Posted by
müzikal
Biraz esprili yaklaşmak istemiştim, sizi kırdıysam özür dilerim, kusuruma bakmayın lütfen.
Her sektörün dinamiklerini farklı ele almak gerekir diye düşünüyorum. Zaten piyasa da bunu yapıyor. Örnek olması açısından; bankalar özelinde kimsenin konuşmadığı bir noktaya değinmek isterim ki, bu durum fiyatlarının içinde yok mesela ve kimse bu konuyu araştırmıyor. Bizim bankacılık sistemimiz teknolojik iletişim, ulaşım, yeterlilik ve uyumluluk açısından dünya örneklerinin fersah fersah ötesinde. Muazzam bir teknoloji kullanıyorlar. Bu durumu analizine dahil eden bir banka analisti gördünüz mü? Bu katma değerin banka değerlemesine katkısı olup olmadığını herhangi bir yazı, yorum veya raporda 1 cümle olarak dahi okudunuz mu? Farklı bir notaya da bakmak gerekir diye bu örneği verdim, finansal bir değeri vardır illa ki ama bu fiyatlarına ne kadar etki eder, ben bunu hesaplayamam bir çırpıda. Belki de gerçekten konuşmaya bile gerek yoktur!!!
İmalat sektörü konusunda yorumunuza kısmen katılabilirim ama bu durum ereğli için geçerli değil. Ereğli "ben zarar ediyorum, üretim hattını kapattım" diyemez. Komple duruşa geçemez, otomotiv imalatı ise geçebilir ve her yıl geçerler, ha keza Tüpraş da geçer. Buna göre bir yapılanmaları var ve tesisler yapılırken bu durumu da düşünmüşler, zaten düşünmek zorundalar sektör ve üretim prosesi gereği.
Ereğli'nin uçtuğu ve çok para kazandırdığı dönemler var, yok değil. Ama o dönemleri iyi analiz ettiğinizde, belirttiğim üzere ton başı karın 150 usdler üzerinde olduğunu göreceksiniz. Bunun dönemsellikle falan bir alakası yok. Global arz talep dengesiyle alakalı, ereğli de kendi fiyatını kendisi belirleyemediği için global fiyatlarla hareket etmek zorunda. Ereğli'nin en büyük riski bu ve tamamen bu sebepten dolayı bile portföylerdeki oranı ortalamanın altında kalmalı. İşini bilen bir py bu şekilde planlama yapar.
Yıllarca bu şirketin yatırımcısı oldum ve ciddi para kazandım. Mittali görünce sattım. Benimkisi tamamen tesadüf oldu. Mittal sonrasında ereğliyi yaya bırakacak her türlü riskli durum gerçekleşti. Ben doğru yapmış göründüm, şans diyelim. Diyelim mi acaba, yoksa mittal satış kararımı hızlandırdı ve hemen aksiyona geçmemi sağladı mı diyelim. Bence ikincisi, neden, çünkü sektördeki kar verimi düşüşünü takip ediyordum, marjların daraldığını hem sektörden, hem rakiplerden, hem ereğlinin kendisinden ve hepsinden önemlisi global pazardan takip ediyordum. Bunları burada defalarca yazdım, sebeplerini belgeleriyle koydum, büyük çoğunluk inanmak istemedi. Yöneticilerin kendilerini hedge etmek için yeterli çaba sarf etmediğini bilançoda gösterdim, bana "yöneticilerden daha mı iyi biliyorsun" dendi. Unutulmasın bunlar. Evet onlardan iyi biliyormuşum, gün gibi ortaya çıktı.
O kadar çok yazdım ki, 150 doların altında ereğli para kazandırmaz diye, şirket kendisi kazanamıyorken fiyatı neden yukarı gitsin. Ancak manipülasyonla olur o iş ki, bunu da belirttim bu tahtada uzun süreli manipülasyon yapacak parasal güç ve hepsinden önemlisi böyle bir kalkışma olamaz diye. Olamadı, iki üç günlük absürd hareketler yapabiliyorlar ancak, onu da az hacimli günlerde. Yapamazlar, yapmaya da kalkışmazlar, her seferinde zarar ederler, ettiler ve edecekler.
Ereğli yatırımcısın yapması gereken aslında çok basit. Globalde fiyatları takip edecek, bunun yurt içi yansımalarını iyi okuyacak, yurt içi talebi günlük takip edecek (bunu üreticilerden aldığınız bilgilerle yapacaksınız), ardından marjı hesaplayacak. 150 dolar üzeri tut, altı tutma. Zaman alan bir süreçtir ama yatırımcı bunları yapmazsa ancak bu başlıkta goy goy yapabilir, ötesine geçemez. Bunun adı da yatırım olmaz, kumar olur. Ben kumarbaz değilim, sokağa atacak param yok.
Sizin mesajınız vesilesiyle biraz uzun yazdım sanırım, kusuruma bakmayın. Sizi kırdıysam da tekrar özür dilerim, böyle bir şey aklımın ucundan dahi geçmez, az çok beni tanımışsınızdır.
Sevgiler, saygılar, bol kazançlar.
Yer İmleri