Anket Sonuçlarını Gör: Aşkın 7 Hali Var, Sizinki Hangisi?

Oylayan
12. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • Boş Aşk

    0 0%
  • Deli Dolu Aşk

    0 0%
  • Arkadaşça Aşk

    0 0%
  • Romantik Aşk

    4 33.33%
  • Dostluğun Paylaşıldığı Aşk

    4 33.33%
  • Arzu Dolu Aşk

    2 16.67%
  • Eksiksiz Aşk

    2 16.67%
Sayfa 1/7 123 ... SonSon
Arama sonucu : 54 madde; 1 - 8 arası.

Konu: Aşkın 7 Hali Var, Sizinki Hangisi?

  1. #1
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Question Aşkın 7 Hali Var, Sizinki Hangisi?

    Sevgililer gününün yaklaşması, kişilere ister istemez -karpuz kabuğu misali- ilişki durumunu sorgulatıyor.

    7 sayısından dolayı bulabildiklerimden bunu kullanacağım ama birkaç görseli de eklemeden geçemeyeceğim.




    “Aşkın 7 hali”


    Psikolog Orhan Öztürk, aşkın 7 tipi olduğunu söylüyor. Öztürk, “Aşkın 7 hali”nin yüzlerce aşk kuramından yalnızca biri olduğunu da belirtiyor ve aşkın türleri hakkında şunları söylüyor:

    Tarih boyunca romancılar, şairler, düşünürler, sanatçılar aşktan ilham aldı. Aşk hakkında sayısız eser yaratıldı, yaratılmaya devam ediliyor. Ama aşk yalnızca sanatçıların konusu değil. Bilim insanları da son 50 yıldır sistematik şekilde aykı inceliyor. Psikologlar, âşık olmanın insan duygu, düşünce ve davranışındaki etkilerini daha iyi anlamak için modeller geliştirirken; nörologlar, aşkın psikobiyolojik kökenini keşfetmek adına önemli deneyler yapıyor. Bilim, insanlarla hayvanları kıyaslayarak,’hangi organik süreçler aşkın doğasını idare ediyor’ sorusuna yanıt vermeye çalışıyor.


    “Artık günümüzde aşk bilimi üzerine kitaplar yazıyor, sempozyumlar düzenliyor hale geldik” diyen Psikolog Orhan Öztürk, aşkın 7 tipi olduğunu söylüyor. Öztürk, “Aşkın 7 hali”nin yüzlerce aşk kuramından yalnızca biri olduğunu da belirtiyor ve aşkın türleri hakkında şunları söylüyor:


    Platonik aşklar, patolojik (hastalıklı) aşklar, karasevda gibi durumlar haricinde aşk, iki kişi arasında yaşanan ortak bir süreç. Aynı âşıklar gibi aşklar da doğuyor, büyüyor, şekil değiştiriyor ve ölüyor. Bu aşklarda üç farklı özellik ve bu özelliklerin birbiriyle ilişkisi 7 aşk tipini ortaya çıkarıyor. Bu üç özellik şöyle sıralanıyor: Yakınlık, Tutku ve Bağlılık. 7 aşk tipini daha iyi anlayabilmek için bu üç temel özelliğin daha detaylı bilinmesi gerekiyor.


    Yakınlık: Taraflar arasında kurulan karşılıklı duygusal bağ olarak ifade ediliyor. Yakınlık özelliği sayesinde ilişkide sıcaklık, samimiyet, duygusal destek, iletişim, anlayış, huzur, beraber geçirilen zamandan keyif alma durumları gelişiyor.


    Tutku: Tutku aşkın psikofizyolojik boyutu olarak tarif ediliyor. Heyecanlanma, sevgilinin yanında olunca soluğun kesilmesi, kalp çarpıntısı, genel bir uyarılmışlık hali, enerji artışı, erotizm, fiziksel çekicilik, dikkatin sevgiliye odaklanması ve takıntılı şekilde sevgiliyi düşünme gibi özelliklerle kendini belli ediyor.


    Bağlılık: Çiftler arasındaki karşılıklı bağımlılık, her şeye rağmen birlikte olmayı isteme, ortak bir hayat hedefi oluşturma ve sürdürme özelliği olarak açıklanıyor.


    Psikolog Orhan Öztürk'e göre, işte bu üç temel özellikten her birinin tek başına veya diğer özelliklerle birlikte bulunması durumlarında 7 farklı aşk tipi oluşuyor. Öztürk, aşkın hallerinin özelliklerini ise şöyle özetliyor:


    SADECE “BAĞLILIK” (BOŞ AŞK)


    Tutku ve yakınlığın olmadığı, sadece hayat birlikteliğinin olduğu beraberliklerdir. Bu durum özellikle görücü usulü ile evlenme ve beşik kertmeliğin yaygın oluğu toplumlarda (ve tabii ki ülkemizde) sıklıkla görülüyor. Bu tip 'boş aşk'lar ilerleyen dönemlerde diğer özelliklerin etkilenmesiyle şekil değiştirebiliyor; aynı şekilde dolu aşklar da zamanla tutku ve yakınlık boyutunu yitirip ‘boş aşk’a dönüşebiliyor.


    SADECE “TUTKU” (DELİ DOLU AŞK)


    Genelde çoğu aşığın ilk planda ve en heyecanlı hissettiği, cicim aylarının deli dolu yaşandığı, desteğini erotizm ve cinsellikten alan aşk. Yakınlık özelliği de geliştiğinde bu deli dolu aşklar romantik aşklara evrimleşiyor; aksi taktirde yakınlığın ve bağlılığın olmadığı durumlarda genellikle kısa sürüyor. Bu kişiler birkaç gün veya hafta evli kalıp hemen boşanma davası açabiliyor ya da 40'lı yaşlarında beşinci eşinden de ayrılabiliyorlar.


    SADECE “YAKINLIK” (ARKADAŞÇA AŞK)


    Yakınlık ve hoşlanma dışında tutku içermeyen, uzun süreli olmayan aşklar. Bu tip aşkta taraflar genellikle partnerlerine ilişkin cinsel çekim hissetmezler. Arkadaşça aşklarda kısa süreli iyi anlaşma, “kardeş gibi sevme”, geçici heves, bittiğinde hemen unutma ama hatırlandığında saygı duyma gibi hallere sıklıkla rastlanıyor.


    “YAKINLIK” VE “TUTKU” (ROMANTİK AŞK)


    Hem fiziksel çekimin hem de ruhani çekimin yoğun hissedildiği aşklar. Romantik aşklarda duygu yoğunluğu ve sevilen kişinin arzulanması ilişkinin dolu dolu hissedilmesine sebep oluyor. Geçmişteki unutulmayan aşk deneyimleri genellikle bu tip aşklardan kaynaklanıyor. Ancak ne fiziksel çekicilik ne de yakınlık hissi, ilişkinin kalıcı olması açısından tek başına yeterli olmuyor.


    “YAKINLIK” VE “BAĞLILIK” (DOSTLUĞUN PAYLAŞILDIĞI AŞK)


    Çiftlerin birbirine yoğun yakınlık hissettiği, saygı ve sevgi çerçevesi içinde her türlü duygusal ve düşünsel paylaşımın engellenmeden yaşandığı, ancak fiziksel çekimin olmadığı aşklar. Uzun yıllar evli kalıp hiç münakaşa etmeyen, dışarıdan bakıldığında resmiyet görünümünün belirleyici olduğu, dengeli ve tutarlı birliktelikler sıklıkla bu tip birlikteliklerde görülüyor.


    Zamanla arzu ve fiziksel çekimin azaldığını hisseden çiftler de dostluğun paylaşıldığı aşk evrenine geçiş yapabiliyor. Bu tip durumlarda sadakatsizliklere de sıklıkla rastlanıyor. “Eşimi çok seviyorum ama artık bir şey hissetmiyorum” veya “30 sene beraberlikten sonra artık çekim hissedemiyorum” tarzı ifadelerin bulunduğu bu aşklar kimi zaman aşırı kıskançlıklara da gebedir.


    “BAĞLILIK” VE “TUTKU” (ARZU DOLU AŞK)


    Beraberliği ve evliliği uzun süre devam ettirmenin altındaki temel dürtünün 'arzu' olduğu aşklar. Yakınlık faktörünün olmaması bu tip ilişkilerde ihtilafların ve tartışmaların belirgin olmasına yol açıyor, çünkü taraflar genellikle anlayışsız, bencil, yapıcı iletişim becerilerinden yoksun ve sabırsız oluyorlar.


    “TUTKU”, “YAKINLIK” VE “BAĞLILIK” (EKSİKSİZ AŞK)


    Her üç boyutun da tamam olduğu, ideal aşklar. “Mükemmel çift, ruh ikizi, hayatımın aşkı” ve benzeri tanımlamaların yapılabilmesi için tutku, yakınlık ve bağlılık boyutlarının eksiksiz şekilde beraber bulunması zorunlu sayılıyor. Eksiksiz aşk, âşıklara müthiş bir ilişki deneyimi sunuyor. Eksiksiz aşkı elde etmenin zor, ancak devam ettirmen daha da zor olduğu biliniyor. İlişkiyi canlı tutmak için çaba sarf etmek, özverili olmak, etkili ve empatik iletişim sağlamak, sürprizlere açık olmak, cinsel açıdan aktif olmak, saygı ve anlayışı her şeyden üstün tutmak gerekiyor.


    ntvmsnbc.com
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  2. #2
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Exclamation Nitelikli Beraberlik

    “YAKINLIK” VE “BAĞLILIK” (DOSTLUĞUN PAYLAŞILDIĞI AŞK)



    Çiftlerin birbirine yoğun yakınlık hissettiği, saygı ve sevgi çerçevesi içinde her türlü duygusal ve düşünsel paylaşımın engellenmeden yaşandığı, ancak fiziksel çekimin olmadığı aşklar. Uzun yıllar evli kalıp hiç münakaşa etmeyen, dışarıdan bakıldığında resmiyet görünümünün belirleyici olduğu, dengeli ve tutarlı birliktelikler sıklıkla bu tip birlikteliklerde görülüyor.


    Zamanla arzu ve fiziksel çekimin azaldığını hisseden çiftler de dostluğun paylaşıldığı aşk evrenine geçiş yapabiliyor. Bu tip durumlarda sadakatsizliklere de sıklıkla rastlanıyor. “Eşimi çok seviyorum ama artık bir şey hissetmiyorum” veya “30 sene beraberlikten sonra artık çekim hissedemiyorum” tarzı ifadelerin bulunduğu bu aşklar kimi zaman aşırı kıskançlıklara da gebedir.



    Bana en çok bu uyuyor gibi... İlk görüşmelerimizde şartım İncir Reçeli'ndeki gibi "Dokunmak yok" iken zaten "O" da hiçbir zaman beni fiziksel olarak çekici bulduğunu söylemedi. Birbirimize o kadar kızsak da hiç münakaşa da etmedik. Gerçi mahkemeye verdi Neyse o ayrı konu..

    Zamanla birbirimize aşık mı olduk? Net bir cevap vermek zor.

    "O"?

    "O" benim için bir başkasını terk ederken, daha sonra da başkası için beni terk etti. Aşık olan terk eder mi? Demek ki benden önceki ve sonrakine de benzer şekilde bakıyordu. Ya hepimize aşıktı ya da hepimizde de ilk aşkını arıyordu. Bilemiyorum.

    Ben? Kendisi İLK ilişkimdi. İLK ve TEK. Kendisinde en çok sevdiğim bakışları ve komik ama ağlaması Bu belki de platonik ilgi duyduğum kişiden dolayıdır. O da güzel şiir okur ve güzel gözyaşı dökerdi.



    Aşırı kıskanç davrandım. Rahatsız olmuş olmalı...

    Bir şey hissetmemek!

    Yan yana, diz dize, el ele, kol kola, dudak dudağa ve hatta aynı yastıkta baş başayken bile o klasik anlamda sevgilerin hissettiklerini hissetmiyordum.

    Herşeye rağmen, mahkeme de dahil olmak üzere sürekli kendisine yaklaştım, iyice kopmamacasına sarılmış haldeyim.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  3. #3
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas



    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  4. #4
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Exclamation



    İLK AŞK = İLK öpücük = İLK Sevgi sözcükleri = ... nasıl unutulur? Gıcık da olsa... Hatta sadakatsiz...
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  5. #5
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas






    Bunlar da hoş!
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  6. #6
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Karadenizin yeşillikler diyarı..şehri İstanbul .
    Yaş
    59
    Gönderi
    39,562
    Blog Yazıları
    1

    Esas

    bana göre değil..

    Forum kurallarını okumak için tıklayınız
    Bunları yapmayınız okumak için tıklayınız.


    Forumun Altın Kuralı : Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır..

    Not: Forumumuzda dini ve siyasi ile futbol taraftarlığı yazıları kabul edilmiyor.

    Forumumuz yeni adresinde eski gelenek ve kurallarıyla yoluna devam edecektir. Lütfen üyelik kaydınızı yapınız:
    http://www.hisse.net/topluluk/register.php

  7. #7
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

     Alıntı Originally Posted by guneysu Yazıyı Oku
    bana göre değil..
    Öncekinde de öyle demiştiniz... İstikrarlısınız.



    Bu da mı gol değil?
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  8. #8
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas Bu Ankete Uygun Bir Müzik

    Lübnanlı güzel sanatçıdan, anlamlı sözlere sahip bir parça: Sana küserim; Evet. Seni bırakmam; Asla! Canımın içi; Hep sevdiğim kalacaksın.



    Lübnanlı şarkıcı. Beyrut'un El-Eşrefiye mahallesinde doğdu. 16 yaşında iken katıldığı bir yarışma programını kazandıktan sonra Lübnan 'ın en genç şarkıcısı oldu. Yarışmanın ardından ilk albümü olan Mihtagalak da çıktı 1998 . Vikipedi

    Doğum : 16 Mayıs 1983 (30 yaşında), Achrafieh, Lübnan
    Boy : 1,68 m
    Eşi : Dr. Fadi El Hachem (e. 2008)
    Çocukları : Mila Fadi El Hachem, Ella Fadi El Hachem
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



Sayfa 1/7 123 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •