Sayfa 6/6 İlkİlk ... 456
Arama sonucu : 46 madde; 41 - 46 arası.

Konu: üçkağıtçı yalancı amerika

  1. #41

    Esas

    11 eylul palavrasinin turkce videosu izlemek izleynler icin abd nin ....... yuzu
    http://www.sonsaniye.net/haber6884.htm
    veya
    http://www.youtube.com/watch?v=OuzYOWwaG_k&eurl=

  2. #42

  3. #43

    Esas

    AMERİKANIN VERGİ ÖDEDİĞİ TEK DEVLET



    Aşağıda tarih, Türk denizciliği ve Osmanlı tarihi açısından çok ilginç bir belge:

    A.B.D. bandıralı ticaret gemileri, Akdeniz de 1773 den itibaren seyretmeye başlamışlardı.


    Fakat bilhassa Akdeniz tamamıyla Osmanlı Denizcileri nin kontrolünde idi.


    Bu görevi, Cezayir Beylerbeyimize bağlı filolar sürdürüyordu. İste bu yüzden A.B.D. gemileri de, Cezayirli görevlilerle anlamsak mecburiyetinde idiler.


    Yeni kurulan A.B.D. harp gemileri ise, kendi teknelerini gemilerini korumaktan uzaktılar.


    Durumu gözden geçiren, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti, Cezayir Beylerbeyimize müracaata karar verdi.


    Yapılan müzakereler sonunda, anlaşmaya varildi ve 05 Eylül 1775 tarihinde bir anlaşma imzalandı.


    Bu anlaşmaya göre; Amerika Birleşik Devletleri, her yıl Cezayir Beylerbeyi mize 642.000 Altın Dolar ve 12.000 Osmanlı Altını vergi ödemeyi kabul ve taahhüt etti.


    Bu vergi anlaşması A.B.D. tarihinde, İngilizce dışında yabancı dille(Osmanlı Türkçesi) imzalanan tek anlaşmadır.


    Ayrıca bu anlaşma Amerika nın, tarihleri boyunca başka bir devlete vergi ödemeyi taahhüt ettikleri tek antlaşmadır.


    Anlaşma 35 sene sonra 1810 da İngiliz gemilerinindi devreye girmesiyle kendiliğinden fesholmuş.


    Anlaşma fermanları karşılıklı olarak halen İstanbul’daki Deniz Müzesinde ve Washington müzesinde bulunuyor.


    Anlaşmada ABD yi temsilen Başkan, Osmanlı’yı temsilen Padişah ve hatta sadrazam bile değil, şimdiki Vali statüsünde olan Beylerbeyinin imzası bulunuyor.


    Bu tarihi vesikayı, devletleri adına imza eden görevliler :


    George Washington (A.B.D. Başkanı) ve Hasan Paşa (Cezayir Beylerbeyi)


    Nereden nereye deyip iç geçirenler için işte bir örnek daha.

  4. #44

    Esas

    F-35'ler için hükümet alım icin karar almis..


    Asagidaki kaynak KODLARINI ALMAZSANIZ VATAN HAINISINIZ, VERMEZLERSE .. SOKSUNLAR...

    Çokta uzak olmayan bir geçmişte, modern medeniyetin beşiği avrupanın göbeğinde bir savaş çıkar. Aslında savaştan çok bir insanlık dramıdır yaşananlar. Arkalarına rusların desteğini alan sırpların ardından hırvatlarda boşnakları katletmeye girişmiştir. Ve bizim insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan avrupalılar durumu aylarca seyrettikten sonra duruma amerikanın müdahalesi ile NATO ve BM ülkeye bir barış harekatı düzenler.

    Bu harekatta italyada üslenen F-16 larımızda hırvatları etkisiz hale getirmek bombardıman uçaklarını koruma görevi yapmaktadırlar.

    Derken günlerden bir gün bir görev dönüşünde yerde hırvat birliklerinin içlerinde sivillerinde bulunduğu boşnakları çembere almak istediklerini görürler. Durumu operasyonu yöneten awacs aracılığı ile merkeze bildirirler. Gelen yanıt çok nettir: "Durum görevin kapsamı içinde olmadığından takım üsse dönmelidir"

    Diğer uçaklar üsse dönerken Türk uçuş kolu izin ister operasyon için. ABD Awacs komutanından bir kez daha sert bir red yanıtı alırlar.

    Bunun üzerine yer saldırısı için hazırlıkları olmamasına rağmen aşağıdaki insanları kurtarmak için emri dinlemezler ve geri dönüp dalışa geçerler.

