Dev'ayna Masalları

[nilkiz]

Biz onlara çöp hisse demiyoruz

Burada kalsın bu yazı acsel 150 TL bir iki yıl içinde 1000 li rakamlarda

Sumas ekiz ozardan lokman tmpol gibi hisseler sermayesi düşük hisse az mali yapilari iyi olmasada ky için büyük fırsat
Çünkü sabırlı olanlar artık burada portföy katlar

Tabii %10 %20 ye oynamiyorsaniz

Seyredin osmen nerden geliyor nereye gidecek

[deva-i dert]

Yaptığım yorumu bağlamından koparmamanızı umarım. Küçük hisse ya da büyük hisse olmakla çöp hisse ya da kaliteli hisse olmak arasında bir ilişki kurmadım. Yazıda Viking Kağıt ile ilgili yazdıklarım net ve anlaşılır durumda. Kaldı ki çöp hisselerin gitmeyeceğine dair bir ifade de kullanmadım. Aksine bir çöp hissenin 4 yılda 57 kat yükselebildiğini ve fazla analiz kasmanın da sonuçta pek bir şey değiştirmeyebileceğini o örnek özelinde anlattım yazımda. Gözaltı pazarında olup, her yerinden zarar akan şirketlerin bir yılda 20 kat gittiğine şahit oldu bu gözler. Onları alarak para kazanmayı tercih etmek insanın risk algısı ile ilgilidir. Bir arkadaşım 1999’da her gün Ege Bank alıp satıyordu, hisse bir gün tavan bir gün taban yaparken ve TSMFY’ye devredilme riski çok yüksekkenn hem de. Ve en son aldığında hisseye TSMF el koydu, 10-11 civarı tavan (hem de tavanın %20 marj olduğu zamanlarda) yakalamışken koyduğu sermaye çul oldu. Belki son alımını yapmasa tarihin en büyük gollerinden bazılarını atmış olacaktı. Elbette son işleminde bunu bilemezdi, ama o riski çok yüksek bir işlem yaptığının farkındaydı. Neyse lafı çok uzattığımın farkındayım. Demem o ki, çöp bir hisse aynı zaman diliminde borsanın en güzide hisselerinden daha fazla getiri sağlayabiliyor. Risk algınız ve ne için ne kadar risk alabileceğiniz şahsi tercihlerinizle ilgilidir. Meramımın açık ve sarih olduğunu düşünüyorum. Saygılar.

[deva-i dert]

İnsanlar dönüyor dolaşıyor yine aynı tartışmalara tosluyorlar.. Neymiş? Her şey 'Temel Analiz'miş... Ya da 'Teknik Analiz' tüm temel gelişmeleri zaten fiyatın içinde barındırdığı için 'Teknik Analiz' ile her şey hallolurmuş, 'Temel Analiz' gereksizmiş.. Neymiş? İki çizgi çekince, bir pattern görünce zengin olunsaymış, her grafiker Warren Buffet olurmuş.. Neymiş hiç bir Temel Analist nereden alıp nereden satacağını bilemezmiş, sadece al ve tut teklifi sunduğu ve nereden al nereden sat mantığı sunamadığı için 'Temel Analiz' sadece teorik safsatalar bütünüymüş..

'Temel Analiz'i sadece Gelir Tablosuna bakıp 3-5 rakam yorumlamaya, 'Teknik Analizi' trend tespiti ve takibi ya da formasyon avcılığına, Finansal Okuryazarlığı sadece salt rakam okumaya ve işin bolca edebiyatını yapmaya indirgersen hiç birinden bir cacık olmaz.. Ayrıca o cacık olsa da olmasa da, sebepsiz yere uçan ya da sebepsiz yere çakılan fiyatları bu analizlerin hiç birisi ile izah da edemezsin, hiç bir verisini hiç bir mantığa da oturtamazsın..

Bırakın isteyen istediği analiz ile yürüsün, istediği yöntem ile para kazansın. Adam ayın evreleri ile para kazanıyorsa ve bu kazanma işi istikrarlı bir şekilde devam edebiliyorsa, adamın yöntemine değer ya da ömür biçme işi sana ne kazandıracak?

Birileri hayal satıyorsa, sattığı hayale talip de varsa, bırakın o talipler düşünsün sonlarını.. Bedavadan para kazanılabiliyorsa, varsın kazanan kazansın.. Sen buna inanmıyorsan, sen inandığın şeye emek harca..

Bir gün herkes kazançları ile kayıpları ile karşı karşıya gelecek nasıl olsa.. Adam "ben 'Teknik Analiz'den para kazanıyorum" diyor, diğeri ona "hadi oradan, ben şimdiye kadar bu işten kazanç sağlayanını görmedim" deyip tüm yolu kapatıyor.. E kardeşim dün ölen adam yıllık ortalama % 66 üzeri bileşik gelir elde etmiş, tamamen fiyatlardaki 'pattern'ları ve 'anomali'leri yakalayıp bunlarla ile işlem yaparak, hem de yıllarca.. Ne bilanço incelemiş, ne faaliyet raporları okumuş.. Bileşik kazanç ortalaması Varan Büfe''nin ortalamasının çok çok üstünde.. Buffet'ın totalde ondan daha zengin olmasının tek nedeni çok daha uzun yıllar boyunca borsada bulunuyor olması..

Becerebilen nereden kazanıyorsa kazansın.. Sen beceremiyorsan, o işten para kazanılmaz deyip zıplamayacaksın.

Ha bir de şu geyik var: Bu işe para kazanmak için girersen kazanamazmışsın.. Bu işi sevmeliymişsin, bu işe para kazanma olarak bakmamalıymışsın.. Ne olarak bakalım? Tavuk beslemek gibi filan mı? Ya da saksıda çiçek yetiştirmek gibi bir hobi olarak mı bakalım? İnsanlar kendilerini ve başkalarını kandırmaya ne kadar meraklı.. Elindeki kağıt % 30 değer kaybetse hop oturup hop kalkıyor, ama sonra ben bu işi para kazanmak için yapmıyorum diyor.. Evet abi haklısın.. Sen tamamen mahallenin huzuru ve güvenliği için buradasın.. Para senin neyine ?

Mesela ben Bizim elektrikçi son 1-2 günde toparladıklarını bugün dağıtıvermiş.. 2 haftalık değişim sıfırlanmış oldu.. Üzülüyor muyum? Olur mu canım, benimkisi sadece hobi.. Rakamlar sadece renk cümbüşü ekranımızda, para bizim neyimize?

[deva-i dert]

Kitâbe-i Seng-i Mezar / Orhan Veli


Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye


Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helâl ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.


Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigâr ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısiyle:
"Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı."

[deva-i dert]

Adamı anlatırken "hiç çorap giymezdi ve arka arkaya aralıksız sigara içerdi" diye anlatmışlar.. Yani işin sırrı burada olsa gerek.. Bileşikte yıllık ortalama % 66 gelir elde etmek olsa olsa çorap giymemekle ve de hiç sönmeyen sigaralarla olur herhalde.. Yazık olmuş, kahve ocağında yazılı bir beyit bile bırakmamış ardında..

[deva-i dert]

"Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.
Şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
niyedir sarmalasın vites dişlilerini
defneler, nakışlar yok
alnımda neden.
Ağlamadan
etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
o mavi korularda ve dibek taşlarında
bırakıp sözlerimin kalıntılarını
açıkça konuşmak istiyorum.
Besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın
yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan trenlerdeki nefret
her gün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çiçek ne de ninni
boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler giymelisin
daha esmer
daha kan kusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
ki
ölüm
her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
Aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları."

1970


-------------------------------------------------------

Yaz be adam, yaz.. Elin kalem tuttukça, dilin döndükçe.. Şiirinden başka yâdigâr kalmayacak arkanda.. Sert kelimeler, aykırı cümleler bir tek senin şiirine yakışıyor, eğreti duruyor başkalarında.. Sana öykünenler en az sana çemkirenler kadar.. Şiirlerin mezar taşlarından toplanmasın bir gün.. 'Kara ayna'lar ve 'tablet'ler çağında tam da sen lazımsın oysa ki.

[deva-i dert]

X'te İbrahim Babadağı isimli bir arkadaşın bir paylaşımında denk geldim. Buraya uyar mı bilemem..