TV'de Sinema Ne İzlenebilir / İzliyoruz

[i-ked]

Tanıtımı yapılacak film, tv dizisi, kitap gibi içeriğin sadece tanıtımı ve varsa trailer, önsöz gibi bölümlerinin paylaşılması legaldir. Film, dizi ya da eserin tamamını içeren linklerin siteye konması kanunen suç teşkil etmektedir. Lütfen suçlu duruma düşmeyelim, düşenleri de derhal yönetime bildirelim.


Güncel sinemalarda sorun varsa an itibari ile TV'de gösterilenlerde olmasa gerek.

Şu an TRT1 - Green Mile (Yeşil Yol) izliyorum. Kitabını da alıp okumuştum. Güzel film.




IMDB Puanı: 8.4/10
Yapım Yılı – Ülke: 1999 – ABD
Tür: Dram
Yönetmeni: Frank Darabont
Oyuncular: Tom Hanks, Michael Clarke Duncan, Gary Sinise, Sam Rockwell, David Morse, Barry Pepper, James Cromwell, Patricia Clarkson, Graham Greene, Doug Hutchison, William Sadler, Bonnie Hunt, Jeffrey DeMunn, Michael Jeter, Todd Thompson, Bill McKinney
Senaristi: Frank Darabont
Senaristi (Kitap): Stephen King
Yapımcı: Frank Darabont, David Valdes
Görüntü Yönetmenii: David Tattersall
Müzik: Thomas Newman
Süresi : 190 DK
Film Bilgisi : Edgecomb’ un hapishanedeki görevi, hücrelerinden alınan idam mahkümlarını, elektrikli sandalyenin bulunduğu ölüm odasına kadar olan bir millik yeşil yoldan götürmektir. Edgecomb yıllar boyunca bu yoldan sayısız idam mahkümu nakleder. Ama hiçbirisi onu John Coffey kadar etkilemez. Oldukça iri yarı biri olan Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahküm olmuştur. Ürkütücü görünümünün aksine oldukça duygulu ve karmaşık bir iç dünyası olan Coffey, bazı doğa üstü güçlere sahiptir. Edgecomb’ un ona gerçekten suçlu olup olmadığını sormasıyla aralarında diyolog başlar.Coffey bazı yaptıklarıyla suçsuz olduğunu Edgecomb’a göstermiştir ama ne yazık ki iyilik yapmak istediği halde ve işlemediği suçtan ötürü Coffey ‘Yeşil Yol’ dan idama götürülür…

[i-ked]

Anket ekledim. Film izlerken dikkat ettiğiniz bir husus var mıdır?

Çoklu seçim yapmadım ve oylama sonuçları da gizli...

Ağır basanlar senaryo, yönetmen, oyuncu ve müzikler gibi gözüküyor. Hemen hergün birkaç sinema filmi ve gününe göre de takip ettiğim dizileri izliyorum. Öyle çok seçici değilim, neredeyse önüme çıkan bütün filmleri izleyip belki de izlemeye hiç zaman bulamayacağım filmleri de sürekli biriktiriyorum "Hayatım bir film ve gerisi de teferruat" diye düşünüyorum. Rating yani izlenme oranım iyice düştü, yakında yayından kaldırılmalıyım. Yeni sezonda olmam ve devam filmlerim de çekilmez.

Hayat = "Tek" sezonluk, "tek" mevsimlik, "tek" bölümlük, "tek" kişilik, "tek" gecelik, "1" film

Belki de hayat bir yoldur, kimisine renkli, kimisine de siyah-beyaz bir yol. Kimi kendi çizer, kimi de çizilmişten gider. Kim ters yönde gitmek ister, ezilir. Hayat ve film, pes!

Geçen gün yemekte bu Yeşil Yol'daki gibi insanların hastaları nasıl iyileştirdiği üzerine tartışmıştık. Biyoenerji ile açıklamaya çalışan oldu ama diğerlerini ikna edemedi. En son bilimsel olarak açıklayamasak da benzer olayların yaşandığına ve gerçekliğine vurgu yapıp dağıldık.

[Asmiltak]

Sinema üzerine diğer başlıklar kaldırılmış.. Üzüldüm buna.

Tv'nin yeri özellikle son dönemlerde yok gibi bir şey hayatımda, içeriği sinema olmadığı sürece.. Geçen gün Thelma ve Louise filmine rastladım CNBC-E'de. Bastırılmış hayatlarından sıkılmış iki ev kadınının muazzam dönüşümlerini anlatan, araya sıkıştırılmış harikulade diyaloglarla beni benden alan bir çeşit yol filmi. Hem Thelma'nın yaşadığı dönüşümün anlatımı hem de Thelma'yı oynayan Geena Davis'in performansı iyinin ötesinde.

Geena Davis, Susan Sarandon, Harvey Keitel, Michael Madson, Brad Pitt. 1991'de belki nispeten daha kolay bir araya gelmiş bu ekibi bir daha toparlamak hiç de kolay bir şey olmasa gerek. Özellikle Brad Pitt'in ilk dönem oyunculuğunu izlemek açısından enteresan bir deneyim oldu. Ridley Scott ustanın da sanırım daha sonraki yıllarda çevireceği güzel filmlerin ilk sinyali bu filmle gelmiş.

http://www.imdb.com/title/tt0103074/



Ankete dair not: Çoklu seçim olsa idi, Yönetmen+oyuncu demek isterdim. İyi bir yönetmenin çizgisi hep bellidir, üzmez genelde. Oyuncular için durum bazen farklı. Neredeyse hiç bir dandik filmde oynamamış oyuncular elbet var. Oyunculuğun bendeki kelime anlamı olan Al Pacino başta olmak üzere, Leonardo Di Caprio, Brad Pitt, Kate Winslett, Sean Penn, Tom Hanks, Jack Nicholson, Marlon Brando ilk aklıma gelen isimler bu anlamda. En büyük hayal kırıklıklarım ise Nicolas Cage ile Robert De Niro'dur. Özellikle Nicolas Cage'in, Face off, Leaving Las Vegas, City of Angels ile neredeyse zirve yapan filmografisinde son dönemlerde neredeyse iyi filmi yok gibi.. O yüzden yönetmen seçeneğini işaretledim.

[i-ked]

...

Ankete dair not: Çoklu seçim olsa idi, Yönetmen+oyuncu demek isterdim. İyi bir yönetmenin çizgisi hep bellidir, üzmez genelde. Oyuncular için durum bazen farklı. Neredeyse hiç bir dandik filmde oynamamış oyuncular elbet var.

O yüzden yönetmen seçeneğini işaretledim.

Bir film için önce SENARYO gerekiyor. Senaryo kötü ise en iyi yönetmen ve oyuncu kadrosuna çuvallar dolusu para dök, en iyi reklamı yap sonuçta ses getirir ve izlenir ama kötü yorumların ardından unutulur gider.

Müzik de önemli, bazı filmler müzikleri ile ön planda... Çokluseçim için düşünüp vazgeçtim. Benim önceliğim %51 senaryo, %25 yönetmen, %19 oyuncu, %4 müzik ve %1 diğerleri...

[Asmiltak]

Bir film için önce SENARYO gerekiyor. Senaryo kötü ise en iyi yönetmen ve oyuncu kadrosuna çuvallar dolusu para dök, en iyi reklamı yap sonuçta ses getirir ve izlenir ama kötü yorumların ardından unutulur gider.

Müzik de önemli, bazı filmler müzikleri ile ön planda... Çokluseçim için düşünüp vazgeçtim. Benim önceliğim %51 senaryo, %25 yönetmen, %19 oyuncu, %4 müzik ve %1 diğerleri...

Senaryo, bir anlamda şarkı sözü gibi. Nazan Öncel mesela "Dillere Düşeceğiz" şarkısını söyler, şarkı klasik olur, aynı şarkıyı yıllar sonra Gülşen alır albümüne ama bir şeyler eksiktir, sözler aynı olmasına rağmen, aynı tadı vermez. Yani, senaryo sadece bir hammadde bence, ustalık, o hammaddeyi işlemekte.

Sinemadan örnek vermek gerekirse. İki tane film adı yazmak isterim. Biri, "A Moment to Remember", diğeri, "Evim Sensin". Moda mod olmasa da senaryolar aynı. Birini Kim Ki Duk yönetmiş, diğerini Özcan Deniz Senaryo kötü değil, hatta oldukça orjinal. Ama bu iki filmi ard arda izleyince aynı seyir keyfini verip vermeyeceği tartışılır bence..

Bu biraz uç bir örnek oldu ama, Kieslowski'nin, David Fincher'in, Haneke'nin bir filminden birebir aynı senaryoyu alsın başka bir yönetmen çeksin, hatta misal Fincher'in filmini Haneke çeksin, bambaşka bir şey çıkar ortaya ve o iki film aynı senaryoya sahip de olsa asla aynı film olmaz.

Bence tabi

[Erasure]

Sinema üzerine diğer başlıklar kaldırılmış.. Üzüldüm buna.

bende üzüldüm, bölüme en çok desteği veren kişilerdenim, sadece film değil, neredeyse
yabancı her dizi için bölüm açıp, bu kısımlara destek vermiştim.

Tanıtamadığım ve henüz izlemeye yeni başladığım Boardwalk Empire, Homeland, Revolution,
Newsroom, Hostages ve the tomorrow people için bölüm açacaktım ama olmadı.

3000-4000 civarı mesajım da haliyle silindi. Açıkçası yeniden sinema ve dizi için destek vermeyi
düşünmüyorum. Bir kaç kendini bilmez yüzünden açacağım bölümlerin yeniden silinmesini istemiyorum.
Büyük ihtimalle de bu kısım için yeni bölüm açmayacağım.

Film tanıtımı ve önerileri için divxplanet gibi sitelerden isteyen yararlanabilir...

[i-ked]

Favorim saat 20:00 ATV - Hükümet Kadın

8 Çocuklu Midyatlı sıradan bir kadın olan Xate'nin komşularından tek farkı, kocasının Midyat Belediye Başkanı olmasıydı. Birgün, başına gelenler onun da Midyatlılar'ın da hayatını değiştirdi! Okuma yazması olmayan Xate Midyat Belediye Başkanı oldu! Mutfak işlerine girişir gibi giriştiği devlet işlerinde çocuklarının kendi aralarındaki çocukça rekabeti Midyat halkına kahkahalar attıran maceralara neden oldu. Ama hiçbir şey Xate'yi yolundan döndürmedi.
Hükümet gibi kadın Xate, işleri elinin hamuru ile çözmenin yolunu her seferinde buldu. Midyat'ta henüz kimse farkında olmasa da sadece onun için değil tüm ülke için hayat eskisi gibi değildi aslında. Ama en azından Midyat’ın değişimine giden yol, kahkahalarla doluydu! Filmin senaryo yazarı ve yönetmeni Sermiyan Midyat da aynı zamanda filmin oyuncularından biri. Demet Akbağ, yedi oğlu ve bir kızı ile kendini Belediye Başkanı olarak bulan Xate karakteri ile sinema perdesinde yine unutulmayacak bir karakter yaratıyor ve seyirciye yine neşe dolu bir film vaadediyor.

[pinky]

Hürriyet tv-rehberine hergün bakarım. Buraya da konmuş olması bana zaman kazandıracak.