Anket Sonuçlarını Gör: Baraka (1992) belgeselini izledim ve

Oylayan
1. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • A) Kim demiş? İzlemedim! İzlemem de... Vakit kaybı.

    0 0%
  • B) Fragmanına baktım ya yeter...

    0 0%
  • C) İzledim. İzleseniz de olur, izlemeseniz de...

    0 0%
  • D) İzledim ve beğendim.

    0 0%
  • E) Cimcirik. İzledim ve arşivimde, herkese de tavsiye ediyorum.

    1 100.00%
Arama sonucu : 4 madde; 1 - 4 arası.

Konu: Baraka (1992) Yaşamın Soluğu - Mekanize Hayatlar

  1. #1
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Exclamation Baraka (1992) Yaşamın Soluğu - Mekanize Hayatlar

    Baraka (1992)



    Vizyon Tarihi:07 Haziran 1996
    Yapımı:
    1992 - ABD
    Tür:Belgesel , Savaş
    Süre:96 Dak.
    Yönetmen:Ron Fricke
    Oyuncular: -
    Seslendirenler:John Morris , Matthew Iadarola , Jennifer Myers , Margie O'Malley
    Senaryo:Constantine Nicholas , Genevieve Nicholas
    Yapımcı:Lisa Gerrard , Mark Magidson


    Film Özeti


    "Baraka", kelimelerle zor tarif edilebilen, gerçek anlamda 'görsel' bir film. "Baraka"'da konuşma yok, "Baraka"da standart bir olay örgüsü yok. Sadece büyük metropollerin ve mistik doğu'nun gizemli resimleri var. Binbir türlü sinemasal atraksiyonla kotarılan ve sürekli çalan müzik eşliğinde seyirciye sunulan "Baraka", bizleri kimi zaman Japonya'nın kalabalık yerleşim birimlerindeki kargaşaya ortak ediyor, kimi zamansa sufi törenlerine götürüyor. Açılışında, yaşlı bir maymunun hüzünlü bakışıyla sizi etkileyecek olan "Baraka", yedinci sanatın teknik anlamda ulaştığı noktayı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bizlere içinde yaşadığımız 'gelişmiş-sanayii toplumu'ndan insan manzaraları sunuyor.



    <span style="color: rgb(51, 51, 51); font-family: arial, sans-serif; line-height: 17px;">


    Baraka (1992) directed by Ron Fricke


    Baraka is an ancient Sufi word, which can be translated as "a blessing, or as the breath, or essence of life from which the evolutionary process unfolds."

    The movie was filmed at 152 locations of 24 countries: Argentina, Australia, Brazil, Cambodia, China, Ecuador, Egypt, France, Hong Kong, India, Indonesia, Iran, Israel, Italy, Japan, Kenya, Kuwait, Nepal, Poland, Saudi Arabia, Tanzania, Thailand, Turkey, and the United States. It contains no dialogue. Instead of a story or plot, the film uses themes to present new perspectives and evoke emotion purely through cinema. The film was the first in over twenty years to be photographed in the 70mm Todd-AO format.

    Fricke writes about his work: "I feel that my work has evolved through Koyaanisqatsi, Chronos and Baraka. Both technically and philosophically I am ready to delve even deeper into my favorite theme: humanity's relationship to the eternal"

    İzlediğim belgesel filmler arasında muhteşem içeriğiyle en başa oturmuş durumda Baraka. İnsana insanı göstererek insanın nasıl insanlıktan çıkmanın sınırına geldiğini, tüm güzelliklere rağmen aslında nasıl da kapitalizmin kölesi haline geldiğini olağanca sadelikle anlatıyor. Üstelik bunu tek kelime, tek harf kullanmadan başarıyor. İnsanlık dünyanın dört bir yanında binlerce yıllık kültürüyle aslında yaşama tutunur. İnsan özüne dönerek mutluluğa erer. Ama kapitalizmin belki de dünyaya bir lanet sis gibi yayılmasının başarısı da belki de burada yattı: İnsanı kendinden uzaklaştırdı. Baraka, metrolara tıkışan insanları fabrikaya tıkışan civcivlere benzetiyor. Tıpkı onlar gibi iradesiz halde insanoğlu, ipleri başka ellere geçmiş olan bir kukla misali... İnsanoğlu din ve kapitalizm arasında bir çekişme ürünü haline gelirken bu iki uç arasında dokunan mekik oluyor. Kapitalizmin boyunduruğu altına giren insanoğlu bu onursuzluğunu Tanrı'ya adanarak temizleyeceğini düşünüyor. Dikkat edilirse devlet ve onun sistemi tarafından sömürülen insanoğlu artık neredeyse gözünün baktığı her yerde gördüğü ibadetgah mekanlarına sığınarak bu sömürüyü kabullenerek silikleşiyor ve soyut Tanrı'yla beraber soyutlaşıyor toplumdan. Kapitalizm, teknolojik gelişme bahanesiyle hayatımızı kısıtlayıp kontrol altına alırken aslında ilkelleştiriyor aslında bizleri. Metrobüslere dikkat edin mesela.. İşlerine 10 dakika daha erken gitme uğruna insanların o araçta adeta nasıl birbirlerinin üzerine bindiklerini, birbirlerine yapış yapış olduklarını görün ve dikkat edin. Bunun adı teknolojik rahatlama mıdır, yoksa o insanları basitleştirmek midir? Dikkat edin. Baraka, evrensel bir hümanizmin belgesi gibi. İnsanın özüne dönmesinin çağrısı gibi. Dünyanın hâlâ yaşanabilir bir yer olduğunun göstergesi gibi.

    12/01/2014 21:00 Mevlid imiş, hih.
    4 yıl; 8 ay; 1 hafta; 3 gün yani 1717 gündür papatyayı görmedim. Asla affetmeyeceğim.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  2. #2
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas Mekanize Yaşamlar - Baraka



    Baraka, 24 farklı ülkede dünyanın pek çok farklı kesiminden doğa ve insan manzaralarının yer aldığı oldukça etkileyici bir belgesel filmdir. Baraka; bir kutsama, nefes ya da değişen yaşamın özü anlamına gelen eski bir Sufi kelimesidir. 1992 yapımı film, dünyaya ve görsel sanata yönelik kişisel ihtirasla dolu büyük bir global planın kanıtı gibidir. Belgeseldeki bu görüntülerde ise, modern toplumun koşuşturmacası içindeki insanların, mekanik hale gelmiş yaşamları gözler önüne seriliyor.

    5:55'den itibaren civcivler ve metrodaki insanların benzerliğine dikkat çekmek istiyorum.
    Son düzenleme : i-ked; 13-01-2014 saat: 16:45.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  3. #3
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas DÜNYANIN ACI YÜZÜ - Baraka



    DÜNYAMIZ VAHŞİ KAPİTALİZM TARAFINDAN HIZLA TAHRİP EDİLİYOR

    Dünya zenginliğinin yarısından fazlası %2' lik kesimin elinde
    Dünya nüfusunun %20'si kaynakların %80'nini tüketiyor.
    Dünyadaki göçlerin çoğu zenginleşmek için değil yoksulluktan kaynaklanıyor.
    Her hafta 1 milyondan fazla insan şehirlere göç etmektedir.
    Dünya nüfusu 1950'den bu yana 3 katına çıkmıştır.
    Yeryüzündeki yoksulların yarısı zengin ülkelerde yaşıyor.
    Bu gün Dünyada her 6 kişiden biri güvensiz, sağlıksız, aşırı
    kalabalık yerlerde ve su, sağlık, elektrik gibi günlük ihtiyaçlarını gideremeden yaşıyor.
    2050 yılında canlı türlerinin 4'te biri yok olabilir.
    Dünyada yapılan askeri harcamalar gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımlardan 12 kat fazladır.
    Her gün 5.000 (beş bin) insan kirli suyu içme nedeniyle ölüyor. Bir milyar insanın temiz suya ulaşma imkanı yok.
    Bir milyona yakın insan aç geziyor.
    Ekilebilir toprakların %40'ı hasar görmüş
    Her yıl 13 milyon hektar orman yok oluyor.
    Balık avlanma alanlarının 4'te 3'ü ya tükendi ya da sayılarında tehlikeli bir düşüş gözlendi.
    Dünya ısındı. Kıta buzulu 40 yıl öncesine göre %40 inceldi.
    Güneş yeryüzündeki tüm insanların 1 yılda harcadığı enerjiyi 1 saatte dünyaya veriyor.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  4. #4
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas





    Bu civcivler ile yürüyen merdivenlerle toplu taşıma araçlarına tıpış pıkış binen insanlar arasında fark var mı?




    Son düzenleme : i-ked; 25-03-2014 saat: 02:20. Sebep: 01:19 ben - 1 - sen
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •