Sayfa 53/237 İlkİlk ... 343515253545563103153 ... SonSon
Arama sonucu : 1891 madde; 417 - 424 arası.

Konu: Çelişkiler

  1. #417
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Evet yakalamışsın Sn Karadeniz özü..

    İnsana dair hemen herşeyin, her problemin, her derdin özünü.

    Özgür insan.

    Düşünen insan.

    Düşünmesine izin verilen, hatta teşvik edilen insan.

    Özgür düşünen insan.

    Bu coğrafyada, kaç kuşaktır yaşamasına, oluşmasına izin verilmeyen yaratık.

    Bu nedenle gelişmiyor demokrasimiz. Güdük kalıyor. Bazılarının istedikleri boyutta.

    Gelişmiyor bilim ve düşün dünyamız. Gelişmiyor güzel sanatlarımız, ahlak ve estetik değerlerimiz.

    At bir çelme hegemon güçlerden. At bir çelme dogmatik düşüncelerin kaynağından. At bir çelme dinsel öğretilerden.

    Tutsak kıl insanı, beynini, eylemlerini.

    Yaratıcı, başkaldıran herşeye karşı ol.

    Ez.

    Sonra düşünür gibi yap: yahu neden geriyiz biz sahi!

  2. #418
    Duhul
    Oct 2007
    İkamet
    35,5
    Yaş
    59
    Gönderi
    1,523

    Esas

    Benim de kızım o okullardan birinde,sırası geldi yazayım;

    Vermişler 100 kitaplık liste o kadar,başka seçemezsin,onların onayladığı olacak.

    Kafaları cendereye alma meraklısı bu egemen anlayış.(Her anlamda).

    Bi de mucit yarışmaları düzenleyip günü kurtarmayı becerirler milletin gözünde

    Nasıl özgür düşünsün küçücük çocuk,seçme şansını vermemiş,kullanılan dili Ağabey ancak çözer,öyle ağdalı kitaplar.İçinde birkaç suya sabuna dokanmayan var.

    Özgürce okumayan nasıl araştırmacı bir ruha sahip olur?


    Özgürce düşündüğünü söyleyemeyen ne olur? Şehirde mafya,cinsel sapık,dağda terörist yanılıyormuyum ?

    http://www.ikl.k12.tr/turk-edebiyati/

  3. #419
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Bu ülkeyi ve varlıklarını satma konusunda her yeni düzenleme sonrasında sızlayan yüreklerimizi susturmak için dost, akraba konuşuyoruz.

    "Acaba bir düşman istilası sözkonusu olsa idi bu ülkenin değerleri/varlıkları bu kadar çarçur edilebilir miydi ?" diye.

    Sanırım istila kuvvetlerinin yöneticileri bile böyle bir sorumsuzluğun hesabının bir yerde sorulabileceğinden çekinirlerdi.

    Hemen herşeyi sattılar. Adına özelleştirme dediler. (Sadakanın adını sosyal devlet koydukları gibi) Yaptıklarının bir ekonomik mantığı olup olmamasına aldırmadılar. Bir güvenlik sorunu olup olmamasına aldırmadılar. Babalar gibi sattılar.

    Adam tıkır tıkır geliri olan köprüleri, otoyolları, satmayı düşünüyor.

    Milli Piyango gibi hiçbir derdi olmayan, sadece para toplayan ve dağıtan, birçok önemli kuruma gelir payı veren bir müesseseyi bile satmayı düşünüyorlar.

    Neden dersiniz?

    Kemal Unakıtan'ın ABD de hastahane yetkilileri tarafından karşılanıp, kocaman bir beyaz limuzinle alınışını gördünüz mü?

    Bakan olmadan önce ki Unakıtan böyle bir debdebeyi sağlıyabilir miydi?

    Bir tek tesellim var.

    Öteki tarafa bir kuruş götüremiyecekler.

    Malum kefenin cebi yok.

    Bir bunu halledemediler.

    Çok şükür.

  4. #420
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    "İkisi AKP'li, biri MHP'li vekilden oluşan üç kişilik TBMM heyeti, ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama ekibiyle görüşmek üzere gittiği ABD'de, Yahudi lobileriyle de programda olmayan görüşmeler gerçekleştirdi. Sözde 'Ermeni soykırımı' yasa tasarısının gündeme gelmesi üzerine, 13 ayrı Yahudi örgütü ile jet hızıyla temas kuran heyet, Yahudi lobilerinden destek istedi. Başbakan Erdoğan'ın Davos çıkışının ardından gerçekleşen görüşmelerde, Türkiye'ye yönelik endişelerini ortaya koyan Yahudi örgütleri, 'Tasarının geçmesini ne engelleriz ne destekleriz. Nötr davranırız' mesajı verdi."
    http://www.hisse.net/forum/showthrea...67#post2968467

    Yahudilerden Davos'a ilk tepki başlığıyla verilen haberden anlıyoruz ki, Türk heyetinin görüştükleri 13 yahudi kuruluşu temsilcilerine, Erdoğan'ın Davos'ta Peres'e yaptığı ve kamuoyumuzda kahramanlık olarak algılanan davranışını açıklamaya, yumuşatmaya gayret sarfetmişler. Biz aslında sizi severiz, valla antisemitist değiliz, İspanya'dan geldiğinizde size kucak falan.

    Yahu şöyle kahraman gibi durun söylediğinizin arkasında: "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz!" "Yaşlı adamsın ama sesin çok çıkıyor!" Bu lafların tevili var mı?

    Şimdi biri çıkar da "Cart kaba kaat" deyiverirse, karizmaya yazık olmaz mı?

  5. #421
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    "VATAN okurlarından biri AKP siyasetini hicvederken, dağıtımın adaletsizliğini şu sözlerle vurguluyordu dün:

    Halka din, iman, türban;

    Kendi çocuklarına ve yandaşlarına han, hamam, tamam!

    .....

    Başbakan’a yakın iş adamlarının, “iktidar gücü nasıl kullanılırmış, görün bakın” diye övünecekleri bir başarı (!) bugünkü manşetimizi oluşturuyor.

    Dört yıl önce Eyüp’te bir arsa alıyorlar. Burayı AKP İl Merkezi yapacağız diyerek meclisten plan tadilâtı geçiriyorlar.

    Öndeki gecekondular arsanın E-5 ile bağlantısını kopardığından buradaki 12 parselin temizlenmesine sıra geliyor.

    Kamulaştırma tehdidi ile üç parselin sahibi korkutuluyor ama kalanlar satmaya razı olmayınca onların direnişini kırmak için yeşil alan satırı devreye giriyor."


    http://www10.gazetevatan.com/yazarlarbugun.asp

    Cihan Kamer var bunların içinde. Hani şu havaalanında 800.000 euro kirası olan dükkanda Başbakanının oğlu ve gelini ile, KDV si sıfırlanmış pırlanta ticareti yapan işadamı.

    Yazıktır bu ülkeye.

    Yazıktır bizlere.

    Ayıptır emeğiyle geçinmeye çalışanların alınteriyle dalga geçenlere.

    Peki bunu kim değerlendirecek, kim bu oyuna dur diyecek?

    Avantasını, torbasını alıp da hayır dua eden halk mı?

    Bilinçli olarak bağımsızlığı yok edilmiş adalet kurumumuz mu?

    Adına demokrasi denen ve en ideal sistem olarak sunulan bu alavere-dalavere rejimine hala saygısı olan kaldı mı?

    Rahatsız olanınız yok mu?
    Son düzenleme : BORA YAŞAR; 13-02-2009 saat: 12:13.

  6. #422
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Erdoğan, geçim derdiyle boğuşan halkımıza en az üç çocuk yapmalarını öneriyor ya.

    Düşündüm de haklı.

    Hani talih kuşu size de vurdu siyasete atıldınız diyelim.

    Aldığınız avantaların servetinizde yarattığı şişikliği izah etmenizde yarar sağlıyabilir çocuklar.

    Mesela, hiç denenmedi ama, oğlumun sünnetine gelen kilo kilo altınları şu kuyumcuda bozdurdum dersiniz olur biter.

    Ya da düğününde gelen takıları.

    Sonra siyasetçi olarak yaptığınızda dikkati çekecek laf edilecek ticari ortaklıklar için evlatlarınızı, gelinlerinizi kullanabilirsiniz. "Valla çocuklar ortak, burası da özgür ülke, ticaret yapmasınlar mı?" dersiniz. Herkes sus pus oluverir.


    Ne demişler?

    Allah herkese hayırlı evlat nasip etsin.
    Son düzenleme : BORA YAŞAR; 13-02-2009 saat: 12:41.

  7. #423
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    İsrail seçim sonuçlarını değerlendiren Erdoğan, Olmert için, "Alma mazumun ahını çıkar aheste aheste" buyurmuş.

    Neler de bilirmiş.

    Yetim hakkı söylemleri de var bu kesimin malum. Bayılırlar klişe laflara.

    İyi de bu laflar herkes için geçerli. Mesela ABD de deva arayan Unakıtan için de halkın bir kesimi böyle diyor.

