Sayfa 116/143 İlkİlk ... 1666106114115116117118126 ... SonSon
Arama sonucu : 1143 madde; 921 - 928 arası.

Konu: Birinci Vazife

  1. #921
    Duhul
    Oct 2010
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    54
    Gönderi
    1,334

    Esas

    DEĞERLİ ATATÜRK,
    ahhhh ne yaptın ki sen...vatanımızı kurtardın , bağımsız cumhuriyeti kurdun...hür yasamımızı sana ve sılah arkadaslarına borcluyuz...acaba kurtarmasaydın neler olurdu..kendi vatanımızda kacıncı sınıf ınsan olarak vapurlarda trenlerde seyahat ederdık kimbilir...acaba kilise mi yoksa cami mi daha fazla olurdu...dile getirmek bile korkunc ama kızlarımızın kadınlarımızın namusu ne hallere duserdı...
    seni anlamıyorlar anlamıycaklar da.aslında ne kadar basit seni anlamak: iyi niyetli olsalar yeter...tekrar ediyorum: seni anlıyanların sayısı, anlamayan veya anlamak istemeyenlere karşı gun be gün artmaktadır...
    Sevgili Atam, seni ve silah arkadaşlarını saygı ve sevgıyle selamlar, cumhuriyetimizi milletimizi vatanımızı korumaya kollamaya geliştirmeye soz veririm...
    cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.
    saygılarımla....

  2. #922

    Esas

    cumhuriyetin 88 yılını kutladık acaba 89 ve 90 da sag olursak kutlayacagız ya 91 ...?
    işte burda sorgulamak lazım ..
    2012 yılı içinde yeni sivil anayasa çalışmaları olacak burda tbmm partiler ve stk oldugu kadar diger birçok kuruluş buna destek vermesi gerekiyor buraya kadar herşey güzel ve hertürk vatandaşı büyük özveri ile destekler ..
    ben başka bir mantık çalışması yapalım veya bir teori üretelim sadece bir düşünce dogru olabilir olmayabilirde .
    eskilerin bir sözü vardır görünen köy kılavuz istemez diye ..?
    herkes büyük bir özveri ile anayasa çaılşmalarıan katılacak..
    bütün konularda birçok tartışmalardan sonra kabul görecek ..
    tbmm sunumda bir ek madde konacak anayasaya başkanlık sistemi buna diger partiler karşı duracak ve destegini çekecek ..?
    meclisteki çogunlugu elinde bulunduran sivil irade bu anyasayı halka götürüp refaranduma gidecek ve %60 veya 70 kabul edecek ..
    devlet başkanlıgı sistemi geldiginde anayasada bazı degişiklikler olacak .cumhuriyet kalkabilecek ..
    eyalet sistemine geçilebilecek doguda büyük kürdistan devleti için ilk adaımlar atılabilecek tıpkı kuzey ırak yapılanması gibi bazı özerekliklerle başlayan ilerleme ençok israilin işine gelecek ve bunun en büyük planlayıcısı abd ve içerdeki destekledikleri olabilecek suriye ile türkiye arası bir şekilde bozulacak sonuçta iranı sınır olan suriyeyi ayırmak ..
    bütün bunlar olurken herkes uykuda olacak uyanınca iş işten geçmiş olacak ..
    atatürkün geçlige hitabesindeki yazıyı bir göz atalım ..?

    Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

    Ey Türk Gençliği!

    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

  3. #923
    Duhul
    Dec 2010
    İkamet
    Paralel Evren
    Gönderi
    6,047

    Esas

    devletimizin 2231, cumhuriyetimizin 88. yılını kutladık.
    öldüğümüz yerden koskoca Türkiye Cumhuriyetini kurmuşuz.
    Türk demek devlet demek, devlet demek Türk demek.
    cumhuriyet bizim 200 yıllık milli projemiz, hiç bir şey olmaz.
    telaşa mahal yok. demokratik cumhuriyetler bu şekilde işler.
    su her zaman kendi mecrasını bulur.

  4. #924
    Duhul
    Oct 2004
    İkamet
    34147
    Yaş
    93
    Gönderi
    12,883
    Blog Yazıları
    158

    Esas


    ATATÜRK kimdir.

    Atatürkçü Düşünce Derneği Nazilli Şubesini hazırladığı Video

  5. #925
    Duhul
    Oct 2004
    İkamet
    34147
    Yaş
    93
    Gönderi
    12,883
    Blog Yazıları
    158

    Esas


  6. #926
    Duhul
    Oct 2004
    İkamet
    Onuncu Köy
    Yaş
    74
    Gönderi
    7,869
    Blog Yazıları
    57

    Esas

    ATATÜRK'TEN İSMET İNÖNÜ'YE TÜRKİYE RAPORU...
    LÜTFEN DİKKATEL OKUYUNUZ VE MUTLAKA PAYLAŞINIZ..
    ÇOK KİŞİYE ULAŞMALI...
    Tarih 30 Ekim 1923... Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa'yı Köşk'e davet eder. Ülkenin genel durumu hakkında hazırlattığı raporları İsmet Paşa'ya böyle sunar. Atatürk ve arkadaşlarının devraldıkları ülke işte böyle perişan durumdaydı. 10 Kasım'da parlak nutuklar atarak, bağlılıklarımızı bildirerek andığımız Atatürk'ün nasıl bir mucize yarattığının bilincinde miyiz? Bugün ona sahip çıkabiliyor muyuz? Yoksa sadece nutuk mu atıyoruz?
    ______________________________​________________

    "SEVGİLİ Paşam, Cumhuriyet'in ilk başbakanı olarak seni düşünüyorum. Dur, hiç itiraz etme. Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın. Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Durumumuzun bir bölümünü Cephe Komutanı ve Lozan Başdelegesi olarak elbette biliyorsun. Büyük devletlerin bu sefil duruma bakarak, kısa zamanda pes edeceğimizi sandıklarını Lozan dönüşü sen bize anlattın. Ben sana şimdi bildiğinden daha da acıklı olan genel durumu özetleyeceğim. Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü devletiyiz. Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 km. kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz. Ülkenin kuzeyini güneyine, batısını doğusuna bağlamamız, vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart. Denizciliğimiz acınacak durumda. Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olan bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız. Doğudaki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni Cumhuriyet'le de insanlıkla da bağdaşmaz. Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalıyız. Her yerde tefeciler halkı eziyor. Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz. Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor. Doktor sayımız 337, sağlık memuru 434, ebe sayısı 136. Pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor. Üç milyon insanımız trahomlu. Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde. Bit ciddi sorun. Nüfusumuzun yarısı hasta. Bebek ölüm oranı % 60'ı geçiyor. Nüfusun % 80'i kırsal bölgede yaşıyor. Bunun önemli bölümü göçebe. Telefon, motor, makine yok. Sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz. Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir'in bazı semtlerinde var. Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Yanan bina sayısı 114.408. Ülkeyi neredeyse yeniden kurmamız gerekiyor. Yunanistan'dan gelen göçmen sayısı da 400 bini geçecek. İktisadi hayatımız da, eğitim durumumuz da içler acısı. İktisatçımız da çok az. Zorunlu okuma yaşındaki çocukların ancak dörtte birini okutabiliyoruz. Halkın eğitimi hiç çözülmemiş. Oysa Cumhuriyet'in insan malzemesini hazırlamalı, namus cephesini güçlendirmeliyiz. Kültür eserleri kaçırılmış, kaçırılmaya devam ediliyor. Raporlarda daha ayrıntılı, daha acı bilgiler var. Bunları Bakanlara ve parti yönetim kuruluna da ver. Genel durumu tam bilsinler. Bütçemiz, gelirimiz yetersiz. İktisadi çıkmazdan kurtulmak için geliştirdiğim bir düşüncem var. Bu düşünceyi günü gelince konuşuruz. Hedefimiz milli iktisat, bağımsızlığın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı. Osmanlı bu gerçeği geç fark etti. Fark ettiği zaman çok geç kalmıştı. Cumhuriyet'e uygun bir anayasaya gerek var. Bu zor durumdan nasıl çıkılabileceğini gösteren ne bir örnek var önümüzde, ne de bir deney. Ama yılmamak, ucuz, geçici çarelerle yetinmemek, halkı kurtarmak için sorunları çözmek, kalkınmak, ilerlemek, milli egemenliğe dayalı, uygar ve özgür bir toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyine yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak, bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız. Bu ana kadar bu ideali koruyarak geldik. Bundan sonra daha hızlı yürümek zorundayız. Bunun için gerekli yöntemi, yolu birlikte arayıp bulacağız. Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu. Bu büyük görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun!"

  7. #927
    Duhul
    Sep 2008
    Yaş
    33
    Gönderi
    4,847
    Blog Yazıları
    37

    Esas

    BAŞ ÖĞRETMENİM ATATÜRK'ÜN İSTANBUL'DAN BURSA'YA GELEN ÖĞRETMENLERE YAPTIĞI KONUŞMA

    Muallim Hanımlar, Muallim Beyler,
    Yurdu ve ulusu kurtarmak isteyenler için yurtseverlik, iyi niyet,özveri çok gerekli niteliklerdir. Nedir ki bir toplumdaki hastalığı görmek, onu iyileştirmek,toplumu çağımızın isteklerine uygun olarak yükseltmek için bu nitelikler yetmez bu niteliklerin yanında bilim ve teknik gereklidir. Bilim ve teknikle ilgili çalışmalar başladığı ve geliştirildiği yerse,okuldur. Bununiçin okul gereklidir. Okul adını, hep birlikte,büyük saygı ile analım... (dinleyiciler,bir ağızdan "okul!... diye bağırdılar).
    Okul, genç beyinlere,insanlığa saygıyı, ulus ve yurt sevgisini,bağımsızlık onurunu öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düşünce,onu kurtarmak için tutulması uygun olan en doğru yolu belletir. Yurt ve ulusu kurtarmaya çalışanların ayrıca,işlerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları gereklidir. Bunu sağlayan okuldur. Ancak bu yolla,girişilecek her türlü işin usa uygun sonuçlara ulaştırılması gerçekleşmiş olur.
    Bayanlar, Baylar! Acı da olsa söyleyelim ki, biz üç buçuk yıl öncesine değin, bir "Topluluk " olarak yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi yönetiyorlardı. Dünya,bizi,yöneticilerimize göre tanıyordu. Üç buçuk yıldır,tam bir ulus olarak yaşıyoruz. Bunu elle tutulur, gözle görülür kanıtı, hükümetimizin biçimi, hükümetimizin niteliğidir ki kanun onu Büyük Millet Meclisi diye adlandırdı. Bütün dünya, bir an bile şüphe etmesin ki, Türkiye Devleti'nin biricik ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
    Bursa, 27 Ekim 1922

  8. #928

    Esas

    Bu topiği yeni farkettim. Son zamanlarda tartışılan ,ATATÜRK' LE ilgili çok önemli gerçek belgeleri okuma şansım oldu. Bu sayfaya emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ederim.

Sayfa 116/143 İlkİlk ... 1666106114115116117118126 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •