Sayfa 1/4 123 ... SonSon
Arama sonucu : 27 madde; 1 - 8 arası.

Konu: Türkiye'nin Petrolleri Yabancıların mı Oluyor?

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. #1

    Esas Türkiye'nin Petrolleri Yabancıların mı Oluyor?

    Her gün değişik bir gündem oluşurken petrollerimiz sessiz sedasız elimizden gidiyor mu acaba?

  2. #2

    Esas

    1- Yeni kanunla hudutlar, askeri bölgeler, ormanlık ve sit alanlarında petrol aranabilecek. Yabancı şirketlerin ruhsat aldıkları bölgede TSK’nın bir birimi varsa Silahlı Kuvvetler orayı tıpış tıpış boşaltacak.

    2- Özel mülkiyete sahip araziler yabancı şirketler hesabına kamulaştırılacak. Bundan sonra bir vatandaşa ait toprağa göz diken yabancı şirketin teklif ettiği paraya razı olmazsa vatandaş, devlet o araziyi kamulaştırıp, yabancı şirkete verecek.

    3- Daha önce 18 petrol bölgesine ayrılan Türkiye arazisi, kanunla kara ve deniz olmak üzere iki petrol bölgesine ayrılacak. Bu bölgelerde arama yapacak ekonomik güce sahip yerli bir şirket olduğunu sanmıyorum. Yani sadece yabancı şirketler kanundaki şartları sağlayabilir. Dolayısıyla yasanın sadece yabancı şirketler için çıkarıldığını söylemek mümkün.

    4- Başvuru sahibi şirket iş programı için gerekli yatırım tutarının karada yüzde 2'si kadar, denizde yüzde 1’i kadar teminat verecek. Bu şartı da ancak çok güçlü şirketler sağlayabilir. Yerli şirketlerin önü bu şartla da kesilmektedir.

    5- Kanuna göre, üretilen petrolün ve doğalgazın sadece sekizde biri devlete kalacak. Türkiye bütün petrol alanlarını yabancılara açıyor ve sadece sekizde biri devlete kalıyor.

    6- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kanunla satış sürecine sokuluyor. Türkiye’nin tek milli petrol şirketi tasfiye ediliyor. Türkiye’nin yapması gereken oysa kendi milli şirketini güçlendirmekti.

  3. #3

    Esas

    Yeni Petrol Kanunu Tasarısı'na sert tepki
    28 Mart 2013

    Türk Petrol Kanunu Tasarısı dört meslek odası ile işçi sendikasını bir araya getirdi. Enerji Komisyonunda kabul edilen tasarının 'milli menfaatlere' aykırı olduğunu ileri süren oda ve sendika yöneticileri, ormanların yanı sıra milli parkların da petrol arama ve üretimine açılacağını, şirketlerin vergi oranının 15 puan indirilerek devletin gelir kaybına uğratılacağını ve milli şirket TPAO'nun özelleştirilmesinin önünün açılacağını vurguladılar.

    İTİRAZ EDİLEN 7 GEREKÇE ŞÖYLE:

    Kul, 5 kuruluş olarak tasarıya niçin itiraz ettiklerini ise şöyle özetledi:

    1- Milli menfaat, ifadesi tasarının sadece amaç maddesinde göstermelik olarak yer aldı. Oysa mevcut yasanın temel kriteri olan 'petrol arama ve üretim talebinin milli menfaatlere uygun olması' koşulu yeni tasarıda yer almadı. Böylece ülke çıkarını gözetme anlayışı terk edildi.

    YABANCI DEVLETLERİN ÖNÜ AÇILDI

    2- Yabancı devlet şirketlerinin petrol faaliyetinde bulunabilmeleri için uygulanan koşullar kaldırılarak, stratejik öneme sahip petrol arama ve üretim faaliyetinde yabancı devletlerin hakimiyetinin önü açıldı.

    ÖZELLEŞTİRME DEĞİL, ENTEGRASYON

    3- Devlet adına arama ve üretim faaliyetinde bulunan TPAO'nun mevcut kanunda sahip olduğu haklar geri alınarak, kamu kuruluşumuzun özelleştirilmesinin önü açıldı. Oysa dünya örneklerinde olduğu gibi özelleştirme bir yana milli şirketimizin kuruluşunda olduğu gibi arama, üretim, taşıma, rafinaj ve dağıtım faaliyetlerini içeren eski entegre yapısına yeniden kavuşturularak, güçlenmesi sağlanmalı.

