|
|
Soma’da yüzlerce işçinin mahsur kaldığı patlamanın yaşandığı kömür ocağını işleten Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) 130-140 dolara mal ettiği kömürün tonunu 23.8 dolara çıkardıklarını anlatırken maliyeti ‘özel sektörün çalışma tarzı’yla düşürdüklerini söylemiş.
http://www.diken.com.tr/vitrin/soma-...nasil-dusurdu/
Maliyeti düşürmek için,iş güvenliği, işçi sağlığı ve çalışma koşullarının güvenli bir biçimde yürütülmesi için için alınması gerekli önlemlerden fedakarlık edilsin sonra olanın adı kaza,kader vs.olsun.
Bu gün olanın adı kaza değil cinayettir.
Peki, bir şirket var, adı (...); Manisa milletvekilleriyle en iyi ilişkiler hâlinde. Bu madencilikte o kadar büyük sıkıntılar, kusurlar var ama son kazaya kadar defalarca denetlendi, bir türlü ceza almadı. Peki, bu işin kerameti ne? Bu işin kerameti ve hikmeti bu barette gizli arkadaşlar, bu barette. Sayın Başbakan Manisa’da Cumhuriyet Meydanı’na çıkar, der ki: “Somalı işçi kardeşlerim burada mı?” Askerî bir disiplinle dizilmiş 3 bin Somalı maden işçisi baretleri kaldırır, neşesiz, mutsuz, heyecansız, dimdik durur. Çünkü, bir gün önce onların yemek fişleri madende toplanmıştır, ertesi gün miting alanı çıkışında geri dağıtılacaktır. Başbakan selamlanacak, çıkarken kimlik geri alınacaktır. Yevmiye işlemektedir, Başbakan için görev yapılmaktadır. Selamı çakarsın, çakmadıysan ertesi gün işinden olursun. İşinden olmayanlar madene inerler. Maden patlar, işçi ölür; ölen ölür, kalan sağlar Recep Tayyip Erdoğan’a yetmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)
Meydanlarda bu baret selamlamasını gündeme getirdiğimde Sayın Bakan Faruk Çelik dedi ki: “Ne var bunda?” Tutanaklarda var, aynen şöyle dedi: “Yani bir vatandaş siyasi bir partiye üye olamaz mı? Bir vatandaş bir siyasi partiye gönül vermiş. İşçisine izin verip, ücretini verip onu bir mitinge götüremez mi?” Bu da siyasi tarihimize, bu Meclisin tutanaklarına böyle geçti. Böyle bir anlayış olmaz. “İşçi benim işçim, parasını veririm, ister madene sokarım ister mitinge götürürüm ister pikniğe götürürüm anlayışı.” olmaz. Yeryüzü sıcak olsun diye o soğuk maden ocağına inip alnının terini ekmeğine tuz eyleyen işçilerin emeklerini, alın terlerini...
http://www.sendika.org/2014/05/soma-...a-yetmektedir/
"Çünkü, bir gün önce onların yemek fişleri madende toplanmıştır..."
Bu tarifi imkansız maden kazasında kime ne için kızacağız ki ? Şüphesiz yüce TÜRK ADELETİ bir veya bir kaç suçlu bulacak , böyyük adamlarımız acılarının nasıl sonsuz olduğunu gerçek yüzlerini arkasına gizledikleri maskeleriyle açıklayacak, tüm Türk milletinin başı sağ olsun mesajı verecekler. Ha tabi birde belki romantik başbakanımız ekran karşısında göz yaşı dökecek hani tıpkı anayasa refarandumu öncesi 12 Eylülde asılan, sağcı, 18 yaşından küçük hükümlüye olduğu gibi . Peki sonra ? He şeyin unutulduğu gibi en fazla bir hafta sonra bu acı olayda unutulacak, geride pisi pisine hayatlarını kaybetmiş kara maden emekçisi, şimdilik 201 kişinin geride bıraktığı gözü yaşı insanlar ile. ''AĞLARSA ANAN AĞLAR GERİSİ YALAN AĞLAR'' Hepimizin başı sağolsun benim kederim başkalarınınki gibi görev icabı değil tamamen empati yapan birinin acısı ancak eleimden gelen hiç bir şey yok.
Son düzenleme : umutabi; 14-05-2014 saat: 10:22.
şamil tayyar denen zat acaba şimdi hiç düşünüyor mudur ben ne büyük halt etmişim. dediğim ne kadar yanlışmış diye? İnsanlıktan nasiplerini almadıklarını düşünüyorum. Bu kadar ikiyüzlülük olmaz.Yalancı, yeşil kapitalist. Kapitalist olursun da bunların ki onuda aşmış. İnsanlık denen bir şey yok. işlerine gelmeyen bütün soru önergelerini ret edin. işinize geleni kabul edin. neyse içimden geçenleri yazsam sanırım ban yerim.
Ülkemizde işçiler toplu bir şekilde öldükleri vakit siyasilerce ilgiyle konu ediliyorlar.
İşçi kardeşimiz denmeye başlanıyor.
1 Mayıs'ı kutlamaya çalışan işçiler polis gazından nasiplerini alırken kardeşlerimiz değillerdi.
Soma maden ihmalinde ölenler ve ölmeye devam eden işçiler için, Bakan Yıldız buyurmuşlar ki ulusal yas ilan edilecekmiş.
İşçi hakları temelinde bu ülkede her gün yas ilan edilse yeridir.
Asıl can sıkıcı görüntüler bu gün gerçekleşecek Soma'da.
Başçalan ve muhalefet lideri teşrif edecekler.
Binlerce koruma eşliğinde, savulun devlet büyüğümüz geliyor iteklemeleriyle.
Kederli insanların canını sıkacaklar.
Şehitlik dini bir kavram.
Kime şehit dendiği son derece açık.
Bu konuda kavram kargaşasına dikkat çekmek için başlı başına bir başlık açmıştım.
Ve bu kavramın siyasiler tarafından nasıl istismar edildiğini vurgulamaya çalışmıştım.
http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=83437
Bu lafı siyasilerin ağzından duyduğumda kıllanmaya başlarım.
Soma'da, ölü sayısından tedirginliği artan Bakan Yıldız ölen işçiler için "şehit " demeye başladı.
İşçi ailelerine bir nevi göz boyama tazminatı gibi kullanıyor sanki cebinde taşıdığı şehitlik kavramını.
Bana göre ölen işçiler "Niyazi"...
Ölen işçilere yalandan "şehit" diyeceğinize, çalıp çırptıklarınızdan bir kısmını verin.
Hani şu genel temizlikten sonra evde kalan , Bilal'in nereye koyacağını bilemediği, bulamadığı 20 milyon Avroyu verin mesela.
İşçi ailelerine, çocuklarına yaşam boyu insanca yaşama garantisi verin.
Görün bakın hepsini İş Kanunu'nun karanlık dehlizlerinde çırak çıkaracaklardır.
15 yaşında çocukları çalıştıranlar, buna da bir kılıf bulacaklardır.
Şehit diyerek, rahatlattıklarını sanıyorlar milleti.
Belki de rahatlatıyorlardır kimbilir?
Bunlar halkı gayet iyi bilir ve de kavrarlar malum.
Zaten varsan baksan maden işçisinin acaba ne kadarı bu partiye vermiştir oyunu.
Mütedeyyin halkımızın.