    İşte o anda hepsinin kanını donduran bir şey olur ve F-16 larımızın bütün elektronik yönbulma sistemleri susar. Bizim pilotlarımız üsse dönememe riskini göze alarak sabahın alaca karanlığında yaptıkları kör uçuşla aşağıdaki hırvat kuvvatlarini vurur ve aynı şekilde kör uçuşla üsse dönerler...
    Neyse ki bu sadece bir hikaye yoksa stratejik ortağımız ABD subayları hiç
    bizim pilotlarımızı yakıtları bitip düşme riski ile karşı karşıya bırakır mı ?
    O sarapsiz.. awacs komutani'nın.... dedesi de KIZILDERILILERI soykirim icin oldururken de HIC UMURUNDA degildi...

    Bu cony lerin hesabini kesme zamani geliyor...
    bizim icin ölmek problem degil, onlar icin ahiret kavrami olmadigi icin ONEMLI... meydan bos CONY...
    Sen ve BIZ kaldik....

  5. #45

    Esas

    CIA ajanından cemiyete ziyaret
    Mersin’deki bölücü unsurlarla yaptığı gizli buluşmalarla dikkat çeken CIA ajanı ve ABD’nin Adana Konsolosu Eric Green’in yolu bu kez Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ne düştü.

    Ajan Green’den gazetecilere ziyaret
    ABD Konsolosu Green Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Green başkan Esendemir ile bir süre basına kapalı görüştü.

    Anadolu’daki ’karıştırma turu’nu tamamlayan ABD’nin Adana Konsolosu Eric Green, dün Çukurova Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti. Gneen, burada ABD Kongresi’ne sunulan sözde Ermeni soykırımıyla ilgili açıklamalarda bulundu.Green, ABD’nin, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların bir şekilde çözülmesi gerektiğine inandığını dile getirdi. “Türkiye’nin kendi geçmişine eleştirel yaklaşım sergilemesini istiyoruz” diyen Green, özellikle enerji alanında Türkiye ile ABD arasında önemli birliktelikler bulunduğunu anlattı.

    Basına kapalı
    Daha sonra Cemiyet Başkanı Cafer Esendemir ve Green bir süre basına kapalı sohbet etti. Ziyarete 2. Konsolos Andrew Wilson da katıldı. Konsolosu Eric Green, son 6 ayda Van, Elazığ, Şırnak ve Mersin’de çeşitli temaslarda bulunarak, DTP’lilerle görüşmelerde bulunmuştu.

    ************
    Bu şahis ve etrafindakiler ajanlik yapiyor... sınırdışı edilmeli...
    UYANIGIZ abd... suyun uyudugunu da, düşmanin uyumadigini da IYI BILIYORUZ...

    rüzgara karşı is yapiyorsun.... Bu cografyayi sana yedirmeyecekler..

  6. #46

    Esas

    Milliyetçilik neden yükseliyor?


    "Milliyetçilik yükseliyor" diye haykırıyordu dünkü Milliyet'teki araştırma; bir yüksek ateşi, bünyevi bir rahatsızlığı haber verir gibiydi.
    Araştırmayı yapan şirketin başkanı Adil Gür'ün yorumu önemli:
    "Etnik bir milliyetçilik değil bu; yaşanan bazı gelişmelere bağlı olarak milli refleksler yükseliyor."
    ***
    Konuyla ilgilenenlere, 20 yıldır Türkiye'de milliyetçilik konusunu inceleyen Tanıl Bora'nın yeni kitabı "Medeniyet Kaybı"nı (İletişim, 2006) tavsiye ederim.
    Tanıl'la geçen ekimde NTV'deki "Neden" programında konuşmuştuk, "milli refleks" meselesini...
    "Refleks, güdüseldir. Bu, sanıldığı kadar doğal bir refleks değil" demişti Tanıl;
    "Önceden hazırlanmış bir ideolojik zihniyet kalıbı, bir nehir yatağı var. Siyasi bir gerilimde tepkiler bu mecraya doğru akıyor."
    Nedir o zihniyet kalıbı:
    Türke Türkten başka dost olmadığı inancı...
    Her maçta hakkının yendiğine inanan takımlara özgü bir daimi mağduriyet hissi...
    12 Eylül'den beri tüm siyasi alternatifler yasaklanırken milliyetçiliğin tek ve mecburi istikamet olarak önünün açılması...
    Ali Desidero tiplemesindeki gibi, her meselenin bir bayrak önünde dillendirilmesinin dayatılması...
    ***
    Toplumsal tepkiyi bu nehir yatağına akıtan gelişmeler neler?
    Tam da Milliyet'in araştırmasında ortaya çıkan nedenler:
    AB'nin dışlayıcı tavrı, Kuzey Irak ve Kıbrıs'taki gelişmeler, bölücü-yıkıcı diye değerlendirilen siyasal talepler...
    Bize İmparatorluk mirası olan ve "Sabetaycıların gizli, iktidarı, yabancılara satılan topraklar, bölücü haritalar, sinsi misyoner faaliyetleri" gibi paranoyalardan beslenen bir dağılma-parçalanma korkusu...
    Üstüne sosyal güvenlik ağlarının çözülmesi; örgütsüzlük; yoksulluğun, eşitsizliğin, adaletsizliğin artması...
    Güvensizlik hissinin ciddi bir tehdit algısı yaratması...
    Tanıl Bora, "Bu tehdit algısının insanlarda yol açtığı yalnızlık korkusuyla milliyetçi söylemin titreşime girdiği" kanısında...
    Milliyetçilik, kaygan zeminde tutamak bulamayanlara ayağını basabileceği bir zemin ve iftiharla gösterebileceği bir kimlik sağlıyor. Hınç duygusunu boşaltıyor, acz duygusunu hafifletiyor.
    ***
    Dünkü Milliyet'te "Milliyetçilik yükseliyor" manşetinin hemen altında, Boğaz'da yol verme kavgasında magandalarca ölüme sürüklenen iki kardeşin haberi vardı.
    İki haberi birlikte değerlendirebiliriz:
    Toplumda adalet sekteye uğrayınca sokağın adaleti devreye giriyor. Bu da insanları korkuya, yılgınlığa sürüklüyor.
    "Nereye gidiyoruz" paniği kısa zamanda "Biri gelsin bu gidişe dur desin" talebine dönüşüyor. Milliyetçi soslu otorite arayışı, faşizme kapı aralıyor.
    Bu akım ancak "öteki"lere düşmanlık yayarak ayakta kalabildiği için -yine araştırmanın ortaya koyduğu gibi- azınlıklarla dayanışma sloganları reddediliyor.
    Siyasi elit de bu korkuları körükleyerek, ha bire "refleks"i şişirerek, yükselen dalganın üzerine binince milliyetçilik tırmanıyor.
    ***
    Bence araştırmanın en ilginç yanı, milliyetçi yükselişten AKP ve MHP'nin kârlı çıktığını ortaya çıkarması...
    Anadolu halkının etnik milliyetçiliğe yüz vermeyeceği bilinci ve bu tırmanışın geçici olduğu teşhisiyle alternatif politikalar geliştireceğine onlarla milliyetçilik yarışına girenlere, özellikle de CHP'ye ders olmalı bu:
    Orijinali varken insanlar niye sahtesine oy versin ki?
    *************
    Yukarida yaziyi yazan CAN DÜNDAR (diger adı JEAN dir) teşbihte hata olmazmis misali a.JEAN (ajan) diye okunur kanimca...

    Milliyet gazetesi denen bu gazetede yazmaya calisiyor. Ajan oldugundan en ufak bir suphem yok...
    Su gafillere sunu okumalarini tavsiye ediyorum:
    Amerika'da milliyetcilik ve vatanseverlikle iliskili cekilen filmlerin, filmlere orani yüzde 80...
    Amerikanin egitim sisteminde vatansever (amerikasever) diyelim onlarda milliyetcilik ruhu olmaz kanimca, cünkü milletten gelme bir olgudur milliyetcilik... Amerikanin egitim sisteminde ve genelde milliyetcilik icin ayirdigi para yüzmilyarlarca dolarla ifade ediliyor. BU BIR JEAN veya ajan dündar....
    ikincisi avrupada cogu ülkede vatansever veya milliyetcilik adi altinda egitim bakanliklarina milyarlarca EURO AYRILIYOR a.JEAN veya can dündar...
    Onlara diyecegimiz ne halt YESENIZDE, milliyetcilik ruhumuzu degistirmeye hicbir sürünüzün gücü YETMEYECEK...
    Zorunuza GIDEN DE bu... NE YAPTIYSANIZ olmadi....

    Daha durun, zamani gelince denizdenmi kacacaksiniz, yoksa havayoluyla mi kacacaksiniz bu memleketten... Onu o zaman görecegiz.
    Yaptiginiz ajanliklar ve .refsizlikler Ortaya çikinca fareler gibi delik arayacaksiniz...
    bilinki cony'niz kullanip sizi denizin ortasinda birakacak...
    Köpekbaliklarina yem olacaksiniz ya...
    "Sürüden misal" ANLADIN SEN ONU... jean dündar...

Sayfa 6/6 İlkİlk ... 456

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •