Sayfa 4/12 İlkİlk ... 23456 ... SonSon
Arama sonucu : 94 madde; 25 - 32 arası.

Konu: Çocukları Koruyalım...

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. #1
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    ÇOCUĞU SOSYAL MEDYADA KONU MANKENİ YAPMAYIN!

    Görüşüne başvurduğumuz her uzman çocuk mahremiyeti ve sosyal medya ilişkisi konusunda aynı fikirde. Psikiyatrist Prof. Dr. Asena Akdemir, “Çocuk mahremiyeti çok önemli, maalesef çocuk pornosu bir sektör oldu. Sosyal medya hayatımızın her alanında, çocuklarımızı onların bu konuda söz hakkı oluncaya kadar sosyal hesaplarımızda konu mankeni haline getirmemek gerekiyor. Hayvan ya da çocuk tecavüzlerinden korunabilmek için cinsel eğitim elzem ve bunun yanında yasaların hafifletici sebep diye esnetilmemesi gerekiyor. Hayvan ve çocuklara sahip olduğumuz mallar şeklindeki bakış açısının değişmesi gerekiyor. Bu tür suçlar da genellikle kendi etrafımızdaki insanlar tarafından işleniyor. O zaman çevremizdeki sorun ne, bir de bununla ilgilenmek gerekiyor” açıklamasında bulundu.

    KAÇIRILMA VAKALARI ARTTI AMA YAPILAN HABERLER DE ARTTI!

    Çocuk Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül’den görüş istediğimizde, olayın bir de medya boyutuna dikkati çekti. Başgül, “Kaçırılma vakaları artmış olabilir ama kaçırılma vakalarının artmasından çok artık haber yapılmasının artmış olduğunu düşünüyorum” dedi. “Çünkü Eylül'ün ve Leyla'nın kaçırılma olaylarından bahsederken, bir dernekten alınan kayıp çocukların olduğu fotoğrafların yayınlandığı bir haber de paylaşıldı, ki biz zamanında bu haberleri çok da net duymamıştık aslında. Bu nedenle konuşabilmemiz ve paylaşmamız da arttı beraberinde diye düşünüyorum. Benim görüşüm bu yönde ama kaçırılma da artmış olabilir bir miktar.”

  2. #2
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    “KENDİ YAŞADIKLARINI BAŞKA ÇOCUKLARA YAPIYOR OLABİLİRLER”

    Birincisi toplumda tedavi edilmemiş ruhsal hastalığı olanlar var. Çocuk kaçıran kişilerin öncelikli olarak ruhsal sağlıklarının iyi olmadığını, bu kişilerin de geçmişte kendi travmaları-tacizleri olduğunu ve bunların ileri yaşlarda psikopatça tekrarladığı ve tedavi edilmeden bu yaşlara geldiği için nüksetmesi sonucu bazı çocuklara kendine uygulananları uygulamanın bir sonucu olabileceğini düşünüyorum ilk başta. Bir diğeri; kaçırılma olaylarında kaçıranın psikopat ve ruh sağlığı bozuk insanlar olmasının yanı sıra bazen bu kaçırılmalar intikam alma, fidye istemek ya da çocukları çalıştırmak ve ticari amaçla kullanmak gibi niyetlerle de olabiliyor veya çocuğun bazı terör gruplarına hizmet etmesi amaçlanabiliyor, yani kaçıranların siyasi amaçları olabiliyor. Bunların da göz önünde bulundurulması gerekir. Bir diğeri de cinsel suç işleyen kişilerdir, ki bu kişiler çocukları taciz amaçlı kaçırırlar.

    Yine belki de bizim çok rahat düzeltebileceğimiz bir ayağı da var ki ailenin ihmal ettiği ya da iyi iletişim kuramadığı çocukların bir arayış için kendi kaçmaları ve bazı kişilerin de kaçma olayından fırsat bulup yararlanması da sebepler arasında sayılabilir. Yani çocuğun aile içerisinde iyi bir iletişimi yoktur, aile içinde belki kendisi şiddet görüyordur ve zaten evden kaçmaya meyillidir. Kötü niyetli bir insanla da karşılaşınca o çocuğu kaçırmak daha kolay olabiliyor.

    Bir diğer sebep ise; engelli olan, toplum içerisinde sınır zekada olan bir sürü çocuk var ve biz bu sınır zeka çocukları normalden ayırt etmede genelde zorlanabiliriz. Bu çocukların farkı nedir? Daha saftırlar, doğruyla yanlışı kolay ayırt edemezler, aslında dışarıdan baktığınızda normal görünen çocuklardır ama çok kolay kandırılırlar. Zaten taciz işlemek gibi, tacize uğramak gibi birtakım şeyler de bu tarz çocukların başına geliyor. Bu çocukları kandırmak, iyi vaatlerde bulunarak kaçırmak daha kolay oluyor. Biz toplum olarak bu çocukların eğitimini iyi üstlenmezsek, aileler bu çocuklara yeterince sahip çıkmazsa maalesef kaçırılmaya da aday çocuklar olabiliyorlar.

    Yine bir çocuğun herhangi bir suçun işlenmesine tanık olması da o çocuğu kaçırmaya sebep olabiliyor. Yani çocuk işlenen bir suçu gördü, suçu işleyen kişi o çocuğu kaçırabiliyor. Bunlar da birer sebep olabiliyor açıkças
    ı.

  3. #3
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12

    “ÇOCUKLARIMIZI EMANET ETTİĞİMİZ KİŞİLERİ DOĞRU SEÇMEK BİZİM ASLİ GÖREVİMİZ”


    Küçük yaştaki çocuklarımızı gözümüzün önünde tutmak zorundayız. Gözümüzün önünde tutamıyorsak da onların güvenliği ile ilgili önlemi almak birinci görevimiz olmalı. Yani siz ya çocuğunuza güvendiğiniz bir kişinin bakımını sağlayacaksanız ya bir şekilde eğer kreşe gidiyorsa güvenlik önlemleri olan bir kreşe gitmesini sağlayacaksınız. Örneğin; bir haberde işitme engelli bir çocuğu, zihinsel engelli amcasıyla su almaya yolladıklarını okudum. Siz zihinsel engelli bir amcaya bir çocuğu, üstelik duymayan bir çocuğu nasıl emanet edersiniz? Burada ailenin de çok ciddi anlamda ihmali olduğunu düşünüyorum. Yani çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişileri doğru seçmek ve doğru önlemleri almak bir anne baba olarak bizim asli görevimiz. Biz onların güvenliğini sağlamak zorundayız. Bu noktadan hareketle belli yaşta kendi sorumluluğunu alamayacak çocukları hakikaten gözümüzün önünde tutmalıyız, özellikle de erken yaştaki çocukları. Ama belli bir yaştan sonra tabi ki önlem alınmış bir okula, bir kreşe emanet etmek, güvendiğimiz kişilere bırakmak gibi önlemler de alınabilir.

    Ama her saniye, onları boğacak şekilde gözümüz üzerinde olacak demiyorum. Eğer biz çocukla sağlıklı bir iletişim kurduysak, yabancı biri ona yaklaştığında kendini nasıl koruyabileceğini daha önce onunla konuştuysak, çocuk başına bir şey geldiğinde bizi güvenilir olarak görüp, bunları korkmadan anlatır. Çünkü çocuk başına bir şey gelebileceği zaman çok korunmasız olduğu bir ortam dışında kendini kurtarmayı becerebiliyor. Örneğin biri ona yaklaştığında bağırmayı, onun elinden kaçıp kurtulmayı da becerebiliyor. Ama bunları çocuğa anlatmak, bir güven ortamı olan bir aile ilişkisini o çocukla kurmuş olmak da gerekiyor.

    Yine zihinsel engelli bir çocuğumuz varsa, zihinsel engelli olmasa bile doğruyu yanlıştan ayırt etmekte zorlanan, işitme sorunu olan, görme sorunu olan çocuklarımız varsa onları da özgüvenlerini zedelemeden kendilerini koruyabilecekleri bir tarzda eğitmek, onlara yabancılara karşı durması gereken noktayı, kendilerini özel anlamda nasıl korumaları gerektiğini öğretmek bizlerin görevi ve bu çocukların eğitim ihtiyacını, özel eğitim ihtiyacını karşılamak da bizlere düşüyor. Onların ilgili eğitimini sağlamamız lazım.

  4. #4


    "DİKKAT KAYIP ÇOCUK İLANI...!
    YER: Antalya
    YAŞ: 8,5
    ADI-SOYADI: Merve ERTAŞ
    GEÇ KALMAMAK İÇİN HERKES DESTEK OLSUN LÜTFEN..! İletişim: 05444324343 "

  5. #5
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    ÇOCUKTAN KAPASİTESİNİN ÜSTÜNDE BAŞARI BEKLEMEYİN!

    Aile ilişkilerini iyi tutmalıyız. Onlarla olan iletişimimizin önü açık olmalı. Başarılarını desteklemeli ve kapasitelerinin üzerinde başarı bekleyerek onları gereksiz bir sorumluluk altında ezmemeliyiz. Çünkü bu çocuklar biraz daha bizden kaçmaya, yabancıları dinlemeye müsait olabiliyorlar. Topluma ve çevreye düşen çok büyük görevler var. Eğer çocukların ruhsal sorunları varsa onlara çözüm üretmek zorundayız.
    Bir diğer önemli nokta da; travmaya uğrayan kişi başka bir çocuğa zarar verme psikolojisi içerisinde olabiliyor. O zaman biz çocukların travmaları varsa travmaları onarmakla ilgili gereken önlemleri de almalıyız. Başına herhangi bir travma gelen çocuğun bu travmasıyla ilgili erken yaşlarda psikolojik destek aldırmak gerekiyor. Aksi takdirde o da ileride başka bir çocuğu travmaya uğratma açısından riskli biri haline gelecektir.


    SOSYAL MEDYAYA ÇOCUĞUNUZUN FOTOĞRAFINI KOYMADAN ÖNCE BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN!

    Çocukların özeli önemlidir. Biz çocuklara her şeyden önce saygı duymalıyız bu çok önemli. Kendisini savunamayan bir çocuğun izni olmadan onu deşifre eden, denize çıplak girdiği bir fotoğrafı, çok açık seçik bir fotoğrafı, o çocuğu rencide edecek bir fotoğrafı paylaşmak hakikaten o çocuğa yapılabilecek büyük bir saygısızlıktır. Kendini ifade etmeyi beceren bir çocuğun da kendisine "Senin bu fotoğrafını paylaşabilir miyim?" diye sormadan paylaşmak yine yanlıştır. Bir çocuğun doğum günü fotoğrafı, birlikte geçirdiğiniz güzel bir anın fotoğrafı elbet paylaşılabilir. Ama çocuğu rencide edecek, çok göz önüne çıkaracak bir fotoğrafı hele de izni olmadan paylaşmak bence çocuğa yapılabilecek en büyük saygısızlıktır ve duygusal bir istismardır beraberinde. Ünlü birinin çocuğunun fotoğrafının paylaşılması ise; bunun ünlü birinin çocuğu olmanın getirdiği sorumluluk ve yükümlülükle o çocuk adına hakikaten ağır bir yük olduğunu düşünüyorum. Ünlülerin bu konuda çok çok daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum.

    http://www.haberturk.com/cocuk-kacir...ediyor-2043394


    Bugün Habertürk Gazetesinde yer alan bu yazıyı olduğu gibi başlığa kopyaladım.

    Kalıcı olsun, anne babalar uzman görüşünü okusunlar diye...

    Bir toplum çocuğa, hayvana ve çevreye verdiği değer gösterdiği sevgi ve özen kadar ahlaklı ve medenidir.

    Gerisi laftır.

  6. #6

  7. #7

  8. #8

Sayfa 4/12 İlkİlk ... 23456 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •