"Değer.."
En sübjektif kavramların başında gelir herhalde.
"Değerli" nedir?
Nereden alır değerini?
Altın neden değerlidir?
Nedaret diyelim...Arz talep diyelim. Diyelim de nedir bir şeyin talebini artıran? Onu değerli kılan?
Hadi altını anladık. Hiç olmazsa ziynettir. Takıdır. Süstür.
Ya banknotu değerli kılan nedir?
Okulda makro ekonomi dersinde hocamız Aziz Köklü'nün, "kağıt para kağıttan yapılmış para demektir" sözü geldi aklıma.
Uzatmayayım...
Değeri belirleyen şey insandır... Onun kabulüdür. O konudaki ortak anlaşmadır.
Güzel ülkemin en fakir dönemi olan çocukluğumda, gazoz kapaklarını, maden suyu kapaklarını tren raylarına sıralar, üzerinden tren geçtikten sonra aramızda misket oyununun fişi olarak kullanırdık.
Nasıl heyecan duyardım cebimizi delen o ağırlıktan.
Al sana bitcoin.
Ne güzel günlerdi.
Pantolonumuz, ayakkabılarımız, çoraplarımız yamalı idi.
Ama hepimiz zengindik.
İçinde yaşadığın toplumun değer yargısıdır bizi rahatlatan ya da rahatsız eden.
Darüşşafaka'da okulun verdiği dahili elbisenin bilhassa pantolonu çabuk yıpranır delinirdi.
Okulun sürekli terzisi, eletrikli dikiş makinası ile o delikleri öyle bir yamardı ki (dairesel dikişlerle) birbirimize yamalı pantolonlarımızla caka satardık.
Toplumsal kabul ve değer yargısı.
Budur dünyamızı döndüren.

(21.02.2014 tarihinde facebook'ta yazmışım)