Sayfa 37/48 İlkİlk ... 27353637383947 ... SonSon
Arama sonucu : 382 madde; 289 - 296 arası.

Konu: borsa mağdurları-çeaş-kepez elektirik

  1. 2021 mağduriyetimizin giderildiği bir yıl olur inşallah, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yıl olsun inşallah...

  2. Başbakan bu kadar bağımsız değil
    30 Haz 2009, Salı İbrahim Kahveci
    Türkiye''nin başarılı reformlarından biri olarak gösterilen "Bağımsız Üst Kurullar" veya "Bağımsız Kamu Kurumları" uygulaması acaba başarılı işliyor mu? Bugün siyasetten bağımsız uzman kurumlar dediğimiz o dev yapıların altından inanılmaz yanıltıcı kararların çıktığını görebiliyoruz. Örneğin;

    1-MB''nin para politikası uygulamaları ve ekonomik yansımalarının ne kadar yarar, ne kadar zarar oluşturduğunu?

    2-BDDK''nın sadece bankalar gözü ile tavsiyelerinin reel ekonomiye nasıl bir yük yüklediğini?

    3-TMSF''nin banka hortumcularına yaklaşımının ne kadar objektif olduğunu?

    4-SPK''nın sermaye piyasasını bırakın geliştirmesini, ne kadar geriye getirdiğini?

    5-EPDK''nın enerji piyasasında kural ve zamanlamasının ne derece objektif olduğunu?

    6-BTK''nın telekom sektöründe rekabet şartlarını kurumsal eşitlikle ne kadar sağladığını vs… sorgulayabiliriz.

    Ben burada bağımsız kurullar hakkında tek bir tespit yapıyorum. Bu kurullar bağımsız (hem de çok) ama aynı zamanda da oldukça sorumsuz hale getirilmiştir. Bu kadar bağımsızlık karşısında kurumsal çöküşler ve zeminsel kaymalar yaşanabiliyor.

    Hükümet veya siyasi otorite bu uzman kurumları uygulama sonuçlarını, ilgili alanlarda daha yakında izlemeli ve sorumlulukları o kurumlardan sorabilmelidir. İş şikayetlerle sınırlı olmama-kalmamalıdır.

    Sorunları dile getirmek için bazı zamanlarda ve alanlarda sert ifadeleri kullanmayı tercih ediyorum. Çünkü sorunların çözümünde nedense farkındalık ve çözüme odaklanmayı maalesef göremiyoruz. Siyaseti belki de hükümetten daha fazla etkileyen bu uzman kurullara neden yeterince eğilinmiyor? Bu ülkenin Başbakanlık makamında bile olmayan özgürlükler veriliyor da neden sorumluluk yeterince yüklenilmiyor? Bakanlar bile şikâyet ediyor da, neden hesap sorulamıyor?

    Önceki gün İbrahim Haselçin Haber Türk Gazetesi''ndeki köşesinde bir konuyu gündeme taşımıştı. SPK yatırımcıyı ÇEAŞ ve KEPEZ örneğini vererek neden korumuyor demişti. Konu hakkında bir okuyucu mailini sizlerle paylaşmak istiyorum: (Okuyucumun ismini ver(e)miyorum; çünkü başına bir yasak gelmesin diye)

    "Tam 6 yıldan beri, devam eden ve bence dünyada bir örneği dahi olmayan garabet bir olayın suçsuz, günahsız mağduruyum. Kendi sektöründe ülkemizin en büyük şirketi olan ÇEAŞ''ın devlet tarafından nasıl adım adım yok edildiğini, bizi bu duruma düşürenlerin de anlayabilmesi için en başından ele almak istiyorum.

    1- 1952 yılında Adana''da Seyhan Nehri üzerinde bir hidroelektrik kurularak çalıştırılması için devlet tarafından bir proje geliştirildi. Bu projenin finansmanı için Dünya Bankası''na başvuruldu. Dünya Bankası''nın söz konusu projeye finansman sağlamak üzere öne sürdüğü şartlar gereği halka açık (ortakları Adana Ticaret Odası üyelerinden oluşan) ve %51''i devletin olan bir anonim şirket kuruldu. Bu şirkete o bölgede toptan elektrik enerjisi üretimi, iletimi, dağıtımı ile ilgili görevler ve imtiyaz hakkı verilen ve tüm bunlar şirket ana sözleşmesine yazdırılarak başka bir faaliyette bulunamayacağı sabitlenen bir yapı oluşturuldu, Adına Çukurova Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ dendi.

    Söz konusu şirkete o zamanki Bakanlar Kurulu kararı ve TC. Büyük Millet Meclisi onayı ile özel kanun yapılarak söz konusu bölgede 2002 yılına kadar, 50 yıllık imtiyaz hakkı tanındı.

    Şirket kendisine verilen bu görev ve imtiyazla faaliyete başlayıp söz konusu bölgede ve tümü ile kendi imkânları ile devletten bir kuruş almadan irili ufaklı 9 adet hidroelektrik santral, binlerce kilometre enerji iletim hattı ve yüzlerce trafo merkezi inşa etti.

    1989 yılında yapılan genel kurulda sermaye artırımı kararı alındı ve aynı yıl yapılan sermaye artırımında % 51 payı olan devlet rüçhan hakkını kullanmayarak şirketteki hisse oranını % 25,5 a düşürdü. Daha sonra o zamanki adı Kamu Ortaklığı Fonu olan Özelleştirme İdaresi vasıtası ile şirketin %13 hissesi devlet tarafından halka, yani bizlere 1990 yılında İMKB''de arz edildi, bu halka arzdan devlete 33 milyon $ para bizler tarafından ödendi.

    1993 yılında Kamu Ortaklığı tarafından bu defa blok satış ihalesi ile şirketin devlete ait kalan %12,5 hissesi de ihaleye katılanların içinde en yüksek teklifi veren Uzan Gurubu''na 83 milyon $''a satıldı. Ve satış onaylandı. Bu satış ile ve arkasından borsada yapılan operasyonlar ile şirketin çoğunluk hissesi ve dolayısı ile yönetimi Uzan grubuna geçmiş oldu.

    (Yarın, ÇEAŞ entrikaları arasında öğütülen küçük yatırımcının sahipsizliği)

  3. ÇEAŞ"ı kumar masasında kaybettiler
    01 Tem 2009, Çarşamba İbrahim Kahveci

    Bir mahkememiz kararını açıklıyor ve "burası borsa" diyor. O zaman neden bu borsa denilen düzene devlet yapısında izin veriliyor? Faize yatırılan paralara sonuna kadar sahip çıkılıyor da; faizi istemeyen şirket yatırımcısına neden ve nasıl "burası borsa" deniliyor?

    Dün Çukurova Elektrik''le ilgili okuyucularımızdan gelen bir maili yayınladım. Şirket bilgilerinde tarihsel eksik bilgiler olabilir. Burada önemli olan Türkiye''de parasını faiz yerine şirketlere yatırmayı tercih eden yatırımcılara yaklaşım mantığını anlamaktır.

    Dün büyüme rakamları açıklandığında aklıma gelen ilk olay, kriz esnasında bankaların nasıl kredileri kestikleri oldu. Ama bankalara bağırmak çağırmak ne ifade eder ki. Suç aranacaksa bankalara karşı alternatif piyasa olan sermaye piyasalarını görmezden gelenlerde bulunmalıdır.

    Sermaye piyasalarının gelişmişliği aynı zamanda bir demokrasi gerçeğidir. Bireysel hakların üstünlüğü, sermayenin bireyi ezememesi bir sermaye piyasası özelliğidir. Çok ortaklılık, ortakların birbirine saygısı, ortaklığa sadakat sermaye piyasası unsuru olsa da aynı zamanda gelişmişlik ölçütüdür.

    Ama ülkemizde maalesef ki demokrasinin sermaye alanındaki derin yansımalarına izin verilmiyor. Ülkemizde adeta demokratik sermaye dağılımı görmezden geliniyor. Rahmetli Turgut Özal borsayı açarken nerden bilecekti ki sermayenin halka dağıtılacağı yer olacağına bizim sermaye piyasamız sermayenin halktan toplandığı yer haline gelecekti.

    İşte dünden kalan okuyucumuzun örneği;

    "ÇEAŞ''da Yönetim Uzan grubuna teslim edildikten sonra SPK TARAFINDAN BİR ÇOK USULSÜZLÜK ve Şirket kaynaklarının başka yerlere aktarıldığı vs iddialar ve tespitler yapıldığı gündeme geldi. Hatta 1995 yılında şirket yönetimine bu nedenlerle el kondu, bir süre şirketi kamu kurumları idare etti. Altı ay bu şekilde geçtikten sonra kamu kurumları ile şirket sahibi Uzan anlaştı, yanlış işlemler düzeltildi dendi.

    1998 yılında şirket ile Enerji Bakanlığı, imtiyazları genişletecek ve TEK Toroslar Dağıtım şirketi de Çukurova Elektriğe devredilmesi konusunda anlaşarak ve bu anlaşma Danıştay onayından da geçerek 2058 yılına kadar sürecek imtiyaz sözleşmesi yürürlüğe kondu.

    Sonra 2003 yılı Haziran ayına geldik, bir baktık ki şirket yönetimi kusurundan dolayı şirketin tüm tesislerine el konmuş, imtiyaz sözleşmeleri iptal edilmiş. Şirketin tüm aktifleri gitmiş, pasifte sadece borçları kalan, boş bir şirket ortada bırakılmış.

    O zamanki bakana Basında sorulduğunda, verdiği cevap ,''Efendim biz şirkete el koymadık ki küçük hissedarların hisseleri orada duruyor bizden ne istiyorlar gibisinden cevaplar vermişti''

    Sayın Kahveci ÇEAŞ, UZAN yönetimine devredilirken 1993 yılında küçük yatırımcılara ne diyorsunuz, fikriniz nedir diye sorulmuş mudur?
    Sayın Kahveci 1993-1998 yılları arasında SPK birçok usulsüzlük ihbarında bulundu, Bunlara karşılık hizmetleri denetlemekle görevli Enerji Bakanlığı görev ve sorumluluklarını yerine getirdi mi?
    Sayın Kahveci 1993-1998 arası birçok muvazalı olay varken şirket yönetimi ile neden imtiyaz sınırlarını da genişleterek ve Danıştay onayından geçirerek yeni sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme yenilenmeseydi şirket zaten 2002 yılında Devlete geri verilecekti.
    Sayın Kahveci 2003 yılı Haziran ayında şirket tesislerine, kendi ihmal, sorumluluk ve kusurlarınızı örtmek için el koyup, imtiyazları kaldırırken, hiçbir suçu olmayan küçük yatırımcılar için ne tedbir aldınız? Vatandaştan toplanan 33 milyon dolar nerde? Şirket kurulurken hisse alan Adanalı esnaf, tüccar, sanayicinin paraları nereye gitti?
    Sayın Kahveci şirket tesislerine 2003 yılında el konuldu ama bu tesisler her gün çalışıp üretim yapıyor adeta para basıyor, bu üretimden bizim hakkımız olan temettüler ne oldu?
    Tüm bu olaylar, hiç suçumuz olmadan bizlere yapılan bu zulüm hangi vicdan, hangi adalet, hangi hak anlayışına sığar.Dünyanın neresinde ve hangi rejimde böyle bir uygulama görülmüştür?"

    Günlerdir sessiz kalan SPK yargıçları topladığında da "burası borsa" dedi mi?

  4. GAZETE YAZARI
    Uzan-ÇEAŞ ve resmi kumarhane
    01 Ağu 2009, Cumartesi
    Çukurova Elektrik üzerinden yaşanan haksızlığa ilişkin yazılarıma okur bilgileri geliyor. Kimsinden müthiş destek mailleri gelirken kimileri de eksik taraflara dikkat çekiyor.

    Biz bu olayın neresindeyiz?

    Biz mağdur olan bireysel tarafta, yani esnafından borsadaki küçük yatırımcısının oluşturduğu kesimdeyiz. Yoksa Çekirge misali zıplayan, boşa Ataklı değiliz.

    Çukurova Elektrik şu anda varlığını sürdüren ama içi boş kalan bir şirket. Çünkü imtiyazı kaldırılmıştır. Ama bu imtiyazın feshedilmesinde Enerji Bakanlığı''nı, EPDK''yı haksız gösterecek bir işaret veya bilgiye sahip değiliz. Ama Uzanlar''ın Çukurova Elektrik üzerinden sayısız uyarı ve cezalar aldıklarını 1993 yılından beri görüyorduk.

    Sorunumuz şu: Uzanlar gibi bir yönetim bu şirketi aldığında küçük yatırımcı ne yapacaktı? Ellerindeki hisseleri kime satacaklardı? Ya da devlet nasılsa SPK gibi bir kurum oluşturmuş ve şirket denetleniyor diyerek ortaklığa devam mı edeceklerdi?

    Bir şirketin sahibi şirketi bilerek zarara uğratır veya şirket bilânçosu üzerinde oynarsa SPK tarafından ağır yaptırımlarla karşılaşabilir. (En azından teorik olarak böyle). O halde Çukurova Elektrik şirketinde ha Uzan veya başkası çok fark etmez diyebiliriz. Fark eder diyorsak zaten o an geriye dönerek bu şirketin yönetimi el değiştirdiği anda küçük yatırımcıya bu hakkı vermiş olmamız gerekirdi.

    Uzanlar devletin yasalarına karşı gelerek Çukurova Elektrik''in imtiyazının geri alınmasına neden oldular. İyi ama bunu Uzanlar yaptı. Bunu karşı gelişi, yasalara uymayışı küçük yatırımcı mı yaptı? O zaman neden bu yatırımcılar zarara ortak ediliyor? Kontrol edilemeyen riske "burası borsa" dersek o zaman şunu ilan etmiş olmaz mıyız: İMKB aslında resmi bir kumarhanedir. Aynı düşünceyi banka hortumları için el konulan diğer şirketler için de düşünebiliriz.

    Yatırımcı kontrol edebildiği risklerden mesul olmalıdır. Uzan riskinden arınma fırsatı verilmemiş, yapılan işler her adımında kamuoyuna en detaylı şekilde açıklanmamışsa bu insanların mal varlığının yok edilmesi nasıl izah edilecek?

    Yatırımcılar kendilerini zarara uğratan Uzanlar hakkında dava açabilirler. Ama zaten bu adamlar yurtdışına kaçmış ve varlıkları devlete olan borçlarına karşılık TMSF''ye geçmişti. Mesele Uzan mağduru faizcilerin servetleri nasıl kamu güvencesine alınmışsa aynı güvencenin hissedarlara da sağlanmamasıydı. Uzan mağduru faizciler korundu ama Uzan mağduru küçük ortaklar korunamadı?

    Bugün ÇEAŞ ile her yazımızda okur maillerinin devleti sorumlu tutan tarafta yer alması da bir bakıma doğru bulunabilir. Çünkü ortada nerede ise Uzan kalmamıştır. Kime dava açılacaktı?

    Koskoca devlet bile karşılıksız bono satan bu grubu yakalayamadığını düşünürseniz bir Ahmet''in veya Mehmet''in Uzan oyunlarını nasıl yakalamasını bekleyebilirsiniz? Bu oyunları devlet yakalayıp mağdur olanların mağduriyetini vermesi veya karşı taraftan istenen hakkın teslimini sağlaması gerekirdi. Oysa ÇEAŞ''ta bu yapılmadı. Burası borsa denirken sanki borsanın kumarhane oluşu tescillenir oluyordu.

    Bırakın devletin yakalamasını şu ÇEAŞ olayı ile İmar Bankası arasındaki süre farkı niye oldu dersiniz? Kim Uzanlara süre verdi?

    Mesele Uzan veya başkası değil. Belki şu anda bile birçok patron küçük ortağının haklarını ezmek isteyebilir. Mesele devletin bunları yakalayıp, küçük yatırımcının hakkını koruyucu önlemler almasıdır. Büyük yaptı diye bu olaydan hiç sorumluluğu olmayan küçüklerin ezilmesi haksızlıktır.

    Konularımız çok geniş ve uzun çalışma istiyor. Umarım bir 15 gün sonra geldiğimizde bu konuları biraz daha geniş ve arka planları aktaracak şekilde açarız. Şimdilik izninizle bir 15 günlük tatil!

  5. Paylaşımınız ve bilgilendirme için teşekkürler. Haklı olduğumuzu bizi mağdur edenlerde biliyor ama kaybeden kendileri olmadığı için kıllarını kıpırdatmıyorlar, mağduriyetimizi fırsat olduğunda her zaman ve heryerde dile getiriyorum. Bunu hilmi güler beyede dönemin epdk başkanı yusuf günayada söyledim, haklı ve mağdur olduğumuzu söylediler ama söyledikleri havada kaldı, o dönemlerde eski spk başkanı ali ihsan karacanada sormuştum oda haklı ama mağdur edildiğimizi söylemişti, arkadaşlar biz milyon kere haklıyız ama siyasete kurban gittik..

  6. slm sn guerra sn clasman02 burda yazılanlar veaydınlatıcı bilgiler için sizlere minnettarım gönlünüz hoş kaleminiz güçlü olsun gerçekten 26 senelik borsa yarırımcısı ve bir okadar da bu hisse formunun üyesi olarak yazılarınız beni duygulandırdı ve tekrardan teşekkürler ederim biz magdur yatırımcıların duygularını çok güzel özetlediginiz için.
    ben de egerki bana kızmazlarsa sn büyüklerim bazı şeyleri burada dile getirmek isterim borsayı kumarhane zihniyeti gibi düşünen devletin atadıgı yani bizleri temsil ettigini zanneden o zihniyet acaba yataklarında rahat uyuyabiliyorlarmı bizlerin beddualarını alarak zevk mi duyuyorlar veya devletin çıkarlarını savunduklarını mı sanıyorlar hepsi öbür dünyayı düşünmeden bu dünyadan ne vurabildiklerinin mi peşindeler sn siyasiler gerçekten bizleri temsil ettiklerini söyler dururlar nasıl halkı temsil etmektir bu bu devleti tirilyonlarca zarara ugratan soyup sogana çeviren aralarındaki çürük elmaları neden görmezden gelip sadece görevden el çektirmekle yetinirler 20 yıldır bir tek bu iktidara yakın olup da hakkında küçücük bir yargılama dahi çıkmayan bu kadar dürüst bir idareciler mi var ki yav bir tane numunelik hesap sorulan çıkmadı aralarında ben hep bu kadar düzgün giden şeylerden şüphe duyarım ve haklıyım da örnek vereyim küçük bir kaç tane mesela zamanında belediye başkanları
    görevden alındı bunlar neden görevden el çektirildi mesela bir ankaralı olarak ankara belediyesinde MELİH GÖKÇEK ve avaresi belediyeyi trilyonlarca zarara ugrattılar hani sn ARINCIN DEYİMİYLE parsel parsel sattılar anka parka trilyonlar harcadılar çöp lerini atmak bile ayrı bir masraf oldu ya neden bir tek kişiden hesap sorulmadı sn cumhurbaşkanı bunları aslında gördü ama nasıl olsa bizden bu halk da koyun gibi biz görevden alalım nasıl olsa unutur diye mi düşündü veya sn BERAT ALBAYRAK merkez bankasının 130 milyar dolarlırını hiç yere zarara ugratıp ben istifa ediyorum deyince bu kuzu millet unuttu mu neden sürekli ALLAHU TALANIN ismini dillerinden düşürmeyenlar bizlerin bilmedigi ve sadece tahmin edebildigimiz veya bir yerlerden okudugumuz şeyleri görüp ört bas ederler bunu çok dürüst olan siyasilere sormak isterim siyaset demek çal çırp sus demek mi onlara göre .
    ama biz küçük borsa yatırımcısının üç beş kuruşuna gelince burası borsa diyebilen ve hisselerimizin üzerine çöreklenen bu yönetim tayfası bir gün gelip hesap vermezler mi ne zaman bir avrupa veya abd gibi hesap veren ve hesap soran dürüst siyasiler tarafındaN VE MAHKEMELERCE yönetilecegiz kanunlar ne zaman güçlüyü degil güçsüzü de eşit bir şekilde yargılayacak bu yüzden içim kan aglar gerçekten yeri geldinmi müslümanız diye dillerinden düşürmeyenler avrupalılara veya müslüman olmayanlara gavur gözüyle bakanlar nerde kaldı yukarda yazdıklarımız ve
    bazı şeyleri görüp veya şüphelenip araştırmayan ve görmezden gelenler artık dilsiz şeytan olmayı bir kenara bıraksın adam gibi hatalılardan hesap sorsun yeter gari bu yaptıklarınız der saygılar sunarım.
    kurt kuzuyu kaptıgı yeri dokuz defa dolaşırmış
    ben binemeyecegim eşege ot vermem bu biline


  7. Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

Sayfa 37/48 İlkİlk ... 27353637383947 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •