zurnanın zırt dediği yere geldik işte! italyan savcıyı tebrik ediyorum!
eyyamcılığa prim verilmemeli!
dünkü "çok satan" gazetelerimizden biri spor sayfasında tipik bir eyyamcılık
örneği göstererek; bu zafer af getirir, gibisinden (anımsayamadım, hatırlayanlar
yazabilir) bir manşetle geri kalmış ülkelerdeki evrensel hukuk ilkelerinin
bağlayıcılığından uzakta yaşamanın o berbat rengini gökmaviye boyamaya
çalışıyordu utanıp sıkılmadan!
adı çeşitli "iddia"lara karışıp da affa uğrayan futbolcular cenneti bu memlekette
hukuk, ne yazık ki guguk olmuştur.
özgür iradenin ve evrensel hukuk ilkelerinin uygulayıcısı savcılar ürkek ve baskı
altındadır.
keyfince af yasaları çıkararak, suçluları "bi kereden bir şey olmaz" diyerek
affedenlerin ülkesi ile hukukun üstünlüğünün her şeyin üstünde geldiği bir hukuk
ülkesinde bu tip başarılar, işlenen bir suçu yok edemez! etmemeli de!
işlenen suç ayrı, dünya şampiyonluğu ayrıdır... aklımızı başımıza alalım artık!
bu tip temelsiz, ahlaksız, hukuksuz tavırlara dur diyelim ki, çalışmanın, emek
vermenin, alın teri dökmenin anlamını unutmayalım!
şimdi ben gidip, çooook meşhur bir köşe yazarını öldüreyim o çooook meşhur
gazetenin, sonra da yıllardır özlemle yanıp tutuşulan nobel edebiyat ödülünü
alayım ve beni cüzi bir cezayla salıversinler, ha, olmaz mı sayın kanaat
önderleri beyler?..
cezalar hukuktaki karşılığını bulmalıdır. hiçbir suç cezasız kalmamalıdır!
adı geçen takımlar ikinci, hatta üçüncü lige düşürülmelidir!
darısı ülkemizin başına... hatır şikesinin, teşvik priminin neredeyse zımnen kabul
gördüğü ülkemizde, ne zaman ki fb, gs, bjk, ts ve suçu tespit edilen herhangi
bir takım alt kümeye iner, işte bu memlekette hukuk ete kemiğe bürünmüştür
diye bayram edebiliriz!
yoksa daha çooook demokrasicilik oyunlarıyla oyalanır durur bu memleket!