RSS olarak izle

ally_mcbeal

Cumhuriyet Direniyor,Yargıya Saygı.

Rating: 24 votes, 3.42 average.
[B]"Davalı partinin sahip olduğu iktidar olma çerçevesinde amaçladığı yasadışı siyasi modele yönelik eylemleri karşısında, iktidar gücünden çekinen ve sessiz kalan büyük bir kitle de söz konusudur. Bu durum bile davalı partinin hedefine ulaşmasını kolaylaştırmaktadır" [/B]

Bu sözler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesinde yer alıyor. Son günlerde hiç ummadığımız bazı kişilerin bile dinci iktidara yalakalık etmeye başladığını görüyor ve iyice umutlarımızı yitiriyorduk. Sesini yükseltmeye kalkanların başına gelenleri duydukça toplum giderek daha fazla sinmeye başlamış ‘’bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ düsturuyla hareket etmeyi tercih eder olmuştu. Sonunda bir cesur yürek çıktı ve hükümetin hukuka aykırılıklarının kapatma gerektirdiğini söyledi ve süreci başlattı. Ülkemiz için hayırlı olsun!

Bu ülkemizde açılan ilk kapatma davası değil ancak ülkenin başsavcısına yönelik ağır bir hakaret ve iftira kampanyası olması bakımından ilk. Başsavcı bu kadarını tahmin ediyor muydu bilinmez ama son derece vakur bir duruşla polemiğe girmeyeceğini, görevini yaptığını ve geri adım atmayacağını açıkladı. Eğer başsavcı toplumun kaymak tabakasından gelseydi suçlamalar hazırdı: Laik elitler halkı anlayamıyor! Ama durum öyle değil; başsavcı Urfa’nın küçük bir köyünden geliyor, babası cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden ve dedesi de bir din alimi. Yani Abdurrahman Yalçınkaya tam bir halk çocuğu.

Başsavcıyı freni boşalmışcasına karalama çabaları aslında ülkemizde şeriatçı örgütlenmenin ne kadar ciddi boyutlara vardığını göstermesi bakımından da ibretlik. Verilen tepkileri izlerken ‘’Acaba burası hukuk devleti mi?’’ diye düşünmeden de edemiyorum. Baksanıza nerdeyse anayasayı değiştirip partilerin kapatılma nedenlerini iyice daraltarak sadece terör olaylarına bağlantılı hale getirecekler.

Ülkemizde giderek tırmanan dinci akımlar aynı zamanda faşist bir sistemi de beraberinde getirmeye çalışıyor. Anayasanın değiştirilemez maddeleri arasında yer alan ‘’demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti’’ tanımının hükümet tarafından hiç anlaşılamamış olduğunu üzüntüyle izliyoruz. İktidardaki AKP utanmasa kendini kurumlar üstü bir mertebeye çıkaracak her düzenlemeyi yaparak etrafına bir zırh örecek. Yapılan hazırlıklar da buna yönelik.

Varolan sisteme entegre olmak yerine, sistemi kendi istediği düzene göre kurma çabasının cumhuriyet kurumlarınca hazmedilmesi elbette beklenemez. O zaman bu ısrar niye? ‘’Yeterince örgütlendik, cumhurbaşkanını da eşi türbanlı olacak şekilde seçtik, her istediğimizi eninde sonunda kabul ettiriyoruz’’ düşüncesinin yarattığı bir özgüven mi?

İddianamede laik düzenin ‘’inananlar için bir zulüm olduğu’’ iddiasıyla toplumda cumhuriyete ve devrimlerine karşı bir inancın oluşturulmasının amaçlandığı belirtilerek şöyle deniyor:

[B]"Oysa Cumhuriyet tarihi de, insanlık tarihi de, zulmedilenlerin köktendinciler değil, farklı bir şeye inandığı, inancının gereğini yerine getirmediği ya da inanmadığı, laik hukuka göre karar verdiği, laikliği savunduğu için yakılanların, öldürülenlerin laikler olduğuna tanıklık etmiştir. İnsanlığın aydınlanma mücadelesi aklın ve bilimin ışığına değil, taassup ve dogmatizmin zulmüne karşı verilmiş, Batı'da yüzlerce yıl süren bu mücadeleyi Türk Milleti Atatürk 'ün önderliğinde çeyrek yüzyıldan az bir zamana sığdırma başarısını göstermiştir. Ancak, Cumhuriyete ve onun aydınlanma felsefesine karşı olanlar, uluslararası dengelerdeki değişim ve küreselleşmenin yarattığı tek kutupluluğun yönlendirmesiyle Laik Cumhuriyete karşı bir rövanş arayışına girişmişlerdir. Bugünkü Laik Cumhuriyet karşıtları geçmişte hiç olmadığı kadar ve üstelik bu kez uluslararası desteği de arkalarına alarak, karşı devrim fırsatını ellerine geçirmişlerdir. Laik Cumhuriyet hiç olmadığı kadar tehlikededir. Çünkü karşı devrimci unsurlar bugün marjinal unsurlar değil, iktidardırlar."[/B]

Türkiye Cumhuriyeti direniyor, rejim kendini savunuyor. Köktendinci akımlar öyle ya da böyle önemli bir halk desteğini arkasına alarak hedeflerini zorlamaya devam ediyor. Bu aşamadan sonra Atatürkçüyüm diyen vatanseverlerin de ülkenin geleceği üzerinde daha fazla çözüm üretmeye çalışması gerekiyor. Cumhuriyetin vidaları bir kez gevşerse sökülmesinin gerçekleşmesi fazla sürmeyecektir.

Cumhuriyetin vidaları gevşedi mi?

Cumhuriyet direniyor.
Kategoriler
Kategori edilmemiş

Yorum

Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234
  1.  Avatarı
    Blogunuz hayırlı olsun sevgili Ally...
    Bu olan bitenleri izledikçe umutsuzluk değil umutla doluyor
    içim... öyle bir çaresizlikle oraya buraya saldırıyorlar ki, benden olan iyi olmayana vurun gitsin...

    Suçu işleyen değil cezayı vermeye çalışana yapılan saldırılar, anayasayı delmeleri yetmiyormuş gibi bir de değiştirmeye kalkarak suçlarına suç eklemeler hep bunun göstergesi...

    Hepimizin gönlü ferah olsun... Ata'mızın bizlere armağanını onların yok etmesine izin vermeyeceğiz...
  2.  Avatarı
    Aslolan imzanızdaki adil davranışınızdır.
Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234