Evet nihayet yazabiliyorum. Tüm konuyu baştan sana okudum. Cautionary'e teşekkürler böyle bir konu açtığı için. Özellikle yeni başlayanlar için oldukça yararlı olacağına inanıyorum.
Bende aynı Cautionary'nin bahsettiği standart beyaz yakalılardan biriydim 1 sene öncesine kadar. Üniversitede çalışmaya başladım, sonrasında da en havalı plazalarda, en fiyakalı görevlerde çalıştım. Altımızda arabamız, sodexomuz, 2 yılda bir yenilenen cep telefonu ve bilgisayarımız, özel sağlık sigortamız, günlük harcama limitlerimiz, müşterilerle çıkılan yemekler, departmanla çıkılan beleş eğlenceli en kral mekanlarda yemekler vs. herşey çok güzeldi
12 sene çalıştım beyaz yaka bir mühendis olarak. Sonrasında ayrılarak kendi işimize geçtim, karar zor oldu ama geriye dönüp bakınca çok memnun olduğumu söyleyebilirim.
Bugün bir araştırma okudum, ülkemizde en çok istenen meslek öğretmenlikmiş. Öğretmen olanların hepsi şikayetçi ama iş garantisi ve tatillerden dolayı istenen bir meslek. İnsanlar bu illüzyona bir kapıldı mı vazgeçmek çok zor oluyor. Öğretmenlikte tatilse, beyaz yaka içinde yukarıda saydığım sözde "beleş" yan haklar sayesinde aslında aldığınız maaşın karşılığı olmayan çok daha üst düzey bir hayat yaşamaya başlıyorsunuz.
Biriktirmek çok zor, çünkü sabah Stanbucks'tan kahve içeceksin, öğlen havalı bir mekanda en az 30-40 liralık salatan veya her neyse onu yiyeceksin, iyi görünmen gerekiyor, marka bi ayakkabı, marka bi pantolon ve marka bi gömlek alman gerekecek. Tek takım yetmeyecek en az 3-4 takım almak zorunda kalacaksın. E bir de bakmakla yükümlü olduğun ailen varsa eline çok birşey kalmıyor.
Diyorum ya hepsi bir illüzyon, bunları yapmak zorunda olduğunu hissedeceksin, hissettirecekler
Benim için ayrılırken en büyük sorun bu yan haklardı. Ayrıldığın an yemeğini kendin ödeyeceksin, arabanı alacaksın, benzin paranı vermen gerekecek, cep telefonu ve bilgisayarını alman gerekecek. Telefon hattını da kendin ödemeye başlayacaksın. Masraflar anında üzerine yığılmaya hazır durumda bekliyordu
Allah'a şükür bunları yaşamadım ve herşey yolunda gidiyor.
Gelelim beyaz yakanın biriktirmek için yapması gerekenlere; aslında tüm bu yan haklar biriktirmek için güzel fırsatlar sunuyor insanlara. Ben o zamanda biriktiriyordum, ama arada Starbucks'tan kahvemi de içiyordum, dedikleri mekanlarda yemeğe de gidiyordum. Ama hep dikkat ettiğim konu fiyat/performans oranıydı. Öncelikle sigara bırakılacak, ayrıca içki de bırakılamıyorsa bile minimuma indirilecek. Hem sağlıklı bir yaşam hem de biriktirme için en önemli kural bunlar çünkü. Diğer arkadaşlarımda gördüğüm en büyük harcama kalemleri bunlardı. Her yarım saatte bir sigaraya in, her hafta içkili mekanlara gidip demlen. Bunlar çok para tutan şeyler. Sigarayı geçiyorum herkes biliyor ama bir mekan içkiliyse fiyatları en az 1.5 ile çarp
Ben şaşırırdım benden düşük alan kişiler nasıl böyle yerlere gidebiliyor diye. Her akşam bir bardalar. Sonra sorduğumda çoğunun birikimi bırak kredi kartı borcunun sadece minimum ödeme tutarını ödeyerek geçinen tipler olduğunu gördüm.
Kısaca bunlar olmazsa olmaz. Ayrıca ayda 50-100 liradan noolcak demeden biriktirmek lazım. Son 3 yılda bunu gördüm, o ufak diye küçümsediğin para öyle güzel birikiyor ki sen bile şaşırıyorsun.
Önceden çoğu kişi bahsetmiş, o insanın işten ayrılmanın maddi olarak kendini etkilemediği duruma gelmesi o kadar güzel bir nimet ki; ne müdüründen ne patronundan ne beraber çalıştığın arkadaşlarından korkun sıfıra iniyor ve çok rahat bir şekilde çalışmaya başlıyorsun. Para asıl yaşlılıkta lazım, tabiiki gezeceksin, tabiiki yiyeceksin ama paranın karşılığını yaşa, sana sunulan ve senin paranın karşılığının çok üstündeki hayata kanma. En önemli şey bu.
Devam ederim bir ara yazmaya ama şimdi keselim, herkes hisse seçimine geçti ama ben başlara döndüm kusura bakmayın
Yer İmleri