Sayfa 3/18 İlkİlk 1234513 ... SonSon
Arama sonucu : 144 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Ne olacak Bu memleketin Hali?

  1. #17
    Duhul
    Sep 2005
    İkamet
    TÜRKİYE
    Gönderi
    2,278
    Blog Yazıları
    20

    Esas

    Hans ile Günter Türklerin rakıdan ne anladıklarını merak edip bir gece meyhaneye gitmeye karar vermişler. Meyhaneden içeri girip acemi bakışlar ile etrafa baktıktan sonra, yan masa ne sipariş ettiyse aynısını sipariş edip içmeye başlamışlar.

    Birinci kadehin sonunda Hans, Günter'e sormuş:
    - Günter bir sey hissediyor musun?
    - Hayır Hans. Devam et.
    Bir süre sonra yedikleri mezelerin eşliğinde ikinci kadehe baslamışlar. Bu sefer Günter dayanamamış ve;

    - Hans, demiş. Bir şey anladın mı?
    - Hayır, devam et.
    Üçüncü kadehi de bitirdikleri sırada Hans tekrar Günter'e sormuş.
    - Ne hissediyorsun Günter?
    Günter ağır ağır gözlerini kaldırmış:
    - Ne hissettigimi boşver de Hans. Ne olacak bu Almanya'nın hali?

  2. #18
    Duhul
    Nov 2013
    İkamet
    ANKARA
    Gönderi
    3,740

    Esas

    İyi olacak üstadım iyi,
    Aslanlar gibi evlatlar yetiştiriyoruz.
    Beceriksizliğimizden kaybettiğimiz mevzileri birer birer kazanacaklar.
    Bizlerin hataları, onların kazanımları olacak.
    Ufkumuzu kaplayan kara bulutları, onların nefesi dağıtacak.

    Hayırlı olsun yeni başlık.

  3. #19
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Karadenizin yeşillikler diyarı..şehri İstanbul .
    Yaş
    59
    Gönderi
    39,562
    Blog Yazıları
    1

    Esas

     Alıntı Originally Posted by alyel Yazıyı Oku
    İyi olacak üstadım iyi,
    Aslanlar gibi evlatlar yetiştiriyoruz.
    Beceriksizliğimizden kaybettiğimiz mevzileri birer birer kazanacaklar.
    Bizlerin hataları, onların kazanımları olacak.
    Ufkumuzu kaplayan kara bulutları, onların nefesi dağıtacak.

    Hayırlı olsun yeni başlık.
    Senin, benim yetiştirdiğimiz 1-2 şer evlada karşı, onlar 4-5-6......... diye sırayla yetiştiriyorlar.

    nasıl kazanılacaksa birer birer...


    Başlık hayırlı olsun, bakalım kurtarabilecekmiyiz memleketi...

    Forum kurallarını okumak için tıklayınız
    Bunları yapmayınız okumak için tıklayınız.


    Forumun Altın Kuralı : Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır..

    Not: Forumumuzda dini ve siyasi ile futbol taraftarlığı yazıları kabul edilmiyor.

    Forumumuz yeni adresinde eski gelenek ve kurallarıyla yoluna devam edecektir. Lütfen üyelik kaydınızı yapınız:
    http://www.hisse.net/topluluk/register.php

  4. #20
    Duhul
    Nov 2013
    İkamet
    ANKARA
    Gönderi
    3,740

    Esas

     Alıntı Originally Posted by guneysu Yazıyı Oku
    Senin, benim yetiştirdiğimiz 1-2 şer evlada karşı, onlar 4-5-6......... diye sırayla yetiştiriyorlar.

    nasıl kazanılacaksa birer birer...


    Başlık hayırlı olsun, bakalım kurtarabilecekmiyiz memleketi...
    Büyük usta,
    1914-1923
    Sayıların eşitsizliğine bakılmadı.
    Bu gün hala varız.

  5. #21
    Duhul
    Jul 2010
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    9,784
    Blog Yazıları
    11

    Esas

     Alıntı Originally Posted by didim2010 Yazıyı Oku
    PKK petrolden pay istemiş !! PKK/BDP arsız metres gibi, istekleri asla bitmeyecek. Bop eşbaşkanı da doğu ve güneydoğuda bağımsız pkk devleti kurdurduktan sonra da bu güne kadar bize nasıl baktıysanız, bakmaya devam edin...! derse şaşırmayın.

    Başlık vatana millete hayırlı olsun
    Çook güzel benzetme arrsız metress
    şımarık çocuk'da diyen var, bunların ortak noktası "güvenilecek bir makam"

    Artık gündemimizin bu olması gerekirken sanıyorum "Cumhurbaşkanlığı" piyesi izleyeceğiz ...
    http://www.ilkehaber.com/yazdir/habe...klik-29315.htm

  6. #22
    Duhul
    Feb 2008
    İkamet
    Değirmendere
    Gönderi
    1,932

    Esas

     Alıntı Originally Posted by guneysu Yazıyı Oku
    Senin, benim yetiştirdiğimiz 1-2 şer evlada karşı, onlar 4-5-6......... diye sırayla yetiştiriyorlar.

    nasıl kazanılacaksa birer birer...


    Başlık hayırlı olsun, bakalım kurtarabilecekmiyiz memleketi...


    Daha yaşın ne başın ne, sen de çalış boş durma senin de 4-5 olsun gece kuşu. Başbakanın bile çalışın diyo ya.

  7. #23
    sadrazam77 Guest

    Esas

    Batı toplumunu, geldiği nokta itibariyle
    eleştiriye tutan düşünürlerin sayısı, modern
    zamanlarda giderek artmıştır. Bu düşünürlerin
    eleştirileri, öncelikle, insanın değer yargılarının,
    inanç ve umutlarının ve en azından ütopyalarının
    giderek zapturapt altına alındığına ve insani
    duyguların örselendiğine işaret ediyor. Buradan
    hareketle, bazı önemli düşünürler, değerlerden ve
    ideallerden arındırılmış olan insanın, varoluş
    açısından giderek anlamsızlaşmaya,
    yabancılaşmaya ve çözülmeye başladığını ileri
    sürmektedir. Hatta bazıları, daha da ileri
    giderek, değer yargılarının akıl dışı etkenlerin
    basit bir sonucu olduğu düşüncesine
    indirgenmesini, çağdaş uygarlığın düşünsel bir
    sapkınlığı ve bir çürüme görüngüsü olduğunu
    iddia etmektedir.

    Adorno, batı uygarlığının bilim, teknoloji
    ve ekonomik gelişme anlayışından hareketle söz konusu “gidişat”a ciddi eleştiriler yönelten
    düşünürlerin başında gelir. Ona göre, batılı
    anlayış, ahlaki ve insani sınırlardan yoksundur. Bu
    sebeple, insan hayatı tehdit altındadır. Zira değer
    ölçütleri ortadan kalkmış ve değerler, pratik
    amaçlar ve teknolojik uygulamalar alanına
    hapsedilmiştir. Modern bilim mutlaklaştırılmış ve
    yıkıcı amaçlar için kullanılır hale gelmiştir.
    Teknolojiyle birlikte insan hayatı bir makine gibi
    dakikleşmiş, kesinleşmiş ve tüm bunlar insanın
    hunharlaşmasına yol açmıştır. İnsan hareketleri,
    incelikten, düşünceli olmaktan ve edepten
    arındırılmış ve insan hareketleri nesnelerin
    amansız ve tarih dışı taleplerine bağımlı
    kılınmıştır.

    Teknolojik gelişmeyle birlikte, bunalım,
    yalnızlaşma, kişiliksizleşme, kimlik yitimi ve
    nesneleşme söz konusu olmuştur. Bu süreçte insan
    derinlikten yoksun, içeriksiz ve anlamsız bir
    varlık haline gelmiştir. Nesneleşen insan ve onun
    değerlerden yoksun düşünme gücü, her şeyi
    kavrayan “ekonomik cihaz”ın basit bir ayrıntısı
    haline gelmiştir.[5] Modern dönemde geçerli olan
    kapitalizm ve onun inşa ettiği toplumsal yapı,
    pazar ekonomisinin etkisiyle ilişkileri, sevgiyi ve
    dostluğu “şeyleştirmek” suretiyle ruhsuz bir
    toplum ortaya çıkmasına neden olmuştur.
    “Yabancılaşma” kavramı, tam da bu
    süreçte, hararetle tartışılan bir kavram olarak,
    “gidişat”ın sosyolojik, psikolojik, siyasal ve
    felsefi yorumunun ortaya konmasında yardımcı
    olabilecek bir kavram haline gelmiştir. Hatta
    “yabancılaşma”, bazı düşünürler tarafından, insan
    varoluşunun “ontolojik kaçınılmazlığı” olarak ele
    alınmış ve “insanın kendi özünden, ürününden,
    doğal ve toplumsal çevresinden koparak bizzat
    bunların egemenliği altına girmesi” şeklinde
    tanımlanmıştır. Dahası, “yabancılaşma” kavramı,
    insanı makineleştiren, metalaştıran ve sonunda
    köleleştiren rasyonalist ve teknokratik bir uygarlık biçimine karşı oluşan başkaldırının bir simgesi
    haline gelmiştir.

  8. #24
    sadrazam77 Guest

    Esas

    insanın
    yabancılaşmasını kapitalist toplumun ekonomik
    yapısıyla ilişkilendiren Fromm, modern endüstri
    toplumunda insanın, “kör ekonomik güçler”in
    objesi haline geldiğini ileri sürer. Yabancılaşmış
    insan, kendisini dünyanın merkezi, fillerinin
    yaratıcısı olarak görmemektedir. Aksine,
    modern endüstri toplumunda fiiller ve bu fiillerin
    sonuçları insana hükmetmektedir. Yabancılaşmış
    insan, hem diğer kişilerden hem de kendisinden
    kopmuştur. Kendisini kendi yaşantısının merkezi
    olarak algılamayan “yabancılaşmış” birey, aynı
    zamanda benlik duygusunu da yitirmiştir. Her
    şeyi bir tüketim ürünü haline getirmiş olan
    yabancılaşmış insan için hayat anlamsızlaşmıştır.
    Yabancılaşan insan pasif, boş, korkak ve izole
    edilmiş bir hale gelmiştir.Modern insanın
    mutluluğunun ölçüsü, “arzu edilen her şeyi
    alınabilmesi”ne indirgenmiştir. “Tüketim açlığı”
    çeken modern insan için “tüketim”, hem
    özgürlüğünün hem de mutluluğunun kaynağı
    haline gelmiştir.

    Yaşama “kâr getirmesi gereken bir
    girişim” olarak bakan yabancılaşmış insan,
    Fromm’a göre, yaşamın yaşanmaya değer olup
    olmadığı gibi ciddi bir soruya cevap vermek
    durumuna gelmiş bulunmaktadır. Dahası,
    toplumla “uyum” içinde yaşayan, işini
    benimsemiş ve "mutlu bir robot" haline gelmiş
    yabancılaşan insan, bilinmeyen ve görünmeyen
    bir otoriteye itaat etmekte ve denetleyemediği
    yasaların yönetimi altında yaşam sürmektedir. Bu,
    tamamen, insanın denetiminden çıkmış ve
    yabancılaşmış bir yaşamdır.
    Fromm yabancılaşma sorununu ele alırken
    özgürlük konusuna da değinir. Fromm’a göre,
    modern insan yapay bir özgürlüğe sahiptir ve
    yapay bir kişiliğe bürünmüş durumdadır. İnsanın
    yaptığı seçim de yapay bir seçimdir aslında.
    İnsana kendi dışındaki güçler tarafından önerilen
    ürünler arasında bir seçim yapması uygun
    görülmekte ve insan da, trajik bir biçimde,
    seçimini bilinçli olarak kendisinin yaptığına
    inanmaktadır.

    Fromm, insanın, kendini bir putperest
    haline getiren yabancılaşmadan insani bir içeriğe
    sahip olan sevgi aracılığıyla kurtulacağını ileri
    sürer.

Sayfa 3/18 İlkİlk 1234513 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •