Anket Sonuçlarını Gör: Filimi izlediniz ya da en azından fragmana baktınız. Yorumunuz?

Oylayan
4. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • İlgilenmiyorum.

    0 0%
  • İzledim ve beğenmedim. Zaman kaybı... Tavsiye etmiyorum.

    1 25.00%
  • İzleseniz de olur, izlemeseniz de!

    1 25.00%
  • İzledim ama fikrim yok!

    0 0%
  • Beğendim, en azından arşivde durmalı.

    0 0%
  • Çok beğendim, herkes izlemeli, tavsiye ediyorum.

    2 50.00%
  • Ekrana babam çıksa izlerim Cimcirik :P

    0 0%
Sayfa 4/6 İlkİlk ... 23456 SonSon
Arama sonucu : 44 madde; 25 - 32 arası.

Konu: Sadakatsiz - Unfaithful (2002)

  1. #25
    Duhul
    Oct 2009
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    11,394

    Esas

     Alıntı Originally Posted by i-ked Yazıyı Oku
    "Sadakat" konusunda ne düşünüyorsunuz?

    Aralarında bir öncelik var mıdır? Bunları içeren birkaç hikaye anımsıyorum. Benim sadakatsizim de anlatmıştı. Güya sevgiyi içeri alırsak, diğerleri de takip edermiş... Hani?

    A) Sevgi
    B) Saygı
    C) Sadakat
    D) Hepsi
    E) Cimcirik Hiçbiri!
    oyumu verdim yukarıda.
    bir kişiye takılıp hayatta patinaj çekmeyiniz bu kadar.
    bu ara yalan, dolan ve iftiraya taktım.
    bir de kopyacı öğrencilerim var...
    saygılar.

  2. Esas

     Alıntı Originally Posted by i-ked Yazıyı Oku



    Filmdeki "Sadakatsizlik" nerede? Eleman kendisine sadakatsiz... Bilgisayarı ile yatağındaki tek gecelik ilişkilerini aldatıyor, tuhaf!

    Haftasonu bende izledim ve çok güldüm.. Muhalefet etmek gibi olmasın ama filmdeki adamın aldatmaya takati yok bence... Aşırı porno izlemekten beyni körelmiş ve tembelleşmiş.. Kendi kendine fantezi bile kuramıyor, hissedemiyor.. Görsellik boyutuna indirgemiş herşeyi.. Kelimenin tek anlamıyla aciz birini gördüm Buna aldatmak demem ben şahsen

    Yine de teşekkürler eğlendim gerçekten..

  3. Esas

    Birazda yapıcı olmak lazım.. Terapi gibi bir oyun.. Keramet oyunda mıdır yoksa çiftlerde midir bilemem ama bu oyunu izleyen her kavgalı çiftin salondan elele ayrıldığı söyleniyor

    Herkesin Bildiği Sırlar

    Evlilik kurumu tartışması gibi gözüken ama aslında herkesin kendini tartıştığı, yaşadığı toplumu yargıladığı ve cevapsız soruların içinde boğulduğu bir dünya. Adı üstünde Herkesin Bildiği Sırlar. ..

    http://www.devtiyatro.gov.tr/program...i-sirlar1.html

    İzmeyi çok istemiştim lakin gittiğim gün oyunculardan biri hastalanmış.. Yerine başka bir oyun izlemek zorunda kaldım.. Bir daha ki sefere inşallah

    Arası limoni olan çiftlere şiddetle tavsiye olunur... Olmayanlara da

  4. #28
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas Her (2014)

    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  5. #29
    Duhul
    Jan 2013
    İkamet
    istanbul
    Gönderi
    1,792

    Esas

    sevgili arkadaşım,
    yazıların hepsini okudum
    senin adına üzüldüm, bu kadar kendini kaptırıp mahvettiğin için
    hayatının bu kadar merkezi haline getirme
    sana şöyle söyleyeyim, çocukların bile birgün seni terk edebilir,
    ki onlar senin kanından,
    hayatta hiçbirşeyi bu kadar garipseme ki kolay kabullenebilesin
    yoksa çok basite ve bir tek kişi/şey üzerine indirgersin yaşamı
    bunu yapma, sana da yazık

    bence saygı değil
    saygı duyduğun her kişiyi sevmek durumunda değilsin

    bence sadakat da değil,
    sadık olduğun kişiye saygı duymayabilirsin
    senin bunca yaşadığın şeyden sonra sana dönse, sen ona tekrar sadık olabilirsin ama sana çektirdiklerinden dolayı saygı duymayabilirsin

    bence sevgi
    sevdiğin kişiye "sen" sadık olursun ve saygı da duyarsın

    bu arada ankette, "henüz izlemedim" seçeneğini göremedim

     Alıntı Originally Posted by i-ked Yazıyı Oku

    "Sadakat" konusunda ne düşünüyorsunuz?

    S3 (Sevgi, Saygı, Sadakat): Aralarında bir öncelik var mıdır? Bunları içeren birkaç hikaye anımsıyorum. Benim sadakatsizim de anlatmıştı. Güya sevgiyi içeri alırsak, diğerleri de takip edermiş... Hani?

    A) Sevgi
    B) Saygı
    C) Sadakat
    D) Hepsi
    E) Cimcirik Hiçbiri!

  6. #30
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

    İlgilenmiyorum

    seçeneği var.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  7. #31
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas Su ve Ateş (2013)



    Özet & detaylar


    Dil eğitimi için Londra'ya giden ve eğitimi bittikten sonra da orada yaşamaya devam eden Yağmur, Kemal'le tesadüf eseri bir uçakta karşılaşır ve tesadüfler peşlerini bırakmaz.

    Yağmur, çok az tanıdığı ve gizemli bir yönü olduğuna inandığı Kemal'e aşık olmuştur ve aralarında bir ilişki başlar. Hayatına giren diğer adamlardan farklı olan Kemal'in ise Yağmur'dan sakladığı çok büyük sırlar vardır.

    Londra'da rüya gibi günler geçiren çiftin, bugünleri kısa sürede geride kalacaktır. Asıl adı Haşmet olan Kemal, büyük bir aşiret hesaplaşması ve kan davasının içerisindedir. İki aşiretin, kanı karşılıklı olarak durdurması da tamamen Haşmet'e bağlıdır.

    Yağmur'u da içine sürükleyecek karanlık olaylar ise kapıdadır...

    Yapımı Avşar Film ve DNZ Film ortaklığında gerçekleştirilen projenin başrollerini Yasemin Allen ve Özcan Deniz paylaşırken, yönetmen koltuğunda yine Özcan Deniz oturuyor.




    Doğu ve Batının, Güneş ve Ayın, Su ve Ateşin masalıdır bu aşk…

    15 Kasım 2013'te gösterime giren filmin galası bir gün öncesinde İstanbul Trump Towers'da yapıldı.




    Sadakatsizlik!

    Binlerce insanın huzuru için birbirini çok seven ve diğeri bilmese de biri hamile olan 2 kişinin ayrılıp, erkeğin kan davası sürmesin diye 3. biri ile evlenmesi durumudur.

    Öyle ya da böyle sadakatsizlik oluyor.

    Kötü bir durum... Hiçbirinin yerinde olmak istemezdim.

    Bana hissettirdikleri İncir Reçeli'ndeki yaşananlardan kitap yazılması ve G. Kore sinemasındaki tesadüfler üzerine kurulan hikayeler.

    Filmi beğendim. Film müziği de hoş. Biraz dizimsi bir havası olmuş olsa da güzeldi. IMDB puanı düşük kalmış.

    Bilmezdim (İrem Candar) - Su ve Ateş Soundtrack
    Söz ; Barış Cem Kaya
    Solist; İrem Candar
    Müzik; Özcan Deniz
    Aranjör; Yıldıray Gürgen
    Klip Yönetmeni; Özcan Deniz

    Bilmezdim bu derdin seni yolundan
    Beni solumdan edeceğini
    Bilmezdim en sessiz yanımdan
    Yağmuruna bulutlanıp temmuz gecelerinde

    Fırtınalı sabahlarda kan terleyeceğimi
    Bilmezdim çok yanlarımın
    Az yanımla yetineceğini
    Uzaklığının yakınlığım

    Yakınlığımın uzaklara gönül vereceğini
    Yoksa küs müsün bana
    Dilime ikâmet edenim

    Dargınsak eğer

    Üç günü geçeli aylar oluyor haberin olsun
    Ve burada yanık kokulu rüzgarlar çarpıyor yüzüm
    Beni soluğumdan tutuyor üşümelerim
    Boğazıma yapışmış sıtmalı kelimeler

    En yakın sağda park'a çektiler kendilerini
    Söz dinlemez oldu sözler
    Adına sır diyorlar sevmelerin
    Gürültülü harflerini sükûta izdivaç ediyorlar

    Mahrem duygularını telveye terk ediyorlar hani
    Yorulmadın mı dilimden sessiz çığlığım
    Senin yerin dağınıklığım
    Toparla kendimi..



    00:19
    Son düzenleme : i-ked; 22-02-2014 saat: 02:01.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  8. #32
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Exclamation Bakış Açısı

    Mine Yağız'ın Su ve Ateş için yorumu:

    Su ve Ateş – Film İncelemesi



    Bu benim bir Türk filmi için yazdığım ilk inceleme yazım olacak. Biliyorum bir çok da eleştiri alacak. Daha bu yazıyı yayınlamadan önce bile “o filmi mi inceleyeceksin” tarzı tepkiler aldım. Bu tarz yorumları anlayabiliyorum. Çünkü ben de bir çok insan gibi Türk sinemasının henüz Hollywood seviyesine gelmediğini düşünüyorum. Ancak bu tarz projeleri kişi odaklı eleştirmemeliyiz diye düşünüyorum. Özcan Deniz bu ünlüler dünyasına müzik sektörü ile girdiğinde ilk önce müziği aklına gelir. Müzik kariyeri ile benim de zevkime dahil olduğunu söyleyemem ancak kabul etmem gereken bir nokta var ki Özcan Deniz’in her filmi yapımcılık açısından ileri gidiyor. İzleyiciler konuyu eleştirir. “Çok duygusaldı” der, bazen “çok ağladım” der kimi zaman da “çok sıkıcıydı baydı” der. Ama tüm bu yorumlar hikayeyle ilgilidir. Benim değinmek istediğim nokta ise biraz daha teknik.


    Ben de sinema konusunda bir uzman değilim. Ancak yalnızca konusundan ötesiyle ilgilenen biri olarak söylemek istedim ki oyuncu seçimleri, kostümler, mekanlar, kullanılan müzikler ve kamera açıları, ışık, ses her açıdan kaliteli bir filmdi. Filmi izleyenler anlayacaktır Haşmet ve Yağmur karakteri ilk çıkmaya başladığında bir kaç dakika boyunca müzikli bir klip halinde 4 mevsim yaşadıkları Londra anılarını izledik. Bu anıların geçişinde kullanılan mekanlar, kamera açıları her şeyi fazlasıyla estetikti. Zaten izlerken sizi içine çeken bir hava var. Benim Londra ve İngiltere ilgimden midir bilmiyorum ama filmi izlerken bir çok kişinin o an Londra’da olmak istediğini hissettim.


    Bir çok kişi gibi yine ben de Özcan Deniz’in yine benzer türde olan önceki filmi Evim Sensin ile karşılaştırdım bu filmi. Evim Sensin biraz da konusu gereği daha ağlamaklı bir filmdi. Çünkü gerçekten umutsuz ve üzücü bir hastalığı konu alıyordu. Filmde en az aşk kadar bu hastalık vakası da üzüyordu sizi. Ancak Su ve Ateş’de iki insanın hayatları arasındaki uyuşmazlığa rağmen nasıl sürekli yollarının kesiştiği üzerine bir hikaye sizi duygulandırıyor. Beni hüngür hüngür ağlattı mı? Hayır. Ancak gözlerimin bazen mutluluktan bazen üzüntüden dolduğu anlar oldu tabi. Bence her şey dozundaydı.


    Bazı sahnelerde kullanılan özlü sözlerin kabak tadı verdiğini söyleyebilirim. Mesela “sevdiğini bırak, dönerse senindir. Dönmezse hiç senin olmamıştır” gerçekten anlamlı ve çok doğru bir söz. Filmin konusuna da çok uyuyordu. İyi bir seçimdi. Ancak bunun gibi internet üzerinde makara konusu olmuş bir sözü kullanmak bence doğru değildi. Bu söz ne kadar doğru olsa da filmde geçtiği anda salonda bir gülüşme oluştu. Çünkü artık herkes için bir alay anlamı taşıyordu.


    Bunun dışında filmin hikayesi ve anlatılış tarzı bana Sarah Jio’nun romanlarını hatırlattı. Mart Menekşeleri ve Yağmur Sonrası kitaplarında anlattığı sonu bazen mutlu bazen acı biten aşk hikayelerini. Yolları bir şekilde ayrılan bazen birleşen bazen hep yarım kalan aşk hikayelerini. Çekmecede bulunan eski bir günlük, bazen anlatılan eski bir hikaye. Eğer Özcan Deniz bu türde yeni bir filmle daha karşımıza çıkarsa umarım Su ve Ateş’in bir tık ötesine geçebilir. Eğer her filmde kaliteyi biraz daha yükseltirse bir süre sonra gerçekten kalıcı olacak filmler yapabileceğini ve romantik film dalında bizi belki de Hollywood seviyesine getirebileceğini düşünüyorum. Çünkü bu ülke gereksiz acıtasyonlar, damar laflar ve acıklı fon müzikleri ile sadece ağlatmayı amaç edinmiş aşk filmlerinden çok sıkıldı.

    09:19
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



Sayfa 4/6 İlkİlk ... 23456 SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •