Arama sonucu : 8 madde; 1 - 8 arası.

Konu: ÜÇ AYLIK ŞEKER Ölçüm ve sonuç analizi..

  1. ÜÇ AYLIK ŞEKER Ölçüm ve sonuç analizi..




    🔴 HbA1c (ÜÇ AYLIK ŞEKER)
    📍Nedir ?
    📍Yüksekliginde verdiği nörolojik hasarlar
    🔸Alzheimer, Hafıza zayıflığı, odaklanma,berrak düşüneneme sorunu
    📍Organlara verdiği hasar

    🟢HbA1c;
    Halk arasında üç aylık şeker diye kan tetkikinde gördüğümüz, diyabet-obezite,aşırı yorgunluk,halsizlikte önemli bir barem

    💧Malum kanımızda bagirsaklardan emilen glikoz bulunur. Bunları hücre içine alırız ve mitokondride enerjiye (ATP) çevirip kullanırız

    💧Damarlarda dolaşan glikoz miktari 4 ila 4.5 gramı geçmez . Tabi damarlarda başka moleküllerde dolaşır...

    💧ERİTROSİTLER....Bunlar kırmızı kan hucrelerimiz ,tetkiklerde RBC olarak görürüz...Bu eritrositler içerisinde bir molekul daha var...
    ➖HEMOGLOBİN➖

    💧Kan tetkiklerinde HGB olarak gördüğümüz bu "hem-o-globin" karbondioksiti disariya, oksijeni hucrelere taşımakta görevli..

    💧Kalp, karbondioksit yüklü kirli kanı akcigere pompalar, oksijeni yine hemoglobin yüklenir ve kalp vücuda pompalar..tertemiz iş..

    💧Hemoglobin çok düşerse kansızlık (anemi) düşünürüz ki oksijen az taşıyacağı için vucutta yorgunluk, halsizlik renkte solgunluk görülür

    💧Demir eksikliğinde anemi görülür, çünkü HEM= demir zaten. Yani hemoglobinler yoğun demir icerir.

    💧B12,B9,B6 eksikliginde de anemi görülür...Çünkü bu kez de hemoglobinin icinde bulunduğu kırmızı kan hucresi (RBC),Eritrosit uretimi düşer. Rbc uretimi icin bu üç vitamin şart. Rbc yoksa hemoglobinde yok...

    ⭐️Iste kanda dolaşan şeker (glikoz) %4.5 ila 5.5 oraninda HEMOGLOBİN'e bağlanır...

    🩸Erotrosilerin ömrü 120 gün...Ama yeni oluşani var, 118. Gununde olan var...hepsinde glikoz bağlı. Biz bunun ortalaması olan 60 günlük ortalamayi alıp baglanma oranina bakariz..
    ➖VE; atıyorum "HbA1c orani 5.5 " deriz..

    🩸Üç aylık desekte aslinda 60-62 günlük şeker ortalaması bu...
    ➖Kan Glikoz oranınız dün 92 evelsi gün 112, bugun 85 olabilir...FAKAT
    HbA1c degismez...son 60 günü verir...
    ⭐️⭐️ 5.6 üzeri sıkıntılıdır ve tip-2 diyabet sinyali verir...

    🩸Şimdi; oksijen taşıması gereken hemoglobine fazla şeker bağlanırsa...Mesela HbA1c 8 olsun...Bu oksijen baglayacak yerin azalması, hemoglobinin sağlıksız olmasi demektir.

    🩸Oksijen en çok neresi için lazım? Beyin için. Beyine, nöronlara oksijen az gider. Buradan itibaren
    🔸Hafıza sorunu
    🔸Odaklanma sorunu
    🔸Berrak düşüneneme
    🔸Amiloid plaklarin artması ve Alzheimer'a öncülü durum
    🔸Kronik yorgunluk ve halsizlik başlar...

    🩸Bu nedenle HbA1c değeri aslında sadece diyabet-obezite için değil her durum.icin onemli bir parametredir.

    🟢Nasıl kontrol altında tutulur?

    💧Öncelikle kandaki glikoz seviyesini yuksek tutmamak. Bunun için ise o glikozun hucreye girmesi ve enerjiye dönüşmesi lazim

    1️⃣ Harcadığın enerji,kalori kadar beslenme...Eger harcadığınızdan fazlasi vucuda giriyorsa bu onceleri yağ olarak depolansada sonra yine glikoza çevrilip kana salinacak

    2️⃣Az ye sık ye....ASLA YAPILMA-MA-LI...
    Ağzımıza attığımız her lokmada ki Bağırsaktan emilip kana karışan glikoza karşı pankreas insulin uretir..
    🔸İnsulin gidip hucrede resoptore dokunacak, reseptore dokununca kas hucresinde GLUT-4 kapısı açılacak ve glikoz kandan hucreye girip enerjiye çevrilecek...E güzel.!