    Süresi dolan petrol üretim sahalarının koşulsuz TPAO'ya verilmesi şartı kaldırılmış, bu sahaların özel sektör şirketlerine sunulmasının önü açılmıştır. Yine dünyada olduğu gibi ülkemizde de süresi dolan üretim sahalarının devlete dönmesine ilişkin mevcut yasadaki hükümler mutlaka korunmalıdır.

    YETERLİLİĞİ OLMAYANA İZİN

    4- Petrol arama ruhsatı için yapılacak başvurularda 'talebin milli menfaatlere uygun olması' ile teknik yeterliliğe ve tecrübeye sahip olunma şartı kaldırılarak; bilgi, ekip ve ekipman yönünden yetersiz şirketlere ruhsat verilmesi sağlanmış ve sektör piyasanın insafına bırakılmıştır. Bu yanlıştan derhal dönünmelidir.

    ARAMA İŞİ TEKEL OLUR

    5- Bir şirketin sahip olabileceği arama ruhsat sayısındaki kısıtlama kaldırılırken, tek bir şirketin tekel oluşturabilecek şekilde tüm ülke kara ve deniz alanlarında hak sahibi olma riski yaratılmıştır. Örneğin Amerikalı bir A şirketi, Karadeniz'de, Diyarbakır'da, Batman'da denizde ve karada petrol arama ruhsatlarının tamamını toplayabilecek; keyfi olarak arama sürecini uzatabilecek; süre bitiminde benzer şekilde bir B şirketi aynı tavrı sürdürebilecek. Bu süreç 30-40 yıla varan sürelerde devam edebilecek.

    ORMAN VE MİLLİ PARKLARDA ARAMA

    6- Orman sayılan yerlere ilave olarak milli parklarda dahi petrol arama ve üretimi yapılmasının önü açılacak.

    7- Petrol şirketlerinin mevcut kanunda ödemekle yükümlü oldukları yüzde 55 toplam vergi oranı, yüzde 40'a indirilecek. Petrol şirketlerinin gelecekteki vergi ödemeleri sınırlandırılırken, devlet ciddi bir gelir kaybıyla karşı karşıya kalacak.

    8- Petrol şirketlerine istihdam ettikleri yabancı personel sayısının iki katı oranında yerli personel çalıştırma şartı getirilmeli.

  4. #4
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Ne yani 21 milyon oy alan bir partinin iktidarı iş yaparken diğerlerine mi soracak hayırlı değil mi diye?

    Ormanları ovaları, akarsuları ve dağları, maden şirketlerine, HES'lere, petrol şirketlerine, yabancısı yerlisi, beş paraya verdiler.

    Talan ediliyor tüm ülke.

    Peki dağlar, ovalar, akarsular, ovalar devletin midir?

    Yoksa halk kendisi için bu devlet denen organizasyonu "beni korusun, varlıklarımı heba olmaktan kurtarsın" diye mi kurmuştur.

    Kim efendi kim hizmetkar?


    Böyle hizmet olur mu?

  5. #5
    Duhul
    Oct 2006
    İkamet
    BİST Pit Alanı
    Gönderi
    70,881
    Blog Yazıları
    92

    Esas

    bu yasa ihanetle eş anlamlıdır bana göre
    gerçi pkk ile görüşmekte bana göre ihanetle eş anlamlı ama benle bu yasayı çıkaranların
    oslo otellerinde pkk lılarla alt alta üst üste iken basılanlarla benim vatana ihanet anlayışım farklı

  6. #6

    Esas

    Ye kürküm ye, candaş a yandaş a ver, elbet sanada pay düşer, öteki tarafa götürebilecekmisiniz bakalım bunları.

  7. #7

    Esas

    %8 nedir yahu şaka gibi.

  8. #8

    Esas

     Alıntı Originally Posted by uzay44 Yazıyı Oku
    Petrol yazısına devam edelim


    Sevgili dostlar, bundan aylar önce “Türkiye’de petrol var mı” başlığı altında iki yazımı sizlerle paylaşmış ve “Türkiye bir petrol denizi” üstünde tezimi ortaya atmıştım.

    Son iki hafta içinde dikkat ettiyseniz, farklı bölgelerde “petrol bulunduğuna” dair haberler basına yansıdı ve bazı bölgelerde “bulunan petrolün, Türkiye’nin yıllık ihtiyacının beş katına kadar çıkabileceği” konuşuldu!

    Emin olun bu daha ilk hamle!

    Saros Körfezi’nden, Akdeniz kıyılarına, Karadeniz’in çeşitli noktalarından, Güney Doğu’ya kadar daha birçok “noktada” inanılmaz “petrol ve doğalgaz” rezervi ortaya çıkacak!

    Yalnız bütün bunlar olurken çok ilginç bir ayrıntı da dikkatli bakanların gözünden kaçmadı; bu kadar önemli bir olay, belki de düşen uçağımızın gündemin merkezine oturmasıyla, belki kasıtlı olarak, Türkiye’de hiç ama hiç tartışılmadı. Belki “son iki haftada” bulunan kaynakları, ilk defa burada okuyanlar bile olabilir!

    Sevgili dostlar, aslında “potansiyelimiz” sadece “bilinen” klasik kaynaklar ile de sınırlı değil. Türkiye “petrol taşı” rezervinde Amerikalı yetkililere göre dünya üzerindeki en önemli 14 merkezden biri. Bakın bu konu ile ilgili Amerikan ve Türk gazetelerinde çıkan bir haber; “...Türkiye’de varlığı uzun yıllardır bilinen 5.8 milyar ton rezerve sahip petrol taşlarını gündeme getirdi. ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi’nin (USGS) hesaplamalarına göre, Türkiye petrol taşı rezervinden 284 milyon tonluk petrol üretebilecek kapasitesi var. Rezervin 115 milyon tonu Bolu Göynük’te... Yıllık petrol tüketiminin 33 milyon ton olduğundan yola çıkarak Türkiye 8 yıllık tüketiminin tamamını petrol taşından karşılayacak bir potansiyel barındırıyor... ABD’nin yer altı zenginliklerinin envanterini çıkarmak da olan USGS’nin bütün dünyadaki petrol taşları rezervlerini değerlendiren 2005 tarihli bir raporu bulunuyor. Hemen hemen bütün ülkelerde petrol taşları bulunuyor. Ekonomik olarak işleme potansiyeli olanların sayısı ise çok sınırlı görülüyor. USGS’in raporunda Türkiye, petrol taşı bakımından önem taşıyan 14 ülke arasında değerlendiriliyor...”

    Sevgili dostlar, bu gerçek ortada dururken Türkiye’de neler oluyor?

    Ne olduğu çok açık; bu kaynaklar “elimizden alınmaya” ve yapılan düzenlemeler ile “kontrolü” yabancı şirketlere “transfer edilmeye” çalışıyor! Cumhurbaşkanı Sezer’in “engellediği” ama TBMM’den sorunsuz geçen ve hatta Irak Parlamentosu’ndan “silah zoruyla” geçirtemedikleri “petrol kanunundan” birkaç maddeyi yeniden hatırlayalım;

    “...- Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde, önceki yasanın ilk kriteri olan “talebin milli menfaatlere uygun olması” ölçütü yasadan çıkarılarak; öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçilmiştir.

    - “Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları” hükmü yeni yasa ile çıkarılarak; stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.

    - Yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirildi. Olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırıldı.

    - Yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirildi.

    - Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın mevcut yasada bulunan devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açıldı.

    - TPAO yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmeye alındı. Önceki yasada yer alan TPAO’nun diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı, tasarı ile kaldırıldı. TPAO’nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu yok edildi...”

    Evet, yanlış okumadınız, bu maddeler TBMM’den “aynen geçti”! Sezer olmasaydı, “iş bitmişti”! Uzun lafın kısası; Türkiye’de “inanılmaz bir kaynak var”! Buna aklımla, kalbimle, eldeki verilerle sonuna kadar inanıyorum. Tek sorun bunu “bize yedirmeden” nasıl çıkaracaklar! Bir “petrol kanunu” denemesi oldu, yine olacak! Türk Milleti olarak “uyanmalı” ve bu konunun üstüne gitmeliyiz! Yeraltı kaynaklarımızı çıkarabilirsek, ekonomik göstergelerimizin tamamı “değişir”! Değişir ama “bizim olanı, bize bırakmamak” için büyük bir savaş var!

    Sonuç: Türkiye’de “dikkatör” bir rejim oluşmasına “neden” demokrasi aşığı “yabancılardan” hiç ses çıkmıyor! Acaba “Türkiye’de demokrasi olmasa, halk hiçbirşeye sahip çıkamasa” onlar için daha mı iyi olur! Zaten “petrol zengini” hangi ülkede “demokrasi” var ki! Demokrasi olsa “o ülkelerdeki diktatörlerin” petrol şirketleri ile “anlaşmaları” sorgulanabilir hale gelmez mi!





    . .

Sayfa 1/4 123 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •