Bana Göre...

[BORA YAŞAR]

[BORA YAŞAR]

Kıbrıs Barış Harekatını yürüten Türkiye'nin 16. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar'a ait madalya, madalyon, plaket ve rozetler Ankara'daki bit pazarında çıktı.

http://www.hurriyet.com.tr/eski-gene...cikti-40553972

Haber böyle ...

Vefasızlık millet olarak naturamızda var bundan eminim...

Sadece günün değerlilerini(!) sever yaltaklanır insanımız. Bunun karşılığında bir şeyler gelir diye umarak.

Tamam bu böyle. Böyle de ...Devlet dediğimiz kurum tam da bunun içindir.

Halkın hemen sırtını döneceği değerlere sahip çıkmak, onları unutturmamak, kadirbilirliği halka benimsetmek devletin önemli görevlerindendir.

Bizde devletin bu görevi bilhakkın yerine getirdiği söylenemez.

Çünkü sonuçta devlet dediğimiz kurum da insani refleksler gösterir bizim gibi geri kalmış ülkelerde.

Semih Sancar bizim yaşta olanların ismini çok iyi bildikleri bir general.

Malum bizim kuşaklar genelkurmay başkanlarının adlarını ezbere bilirler...

Yukardaki haberi okuyunca, "Kıbrıs Harekatını yönetmiş generalin bröveleri, madalyaları, bazı ülkelerin verdiği madalyalar, plaketler, rozetler nasıl oldu da bit pazarına düştü acaba?" diye sordum kendi kendime.

Bu amaçla hayat hikayesini araştırdım.

Acaba ailesinden kalan yok mu dedim...

Öğrendim ki, iki çocuğu varmış...Benim yaşlarımda olmalılar eğer hayatta iseler.

Onların hikayesi nedir bilmiyorum ama ben öğretmen babamdan kalan bir kaç fotoğraf bir düdük, bir tırnak makası ve bir saati saklıyorum...

Bize bıraktığı şeyler bunlar...

Çocuklarım ne yaparlar bilmem.

Ama bana düşen vazife budur diye düşünüyorum.

Semih Sancar'ın çocuklarını eğer hayatta iseler, bugün gazetelere düşen bu haber nasıl etkilemiştir?

Mutlaka anlatacakları vardır.

Hikayeleri nedir acaba? Merak ettim doğrusu...

[BORA YAŞAR]

Bizim "entellektüel, aydın, okumuş" (ne derseniz deyin) kesiminin, bir eli yağda bir eli balda, her türlü ülke nimetinden en önde yararlanan, en cafcaflı tabakasının, Osmanlı azınlık tebaları ile ayrılıkçı Kürtlere gösterdikleri sevgi ve sempati beni artık çileden çıkarmakta...

Bunların önemli bir kısmı, Türk milliyetçiliğinden şikayet ederken, bakıyorsun altta, iki yüz sene önce geldikleri ata yurdundan hiç kopmamış, kendilerini hala, Çerkeş, Arnavut, Makedonyalı, Gürcü, Bosnalı vs olarak kabul ve tanıtım içinde olan insanlar...

Atatürk'ü sever sayarlar ama iş onun bu ülkedeki onlarca ırk ve dinden insanın bir arada barış içinde yaşamaları için bir üst kimlik olarak sunduğu "Ne mutlu Türk'üm diyene" lafından hoşlanmazlar...

"İyi ama Türk, bir ırkın adı (bazıları Türk yok iddiasında o da başka)...Anadolulu diyelim" gibi absürd marka teklifleri sunarlar.

PKK onlar için özgürlük savaşçılarıdır.Ayrılıkçı Kürt tezi bu ülkeyi bölecekmiş, binlerce insan ölecekmiş (iyi ya kabul et ölmesinler gibi sevimli yaklaşımları olan da var) dertleri değildir.

Tatil yerlerinde, varsıl sofralarda rakı kadehleri bu amaçla kaldırılır.

Bunu yaparken Kürt, Çerkeş, Gürcü, Arnavut olduklarını bir an akıllarından çıkarmazlar.

Kendi ırksal kökenleri unutulmadan/reddedilmeden, gönül bağlarıyla ırkçılığa tutunurken, diğer yanda yaşadıkları, mutlu birer vatandaşı oldukları ülkenin ırksal söylemlerini tümüyle reddederler.

Kürtlerin ırksal temelde ayrışarak, bu ülkenin bir bölümünde devlet kurma savaşlarını açık/gizli alkışlarlar.

Bunu o seçkin entel/dantel mevkilerinin izdüşümü sanırlar.

Aksi bir yaklaşım, yaşadığın ve vatandaşlık bağı ile bağlı olduğun devletin, kendini, ülkesini, bayrağını koruma, ideolojisine, stratejisine, eylemine alkış tutmak, destek vermek onları ait oldukları "o seçkin kulüp"te küçültür, hor görülürler.

Ben, ırksal aidiyetim nedir bilmeden ve de merak etmeden, dünyanın en güzel coğrafyasında, halkı tarafından bin türlü zorlukla kurulmuş, vatandaşlık bağı ile bağlı olduğum devletime her türlü desteği ölene kadar sadakatla vereceğim.

Bu ülkede farklı dini, ırksal temeli olan insanların barış ve huzur içinde yaşamaları için de, sonuna kadar "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyeceğim.

Dosta düşmana duyurulur...

[BORA YAŞAR]

Bana göre tabi...

[BORA YAŞAR]

SİNDİRENE KUPA SİNDİREMEYENE SODA

SPOR Bakanı Osman Aşkın Bak, Galatasaray'ın sahaya 11 yabancıyla çıkmış olmasını eleştirerek "İçime sinmedi" demiş.

Vallahi kurallara aykırı bir durum yoksa eğer, sinse de çıktı sinmese de çıktı 11 yabancı sahaya.

Benim Spor Bakanı Bak'a sormak istediğim bir şey var.

Sayın Bakan acaba Fenerbahçe Basketbol Takımı'nın sahaya 5 yabancıyla çıkmasını, geçen yıl Eurolig finalinde tüm maçı yabancı oyuncularla oynayarak şampiyon olmasını ve tek yerli oyuncu kaptan Melih Mahmutoğlu'nun sahaya sadece kupa töreninde ayak basmasını içine sindirebilmiş mi?

Onu sindirdiyse bunu da sindirir.

Olmadı bir soda.

Sağlığa da yararlı.

(Fatih Altaylı)


İmza

Bora Yaşar

[BORA YAŞAR]

[Pert]

[BORA YAŞAR]

https://www.facebook.com/bbcturkcese...5380975598822/

İzlanda'nın bir zamanlar "zapt edilemez" genç nüfusu nasıl Avrupa'nın en iyi huylu ve sportif gençlerine dönüştürüldü?

Aile, devlet gibi kurumlar bunun için...

Yoksa uy siyasinin sözüne yap dört çocuk sal sokağa...

Hepsi bu toplumun başına bela olsun...