Bu orman yangınlarının çıkış nedeni kaza olamaz.On yerde birden kazara yangın başlamaz.Sorumluların ve sorunluların hatta ormanı yakan vatan hainlerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını dilerim.
|
|
Özellikle yaz aylarında ortaya çıkan orman yangınları içimizi yakmaktadır.
-Nasıl yanmasın ki?
-Bir yanda senelerce süren büyüme süreci, insanlığa, hiçbir yarar sağlamadan sona erer.
-Bizler gibi yaşama hakkı olan binlerce canlı yitip gider.
-Küresel ısınmayı azaltan biricik ortam tam tersi etki yapar.
-Ülkemizin erezyon ve çöllenme tehlikesi artar.
-Bu ormanlardan geçimini sağlıyan insanlar zarar görür.
...
Bu konuda başta siyasetçilerimiz olmak üzere herkese görevler düşmektedir.
Herbir orman yangınının çıkış nedeni farklıdır. Bu nedenler tespit edilip buna uygun tedbirler mutlaka alınmalıdır.
Bir çeşit orman yangını ve buna bağlı öneriler
Bilindiği gibi şehirler arası elektrik ulaşımı uygun direkler kullanılarak havadan yapılmaktadır. Bu hava hatlarında kulanılan teller yaz aylarında aşağı doğru sarkarlar. Bu sarkan teller sıcağın ve rüzgârın etkisi ile aşağıdaki orman veya herhangibir yanıcı madde üzerine tıpkı bır yıldırım gibi akarak onun yanmasına neden olmaktadır. Ve bu da uygun ortamlarda bir orman yangınına neden olmaktadır.
Birkaç sene önce, bir yakınım, bana bölyle bir yangın çıkışına şahit olduğunu anlatmıştı.
Buradan hem vatandaşlara hemde devlet yetkililerine düşen görevler ortaya çıkmaktadır.
Devlete düşen görevler:
-Elektrik hatlarının güzergahı çok iyi tesbit edilmesinin sağlanması.
-Elektrik hat bakım ekiplerinin bu konu üzerinde dikkatli bir şekilde çalışmasının sağlanması.
-Bu konuda ilgili birimlerin ve vatandaşların uyarılması.
-Bu konuda eğitimler verilmesi.
.....
Vatandaşlara düşen görevler:
-Elektrik tellerinin altına veya yakınına ağaç veya uzun boylu bitkiler ekmemesi, elektrik akımına ve yangına neden olabilecek yapılar yapmaması,
-elektrik tellerine yaklaşan bitki,ağaç veya bir yapı görürlerse bunları da mutlaka ilgililere ulaştırması,
....
Bu orman yangınlarının çıkış nedeni kaza olamaz.On yerde birden kazara yangın başlamaz.Sorumluların ve sorunluların hatta ormanı yakan vatan hainlerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını dilerim.
Yanan yerden geriye kocaman bir hiç kalıyor,eminim ki bunlar sabotaj ve yakanlarda pkk'lı,adamlar hainliği alışkanlık haline getirdi,mayınlardan sonra şimdi de ciğerlerimizi yakıyorlar.
Bu yangınların yarısından çoğu Yunanlıların ,bizim turizmimizi baltalamak için yaptıkları sabotajlardan kaynaklanıyor..Tabii Yunanistan da ki yangınlarda ,bizim sabotajlarımızdan.Nereden bildiğimi sormayın..Ama emin olun!
Her kim yapıyorsa
emin çölaşan yazmıştı, kerküklü bir türkten söz etmişti, istihbaratçı olarak çalışan, onun anlattıklaır. orman yangınlarının yükseldiği bir dönemde bunun arkasında bir komşu ülkenin olduğunu saptıyorlar. bir süre sonra bu komşuda da yangınlar başlayınca, bizdeki yangınlar azalıyor...
Orman Yangınları, Eğitim ve Toplumsal Bilinçlendirme
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, Çukurova Üniversitesi. [email protected]
Türkiye yüzölçümünün yaklaşık %25'ini oluşturan alan ormanlar ile
örtülüdür. Ancak yıllardır temelinde insan kaynaklı sabotaj ve ihmaller
nedeniyle orman alanları önemli ölçüde tahrip edilmektedir. Türkiye
ormanları dünya ölçeğinde karşılaştırıldığı zaman halen önemli bir
potansiyele sahiptir, ancak artan endüstri talepleri ve rekreasyon alanı
ihtiyacı gibi nedenlerden dolayı yeniden yapılanmayı ve planlamayı
gerektirmektedir. Ayrıca, Türkiye ormanlarının yapısal bozuklukları da
bulunmaktadır. Ancak bunlar kendi içinde zamanla planlı çalışma ile
çözülecek niteliktedir.
Ülkemizin Yangın İstatistiği
Türkiye'de orman yangını istatistikleri orman kanununun kabul edildiği 1937
yılında başlıyor ve günümüze kadar yaklaşık 80 bin orman yangınında 2
milyon hektara yakın orman alanı yanmıştır. İstatistiklere göre orman
yangınların çıkış nedenleri:
Doğal nedenler % 6, İnsanlardan kaynaklananlar % 94. İnsan kaynaklı
yangınların büyük kısmı kasıt, ihmal, dikkatsizlik ve kazalardan
kaynaklanıyor. Ancak, her üç yangından birinin nedeni de tam olarak
bilinemiyor. Ormancıların genel görüşü "Türkiye'de orman yangınlarının
yüzde 42'si ihmal ve dikkatsizlikten çıkıyor, en dikkatsizler ise çoban
ateşi yakanlar."Yangın istatistikleri incelendiğinde Akdeniz ülkeleri
içinde yine de en az yangın çıkan ülkenin ve birim yangın başına yanan
alanı yönünden Türkiye çok da fena sayılmaz.
Yanan Orman Değil, Açılan 2B Yasası İçin Arsa
Yangın ile ilgili olarak basına yansıyan görüntüler ve orman yangını
resimleri, yetkililerin helikopterle inişi ve binişi gösterildi.
Yetkililerce yangının nedeni araştırılıyor, sabotaj ihtimali üzerinde
duruluyor. Çevre ve Orman Bakanı, yangınlar şüpheli diyor. Ülkemizin arsa
rantının en yüksek olduğu Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan her şiddetli
rüzgârda ilçede orman yangının çıkmasının tesadüf olmadığını söyledi.
Ülkemizdeki en büyük orman yangınları genelde Ege ve Akdeniz bölgelerinde
yaşanıyor. Yanan alan genişliğine göre, Muğla, Antalya, Çanakkale ve İzmir
en tehlikeli bölgeler arasında bulunuyor. Akdeniz havzası Ege'ye göre daha
az yangına maruz kalmaktadır.
İnsandan kaynaklanan ağırlıklı yangınların önlenmesi için ciddi eğitim ve
bilinçlendirme faaliyetlerine gereksinim bulunmaktadır. Çoğumuzun da her
gün sokakta, trafikte tanık olduğumuz sorumsuz sigara içicilerinin
sigarasının son izmaritini şuursuzca parmak ucu ile sağa sola fırlattığını
biliriz. Bu şuursuzluk davranışı kim bilir bugüne kadar ne değerlere mal
oldu.
Tabii şeytanın avukatlığını yaparak bazı akla gelen soruları soralım:
Ülkemizde orman yangınları nerelerde daha çok çıkıyor?
Orman yangınından sonra neler yapılıyor? Yeniden ağaçlandırma yapılıyor mu?
Söz konusu yanan alanlara arsa ve tarla açmak için talip olan oluyor mu?
Talip olanlardan kaçı soruşturuldu.? Arkasında rant çeteleri var mı?
Tabii bu tür soruları daha da artırabiliriz. Ancak sorulması gereken asıl
soru, bu yangınların çıktığı yerler genelde deniz kıyıları ve turizme uygun
nitelikteki alanlardır. Sabotaj ihtimali her zaman vardır. Ancak geçmişle
kıyaslandığında insan kaynaklı yangınların arttığı görülmektedir. Tarihte
bildiğimiz kadarıyla doğal nedenlerden kaynaklanan büyük orman yangınları
vardır, ancak son yıllarda insandan kaynaklanan çok sık yangınların olduğu
görülüyor. Genelde insanın bilinçli çıkardığı yangınlardan sonra açılan
alanlar 2B yasasına konu edildiği gibi orman niteliğini kaybettiği için
imara açılması istenmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar, her ne kadar yasa gereği yanan alanların
ağaçlandırılması söz konusu ise de genelde bu alanların niteliğini
kaybettiği ileri sürülerek 2B yasası ile imara açılması önerilmektedir.
Bugüne kadar yapılan ve yapılmaya çalışılan bu tür uygulamalar ile çok
fazla miktarda yerleşim yeri ve tarlanın açıldığı bilinmektedir.
Tabii yanan yerlerin yeniden ağaçlandırılması ve imara yer verilmesi gibi
konulara gelince yasal olarak evet, ancak fiiliyatta nasıl gidiyor
bilmiyorum. Ancak yakılan yerler mutlaka zaman kaybedilmeden
ağaçlandırılmalıdır.
Çevre ve Orman Bakanlığına bağlı Fidanlıklarda yılda milyonlarca değişik
türde bitki yetiştirilmekte ve düzenli olarak ağaçlandırma alanlarına
aktarılmaktadır. Söz konusu niteliğini kaybetmiş, yakılmış ve çıplak
alanlara fidan dikiminde mutlaka kök mantarı (mikoriza) aşılamasının
yapılması gerekiyor. Aksi taktirde bitkiler kök mantarına mutlak gereksinim
duydukları için gelişmemektedirler. Bu şekilde yakılan alanlar 2B
niteliğine düşürülmeden mutlaka yeni dikimlerle ve kök mantarı uygulayarak
yeniden yeşil alan konumuna getirilmelidir.
Yangının Zararını Azaltmanın Yolu Toplumsal Bilinçlendirme
Yılda binlerle ifade edilen yangın çıkıyorsa bunun nedenleri
araştırılmalıdır. Her türlü mercek etkisi yapacak materyalin ormanda
bırakılmaması, piknik yapan vatandaşın uyarılması, çöplerin düzenli
toplatılması gibi bazı tedbirler alınabilir. Kırsalda vatandaş anız yakımı
gerçekleştiriyor. Doğal olarak orman yangını da oluyor. Bu konularda
bilinçlendirme ve caydırıcı yaptırımların geliştirilmesi gerekir.
Yangından az zararla çıkmanın yolu doğal olarak toplumsal bilinçlenmeden
geçmektedir. Bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının toplumun her kesiminde
başta ilk öğretim okulları olmak üzere ciddi bir bilinçlendirme
seferberliğini başlatması gerekir. Toplumda bu konuda bir bilinçlendirme ve
sorumluluk bilincinin sağlanması gerekir.
Bu konuda Yunanistan geçen hafta örnek bir davranış gösterdi. 2 Temmuz 2007
tarihinde Atina yakınlarındaki Ulusal Doğal parkta meydan gelen yangında
milli parktaki çok önemli canlı türü de yanarak yok oldu. Bu yangında
hükümetin ihmali olduğu gerekçesi ile binlerce doğal canlının (hayvan ve
bitki) yok olması nedeniyle halk Yunanistan parlamentosu önünde büyük bir
gösteri yaparak kaybolan doğanın ve oksijenin akciğerlerini geri
istediklerini belirtiler. Ayrıca yanan yerlerin yerleşime açılmamasını ve
imara müsaade edilmemesini istediler. Ülkemizde aynı anda bir çok yerde
başlayan yangınlarda ne kuşku duyan var ne de hesap soran birileri var.
Hesap soranlara da belki budala diyeceklerdir.
Aynı tarihlerde ülkemizin tatil cenneti, turizm cenneti Bodrum'da 8 Temmuz
2007 tarihinde çıkan yangın, 1100 hektarlık makilik ve ormanlık alanı yok
etti. "İzmir'in 4 ayrı yerinde, birbirine yakın saatlerdeki makilik ve
ormanlık alanlarda yangın çıktı". Bodrum'da ki yangında yaklaşık 200 bin
kızılçam ve 7 bin zeytin ağacı ile makilik alandaki bitki örtüsü kül oldu.
Daha öncede Ege bölgesinde on binlerce zeytin ağacı yanarak kül olmuştu.
Ülkemiz Orman potansiyeli ve yangın istatistiği yönünden halen iyi konumda
bulunmaktadır. İyi bir eğitim ve planlama ile daha da iyi bir konuma
gelebiliriz. Akdeniz'in zengin flora ve faunasının korunması,
geliştirilmesi, yangına karşı önlemlerin alınması bir ulusal sorun olarak
ele alınmalıdır. Özellikle insan kaynaklı yangınların önlenmesi için eğitim
yanında yasal süreçlerin doğru işletilmesi önem kazanmaktadır. Ayrıca yanan
yerlerin 2B yasası gibi kolay mülk edinme süreçlerine bırakmayacak şekilde
sıkı yasal düzenleme sağlanmalıdır.
Ayrıca her türlü orman alanlarının her ne surete olursa olsun madenciliğe,
imara ve özel malikhaneye açılımının yasaklanması gerekir. Ormanlarımızı ve
orman alanlarımızı koruyalım!