Sayfa 5/5 İlkİlk ... 345
Arama sonucu : 35 madde; 33 - 35 arası.

Konu: Yunus Emre

  1. #33

    Esas

    Sabah mezarlığa vardım,
    Baktım herkes ölmüş yatar,
    Her biri çâresiz olup,
    Ömrünü yitirmiş yatar..

    Yunus Emre

  2. #34

    Esas

    Çalış, kazan, ye yedir; bir gönül ele getir
    Yüz kabeden yeğrektir bir gönül ziyareti...

    (Yunus Emre)

  3. #35
    Duhul
    Nov 2010
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    295

    Esas



    Biliriz Seni Yalan Dünyasın
    Salih Zeki Meriç
    2011 - Aralık, Sayı: 310, Sayfa: 058
    Kim doydu sana ey dünya! Kim senin karşında dik durabildi? Kim usandı sunduğun acılardan? Kime kaldın? Kimi bâki kıldın?

    Ey dünya! Her gün içindekilere sahte gülücükler sunmuyor musun? Her defa giden biz, kalan sen olmuyor musun? Sen gidenlerin arkasından ağladın mı ey dünya? Ama senden gidenlere herkes ağladı. Seni terk edenlerden kimi sevindi, kimi üzüldü.

    Öyle ise neden bağlanalım sana. Neden senin huzur diye sunduğun elemlere razı olalım. Senin sunduğun mutluluk ebedi değil ki!

    Sen değil misin Meliklere yar olmayan?

    Sen değil misin sarayları harabeye çeviren?

    Sen değil misin sana bağlanana hep dert ve keder veren…

    Ey dünya, sana gelen de ağlıyor, senden giden de. Seni sevenler sonunda sensiz bir âleme göçüyor. Seni ve senin tatlı vaatlerini bırakmak varken, neden senin elemlerine razı olalım.

    Sen, sana kıymet verenlere vefalı olmadın ki, senden uzak duranlara vefa gösteresin. Biliriz, sen ancak yalancı bir dünyasın. Dosta yar olmayan, muhabbete yer olmayan bir dünyasın.

    Yunus ne güzel söyler:

    Bilirim seni yalan dünyasın,

    Evliyaları alan dünyasın.

    Ey dünya! Çok alımlısın, cilvelisin. Bin bir türlü nazın, işven ar. Seni yar sananlar kızgın çöllerde su arar gibi sarıldılar sana. Senden muhabbet umanlar, kurumuş bir gül yaprağı gibi soldular. Kalbini sana verenler bin türlü hastalığa duçar oldular. Senden kaçamadılar. Güler yüzün hep gülecek sandılar. Oysa senin o derin ve buğulu gözlerin hep aldattı sana kananları. Senden kana kana su içenler meğer zehir içmişler. Meğer bal diye sunduğun, tutsaklık şerbetiymiş. Sen, sana meftun olanların demir kafesi oldun. Sever gibi göründün. Ama hep arkandan koşturdun. Acı çektirdin. Bu gün dedin, yarın dedin. Boş umutlar verdin. Hayaller peşinde koşturdun.

    Yunusun ifadeleriyle:

    Kaçan kurtulmaz senin elinden

    Demir kafesler kıran dünyasın

    Nasıl kurutuluruz senden. Senin cilvelerinden. Senin edalarından. Sen ki, kaçanın arkasından sahte bir âşık gibi koşarsın. Tutkun edersin kendine. Sonra da terk eder derbeder edersin. Umut verirsin. Sevgiler yeşertirsin. Umutla bakan gözlere ihanet edersin. Şahin olsak ne olur, kartal olsak ne olur. Sana bağlandıktan sonra en ihtişamlı kanatlarımızı kırar gidersin. En sevdiklerimizi acımadan alırsın; annemizi, babamızı, eşimizi, yavrumuzu. Alırsın hepsini. Boş bırakırsın ellerimizi. Sarılacağımız bir umut bırakmazsın. En sevgilimizi bile alırsın. Alırsında alay edercesine yüzümüze gülersin. Derme-çatma duygularla bırakırsın bizi tek başımıza. Derdimizi anlamazsın. Yeni aldatmalara, yeni acılar yaşatmaya kanat açarsın.

    Yunusun sözleriyle:

    Sevdiğim aldın beni aldattın,

    Dönüp gülerek bakan dünyasın.

    En ihtişamlı hükümdarlar bile mesken tutamadılar seni. Hiç bitmeyecekmiş gibi kurulan saltanatlar, yeryüzünü titreten şahlar, padişahlar. Kılıcının her yanı kesen kudretli Krallar. Hani nerede? Hangisine kaldın sen. Hangisini baki kıldın. Bir saman alevi gibi yanıp söndüler hepsi. Bir var oldular, bir yok oldular. Sen yine kaldın onların arkasında. Sen kaldın ama sana da kalmaz bu ihtişam ey dünya… Sana da kalmaz bu saltanat. Sen ki, Muhammed Mustafa’yı alan dünyasın. Ümmeti yetim bırakan dünyasın. Gözyaşı seline koyan dünyasın.

    Yunusun diliyle:

    Süleyman tahtın sen viran kıldın,

    Masumlar boynun büken dünyasın.

    Senin de bir başlangıcın var. Sen de fanisin. Bir gün senin de devranın biter. Çarkın durur. Suyun tükenir. Senin de pusulan şaşırır yönünü. Sen de meçhul limanlara atarsın demirini. Sen, incittiğin bütün yüreklerin terk etmesiyle asıl yalnızlığı yaşarsın. Asıl ayrılığı ve bitmeyen firakı. Senin de dümenin dönmez olur. Kader seni de hizaya çeker. Vefasızlığını yazar bir kenara.

    Yunusun feryadıyla:

    Felek çarh vurur değirmen döner

    Onun suyunu savan dünyasın

    Sen de dönersin. Ay döner, güneş döner. Sen kendi etrafında dönersin, ama bak ay ve güneş senin etrafında döner. Kâinat döner. Yıldızlar, galaksiler, bütün semadakiler döner. Sema eder her şey. Zaman döner, insan döner. Hayat bir yerden başlar, başladığı yere döner. Her şey aslına döner. Şu âlemde dönmeyen bir şey var mı? Söz söylersin dönüp dolaşır sana döner. İyilik yaparsın sonunda o iyilik seni bulur. Kötülük yaparsın o da bir gün seni bulur.

    Sen kime ne yaptıysan hepsi bir gün sana döner. Yaşattığın acılar, boş çıkardığın umutlar, tattırdığın her ne varsa. Sen bizim düzenimizi bozsan da, bizim yuvamızı bozsan da, bir gün senin de düzenin bozulur.

    Yunusça terennümle:

    Yunus hep sema edip çarh vurur,

    Bizim çarhımız bozan dünyasın.

    Sen sahte bakışlarınla bize bakarken, biz senden kendimizi alamasak ta, sana meylimiz olsa da yine de deriz:

    Biliriz seni yalan dünyasın,

    Evliyaları alan dünyasın.

    Kaçan kurtulmaz senin elinden

    Demir kafesler kıran dünyasın.

Sayfa 5/5 İlkİlk ... 345

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •