“YAKINLIK” VE “BAĞLILIK” (DOSTLUĞUN PAYLAŞILDIĞI AŞK)
Çiftlerin birbirine yoğun yakınlık hissettiği, saygı ve sevgi çerçevesi içinde her türlü duygusal ve düşünsel paylaşımın engellenmeden yaşandığı, ancak fiziksel çekimin olmadığı aşklar. Uzun yıllar evli kalıp hiç münakaşa etmeyen, dışarıdan bakıldığında resmiyet görünümünün belirleyici olduğu, dengeli ve tutarlı birliktelikler sıklıkla bu tip birlikteliklerde görülüyor.
Zamanla arzu ve fiziksel çekimin azaldığını hisseden çiftler de dostluğun paylaşıldığı aşk evrenine geçiş yapabiliyor. Bu tip durumlarda sadakatsizliklere de sıklıkla rastlanıyor. “Eşimi çok seviyorum ama artık bir şey hissetmiyorum” veya “30 sene beraberlikten sonra artık çekim hissedemiyorum” tarzı ifadelerin bulunduğu bu aşklar kimi zaman aşırı kıskançlıklara da gebedir.
Bana en çok bu uyuyor gibi... İlk görüşmelerimizde şartım İncir Reçeli'ndeki gibi "Dokunmak yok" iken zaten "O" da hiçbir zaman beni fiziksel olarak çekici bulduğunu söylemedi. Birbirimize o kadar kızsak da hiç münakaşa da etmedik. Gerçi mahkemeye verdi Neyse o ayrı konu..
Zamanla birbirimize aşık mı olduk? Net bir cevap vermek zor.
"O"?
"O" benim için bir başkasını terk ederken, daha sonra da başkası için beni terk etti. Aşık olan terk eder mi? Demek ki benden önceki ve sonrakine de benzer şekilde bakıyordu. Ya hepimize aşıktı ya da hepimizde de ilk aşkını arıyordu. Bilemiyorum.
Ben? Kendisi İLK ilişkimdi. İLK ve TEK. Kendisinde en çok sevdiğim bakışları ve komik ama ağlaması Bu belki de platonik ilgi duyduğum kişiden dolayıdır. O da güzel şiir okur ve güzel gözyaşı dökerdi.
Aşırı kıskanç davrandım. Rahatsız olmuş olmalı...
Bir şey hissetmemek!
Yan yana, diz dize, el ele, kol kola, dudak dudağa ve hatta aynı yastıkta baş başayken bile o klasik anlamda sevgilerin hissettiklerini hissetmiyordum.
Herşeye rağmen, mahkeme de dahil olmak üzere sürekli kendisine yaklaştım, iyice kopmamacasına sarılmış haldeyim.