Cengiz Çandar'ın Şemdinli'ye doğru yolculuğundan notlar..
"
....................
Yola devam, gözümüz mazot göstergesinde tedirgin biçimde yüce dağlar arasından Başkale’ye doğru yükseliyoruz. Yüksekova, upuzun, göz kamaştıran sivri diş gibi doruklu dağların arasında 1985 metre yükseklikte uzanan bir ovanın üzerinde. İl merkezi Hakkâri’den daha büyük, 60 bin nüfuslu bir şehir. Başkale ise 2800 metreye varan yüksekliğiyle dünyanın en yüksekteki yerleşim merkezleri arasında sıralanıyor.
Yüksekova-İran ile Hakkâri-Çukurca ve Başkale-Van tabelalarının kesiştiği kavşakta, jandarma durduruyor.
‘Kimliğiniz var mı?’
Minibüsün ön koltuğundan eğilip, sevimli jandarma askerine “Kimliğimiz var da, mazotumuz yok. Yakında bulamaz yolda kalırsak, ya dağa çıkacağız, ya gelip size sığınacağız ona göre” diyorum.
Espri nosyonu hayli gelişmiş Ordulu delikanlının, “Vallahi, kendinizi nerede rahat hissederseniz, oraya gidin. Buraya gelirseniz, beklerim. Ben buradayım” diyor şakacılık ile özgüven karışımı bir edayla."
http://www.radikal.com.tr/Default.as...&CategoryID=97
Bu asker benim oğlum..İki gözüm..
Kalbimin cevabını vermiş Cengiz Çandar'a..
Onun da kalbinin dediğini erkekçe yapma cesareti olsa tutar dağa çıkardı...