Hayırlı olsun Erhan Bey, ben de temettücü tayfasından biri olarak seni destekleyici bir iki kelam edeyim.
Yanlış hatırlamıyorsam bu Buffett'ın şirketi temettü vermeyen şirkete ortak olmuyor ancak kendisi hiç temettü ödemiyor. Çünkü ona göre bu para ile yapılacak iyi yatırımlar hep bulunuyor ve sadece biriken kar ile yapacak hiçbir karlı iş bulamama durumunda dağıtırım gibi bir söylemi vardı. Berkshire Hathaway altında her yıl elde ettikleri temettüler ile yeni ortaklıklar ve satın almalar için fon yaratmış olunuyor ve bu şekilde bir gün tüm dünyadaki şirketleri dahi satın alması mümkün olabilir
İki durum var, birincisi, şirket her yıl Buffett'ın yaptığı gibi karları içinde tutarsa az da olsa etkin olduğu düşünülen bir piyasada şirket içinde birikmiş kar rakamı hisse fiyatına yansımalıdır ilk aşamada. Yani cebine nakit temettü olarak koymasa bile hisse prim yaptığından bunu hissetmelisin. Daha sonra bu parayla iyi yatırımlar yapılırsa ileride katlanarak büyüyen bir artı değer yaratılıp hisse performansında boost etkisi görülmesi ihtimali vardır. Bu anlamda karın içeride tutulması iyi bir şeydir. Şirket yönetimi basiretsiz ise paranın çarçur edilmesi ihtimali vardır, bu yüzden çoğu kişi eldeki kuş daldakinden iyidir diyerek nakit temettüyü talep etmektedir.
İkinci durum ise, şirket her yıl elde ettiği karların %80-90 gibi ezici çoğunluğunu dağıtması durumudur. Zayıf etkin olduğu düşünülen bir piyasada şöyle düşünülebilir, piyasa geçen yılın karını ve bu yılın ödenecek temettüsünü tahmin ettiğinden bu tutarı kabaca fiyata ekler ve temettü kesildikten sonra tekrar prim yapması beklenmez. Veya temettü düşüldükten sonra çok cazip bir fiyatta olacaksa hisse fiyatı tekrar ayarlanır piyasa tarafından.
Karlarını biriktirmek yerine sürekli dağıtan şirketlerde özkaynak birikimi ve dolayısıyla defter değeri artışı sınırlı olmaktadır. Yatırım kararı aldıklarında çoğunlukla yabancı fon edinmeleri gerekeceğinden şirket finansal yapısında bir yük oluşacaktır.
Yatırımcı her yıl elde ettiği nakitlerle şirketteki payını artırır. Burada muhalefet edeceğin noktayı biliyorum ben yazacağım. Şirket sürekli kendinden eksiltip veren bir şirket olduğundan her yıl hisse sayımız artsa da şirket ödemeden sonra daha küçük olduğundan senin kastettiğin temettünün etkisizliği burada görülecektir. Ancak, bu şirket bir yıl sonra aynı karı yeniden elde edip aynı büyüklüğe erişince elde ettiğimiz ekstra payın bir anlamı olacaktır. Ancak ilk durumla karşılaştırınca aslında yine çok bir fark olmayacaktır. Neden ?
İki eş şirket her yıl
ilk değerlerinin %10'u kadar net kar ediyor, kar büyümesi yok, birisi tamamını içeride tutuyor, diğeri tamamını dağıtıyor :
1. Durum şuna benzer : 10.000 TL yatırım ile şirketin %1'ini aldınız, 10 yıl sonra yatırımınız 20.000 oldu ancak payınız yine 1.00%
2. Durum şuna benzer : 10.000 TL yatırım ile şirketin %1'ini aldınız, 10 yıl sonra yatırımınız 18.500 oldu ancak payınız 1.85%'ye yükseldi.
Temettüden stopajı düştüm. 1. şirket piyasa değerini %100 artırır iken ikincisi hiç artırmadı. Birinciye yapılan yatırımın yüzdesi aynı kaldı ancak vergi ödenmediğinden 1.500 liralık pozitif fark ödemeyen lehine oluştu. İkinci şirkete ortaklık yüzdem arttı diye sevinen vatandaş bunun karşılığında devletine her yıl %15 vergi ödedi. Ancak şirket aslında hiç büyümedi, yatırımcı daha küçük bir şirkette ortaklığını artırdı, daha doğrusu büyümeyen bir şirkette.
Evet sonuç olarak iyi kar edip bunu ''yemeyeceği/batırmayacağı'' düşünülen ve içeride tutan şirkete yatırım yapmak daha makul görülüyor. Ancak biz çok kötü düşünen ve güven duymayan bir millet olduğumuzdan vergi vermek pahasına nakdi elimizde görmek istiyoruz.
Zaten çok karlı olup da hiç temettü vermeyen, bunu şirket politikası olarak benimsemiş kaç şirket var ? İyi şirketler temettü veriyor ama temettü verdikleri için iyi değiller, iyi oldukları için iyiler.
Anlaştık mı
Yer İmleri