    🔸Fakat AZ YE-SIK YE ile sürekli salgilanan İnsuline karşı reseptor duyarsızlaşır ve GLUT-4 kapisi açılmaz, glikoz hucreye giremez ve kanda kalir....Bu glikoz hemoglobine bağlanır

    🔸Ayrıca İnsulinin dokunduğu reseptor krom elementi ile çalışır, vucutta krom eksik bırakılmayacak,gerekirse takviye alinacak

    3️⃣Eğer hücre zarları oksitlenirse yine insulin respetorleri duzenli calismaz...Aşırı gecirgen bagirsak, kana geçen toksinler,pestisitler hucre zarlarini oksitler...bunun onlemenin yolu gerekirse ANTİOKSİDAN (glutatyon, Resveratrol, hesperidin) kullanmaktır

    4️⃣En onemli konu ise beslenme
    🔸Karbonhidrat az, protein ve sağlıklı yağ ağırlıklı beslenme...
    ➖Burada bir not: kesinlikle sıfır karbonhidrat seklinde beslenme olmamalı. %20-25 civaei karbonhidrat şart.
    🔸Öğle yemeği tamamen kalkmalı.
    ➖Zaten öğle yemeği 1800'lü yıllarda Avrupa'da (ozellikle Fransa) yaygınlaşmış ve şımarıklık, şımarıkların yemeği olarak görülmüş.
    ➖Daha sonraki yillarda ise sanki öğle yemegi yemek bir zenginlik gistergesi gibi algılamış ve yayılmış...Ama şu anda tam tersi zenginler öğle yemegi yemiyor
    ➖Zaten genetik kokdlarimiza ne öğle yemegi uygun ne de surekli tok olmak

    5️⃣ Bir diger konu ise akşam yemeği...Aksam temegi olabildigince erken yenmeli ve geve mutlaka aç yatilmalı...Bunun uzerine günlük 30 dakika kadar tempolu yürüyüş (egzersiz)
    ➖HbA1c değerini düşürmek için bunlar kesinlikle genel yapilmasi gerekenler. (Kan tetkiklerine göre hekim diger yapılacakları zaten yazar. )

    🔴SONUÇ:
    HbA1c degeri oldukça onemli olup arada kontrol edilmeli ve kesinlikle 5.5 uzerine cikartilmamali...norolojik semptomlar dahil bir çok şeyi onlemek için onemli....

  2. Şeker hastalarına sık sık, az az yiyin deniliyor. Öğle yemeğini çıkartmak şeker hastaları için sıkıntılı olabilir. Doktor kontrolünde beslenme programı uygulanmalı
    Sıradan bir insan

  3. #3
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Karadenizin yeşillikler diyarı..şehri İstanbul .
    Yaş
    59
    Gönderi
    19,870
    fazla süreli aç kalınca, şeker düşüyor 70 altına

    çok tehlikeli
    Forum kurallarını okumak için tıklayınız


    Forumun Altın Kuralı : Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya/satmaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır..

    Not: hisse başlıklarında dini ve siyasi ile futbol taraftarlığı yazıları kabul edilmiyor.

  4. #4
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Manisa-İzmir
    Gönderi
    412
    Blog Entries
    1
    Sayın rosense son derece bilgilendirici olmuş. Teşekkürler.

    Özellikle son yüzyıl içinde insanlara yemek konusunda yapılan ihanet gibisi yok. Hem çok fazla yeme eğilimi geliştirilmiş hem de yediklerimizin yararlı yönleri yok edilip yerine zehir/zehir sayılabilecek eklemeler(gluten,siyanür, klor, kostik vs...) yapılmış.

    Net olarak söyleyebilirim aşırılıklar insanı öldürüyor. Sürekli tok olmak zorunda mıyız? İnsanoğlu varoluştan bu yana her zaman tok muydu?

    Yapılabildiği kadar açlık olmalı. Abartmadan.

    Tokluk için davul gibi şişene kadar yenmemeli. Sık sık yiyerek vücudu sürekli yormamalı, kendini tamir edebileceği zaman verilmeli.

    Saygılarımla...
    Yazdıklarımı lütfen yatırım tavsiyesi olarak almayınız. Pala'dan yediğim kazıkların haddi hesabı yok. Körle yatan şaşı kalkarmış.

  5. #5
    Şeker hastalığı genetik bir hastalıktır...Genelde mutasyona uğramış genler orta yaş döneminde etkisizleşirler ve şeker hastalığı TIP-2 denen insanı yavaş yavaş öldüren hastalığa sahip olursunuz..

    Sağlıksız beslenme damar tıkanıklığı obezite gibi hastalıklara neden olur..

    Şeker hastalığında erken teşhis ve ilaç kullanımı sizleri damar tıkanıklığı , böbrek yetmezliği veya gözlerde körlüğe kadar gidebilen damar tıkanıklıklarından korur...

    Aile soy ağacında bu hastalık var ise düzenli bir şekilde Hemoglabin A1C ye baktırmanızda fayda var...

