Sayfa 2/72 İlkİlk 12341252 ... SonSon
Arama sonucu : 571 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Tasavvuf Edebiyatından Seçmeler

  1. #9
    Duhul
    Nov 2005
    İkamet
    istanbul suriçi
    Gönderi
    121

    Esas

     Alıntı Originally Posted by minik yatirimci
    "emrettiği için çalışmalı, rızk için üzülmemeli, tedbirlerin arkasında koşmamalıdır. rızk için allahü teâlânın verdiği söze güvenmelidir. emrine uyarak çalışanı, rızkına ulaştırır." buyurdu.
    Tasavvufun özeti bu

  2. #10

    Esas

    bu aksam zaman bulursam mevlana ve haci bektasi veliden de yazarim bir kac sey

  3. #11
    Duhul
    Nov 2005
    İkamet
    istanbul suriçi
    Gönderi
    121

    Esas

    Niyazi Mısri'nin bir şiiri:

    Derman arardım derdime derdim bana derman imiş
    Burhan arardım aslıma aslım bana burhan imiş
    Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem deyu
    Ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş

    Diğer bir şiiri:

    İster isen bulasın cananı sen
    Gayre bakma sende iste sende bul
    Kendi mir'atında gözle anı sen
    Gayre bakma sen de iste sen de bul

    Zat-ı Hakkı anla zatındır senin
    Hem sıfatı hep sıfatındır senin
    Sen seni bilmek necatındır senin
    Gayre bakma sen de iste sen de bul

    (kaynak: http://www.geocities.com/koc_bulent/niyazi9.html )

  4. #12
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    38
    Gönderi
    1,725

    Esas

    günümüzde Erkan Oğur-Turgut Alp Bekoğlu-İlkin Deniz üçlüsünün TELVİN trio ile müziğe yansıttıkları felsefe.Öyledir ki kendileri konser broşüründe Telvin'İn kelime anlamını Mevlana'Nın bir sözüyle açıklamaktadırlar ; ''Öyle bir haldeyiz ki başka bir hale kapıdır''

    Fırsat bulunduğunda albümlerinin alınması ve konserlerine gidilmesini şiddetle öneririm!

  5. #13
    Duhul
    Nov 2005
    İkamet
    istanbul suriçi
    Gönderi
    121

    Esas

    Yazının devamı çok daha güzel, sonuna kadar okumanızı öneririm.
    http://www.karakutu.com/modules.php?...rticle&sid=845

    Bir gün Hasan Basri, Rabia'yı nehir kıyısında görüp hemen yaklaşır ve seccadesini suyun üzerine sererek 'gel benimle otur ve namaz kıl' der. Rabia Hasan Basri'ye şöyle bir dönerek 'Nedir bu; keramet çarşısında satış yapmak zorunda mısın?' diyerek seccadesini havaya serer ve üzerinde namaz kılmak üzere oturup devam eder: -Senin yaptığını balıklar, benimkini de herhangi bir sinek bile yapabilir. Oysa seninle benim görevlerimiz bunların çok ötesindedir.

  6. #14
    Duhul
    Nov 2005
    İkamet
    istanbul suriçi
    Gönderi
    121

    Esas

    Cüneyd Bağdadi bir gün şehir dışında misafirliğe gitmiş. Evsahibi sohbet açmış:
    "Efendim, biz Allah rızık verince şükrederiz, vermeyince sabrederiz" demiş.
    Cüneyd Bağdadi: "Eyvallah, bizim Bağdat'taki sokak köpekleri de öyle yaparlar" deyince evsahibi şaşırmış. "Ya siz ne yaparsınız" diye sormuş.
    C.B.: "Varken dağıtırız, yokken şükrederiz."

  7. #15
    Duhul
    Nov 2005
    İkamet
    istanbul suriçi
    Gönderi
    121

    Esas

    Paulo Coelho'nun "Şeytan ve Genç Kadın" adlı kitabından alıntı:
    (Kitabı da okumanızı tavsiye ederim.)

    Leonardo da Vinci, "Son Akşam Yemeği" isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı. (Da Vinci Şifresi'ne konu olan meşhur tablo)
    İyi'yi İsa'nın bedeninde, Kötü'yü de İsa'nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda'nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı. Resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı.
    Bir gün bir koronun verdiği konser sırasında korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uyduğunu fark etti. Onu poz vermesi için
    atölyesine davet etti, sayısız taslak ve eskiz çizdi.
    Aradan 3 yıl geçti. "Son Akşam Yemeği" neredeyse tamamlanmıştı ancak Leonardo da Vinci henüz Yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştı. Leonardo'nun çalıştığı kilisenin kardinali, resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başladı. Günlerce aradıktan sonra Leonardo, vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam buldu. Paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştı. Leonardo, yardımcılarına adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyledi çünkü artık taslak çizecek zamanı kalmamıştı.
    Kiliseye varınca yardımcılar adamı ayağa diktiler. Zavallı, başına gelenleri anlamamıştı. Leonardo, adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı, bencilliği resme geçiriyordu. Leonardo işini bitirdiğinde, o zamana kadar sarhoşluğun etkisinden kurtulmuş olan berduş gözlerini açtı ve bu harika duvar resmini gördü.
    Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: "Ben bu resmi daha önce gördüm."
    "Ne zaman?" diye sordu Leonardo da Vinci, o da şaşırmıştı.
    "Üç yıl önce" dedi adam, "Elimde avucumda olanı kaybetmeden önce. O sıralarda bir koroda şarkı söylüyordum, pek çok hayalim vardı, bir ressam beni İsa'nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti"

  8. #16
    Duhul
    Nov 2005
    İkamet
    istanbul suriçi
    Gönderi
    121

    Esas

    Hz. Muhammed'den birkaç güzel söz:

    Şu 6 şeyi devamlı yapacağınıza dair bana söz verin; ben de cenete gireceğinize kefil olayım: Konuştuğunda hep doğru söyleyin. Söz verdiğinizde hep sözünüzde durun. Size güvenildiğinde bu güveni sakın istismar etmeyin. Namusunuzu titizlikle koruyun. Gözlerinizi haramdan sakının. Haramın her türlüsünden çekinin.

    Biri sana dil uzatır ve sende olmayan bir kusurla seni ayıplarsa, sen sakın onu onda olan kusurla dahi ayıplama. Onu, günahı kendisine, sevabı sana ait olduğu halde terket. Kimseye de asla sövme

    Biriniz ayakta iken öfkelenirse otursun. Öfkesi geçerse ne ala. Aksi halde uzanıp yatsın.

    Sohbet meclisleri ve toplantı yerleri 3 çeşittir: Zararsız toplantı; Karlı toplantı; Zararlı toplantı.

    En üstün ibadet, sıkıntı anında sabırla kurtulmayı beklemektir.

    Uğursuzluk düşüncesine kapılarak kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alı koyan kimse, Allah'a olan inancı zedeler.

    Her şeyin bir anahtarı vardır. Cennetin anahtarı da, yoksul ve fakirleri sevmek ve onlarla ilgilenmektir.

    Devamlı herkesle kavga ve çekişme halinde olman, günah olarak sana kafidir.

    İlim öğrenmeye çalışan, evine dönünceye kadar, Allah yolundadır.

    Kim günah işleyip de tövbe eden kimseyi, işlediği o günahtan dolayı kınarsa, kendisi o günahı işlemeden ölmez.

    Kul tövbe ettiğinde, Allah onun günahlarını amelleri kaydeden hafaza meleklerine unutturur. Aynı şekilde onun günahı işleyen organlarına da unutturur.Günahı işlediği yerdeki suç, delil ve izlerini de yok eder. Ta ki, Allah'ın huzuruna vardığında günah işlediğine dair, aleyhinde şahitlik edecek hiçbir şey bulunmasın.

    İslam temizdir. Öyle ise temizleniniz.Çünkü cennete temiz olandan başkası giremez.

Sayfa 2/72 İlkİlk 12341252 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •