Sayfa 11/12 İlkİlk ... 9101112 SonSon
Arama sonucu : 94 madde; 81 - 88 arası.

Konu: Bana Göre...

  1. #81
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Zaman bir büyük bütün.

    İnsanca bir kabul. Belki de başlangıç ve sonu yok...

    İnsan bu kavram üzerinde düşündükçe afallıyor.

    Zamanı anlaşılabilir, tutulur hale getirmek için, alimler, temel aldıkları dayanağa, mantığa, ölçüye göre bölmüşler.

    Saniye, dakika, saat, gün, ay, yıl, asır vs...

    Bir çok kültürün de kendine göre bir takvimi var.

    Örneğin Osmanlı'da üçlü takvim kullanılmış: Hicri, Miladi, Rumi...

    Dedemden kalan Osmanlıca kaleme aldığı hayat hikayesinde aynen şöyle demekte:

    "İsmim Mustafa, mahlasım Cemil, pederimin ismi Recep, mahlası Sami, şöhretim Hancızade'dir. Ben mahlasımla, pederim ismile yadolunurum. Pederim Elbistan'lı olub, Mektebi Nuvvab'den saliselikle çıkmış, Ulemadan ve Muş Kadısı iken vefat eylemiştir. Türküm ve Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetini haiz olmakla müfteherim.

    Üç yüz beş senei maliyesi, Nisanın yirmi ikinci Pazartesi günü, Muş'da doğmuşamdır..."

    Burada dedemin doğum tarihi olarak verdiği "1305 senesi Nisan ayı" Rumi takvime göre...Bunu Hicri takvime çevirirsek "1306 yılı Şaban ayı" olmakta. Bugün kullandığımız Miladi takvime göre "1889 yılı Nisan ayı" olmakta...

    Karışık değil mi?

    Zamanın subjektif, yani bize göre olan kısmı bu.

    Bugün 2018 yılının son günü...

    Bir diğer deyişle 2018 yılı iyisiyle, kötüsüyle yok oluyor...

    Korkarım, Nasreddin Hocanın büyük kıyamet yaklaşımıyla, aslında yok olan bizim hayatımız.

    Konuyu fazla da dramatize etmeden bir husus daha bilginize sunayım. Dünyamızda çeşitli ülkelerde şu an kendi kabullerine göre çeşitli yıllar yaşanmakta...Kime ne? Ha Hicri, ha Miladi, ha Çin takvimi olsun bir şey farketmiyor.

    Hepimiz bir şekilde yaşıyoruz.

    An itibariyle çeşitli ülkelerde kabul edilen yıl şöyle:

    An itibariyle yıllar:

    Kuzey Kore 107
    Bahai 175
    İran 1397
    Bengal 1425
    Hicri 1440
    Ermeni 1467
    Hindu 1941
    Etiyopya 2011
    Miladi 2018
    Tibet 2145
    Budist 2562
    Berberi 2968
    İbrani 5779
    Süryani 6768
    Holosen 12018

    Para birimlerinin dolara karşı değeri gibi...

    Yediğimiz ekmeğe faydası ve de etkisi yok hani...

    Hepinize mutlu, özgürlük dolu Miladi yıl diliyorum....

  2. #82
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Akşamlar vardı silme hüzün
    Gölgeler lambaları yakar
    Kapanan kepengi gündüzün
    Sokağımız erguvan kokar


    (Sabahattin Kudret Aksal)

    Hüzün, melal, keder, meyus....

    Grinin çeşitli tonları doluverdi yılın ilk günü paletime birden.

    Ve bu duygunun marazi melankolik ustası Selahattin Pınar bulunmaz değerde besteleriyle hep aklımdadır.

    Bizim nesil hüzünle yoğrulmuştur. Sever hüznü. Keyif alır. Bu coğrafyaya has bir duruş bir suskunluktur hüzün.

    Ahmet Haşim : "Melali anlamayan nesle aşina değiliz" derken belki de benim yetersiz açıklamama destek vermekte.

    Hüzün ve onun kişiye verdiği duruş, ülkemizde nesiller arasında gözle görünür bir dünyaya bakış ve seçki farkı yaratmakta.

    Yalnızlığımızın bir nedeni de budur belki.


    Yeni yılda keyifli hüzünler dilerim...

  3. #83
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    *Ölünün ardında bazıları neden "ışıklar içinde uyusun" der?Meftanın sağlığında karanlıkta uyuyamadığını ya da karanlıktan korktuğunu mu bilirler?

    *Işıklar içinde uyusun dileğinde bulunduklarımız acaba gayrı müslüm mi kabul edilerek böyle bir farklı söylemde bulunulur?

    * Ölenin ardından neden "başımız sağolsun " deriz? Bu dileğin anlamı: "Bak o öldü aman bize bir şey olmasın" mıdır? Bunun anlamını bilen var mı? Yoksa bilmeden mi kullanıyoruz?

    * Neden bazı meftanın arkasından "toprağı bol olsun" demekteyiz? Az toprak olunca ne olur? Çok olunca ne olmasını bekleriz? Bu temenni acaba meftanın gayrı müslim ya da ateist (deist vs) olduğu hakkında bir bilgi ya da şüphe sahibi olduğumuzda mı geçerli?

    Şimdilik aklıma gelen bunlar.

  4. #84
     Alıntı Originally Posted by BORA YAŞAR Yazıyı Oku
    *Ölünün ardında bazıları neden "ışıklar içinde uyusun" der?Meftanın sağlığında karanlıkta uyuyamadığını ya da karanlıktan korktuğunu mu bilirler?

    *Işıklar içinde uyusun dileğinde bulunduklarımız acaba gayrı müslüm mi kabul edilerek böyle bir farklı söylemde bulunulur?

    * Ölenin ardından neden "başımız sağolsun " deriz? Bu dileğin anlamı: "Bak o öldü aman bize bir şey olmasın" mıdır? Bunun anlamını bilen var mı? Yoksa bilmeden mi kullanıyoruz?

    * Neden bazı meftanın arkasından "toprağı bol olsun" demekteyiz? Az toprak olunca ne olur? Çok olunca ne olmasını bekleriz? Bu temenni acaba meftanın gayrı müslim ya da ateist (deist vs) olduğu hakkında bir bilgi ya da şüphe sahibi olduğumuzda mı geçerli?

    Şimdilik aklıma gelen bunlar.
    Gidenin ardından kimin ne dediği benim umurumda değil açıkçası. Acı, her dilde acı. Gidenlerin ardından yaşanan dayanılmaz acıda, bencilce bir yan olduğunu biliyorum; bir daha göremeyecek olmaktan, özlemekten kaynaklanan, yani "ben"i merkez alan. Ama gidenin, hele de gencecikse, yaşayamadığı sevinçleri, tatmadıkları mutlulukları düşündükçe yanan yürek var ya... Acının dili yok...

    ***********
    Tekrar için, affınıza sığınırım...

  5. #85
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Hindistan’da giderek büyüyen, kendilerini ‘İnsanoğlunun Nesli Tükensin Hareketi’ (VHEM) olarak tanımlayan ve ‘rızası olmadan dünyaya getirilmiş bir yaşamın dünyaya getirilmemesi gerektiği’ görüşünü savunan bir guruba mensup 27 yaşındaki Raphael Samuel, ‘rızası olmadan dünyaya getirildiği’ için anne ve babasını mahkemeye vermeye hazırlanıyormuş...

    https://www.ntv.com.tr/dunya/rizam-d...00O45rNA9Reyhg

    Adamdaki fotoğraf da altta.

    [IMG][/IMG]

    Fotoğrafına bakıyorum da, gördüğüm kadarıyla adamın dava açmasına hak veriyorum.

    Hak vermek bir yana, adamın mensup olduğu hareketin açtığı çığır bizde bir tutulursa iş nereye gider düşünmek istemiyorum.

    Bu hareketin felsefesini kıçından anlayacak, ailesinden gerekli maddi koşulları göremeyen bir sürü kılıksız tip, anne ve babalarına dava açacaklardır.

    Ha buna hazır avukatlarımız da vardır hani...

    Başını kaşımaya vakti olmayan mahkemelerimize nur topu gibi yepyeni bir dava türü doğdu kanımca...

  6. #86
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Dün Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde meydana gelen 5 büyüklüğünde depremde can kaybımız yok. 12 köyde 85 konut, 5 ahır, 1 okul ve 2 cami hasar görmüş.

    Resmi açıklama böyle...

    Dikkat ederseniz iki cami de hasar görmüş.

    Hani yobazların bazı depremlerde "başı açıklara Allah'ın uyarısı ya da cezası" gibi yaklaşımları olur ya...

    Bu habere ne diyecekler bakalım...

    Deprem Allah'ın bir cezası ise neden camiler de hasar görmekte?

    Biri çıkıp da anlatsın bana...

  7. #87
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12


    Yiğit namıyla yaşar, ölür ve anılırmış...

    Bu yiğit mezar taşına bakılırsa 667 sene yaşamış.

    Uzun ömrünün sırrı soyadında mı gizli dersiniz?

    Eğer öyleyse sizce de biri fazlalık değil mi?

  8. Diyanet Takvimine Göre: Miladi 1 Mart 1979 Perşembe tarihinin hicri karşılığı 2 Rebiülahir 1399 yani yaklaşık 77 yaşında rahmetli olmuş. Mezartaşına o tarihleri yazan ve/veya yazdıranların işgüzarlığı...

    Biraz daha düşününce bu 77 yıl hicri takvime göre yani aslında her yıl 11 gün eksik olduğundan 11gün*77=847gün~2 yıl yani miladi anlamda 74-75 yaşında rahmetli olunmuş.
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.

Sayfa 11/12 İlkİlk ... 9101112 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •