1908 den 2008 e.. Yüzyıllık bir sürecin sonu
by
, 20-07-2008 at 12:57 (4240 İzlenme)
1908 de İttiaht ve Terakki’nin (İTC)Meşrutiyet ilan edilmemesi halinde İstanbul a yürüneceğini bildirmesinin ardından 2. Abdülhamit Meşrutiyeti yeniden ilan etmek zorunda kalmıştı.
1909 da muhalif olan gazeteci Hasan Fehmi bir İttihatçı tarafından öldürülünce İstanbul’da patlak veren 31 Mart ayaklanması (13 Nisan 1909) Selanik ten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırıldı. Abdülhamit tahtdan indirilip 5. Mehmet Reşat tahta çıkartıldı.
Bu süreçte devletin tüm yönetim kadroları baştan aşağı (yetenek ve yeterliliklerine bakılmaksızın) İttihatçı kadrolarla değiştirildi. Türkiye’de rejimin değişmesi açısından 1908 Meşrutiyetin ilanı, 23 Nisan 1920 Meclisin Ankara’da açılışı, 29 Ekim 1923 , 1946 ve 1950 seçimleri karşılaştırıldığında 1908 yılı ön plana çıkar. Çünkü bu tarihten sonra gerçekleşen tüm değişimlerde kimi zaman perde önünde ve kimi zaman perde arkasında İTC bulunmaktadır. 23 Nisan 1920de ilk Meclisi açan kadro Meşrutiyeti ilan eden kadrolardan çıkmıştır. Yine Cumhuriyet ilan edilirken aynı kadro görevdedir. Tek farkla 1908de yapılan rejim değişikliğinden sonra hala siyasi olarak varlığını sürdüren saltanatın 1923de Cumhuriyetin ilanı ile kaldırılmasıdır.
1908de yapılan rejim değişikliğinin başlangıçtaki en olumsuz etkisi olarak çoğu tarihçiler 1909 Balkan Savaşlarını kaybedilmesini gösterir. Bu savaşın kaybedilmesinin esas nedeni devlet kademelerinde yapılan radikal kadro değişiklikleri neticesinde koordinasyonun bozulmasıdır.
Benzer bir durum yakın bir geçmişte İran devriminde de görülebilir. 1979 da İran Şahlık rejimini yıkan Humeyni hemen akabinde başta ordu olmak üzere tüm devlet kadroları altüst edildi. Türkiye’de iki aşamada gerçekleştirilen ( önce devlet kadrolarının baştan aşağı değiştirilmesi, sonra Cumhuriyet in ilanı) İran’da tek seferde gerçekleşti. Ortaya çıkan kaosu fırsat bilen Irak İran’a saldırdı. Dev İran savaş yıllarında kendisinden (nüfus, tarihsel geçmiş ve yüzölçümü) bakımından daha küçük Irak’la yıllarca başedemedi. Ancak savaş sonunda Osmanlının Balkan savaşlarında Rumeli ve Batı Trakya’yı kaybetmesine karşılık İran topraklarında sınır değişikliği gerçekleşmedi.
1908 ile başlayıp günümüze dek devam eden 100 yıllık süreçte 33 yıllık baskıcı Abdülhamit döneminde görülmeyen başta gazeteciler olmak üzere faili meçhul cinayetler yapıldı. 100 yıllık süreçte Hasan Fehmi'den Hrant Dink'e dek çoğunun faili bulunamayan (ilginç değil mi!!) öldürülen gazeteci sayısı 61dir. bkz [url]http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=210593[/url]
Bu derin yapı 1950de girilen NATO bünyesinde Ergenekon ya da kontrgerilla ile gizli ve derin yapısını sürdürdü. Türkiye’de iktidarlar değişse de bu yapı varlığını günümüze dek aynen korudu.
1990 larda Sovyetler birliği ve Doğu blokunun dağılması ile birlikte NATO ülkeleri de Soğuk Savaş sürecinde kurdukları gladio tipi yapılanmaları tasfiye ederken Türkiye’de bu henüz gerçekleşmedi. Türkiye’deki bu yapının geçmişi diğerlerinden farklı olarak Soğuk Savaş döneminden önce 1908 lerden beri mevcut olan bir yapılanmaydı. Tasfiye ile bu yüzyıllık gizli yapılanma sona erecektir.