[B]Sedef, Hedef, Heder, Keder, Kader... Ne der? [/B]
Geçmiş olsun. Tanıdıklarım arasında sedef hastası olan yok ama bakıyorum da forumda yaygınmış. Bana en yakın geçirdiğim suçiçeği, kabakulak, kızıl hastalıkları işte... Lisedeyken kızıla yakalanmıştım, derim pul pul dökülüyordu. 15 tane kadar penisilin verildi, köy yerinde iğne vuracak kişi bulmak da zor. Askerdeyken sıhhıye olan dedemin bir arkadaşı çokça canımı yakarak ilk birkaç tanesini vurdu, sonra iyileştim diye diğerlerini vurdurmadım.
Sedef hastalığı, maalesef sebebi kesin olarak bilinmeyen bir rahatsızlıktır. Tıp dilinde “Psoriasis” denen bu illetin irsî veya sinirsel olduğu söylenmektedir. Genellikle baş derisinde, dizlerde, dirseklerde ve tırnaklarda meydana gelen düzensiz bir hastalıktır. Kırmızı lekeler ve gümüş rengindeki pullanmalar en belirgin göstergeleridir. Bazıları kaşıntılı, bazıları da kaşıntısız olur.
Sedef hastalığı 'nda kesinlikle doktor tedavisi gerekir. Ayrıca kaplıca tedavisi de (Sivas’ın Kangal ilçesindeki kaplıca gibi) çok faydalıdır. Ancak en az 21 gün devam edilmelidir.
AYRICA; kırmızı turp, yumurta sarısı, şeftali, portakal, muz, havuç, kiraz, böğürtlen, taze fasulye, yeşil salata, patlıcan, maydanoz, bal, kestane, kayısı, incir, fındık, balkabağı, lahana, ıspanak, domates, patates, peynir, buğday, arpa veya yulaf unundan kurabiyeler yemek; süt içmek??? çok faydalıdır. Güneş banyosu da etkilidir.
Baharatlı şeyler, hayvansal yağlar, pastırma, sucuk yenmemelidir.
Ürkütücü gözüküyor. Bakarken kaşıntı tuttu.
Sedef hastaları günlük işlerini tek başlarına sürdürebiliyorlar mı yoksa ağrılı sancılı bir deri hastalığı mıdır?
Halime şükretmeliyim, böylesi ya da işte genel fiziksel bir hastalığım yok. Biraz melankolik ve biraz da hastalık hastası mıyım ki... Özlüyorum...
Halime şükretmek 27 kasım doğumlu, 230 öğrenci numaralı kişiyi anımsatıyor. Belki de bana beni sevdiğini anlatmaya çalışan ilk kişiydi. Diliyle söylemedi ama ne zaman dersten çıksam kapıda beni beklerdi. Yazdığı şiirleri okurdu. Gözlerimin içine bakardı ama ben utanır, kızarır kafamı çevirirdim. Bir süreliğine her cuma gündüzleri akrabası olan bir felsefe öğretmenimizle akşamları da telefonla kendisiyle konuştuk. Öğretmenime platonik olarak birisine ilgi duyduğumu paylaştığımda akrabası olanı sandı oysa bu kişi 6 şubat doğumluydu
6 şubattan kaçmak için nispeten zayıf olduğum sayısalı seçtim ve yine 27 kasımlıdan kaçmak için de akademik kariyerime ara verdim çünkü yıllar sonra kader bizi aynı seçmeli yüksek lisans dersinde buluşturdu. Hemencecik kaçtım. Sonra papatya... Kaça kaça yorgun düşmüştüm. Yaşamak işkence gibiydi ben de papatyaya sarıldım ve papatya da hemen herkese kollarını açıyordu. Yanlış zaman, yanlış yer ve yanlış kişi... O da beni yalnızlık ve 5 yıllık mahkeme kararı ile bıraktı. Bu sedef hastalığı sayfasıydı yine gitti benim aklım... Başım yine belaya girecek ama özledim, bu insanlar sevgisizliğe nasıl katlanıyor?
- 6 şubatlıdan 1994'ten beri haberim yok; özledim.
- 27 kasımlıdan 2001'den beri haberim yok; özledim.
- 5 nisanlıdan da 2009'dan beri net bir bilgim yok. Kah özlüyor, kah nefret etmeye çalışıyorum. Ama çok zaman ayırıyorum. Neredeyse uyanık olduğum tüm zamanlarda yanı başımda gibi hissediyorum. Kah gülüyor, ağlıyor, izliyor, konuşuyor, soruyor, anlatıyor; kah yok oluyor Ara ki bulasın...
Çapkın biri gibi mi gözüktüm? Aksine 6 şubat ve 27 kasımlı ile neredeyse hiç tokalaşmadım bile... Zaten başka bir insanla da yakınlaşmadım. Bir dönem kendimi dini konulara verdim. 5 vakit namaz kıldım, gece uyudum, uyandım teheccüt namazı kıldım. Bir dönem huzurlu gibiydim. Ancak inancım o kadar da kuvvetli değildi. Gün geldi, bıçak gibi kestim, bıraktım. Kendimi de ufak tefek kestim, birşey olmadı Tek elele tutuşmam, tek öpüşmem, tek sevgi sözcüklerim, tek aynı yastığı paylaşmam 29 yaş sonrası ve tek kişi yani 5 nisanlı ile, kendisiyle birçok ilk ve teke sahibim. Ona da sadakatle bağlıyım. Hmm ama sanırım görüşsek bana tepkisi okkalı bir tokat olurdu. Gerçi son böyle düşündüğümde sarıya boyatılmış saçları ve sarı bir elbisesi vardı, ter içindeki saçlarımı düzeltim beni öpmüştü O zamanlar saçım varmış, artık yok denecek kadar azlar...
Geçmiş olsun sedef hastaları...
17:17 08/01/2014 Çarşamba