    Konuşmayı şehvetle seven insanların sürekli doğru konuşması beklenemez.

    Çok laf yalansız çok para haramsız olmaz derler.

    "İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in, Davos'taki toplantıda sesini yükselterek konuşmasının kendisini çok rahatsız ettiğini belirten Erdoğan, 'Biz tabii orada nezaketimizi koruyarak söylediklerimizi söyledik. Sesi yükseltmektense, ben ondan çok daha yüksek sesle konuşabilirim o ayrı mesele ama nedir sesi yükseltmek mesele değil' dedi.

    Orada Peres'in sesinin yükselmesinin, bir suçluluğun ifadesi olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

    'O suçluluk içerisinde sesini yükselterek konuştu."


    Nasıl ama?

    Nezaketini koruyarak söyliyeceklerini söylemiş.

    Peki haklıysan neden ABD ye heyet gönderip 13 yahudi kuruluşuyla görüştürüp, kendini izaha uğraşıyorsun. Bu mu kahramanlık?

    Son bir not: Eğer yüksek sesle konuşmak bir suçluluk ifadesiyle, Türkiye'de en yüksek sesle konuşan belli.

  8. #424
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Sabah sabah Soner Yalçın'ı okudum. İnsanla ilgili Evrim Teorisi'ni ortaya koyan Charles Darwin'in hayatını yazmış. Güney Amerika'ya yapılan ve 4 yıl 9 ay süren bir geziye din adamı olarak katılan Darwin'in, gördükleri ve bulduklarıyla nasıl inanç değiştirdiğini anlatıyor.

    Uzun makalesinde beni asıl etkileyen husus ise şu oldu. 1800 lerde yaşayan Darwin'in hayatının ne kadar ayrıntıda verilebildiğini hayretle okudum. Anne ve baba tarafından büyük babaları, yaptıkları işler, medeni ve ekonomik durumları, Darwin'in gittiği okullarda hangi konularda hangi hocalardan hangi ayrıntıda ders aldığı vs.

    Bizim ülkemizin birçok ünlüsü hakkında biyografik makaleler okudum. Hiçbir zaman bu ayrıntıyı göremedim. Neden acaba?

    Çünki kayıt toplumu değiliz diye düşünüyorum.

    Avrupa'da kayıt konusunda dini müesseselerden başlamak üzere birçok kurum, bizde gereksiz kabul edilen, tümüyle duyarsız olduğumuz, insanı doğumdan ölüme kayıt bazında takip etmek üzere görevlendirilmişler. Soy ağacı bu nedenle çok daha kolay bir şekilde oluşturulabiliyor.

    Üzülerek söylüyorum, aile bireylerinin zaman zaman alevlenen ilgisine karşın, yok olup giden kuşaklarla giden tevatür bazlı bilgiler temelinde, bizim ülkemizde büyükbabasının babasını bilenler parmakla gösterilecek kadar azdır. Sonra masal başlar. Bazılarımızın Osmanlı dönemindeki aile bağlarını saraya uzandırmakta beis görmediği hikayeler.

    Cumhuriyetin benim de şahidi olduğum dönemlerinde ise, nüfus memurlarının bilgi ve görgüsü seviyesine emanet edilen kayıt olayı, tümüyle tavsamış, doğum taihleriyle oynanmış, isimler ve soyadları yine nüfus memurunun insafı ile cüzdanlara aktarılmıştır.

    Babam öldükten sonra çıkarılan cüzdanda seyrek rastlanan adım, memurun olsa olsa böyle olur mantığıyla "Boran" olarak kayda geçmiş, yıllar sonra 2 yumurta karşılığı nüfus cüzdanı üzerinde bir şerhle bu kez "Bora" olarak düzeltilmiştir.

    Soyadı kanunun çıktığında okumak üzere İstanbul'a giden ve bir daha dönemeyen babamın aldığı "Kızıltan" soyadı, devlette çalıştığı 8 sene boyunca kayda böyle geçmesine karşın, çok genç yaşta öldükten sonra biz evlatlarının soyadı sorgusuz sualsiz, bir memurun katkısıyla, ailenin diğer fertlerinin aldığı "Yaşar" haline dönüşebilmiştir.

    Eşimin doğum tarihi, ailesinin o dönemdeki bağnaz yaklaşımı ve nüfus memurlarının marifetli elleriyle, gerçek doğum gününe hiç bir şekilde uymayan bir şekilde büyük gösterilebilmiştir.

    Vatandaşını doğumdan ölüme takip edemeyen bir oluşuma devlet demek haksızlık değil midir?

Sayfa 53/237 İlkİlk ... 343515253545563103153 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •