Buraya kadar okey.. geride belirttiğim gibi " Yıl 2020 " senaryomu yazdım ben kendimce.. tutar tutmaz..
Kapanadze'nin beleş elektrik üreten Kapagen Jeneratörü ile ilgili bir takım şüpheleriniz olduğundan hiç şüphem yok..
Şimdi de biraz teknoloji haberlerine bakalım..
2017'ye kadar 46 bin elektrikli yolda
Araştırma ve danışmanlık grubu Frost & Sullivan tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'de 2017 yılına kadar 46 bin elektrikli aracın karayollarına çıkacağı ve elektrikli araçlara şarj altyapısı sağlamak için 50 binin üzerinde şarj noktasının kurulacağı ifade edildi. Frost & Sullivan'ın 'Türkiye'de Otomotiv Endüstrisinin 360 Derece CEO Perspektifi' başlıklı raporuna göre 2015 yılından önce iç pazarda yıllık hafif araç satış hacminin bir milyona, yıllık üretim hacminin ise 2020 yılında 1.5 milyona ulaşacağı beklentisine yer verildi.
110 milyon araç
Türkiye otomotiv pazarının, Hindistan, Çin, Brezilya, Güney Afrika pazarları gibi doygunluktan uzak bir konumda bulunduğu dile getirilen raporda, Türkiye'ye il bazında bakıldığında İstanbul, Ankara, İzmi gibi büyük şehirlerin ardından Konya, Gaziantep, Şanlıurfa gibi şehirlerin pazar potansiyeline işaret edildi.
2010 yılında dünya genelinde 70.7 milyon araç satıldığı belirtilen raporda, bu rakamın 2020 yılında 110 milyona ulaşacağı ifade edildi. Türkiye'nin payına düşen araç sayısının ise 1.3 milyon seviyesinde olacağı kaydedildi.
Elektrikli Araç Teknolojisinde Kablosuz Şarj
Geleceğin enerji politikalarına yön verecek teknolojilerden biri olan elektrikli araçlar gün geçtikçe hayatımıza daha etkin bir şekilde entegre olmaya başladı. Akaryakıtla çalışan araçların devrinin kapanmaya başladığı bu günlerde elektrikle çalışan araçlara hizmet verecek birçok çalışma yapılmaktadır. Bu araçlar için en önemli sorun teşkil eden şarj istasyonlarının yapılmasıdır. Her geçen gün ülkemizde de istasyonlar için adımlar atılmakta ve çalışmalara başlanmaktadır.
Çalışmaların başında ise Uluslararası Elektrik Komitesi (IEC) tarafında standartlaştırılmak üzere şarj fişi gelmektedir. Bu çalışma Almanya'da üretilmiş bir aracın Türkiye'de de şarj edilebilmesi bu sisteme en iyi örnek olabilir.
Elektriğin büyük bir enerji kaynağı olmasının yanısıra büyük tehlikelere de yol açabileceği aşikardır. Topraklama, kaçak akım, aşırı akım gibi sorunlar nedeniyle büyük tehlikeler meydana gelebilir.
Acaba hiç şarj sistemiyle temas etmeden, fişlerle uğraşmadan aracımızı şarj etmenin bir yolu olabilir mi? Bu düşünceden yola çıkan HalolPT adında bir İngiliz şirketi, elektrikli araçların şarj edilebilmesi için demo bir kablosuz araç şarj teknolojisi geliştirdi.
Teknolojinin temelinde aracın alt kısmında ve park alanında bulunan özel iletken pedler yatmaktadır. Bu pedler aynı hizaya geldiğinde elektromanyetik iletim sayesinde şarj olmaktadır.
Şirket tarafından yapılan açıklamada; sürücünün yapması gerek tek şey pedleri araç içinde bulunan göstergelerle birbirine hizalamak ve aracın şarj olduğunu unutmak.
Tehlikelere ve yangınlara dur diyen bu sistem hepimizin ilgisini az çok çekmiştir. Aslında araçların şarj fişlerinde kurtluması bir yana, şehir düzenlenmesi ve görselliği açısınından büyük ses getirebilecek bir teknoloji olacağı kesindir.
Ancak şöyle bir durumda ortaya çıkıyor ki, önemsenmeyecek kadar büyük bir sorun; milyonlarca aracın bulunduğu dünyada bir o kadarda şarj padlerimi olacak. Şirket tarafından araçların durdurulup bu şarj edilmesine gerek kalmadan ana yollarada, trafiğin yoğun olduğu caddelerde yol boyunca şerit padler yapılarak aracın hareket halinde şar edilebilmesi yönünde bir fikirde ortaya atıldı. Ancak uzun vade de kendini amorti edecek bu yatırım, elektrikli araçların yarattığı heyecanla dikkate alınabilir.
Bataryanın Hızlı Sarj Olmasını Sağlayan Algoritma
ABD’li bilim adamları, lityum-iyon bataryaların iki kat daha hızlı şarj olmalarını ve üretim maliyetini yüzde 25 oranında azaltacak sağlayacak son derece karmaşık algoritmalar geliştirmeyi başardı. Yapılan deneylerde bataryalar sadece 15 dakika içinde şarj edildiği gözlemlendi.Bataryalarda yürütülen yeni testler başarılı olursa, lityum-iyon bataryalarda bir devrim yaşanabilir.
Hükümetin sağladığı 9.6 milyon dolarlık bağışla yürütülen araştırmalarda, California Üniversitesi’ne bağlı Jacobs Mühendislik Okulu’ndaki araştırmacılar, teknoloji dünyasına çok büyük katkısı olabilecek bir atılım gerçekleştirdi.
ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı ARPA-E araştırma kurumu, otomotiv parçaları tedarik eden Bosch ve batarya üreticisi Cobasys’in destek verdiği projede, bataryaların etkinliğini artıracak algoritma geliştirilmesi amaçlandı.
Jacobs Mühendislik Okulu’nun Mekanik ve Uzay-Havacılık Mühendisliği Bölümü’nde görevli olan profesör Miroslav Krstic ve Dr. Scott Moura, proje kapsamındaki paranın 460 bin dolarıyla yürüttükleri projede önemli bir başarı elde etti.
Krstic, “Matematik modellerine dayanan, geliştirilmiş tahmin algoritmaları sayeasinde, bataryalar çok daha hızlı şarj olacak ve elektrik motorlarda çok daha güçlü çalışacak... Bu teknoloji, insanların fiziksel olarak karşılarında görecekleri ürünlere dönüşecek” dedi.
Elektrikli motor kullanan otomobillerde de kullanılacak olan teknoji, bu kapsamda lityum-iyon bataryaların çok daha güçlü kılınması adına ilk kez denenen bir yöntem olmasıyla dikkat çekiyor. Krstic ve Moura, kendine has olan yöntemlerinde, voltajı ve akımı denetlemek yerine, lityum-iyon bataryanın içinde fiziksel olarak ne olup bittiğini tahmin edebilen karmaşık algoritmalar geliştirdi. Krstic, “Elektrokimyasal seviyede, bataryanın şarj durumu hakkındaki bilgiyi bize sunabilecek spesifik algoritmaya sahibiz” dedi.
Mevcut Teknoloji Tarih Olabilir
Elektronik üreticileri, bataryalarının durumu ve sağlığını denetleyebilmek için genelde voltaj ve akımı kontrol ediyor. Ancak Krstic, bu yöntemin çok ‘ham’ bir önlem olduğunu savunuyor. Krstic, “Geleneksel denetleme yöntemleri, çözüm olarak gereğinden fazla büyük ve maliyetli bataryalar üretilmesine neden oluyor” ifadesini kullandı.
Gücü ve ömrü daha uzun olması için boyutları büyüyen bataryaların, şarj etmesi de çok daha uzun sürüyor. Toyota, bataryalarının şarj süresinde neden olduğu endişelerden dolayı, tamamen elektrikle çalışan ikinci otomobili eQ’nun kitle üretimini iptal etmişti.
Silindir şeklinde olan ve birbirine sarılmış üç katmandan oluşan lityum-iyon piller ise çok daha yüksek bir performansa sahip. İlk katman anot (+), üçüncü katman katotu (-) temsil ederken, ara katman bu iki kutbu birbirinen ayırıyor. Batarya tamamen şarj olduğunda, lityum iyonlar anot da depolanıyor. Batarya, iyonların anottan katota hareket etme eğilimi göstereceği şekilde tasarlanıyor. Böylece, batarya bağlı olduğu cihaza, çalıştığı esnada enerji sağlıyor.
Bataryanın düzgün bir şekilde çalıştığını kontrol edebilmek için anottaki iyonların nerede bulunduğunu bilmek gerekiyor. Ancak gelişmiş donanımlara rağmen bunu tespit etmesi oldukça zor. Çünkü iyonlar genelde anot içindeki düzensiz parçacıkların içinde yer alıyor.
Moura, “Bataryada sadece voltaja bakarak parçacıkların yükünü tespit etmek, sinema salonu girişindeki biletçinin, izleyicilerin teker teker yerlerine oturmalarını kontrol etmesine benzyor” ifadesini kullandı. Bu örnekte, iyonlar koltuklara giden seyirciler olurken, parçacıklar da koltukları temsil ediyor.
Matematik Ve Elektrokimya
Geleneksel yöntemlere kıyasla, Krstic ve Moura’nın geliştirdiği kontrol algoritmaları çok daha gelişmiş bir denetleme imkanı ortaya koyuyor. Sinema salonu, kapasitesi yettiği noktaya kadar çok daha etkin bir şekilde doluyor.
Geliştirilen model aynı zamanda, zamanla bataryanın ömrünün nasıl değiştiğini, kısaca sinema salonunda değiştirilmesi gereken koltukları da ortaya çıkarıyor.
İki bilim insanı, algoritma alanında elde ettikleri başarının ardından, Bosch ve Cobays’de kendilerine sunulacak gelişmiş deney ortamlarında testler gerçekleştirecek. Testlerde, bataryadaki şarj dağılımını gözlemleyecekler. Buna dayanarak, bataryanın ömrünü tahmin edecekler. İki araştırmacı en son olarak, şarj etme ve şarj bitme süreleri için optimal oranları ayarlamaya çalışacak.
Algoritmalarını elektrikli araçların motorlarında test edecek ve elde edilen performans verilerini geleneksel elektrikli motorlarla kıyaslayacak olan Moura ve Krstic, maksimum performans ile şarj edilecek ve kullanılacak bataryaların formülünü geliştirmeyi umuyor.
Moura, “Bu kritik durumları doğrudan gözlemliyoruz... Bu bize, bataryaya zarar vermeden limitini ölçme şansı veriyor” ifadesini kullandı.