Sayfa 5/5 İlkİlk ... 345
Arama sonucu : 39 madde; 33 - 39 arası.

Konu: Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır!

  1. #33
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    20,014
    Blog Entries
    12
     Alıntı Originally Posted by sertol Yazıyı Oku
    Bir de Kıbrıs olayını aydınlatabilecek arkadaş varsa.. Çok okuyorum sosyal medyada araştıramadım ama
    http://www.hisse.net/topluluk/entry.php?b=8

  2. Paralel örgütün kimlere hizmet ettiği o tablodan daha iyi anlatılamazdı!


    http://www.medyagundem.com/paralel-o...anlatilamazdi/




    II. Abdülhamide "Hal Kararı"nı bildiren isimler ise şunlar:

    Dıraç Milletvekili Esat Toptani, Selanik Milletvekili Emanuel Karasu, Aram Efendi, Bahriye Nazırı Arif Hikmet Paşa.

    Sözcü Esat Toptani, darbeyi bildirirken sert bir üslupla "Millet sizi halâ etti" diyor.

    Abdülhamid Han ise soğukkanlı bir ifadeyle "Mukadderat böyleymiş" karşılığını veriyor.

  3. https://tr.wikipedia.org/wiki/Muharrem_kararnamesi

    Muharrem kararnamesi, Osmanlı Devletinin ödeyemediği iç ve dış borçlarını düzenlemek amacıyla, alacaklıların talepleri doğrultusunda II. Abdülhamid döneminde, 15 Ekim 1881 (28 Muharrem 1299) tarihinde açıklanan mali kararlardır.
    Muharrem Nizamnamesi(Kararnamesi) ile borçların ödenmesi için devletin iktisadi faaliyetlerinin yönetimi yabancıların kontrolüne verilmiştir. Bundan sonra Avrupalı devletler Tuz, İpek, Tütün, Alkollü içecek ve balık sektörlerinden gelecek olan vergilere el koymuştur.
    Kararnameye göre borçların ödenmesi için devletin tüm iktisadi faaliyetlerini yabancılar adına kontrol etmek amacıyla Duyun-u Umumiye (Borçlar İdaresi) kurulmuştur. Bu kararname neticesinde devlet ekonomik olarak bağımsızlığını kaybetmiştir.
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  4. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan,
    onur duyuyoruz.
    Cumhuriyet ortak gururumuz.
    Geçmişimiz Osmanlı Devleti.
    Onunla da onur duyuyoruz.

    ++++

    Son zamanlarda bir takım Osmanlı tacirleri çıktı.
    Sürekli Cumhuriyet’e vurup Osmanlı’yı şişiriyorlar.
    Osmanlı devleti hepimizin.
    İyi dönemi de var, kötü dönemi de var.
    Gerçek olmayan şişirmeler Osmanlı’ya zarar veriyor.

    ++++

    Şimdi gelelim Osmanlı çok iyi gidiyordu.
    Cumhuriyet yüzünden battı palavrasına.
    Osmanlı 1854 yılından itibaren borç almaya başladı.
    Bu paralar sanayi ve eğitimde kullanılmadı.
    İsrafa gitti.
    Padişahlara çok büyük saraylar yapıldı.
    Paşalara 300 civarında köşk ve yalı yapıldı.
    Beyoğlu, Adalar, Boğaziçi ve Erenköy’e gitti.

    ++++

    Yanlış olan borç ile israf yaşanması idi.
    Osmanlı 42 defa borçlandı.
    İlk borçlanma 1854 yılında yapıldı.
    Yüzde altı faizle 5 milyon İngiliz Lirası alındı.
    Arkası da çılgınlar gibi gitti.
    Şimdi burada bir skandalı yazmakta yarar var.
    Normalde borçlanan Osmanlı Hazinesi idi.
    Ama her borçlanmada padişah ailesine rüşvet giderdi.
    Devletin borçlanması ile padişahın ne alakası var?
    Diye soran çıkar.
    Zaman içinde Osmanlı Borçlarını ödemeyince,
    Yeniden borçlanamaz hale geldi.
    Bunun üzerine belli gelirin toplanması tefecilere rehin edildi.
    Örneğin Mısır devletinden gelen yıllık para rehin edildi.
    Zira rehin edilen vergiler ancak padişah iradesi ile
    Rehin edilebilirdi.
    Tabii padişaha para giderken,
    Üst düzey paşalara da bir pay giderdi.
    Sadrazam Mahmut Nedim Paşa çok zengin oldu.
    Bu işi bağlayan Zarifi ve Hristaki isimli aracılar vardı.
    İşe bu kadar kişi karışınca faiz yüzde yirmilere geliyordu.

    ++++

    Sultan Abdülaziz ve Ulah asıllı anası Pertevniyal Sultan’ın
    Harcamaları kontrolsüzdü.
    Padişahın sadrazamdan beklentisi para bulması idi.
    Saray harcamalarına para dayanmıyordu.
    Sarayda 2,500 kişiye yemek çıkıyordu.
    Sadrazam Mahmut Nedim Paşa işi tefecilerden para bulmaktı.
    Padişaha söz verdiği parayı bulamayınca,
    31 Temmuz 1872 günü azledildi.

    ++++

    Yerine Mithat Paşa getirildi.
    Paşa iyi bir vali idi.
    Ama tefecilerden para bulma kabiliyeti yoktu.
    Pertevniyal Sultan sık sık oğluna kızıyordu:
    ‘’Bu adamları sadrazam yapıyorsun.
    Beş kuruş para bulamıyorlar.
    Para bulamayanı kov.
    Para bulan gelsin otursun o koltuğa.’’
    26 Ağustos 1875 günü Mahmut Nedim Paşa tekrar
    Sadrazam oldu.
    İlk iş padişaha para bulmak oldu.

    ++++

    Ama arkasından bir felaket geldi.
    Osmanlı Hazinesinde para yoktu.
    Osmanlı Tahvilleri Avrupa’da tutuluyordu.
    Zira en yüksek faizi Osmanlı veriyordu.
    Avrupa’da çok kişi bunları almıştı.
    Osmanlı Devletinde ise deniz bitmişti.
    30 Ekim 1875 günü Ramazan kararnamesi açıklandı.
    Osmanlı Devleti tahvillerin faizini ödeyemiyordu.
    Sonunda yarısını ödeme noktasına gelindi.
    Bu haber Avrupa Borsalarını etkiledi.
    Avrupa’da intihar eden çok oldu.
    Zira Osmanlı Maliyesi iflas etmişti.
    Daha Cumhuriyet’in kuruluşuna 48 yıl vardı.
    Mustafa Kemal Atatürk doğmamıştı.
    t.a.
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  5. http://forum.memurlar.net/konu/1647779/

    Osmanlı'nın Mali İflası.. Muharrem Kararnamesi.. 20 Aralık 1881
    Kırım Savaşı (1854) sonrasında Osmanlı Devleti; 20 yıl süreyle ve sürekli olarak Sultan Abdulmecid ve Sultan Abdulaziz zamanında Batılı Devletlerden büyük paralar alarak borçlanmış, borçlanılan paralarla saray inşaatlarına başlanmış, 1874 yılında da aldığı bu borçların faizini bile ödeyemediğinden, MÜFLİS duruma düşmüştü.

    Abdulhamit zamanında, 1877-1878 Osmanlı Rus Harbinde Ruslara ağır biçimde yenilen Osmanlı Devleti'ni Rusların elinden kurtarmak isteyen Alacaklı Devletler, BERLİN ANDLAŞMASI ile alacaklarını garanti altına almayı başarmışlardı.

    Bu andlaşma olmasaydı, Ruslar İstanbul'a kadar dayanmış olacaklardı.

    Doğuda da, Erzincan'a gelmiş olacaklardı.

    Abdulhamit, Osmanlıyı Rusların elinden kurtardı diye, İngilizlere Kıbrıs adasını hediye etmişti.. Ege'deki Oniki Ada da İtalyanlara verilerek elimizden uçup gitmiş, çıkmış oluyordu.

    Bu ağır ve fec'i felaketler üzerine, Balkanlar ve Kafkasya'da önemli toprak kaybı doğmuştu.

    1879 yılında; Borçlu Sultan Abdulhamit ile alacaklı banka olan Fransa merkezli Osmanlı Bankası temsilcileri ve Galata'daki İtalyan ve Yahudi Bankerler alacaklarının faizlerini bile Osmanlı Devleti Hazinesinden alamadıklarından bahisle, İFLAS kararı önerisinde bulunmuşlardı.

    Nihayet; 28 Muharrem 1399 = 20 Aralık 1881 tarihinde Hakanlar Hakanı Yüce Hakan denilen ABDULHAMİT, iflas olayını bu kararname ile kabullenmiştir.

    Bakınız: Muharrem Kararnamesi..

    Bu Kararname ile Müflis Osmanlı Devleti; İçki, Balık, Tuz, İpek, Tütün, Damga Pulu üzerinden aldığı tüm vergileri alacaklı Banka ve Bankerlere ödemeyi kabullenmiştir.. Artık, Osmanlı Devletine ödenen vergi gelirleri, ödediğimiz vergiler gavurların kasasına girecekti.

    OSMANLI'da YIKILIŞ DÖNEMİ: 1878 - 1918

    Bakınız: BERLİN ve MONDROS MÜTAREKESİ..

    Abdulhamit, lükse olan merak ve hevesi yüzünden saltanatı süresince

    de gavurlara borçlanarak, tam 32 saray daha yaptırmıştır.

    İyi mi?

    O sıralarda, içmek ayranımız bile yoktu. Ona bile HACİZ gelecekti.

    Muharrem Kararnamesi ile DÜYUNU UMUMİYE başımıza musallat edilmiş ve OSMANLI'nın BATIŞI anına kadar da felaketimizi kolaylaştırmıştır.

    Mali itibarı kalmamış, İFLAS durumuna düşmüş bir devletin belgesidir.

    Berlin Anlaşmasını, Muharrem Kararnamesini, Düyun-u Umumiye'yi, Mondros Mütarekesini okumamış olanlar; OSMANLI'nın neden battığını bilmezler, bilemezler.. Amma velakin, habire laf ederler. Üstelik de bu vatanı Haçlıların elinden kurtaran ATATÜRK'e de laf ederek!..

    Vatanı satanları yargılamayı ve sorgulamayı iyice akletmek lazımdır.

    Vatanı kurtaranları değil!.. Abes olur!

    Okuyalım ve çalışalım, araştıralım ve bilelim.

    İnşallah bilinir.
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  6. Sultan II.Abdülhamit Han'a neden kızıl sultan dendi ve kimler dedi

    Özellikle Ermeni isyanını bastırırken kullandığı tedbirler nedeniyle batılı tarihçiler ve muhalifleri tarafından "kızıl sultan" diye anılmıştır.Öte yandan, taraftarları onu "ulu hakan" gibi yüceltici lakaplarla anarlar. Abdülhamid, baskıcı rejimi, azınlıklara karşı uyguladığı sert siyaset ve muhafazakârlığı nedeniyle, günümüzde hâlâ onu destekleyen genellikle sağ siyasi çevreler ile eleştiren sol çevreler arasında bir tartışma odağı olmaya devam etmektedir.

    Önceleri İttihat ve Terakki Fırkası içinde Sultan Abdülhamid'e karşı olan Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif sonradan duymuş oldukları pişmanlıklarını şiirleri ile dile getirmişlerdir.

    Ahmet Rıza Bey'den Talat Paşa ve Eyüp Sabri Akgöl'e: Ayıp, ayıp. Bu adam 32 sene Hakan ve Halife idi. Sultan Hamid için şu söylenen, yazılan, çizilenlerin büyük kısmının yalan ve iftira olduğunu bildiğimiz halde, nasıl tahammül edip imkân veriyoruz? Bu iftira selinin yarınki muhatapları da bizler olacağız.

    Kızıl Sultan iddiası,Albert Vandal adlı bir Fransız yazar tarafından ortaya atılmıştı. Atılış sebebi de, Abdülhamid'in Ermeni isyanlarını bastırtmış olmasıdır. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa kamuoyunda Abdülhamid'in kan dökücü bir padişah olduğu propagandası başlatıldı. İşte "Kızıl", yani kan döken Sultan lakabı bu sırada asıldı boynuna. Hadi Ermenilerin böyle demesini anladık; iyi ama bir tekini bile idam ettirmemiş olan Abdülhamid'e Jön Türkler neden "Kızıl Sultan" dediler?

    1915'te yüzbinlerce Ermeni'yi tehcir ettirecek olanlar, 25 yıl önce Ermeni propaganda ordusunun neferleri olmakta sakınca görmemişlerdi.


    Kızıl Sultan denmesinin asıl ve en önemli sebebi Osmanlı'yı parçalamayı çok kolay sanan İngiliz ve Fransızlar'ı kanlı bir münakaşaya ve savaşa sokmasıdır. Eğer Ulu önder Abdülhamid Han olmasaydı Kurtuluş Savaşına kadar topraklarmız dayanamazdı.

    -100 gram aklın 90 gramı Abdulhamid Han’da, 5 gramı bende, 5 gramı da diğer siyasilerdedir ! (Prens Bismarck)

  7. Burası borsa ve ekonomi forumu. Üyeler borsa ve ekonomi konularında fikirlerini paylaşsın diye var. Genel Sohbet bölümü ise üyeler borsa dışındaki konuları da paylaşabilsin diye açık.

    Sizin borsa konusunda tek mesajınız yok, foruma sadece propoganda amaçlı katılmışsınız, forumun var olma amacı bu değildir.
    Forum Kurallarını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz


    Borsanın Altın Kuralları Md. 6: " Seans içinde karar vermeyin. Kararlarınızı, etkilenmeyeceğiniz bir ortamda verin. Seans anında görüşlerinize ters düşen hareketlerin planlarınızı etkilemesine izin vermeyin. Daha önce düşünmediğiniz yeni fikirler oluşturmayın. İyice incelenmeden yapılan hareketlerin genellikle zararla sonuçlandığı gözlenir."


    Forumun Altın Kuralı : Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır.


    Not: Lütfen dini tartışmalara girmeyelim.


Sayfa 5/5 İlkİlk ... 345

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •