Yoksul ama mert,dürüst ve gelecekten umutlu Şoför Mehmet'in hayattan beklentisi, bu kadar masum,haklı ve mütevazidir.Dünyası küçük olduğu kadar hayattan mutluluk adına istedikleri sadece bir araba,bir ev ve bir de eşten ibarettir.Ayni mahalleden kendisi gibi yoksul bir ailenin kızı olan Sibel'i deliler gibi sevmekte ve evlenmeyi düşünmektedir.
İbrahim,Mehmet'in en sevdiği,inandığı,sevdiğini bile emanet edecek kadar güvendiği can arkadaşıdır.Aslında son derece zengin bir babanın oğlu olan İbrahim,oldukça cimri olan babası yüzünden varlık içinde yokluk çeken,gözü ve gönlü aç,gösterişli bir yaşam özlemi içerisinde olan, içten içe Sibel'e de sevdalı, hain ve kalleş bir kişiliktir.Babasının ölümü ile muazzam bir servete konan ve paranın verdiği cesaret ile gerçek kişiliğini sergilemeye başlayan İbrahim'in ilk işi,en yakın arkadaşı Mehmet'in nişanlısı Sibel'i elde etmeye çalışmak ve Mehmet'i canevinden vurmak olur.
Tespitlerime göre yukarıda özetlediğim bu hikayenin sinemamızda ilk işlendiği film,Osman Nuri Ergün'ün yönettiği,1969 tarihli,Sadri Alışık'lı Muhabbet Kuşu adlı filmdir.Orhan Aksoy'un 1971 tarihli Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit'in başrolünü paylaştığı Vefasız adlı filminin senaryosu da ayni konudan hareketle oluşturulmuştur.Vefasız filminde ilginç olan husus rollerin tersyüz edilmiş olmasıdır.Bu filmde paranın gücü ile en yakın arkadaşının sevdiğine göz koyan alışılanın aksine erkek değil kadındır.Bu açıdan Vefasız filmi dikkate değerdir.
1976 tarihinde Şerif Gören,Muhabbet Kuşu filminin senaryosuna daha yakın duran Taksi Şoförü ile kendi bakış açısı ve sinemasal zenginliği ile konuyu bir kez daha beyazperdeye yansıtmıştır.Hikayenin bir kez daha ısıtılıp seyirci karşısına konduğu son yapım ise,Emrah'ın oynadığı 1989 tarihli,Ümit Efekan yönetiminde çekilen Sevdim adlı çalışmadır.
Taksi Şoförü,bir Şerif Gören filminde görüp görebileceğiniz her türlü sinemasal erdemi,ince detayları,gerçeklik duygusunu,kaba anlatım öğelerini gözlemleyebileceğimiz,fonda dönemin sosyal ve siyasal yapısına ilişkin açık ve keskin eleştirilerle dolu içeriği ile hayli ilginç açılımlara sahip bir film.
Örneğin, İbrahim'in Sibel'e zorla sahip olabilmek için, bir Yeşilçam klasiği olan ilaçlı gazoz marifetiyle tecavüz sahnesinde, sevişme planları ile İbrahim'in lüks otomobilinin manevraları arasında kurulan bağıntı gerçekten de tam Şerif Gören sinemasına has, kabul edelim hoş bir gariplik içermektedir.
Kaba anlatım öğesi olarak örneklediğim bu sahne dışında bir sahne daha vardır ki, erotik komediler istisna, sanırım sinemamızda o tarihe dek böyle bir sahne çekilmemiştir. Mehmet ile Sibel, tıka basa dolu bir otobüste karşılıklı olarak ayakta durmaktadırlar, otobüs hareket halinde olması sebebiyle sarsılmakta, bu sırada Sibel'in vücudu Mehmet'in vücuduna arada sırada dokunmaktadır ve Mehmet açıkça bu durumdan tahrik olmaktadır. Geçmişin öpüşmeden öteye gitmeleri yasaklanmış, aralarına romantizm ve muhafazakarlıktan müteşekkil sanal bir tel örgü çekilmiş şablon tiplemelerini göz önüne alınca, bu sahnenin hayret verici olması gayet normaldir. Sene henüz 1976'dır ve bu sahne bence Türk Sineması'nda masumiyetin bittiği andır."Şerif Gören farkı" diye sürekli bahsettiğim hususa güzel ve anlamlı bir örnek teşkil eder.
Bora Ayanoğlu gibi birbirinden incelikli müziklere imza atan,duygulu bir müzisyeni kötü rolde görmekte filmin diğer bir enteresan yönü.Ancak kabul etmeliyiz ki Bora Ayanoğlu müzikte de oyunculukta da başarılı olmuş bir isim.Şerif Gören bu tarz şaşırtıcı bir oyuncu tercihini Almanya Acı Vatan filminde,yine bir müzisyen olan Rahmi Saltuk'u nispeten kötü bir rolde oynatarak yapmıştı.
Filmde Mehmet'in Sibel'e hitaben söylediği "bizim sevgimizde tezahürat yoktur,bizim sevgimiz nah buradadır" repliği,Umut Sokağı filminde, yine Kadir İnanır tarafından canlandırılan Kadırgalı Ali Silvan tarafından bu kez Şehnaz Dilan'a yönelik sarfedilmiştir ki bu da Şerif Gören'e özgü bir durumdur.Ünlü yönetmen,çeşitli filmlerde, benzeri durumları filme dahil etmesiyle de dikkat çeken bir sinemacıdır.Yukarıda bahsettiğim otobüs sahnesinde, ayni zamanda, bir başka erkek tarafından Sibel'e taciz girişimi de mevcuttur.Otobüste taciz mağduresi bir başka Gören filmi karakteri, Güneşin Tutulduğu Gün filminde Müjde Ar'ın canlandırdığı Sevgi'dir.
Henüz 16-17 yaşlarında, taptaze ve "bomba" gibi bir Banu Alkan'ı izleme şansı vermesi de filmin artılarından birisi olarak görülebilir.Tabi ki erkek izleyiciler açısından.
Son olarak,Taksi Şoförü filminden bahsedilecekse elbette Martin Scorsese'nin Taxi Driver adlı kült filmine atıfta bulunmamak olmaz.İlk söylenecek şudur ki;iki filmin isimleri dışında hiçbir tematik bağlantısı yoktur.Her iki filminde 1976 yılı yapımı olması son derece manidardır. Imdb kayıtlarına göre Scorsese'nin filmi, ülkemizde gösterime 1980 yılında girmiştir. Yerli Taksi Şoförü ise sitemiz kayıtlarına göre 1977 yılında izleyici ile buluşmuştur.
Bir ihtimal her iki yönetmen de birbirlerinden habersiz filmlerine ayni ismi koymuşlardır. Kuvvetle muhtemel bir başka ihtimal ise, Robert De Niro'lu Taxi Driver filminin kazandığı büyük başarı ve şöhret, Şerif Gören'i etkilemiş ve biraz da ticari düşünülerek filme bu isim uygun görülmüştür.
-Alıntı-
Bir araba, bir ev, bir de sen...Vay beee!
dese de yine de "Sadakatsizlik" ile karşılaşacaktır.
Devlet Kuşu filminde Serpil Çakmaklı burada da Banu Alkan ne kadar da masum gözüküyorlar. Papatya gibiler... Sonrası tu kaka!