    Benim gibi kalp damarını deforme edip Kalp krizi geçirene kadar habersizde olabilirsiniz...Sonuçları sadece şeker değil aynı zamanda damar sertliği hastalığı ile de savaşmanız gerekir...

    O yazıdaki beslenmenin aynısını çocukluğumdan beri uygulardım...Sağlıklı bir kahvaltı erken yenen sağlıklı bir akşam yemeği haftada 1 gün tatlı falan...

    Şeker hastası olarak yine 2 bazende 3 öğün yemek yiyorum , insulin hassasiyeti oluşsun diye yemeklerde sıfır yağ ,vücut yağlanma yapmasın diye az tuz , düzenli spor insulin iğnesi vb falan ancak 3 aylık şeker 6.4 de sabitleyebildim...Daha aşağı gelmiyor namussuz ...Bu da yaraların normale göre daha geç iyileşmesine neden oluyor...

    Obez değildim hiçte olmadım ama aileden gelen bu hastalıkla yaşamak zorunda kaldım....a.q...

    Yüksek kan şekeri yorgunluğa halsizliğe neden olsa da(400-500 seviyeleri hariç) düşük kan şekeri Kalp krizine kadar götürebilir...

  6. #6
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Manisa-İzmir
    Gönderi
    412
    Blog Entries
    1
    Sayın heval Allah şifa versin.

    Bizim sülalemizde şeker hastalığı yoktu. Şekerden çeken hiç olmamıştı.(Bu konular ilgi alanıma girdiği için büyüklerimden bolca bilgi aldım.) Ancak annem de babam da şu an şeker hastası. Besinlerimizdeki katkı maddelerinde buluyorum nedeni.

    Çevremdeki şeker hastası sayısı da gün geçtikçe artıyor. Genç yaşlı demeden. Nüfusa oranla hasta sayısı hızla artıyor. Genetiğin dışında beslenme ve kortizon gibi ilaç kullanımları sebebiyle bunu yaşadığımıza inanıyorum.

    Bizde genetik olarak gelen temel hastalık ta "romatizma/romatoid artrit" maalesef. Yavaş yavaş çürütüyor insanı. Ben sülük ile çare bulabildim. Şimdilik stabil bir hayat yaşıyorum. Umarım siz de kendiniz için en iyisini bulursunuz. Hayat zaten zor, hastalıkla mücadele iyice zorluyor.

    Saygılar...
    Yazdıklarımı lütfen yatırım tavsiyesi olarak almayınız. Pala'dan yediğim kazıkların haddi hesabı yok. Körle yatan şaşı kalkarmış.

  7. @SERCAYOLKAN

    Umarım tıbbi sülük (tek seferlik) kullanan bir yere gidiyorsunuzdur, Aidsli hastaya uyguladığı sülükleri sağlıklı insanlarda da kullanıp "bakın sülükler öyle mübarek ve şifacı hayvalar ki Aids'i bulaştırmıyorlar" diye paylaşım yapan bir şarlatan gördüm instagramda.

  8. #8
     Alıntı Originally Posted by SERCAYOLKAN Yazıyı Oku
    Sayın heval Allah şifa versin.

    Bizim sülalemizde şeker hastalığı yoktu. Şekerden çeken hiç olmamıştı.(Bu konular ilgi alanıma girdiği için büyüklerimden bolca bilgi aldım.) Ancak annem de babam da şu an şeker hastası. Besinlerimizdeki katkı maddelerinde buluyorum nedeni.

    Çevremdeki şeker hastası sayısı da gün geçtikçe artıyor. Genç yaşlı demeden. Nüfusa oranla hasta sayısı hızla artıyor. Genetiğin dışında beslenme ve kortizon gibi ilaç kullanımları sebebiyle bunu yaşadığımıza inanıyorum.

    Bizde genetik olarak gelen temel hastalık ta "romatizma/romatoid artrit" maalesef. Yavaş yavaş çürütüyor insanı. Ben sülük ile çare bulabildim. Şimdilik stabil bir hayat yaşıyorum. Umarım siz de kendiniz için en iyisini bulursunuz. Hayat zaten zor, hastalıkla mücadele iyice zorluyor.

    Saygılar...
    Size de geçmiş olsun...

    Yaşlılıkta ortaya çıkan bir şeker hastalığı var....

    Genetik hastalık insanlarda genelde 40 yaş döneminde ortaya çıkıyor...Fark edilmediğinde sonuçları maalesef ağır oluyor....

    Katkı maddelerinin mutlaka bir tetikleyici özelliği var ve de yadsımamak gerek... Ayrıca metropollerde ki kirli hava , Vucudu temizleyen en önemli madde olan temiz sağlıklı suya erişememek (ambalajlı ürünlerin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum) ...vb...

    Bizler 40 yaş sonrası Sağlık sektörünün en iyi müşterileri oluyoruz...Bir poşet ilaçla yaşamaya devam a.q...Adamlar bizi iyileştirmiyor ama öldürmüyorda ...En iyi müşterisini öldüren esnaf gördünüz mü

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •