Sayfa 3/11 İlkİlk 12345 ... SonSon
Arama sonucu : 86 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Bunu biliyor muydunuz?

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. #1
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Hava Türbülansı, Düşündüğünüz Kadar Korkutucu Değil

    Emniyet kemerinizi bağlayın.

    Eğer hiç bir uçakta bulunduysanız, o halde büyük ihtimalle türbülansa yakalanmışsınızdır. Türbülans, uçağın bir dizi hava boşluğunda yukarı ve aşağı zıpladıkça ani bir şekilde sarsılmasıdır.

    Türbülans yaşadığınız zaman, sanki uçağı her an düşürecekmiş gibi hissettirebilir; fakat aslında hiç de o kadar tehlikeli değildir ve eğer havadaki bu sallantıların ardındaki bilimi bilirseniz, sonraki seyahatiniz esnasında biraz rahatlamanıza yardımcı olabilir.

    Pursuit’ten Alana Schetzer’in açıkladığı üzere türbülans, pek çok sebepten dolayı gerçekleşebilir; atmosfer basıncındaki değişimler; jet akımları; dağların etrafındaki hava girdabı; soğuk ve sıcak hava cepheleri; gök gürültülü fırtınalar. Fırtına bulutlarının orta yerinde, veya gökyüzü açık göründüğü zaman gerçekleşebilir.

    Fakat açık olalım: rahatsız edici de olabilir. Türbülans ayrıca, özellikle emniyet kemeri işaretine uymuyorsanız, yaralanmalara sebep olabilir. Fakat türbülansın günümüzdeki bir yolcu uçağını havadan çekip çıkarma ihtimali neredeyse sıfırdır.

    İlk olarak, türbülans, kabinde görüyor olabileceklerinize rağmen, uçak üzerinde düşünebileceğiniz kadar büyük bir etkiye sahip olmaz.

    Pilot ve yazar Patrick Smith, Ask The Pilot havacılık internet sitesinde şöyle yazıyor: “İrtifa, uçağın yana yatması ve yalpalama, türbülans esnasında sadece hafif şekilde değişecektir; biz kokpitte, sadece yükseklik ölçerde bir seğirme olduğunu görürüz. Koşullar can sıkıcı ve rahatsız edici olabilir, fakat uçak düşmeyecektir.”

    İkinci olarak, uçaklar en şiddetli türbülansa bile direnecek şekilde özel olarak üretilmiştir ve pilotlar bununla başa çıkmak için eğitilmiştir.

    Bir yolcu olarak fark etmezsiniz ama pilotlar türbülanstan kaçınmak için uçağı sık sık hafifçe yavaşlatırlar ve irtifayı ayarlarlar. Çoğu kez, onu kazasız belasız atlatırlar.

    Bu arada, ticarî uçaklar, havada karşılaşacakları herhangi bir şeyin çok ötesindeki sınırlarda test edilirler (yaklaşık 1.5 kat gerilim). İçinde uçtuğunuz uçağın yanına bağlı kanatlar, büyük ihtimalle 90 dereceye kadar eğilme yeteneğine sahiptir.

    Sert türbülansta, içeceğiniz üzerinize dökülebilir, fakat uçağın güvenliği konusunda paniğe gerek yoktur.

    ABD Federal Havacılık Yönetimi (FAA), son beş yıl boyunca, her yıl ortalama olarak 50 yaralanmadan daha azının türbülans yüzünden meydana geldiğini ve bunların çoğunun, oturma ve kemer takma fırsatı olmamış kabin ekibi olduğunu bildiriyor. ABD’de her yıl yaklaşık 800 milyon insanın uçtuğu düşünülürse fena değil.

    Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’nden atmosfer bilimci Todd Lane, Schetzer’a şöyle söylüyor: “Türbülansın sebep olduğu yaralanmalar çok nadirdir ve bu gerçekleştiği zaman, normalde insanların emniyet kemerlerini takmaması veya kabinde yürüyor olmaları yüzündendir.”

    “Bu gibi şeyler, uçmanın güvenli olmadığı algısını meydana getirir, fakat çok güvenlidir. Arabanızla havaalanına gitmek, uçmaktan aslında daha tehlikelidir.”

    İyi haber, uçak sistemlerinin hava basıncındaki değişimleri tespit etmede sürekli daha iyi hale geliyor oldukları. Bundan daha az cesaret verici olan haber ise, havadaki artan karbon dioksit seviyelerinin, daha fazla türbülans olayına yol açtığının düşünülmesi.

    Temel olarak, kafanızda türbülanstan kaynaklanan bir kesikten kaçınmak istiyorsanız, oturduğunuzda her zaman kemeriniz takılı olsun. Ayrıca, eğer yapabiliyorsanız, kanatların yanına oturun. Orada uçağın kaldırma ve ağırlık merkezine en yakın konumda olursunuz ve böylece türbülans deneyiminiz mümkün olduğu kadar en aza iner.

    Mutlu uçuşlar...

  2. #2
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    https://twitter.com/i/status/1044225566797385729

    Hangi kan gruplarındaki insanlar, hangi kan gruplarına kan verebilir?


  3. #4
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    LED ampul ile klasik ampul arasındaki sarfiyat farkı çarpıcı bir şekilde gösteriliyor...

    https://www.facebook.com/ScncRlgn/vi...3302143112056/

  4. #5
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12


    Masadaki o küçücük şey çanta değil bir saat kabıymış...
    İçinde de 3 tane saat varmış.
    Çantanın Louis Vuitton'un resmi sitesindeki fiyatı:
    500 pound yani 3.350 TL


    Saatlerin fiyatını tahmin edebiliyor musunuz?

    (Twitter alıntı)

  5. #6
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12


    Bu küçük cihaz, sadece 20 dakikada kirli suyu içilebilir hale getiriyor

    Biliminsanları, sadece 20 dakikada sudaki bakterilerin yüzde 99.99’unu öldürebilen posta pulu büyüklüğünde küçük bir cihaz geliştirdiler.

    Kirlenmiş suyu güneş ışığına maruz bırakmak, suyu doğal olarak temizleyebilir (çünkü UV ışınları, mikroplara hava saldırısı yapıyor) fakat bu damıtma işleminin tamamlanması genelde 48 saat sürüyor. Bu yeni cihaz bunun yerine, herşeyi hızlandırmak için Güneş ışınlarının daha geniş bir tayfını topluyor.

    Stanford Üniversitesi’nden baş araştırmacı Chong Liu şöyle açıklıyor: “Cihazımız biraz dikdörtgen bir siyah cama benziyor. Onu sadece suya atıyoruz ve herşeyi Güneş’in altına koyuyoruz, ardından bütün işi Güneş yapıyor.”

    Güneş’in enerjisinin çoğunu içeren şey, UV ışınlarından ziyade, güneş ışığı tayfının görülebilir kısmıdır ve UV ışınları için olan yüzde 4 ile karşılaştırıldığında, yaklaşık yüzde 50 görülebilir güneş ışığı içerir.

    Bu görülebilir güneş ışığı, cihazın molibden disülfür kaplamasında bulunan elektronları harekete geçiriyor ve bu elektronlar, sudaki kimyasal tepkimeleri ateşliyor.

    Hidrojen peroksit ve diğer mikrop öldürücü maddeler, mikropları sudan temizlemeye koyulan bu tepkimelerden elde ediliyor.

    Malzemeye bir mikroskop altında bakıldığı zaman, cam bir dikdörtgenin üzerinde bulunan bir labirent gibi birbirine yakın şekilde kümelenmiş küçük molibden disülfür duvarlarından meydana geldiği görülüyor. Daha uzaktan bakıldığında bir parmakizini andırıyor.

    Mor renkte molibden disülfürü ve sarı renkte bakırı gösteren yakın çekim.

    Liu şöyle aktarıyor: “Sadece bir malzeme tasarlayarak iyi bir verim elde edebildiğinizi görmek çok heyecan verici. Bu gerçekten işe yarıyor. Hedefimiz, insanların daha iyi şekilde yaşaması için çevresel kirlilik sorunlarını çözmek.”

    Teknolojiyi pazar için uygulanabilir hale getirebilecek olan önemli etmenlerden birisi de, molibden disülfürü üretmenin ucuz olması. Üstelik, diğer arıtma yöntemlerinde kullanılan yakıttan da para tasarrufu yapılıyor, çünkü yeni cihaz suyun ilk önce kaynatılmasını gerektirmiyor.

    Yöntem, ihtiyacı olanlar için suyu ucuz şekilde arıtma yöntemi arayan birkaç diğer araştırma girişimine katılıyor. Bu yılın başlarında, su üzerine serilen ince grafen yaprakların temizleme özelliklerini ve havadan buğu çeken bir biyomalzemeyi görmüştük.

    Stanford takımının bu cihazı halk kullanımı için hazır hale getirmesinden önce yapılacak daha fazla çalışma bulunuyor; şimdiye kadar sadece üç bakteri türü test edildi ve kaplama şu an kimyasal kirleticilere karşı etkili değil.

    Fakat çoğumuz tatlı ve temiz suyu doğal karşılarken, dünya genelindeki yaklaşık 650 milyon insan için durum böyle değil; ve bu, değişmesi gereken bir şey.


    (Science and Religion)

  6. #7
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Ülkemizde en çok cami bulunan iller ve cami sayısı şöyle:

    1. İstanbul 4478 cami...

    2. Konya 2180.

    3. Ankara 3.033

    4. Samsun 2.698

    5. Kastamonu 2.621

    6. Antalya 2207

    7. Ordu 2.083

    8. Trabzon 2.023

    9. Dıyarbakır 2.011

    10. Şanlı Urfa 1.955

    11.İzmir 1.885

    12. Manisa 1.724

    13. Bursa 1.723

    14. Balıkesir 1.670

    15. Erzurum 1.592


    O illerde cami başına 2018 sayımı sonuçlarına göre belirlenen nüfus sayısı ise şöyle...


    1. Kastamonu (141)

    2. Ordu (356)

    3.Trabzon (388)

    4.Erzurum (477)

    5.Samsun (486)

    6.Balıkesir (720)

    7.Manisa (819)

    8.Dıyarbakır (844)

    9.ŞanlıUrfa (1015)

    10.Antalya (1071)

    11.Konya (1.450)

    12.Bursa (1.704)

    13 Ankara (1795)

    14.İzmir (2.270)

    15. İstanbul (4.478)...

  7. #8
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12

Sayfa 3/11 İlkİlk 12345 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •