|
|
Konuyla ilgili Türkçe bir belgesel:
Daha yaşanılabilr bir dünya, toprak ve su kaynaklarının korunması konusunda yapılmış mükemmel bir çalışma.
Greening the desert videosu, dünyanın en kötü tarımsal senaryolarından birinde, Ürdün’de çölleşmiş bir arazide Geoff Lawton ve yerlilerin yaptığı permakültür uygulamalarını ve sonuçlarını anlatıyor. Permakültürün çevreyi ve yaşamlarımızı nasıl değiştirebileceğine dair güzel bir örnek görmek için videonun 5 dakikalık bölümünü aşağıda izleyebilirsiniz.
http://permacultureturkey.org/category/su/su-hasadi/
Sevgili Yağmur o sayfa her nasılsa sansüre uğradığı için açılmıyor olabilir. Ben o videoyu defalarca izledim. Şimdi denedim gene açılıyor.
Bilgisayarınızın DNS ayaralarını değiştirerek girmeyi deneyin. Konuyla ilgili youtubede de bazı görüntüler var, ancak yayınladığım görüntüler oldukça özel, özel olduğu kadar gerçekten önemli konuları işliyor.
http://www.youtube.com/results?searc....0.V_a_JwBJjb8
Yeraltı suyunda sınırlama!
Hasan DÖNMEZ/KONYA,(DHA)
JEOLOJİ Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Doç.Dr. Fettulah Arık, yeraltı suyu kayıplarını önlemek için geçen yıl çıkan 6111 sayılı Torba Yasa kapsamında, yeraltı suyu kullanımında sınırlama getirildiğini ve bu nedenle ruhsatlı her kuyuya ölçüm cihazı takılacağını kaydetti. 2013 yılı şubat ayına kadar herkesin ölçüm cihazı taktırması gerektiğini kaydeden Doç.Dr. Arık, kuyu sahiplerinin yıllık 200 ton su tüketme hakkının olduğunu, miktarı aşanlara ise cezai işlem uygulanacağını söyledi.
Doç.Dr. Fettulah Arık, Konya ovasındaki yağışların bu yıl yeterli düzeyde olmadığını belirtti. Uzun yıllar ortalamasında bakıldığında metrekareye 32 kilo yağışın düştüğünü hatırlatan Doç.Dr. Arık, ama bu yıl metrekareye 17.5 kilo yağışın düştüğünü kaydetti. Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde’yi kapsayan Konya Kapalı Havzası’ndaki yağış ortalamasının da bu yıl metrekareye 14 kilo olduğunu ifade eden Doç.Dr. Arık, bu oranında Türkiye ortalamasının yarısı olduğunu belirtti.
YAĞIŞ YETERSİZLİĞİ KURAKLIĞA NEDEN OLDU
Yağış yetersizliğinden dolayı kuraklıkların meydana geldiğini vurgulayan Doç.Dr. Fettulah Arık, şunları söyledi:
”Özellikle haziran ve temmuz aylarında yağış azlığı nedeniyle yüzey sularında beslenme azalmış, buharlaşma artmış, bazı sulak alanlarımızın daralmasına, bazıların da kurumasına yol açmıştır. Örneğin Akşehir, Eber, Çavuşlu Gölü’nde daralmalar hatta göl yüzeyinde kaybolmalar söz konusu iken Beyşehir Gölü’nde nispi genişlemeler söz konusudur. Önceki yıllara göre, yağışların uzun yıllar ortalamasından az olması, sıcaklıkların yüksek olması, buharlaşma, yüzey alanda bitkilerin terlemesi aşırı su kaybına neden olmuştur. Bunların neticesin de ise yer altı sularındaki kullanım miktarı artmıştır.”
YERALTI SUYU TÜKETİMİNDE SINIRLAMA
Yeraltı suyu kullanımının artmasıyla, su seviyisinin azaldığına dikkat çeken Doç.Dr. Fettulah Arık, yeraltı suyu kayıplarını önlemek için geçen yıl çıkan 6111 sayılı Torba Yasa kapsamında, 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun’un 10’uncu maddesine ekleme yapılarak yeraltı suyu kullanımında sınırlama getirildiğini ve bu nedenle ruhsatlı her kuyuya ölçüm cihazı takılacağını kaydetti.
2013 yılı şubat ayına kadar herkesin ölçüm cihazı taktırması gerektiğini kaydeden Doç.Dr. Arık, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Cihazlar sayesinde kuyu sahipleri yıllık 200 ton su tüketme hakkına sahip. Miktarı aşanlara ise cezai işlem uygulanacak. Bu nedenle ruhsatlı kuyuya sahip vatandaşlarımız, mutlaka kuyularının ruhsatlarını yenileyip ölçüm cihazı taktırmalı. Ruhsatı olmayanlarda ruhsat almalıdır. Konya Kapalı Havzası’nda yaklaşık 70 bini ruhsatsız 100 bin kuyu bulunmaktadır.”
Yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınmasının ülkemizin geleceği açısından önemli olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Fettulah Arık, ”Tarım sektöründekiler yıllık 200 ton su kullanımının yeterli olmayacağını, hatta buğday tarımı için bile yeterli olmayacağını ifade etmişlerdi. Ancak yeraltı suları ortak değerimiz. Dolayısıyla nasıl ki, bir maden yatağını işletebilmek için çeşitli izinler ruhsatlar alınması gerekiyorsa, yeraltı suların da işletilebilmesi için gelecek nesillere biraz daha su kaynağı bırakabilmemiz için bunu kontrollü kullanımı yapılması gerekiyor. Bu yüzden vatandaşların modern sulama yöntemlerine mutlaka geçmeleri gerekiyor. Modern sulama yöntemleri dediğimiz damlama ya da yağmurlama sulama için de teşviklerin vatandaşlarımıza etkin bir biçimde verilmesi gerekiyor. Modern sulama yöntemlerine geçildikten sonra, hem ürün verimini, hem de su tasarrufunda ciddi kazançlar sağlandığı görülmüştür” diye konuştu.
http://haber.gazetevatan.com/yeralti...470179/7/Yasam
===============
Yukarıda yıllık 200 ton su kullanılacak kelimesi hatalı olmalı. Bu rakam bir dönüm tarım arazisinin yıllık sulama suyu ihtiyacının üçte birinin ihtiyacını bile karşılamaktan uzak bir miktar. O rakam düzeltilmeli.
Haberin asıl yönüne gelirsek:
Konya ovasında bir yılda toprağa düşen yağışın yeraltına sızan miktarının en az 250 katı su kullanılıyor.
Peki bu 250 kat su nereden geliyor? Burada hangi su kullanılıyor?
Söyleyelim: Yeraltında binlerce yıldır biriken, atalarımızdan bize miras kalan şimdilik emanetçisi olduğumuz ihtiyacımız kadarını kullanıp bizden sonraki nesillere miras bırakmamız gereken depolanmış su kullanılıyor.
Peki biz napıyoruz?
Yaptığımız şu: Doymak bilmez bir iştahla bu suyu tüketiyor, gelecek nesillere ihanet ediyoruz. Gelecekte çocuklarımız, torunlarımız susuz kalacaklar, gıdasız kalacaklar.
Demek ki yeraltındaki su üzerindeki tarla sahibinin değildir. madenler gibi toplumun ortak malı hatta gelecek nesillerin malıdır. Bu nedenle su kullanımı konusunda çok katı kurallar konulmalı ve bu kurallar titizlikle uygulanmalıdır.
Su kaynaklarımızı koruyalım